25 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

25 Nisan 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Arkadaş Bunun nasıl cereyan ettiğini, nasıl olduğunu o şimdi pek hatırlamıyor bile.. Vakit akşamdı. Gökte yıldızlar vat- dı.. Fakat henüz ortalık adamakıllı ka- rarmamıştı.. Kısa bir zaman sonra örta- lık karardı.. O, on bir yaşındaki bu köylü çocuğu tek başmma ne diye tarlada kalmıştı?. O, bunun sebebini pek te iyi hatırlamıyor- du., Birdenbire gökde bir teyyare farket- ti. Tayyare gidiyor, geliyor, daireler çiziyor, alçalıyor, gene yükseliyordu. « Adeta bir şeyler arıyor gibiydi.. Çocuk: — Acaba bu ne istiyor? diye düşün- d'i.. Birdenbire yüzü parladı. Çok aranılıp nihayet bulunan bir fikir insanın M Nü nasıl patlatırsa işte onun da yüzü böylece parladı., — Demek tayyare inmek istiyor. Fa- kat nereye ineceğini göremiyor « Çotuk, düzlük bir yer arayarak tarla. nn içinde koşmağa başladı.. İşte bura- sr düz ve geniş bir yerdi. İşte burası... bi İşte burasını tayyaretiye gösterebi- mek lâzım.. . Bir ateş yakmak lâzım.. ğ Kibrit îl:ııl: için epey ileride bir kulübeye köştu. Yolda giderken kuru çalılar topladı.. : Acele bir ateş yaktı.. Elindeki çalı Çırpıyı bu ateşe atmağa başladı. Ne iyi olmuştu da çokça çalr çırpr toplamıştı.. Tayyare, bir kaç daire daha çizdiîı- teh sonra adamakılir alçaldı ve düzlüğe indi.. 200 'Tayyareden bir tayyareci çıktı.. Ve aklaştı... “e;îeîhı başında, on bir yaşında zayıf bir çocuk duruyordu. Başka kimse yoktu, , , İlk ağızda ne konuştuklacını, ne bü- yük, ne de küçük, hatırlıyorlar. n;ıyük küçüğü kucağıma aldı. Önu havaya kaldırdı.. Sonra bu iyi, bu an. bu cesur arkadaşu, bu küçük dostu bağrına bastırdı .. Ona: i " — Sana çok çok teşekkür ederim, kü- çük arkadaşım, dedi ve onu kucağında köyüne kadar götürdü.. : Köyde çocuğun — anasiyie, babasiyle tanışmıştı. &| Merkeze telgraf verdi. Küçüğün mü- kâfatlandırılmasını istedi.. Bir kaç gün sonra şehirden böye bir adam geldi. . Çocuğa, bir tayyareci kostümü, bir palto, bir şapka, yüz kadar Ca kitap getirdi.. Şimdi bu küçücük çocuk, yeni mem- Jeketin yeni adamı okuyor.. Bir çocuk tayyirecilerle muhabere ediyor. Onlar. dan mektup alryor. Onu berkes soruyor.. Onunla berkes alâkadar cluyar... O - gü ufak ,zayıf adam - sıksık, ya- şının küçüklüğünden ötürü tamamen mahiyetini anlayamedığı, bir sevinç du. yüyor . Petrov O, 1918 senesinde büyük bir çetenin kumandanı idi. Beyazlara karşı dövüş- tü.. Zaman, zaman şehirleri işgal eder, hapisanedeki arkadaşlarını kurtarırdı. Bir an geldi, beyazlar taarruza geç. ti. Petrov esir oldu. Fakat esarette ç TP yt nf e l a ea ŞS ŞA A A A l Ca a Nİ - OF Tire Vaya VW Ü Ymğe v YA A MARKİZ DÖ POMPADIM * çok kalmadı. Büyük bir taarruzun son- nunda arkadaşları da onu kurtadılar .. Bu vaka pek heybetli ölmüştü. Arkea- daşları: — Petrovu isteriz!.. Sesleriyle hücuma kalkmışlardı. Aradan on iki yıl geçti.. Vatandaş muharebesinin bu ve buna benzer saf. haları piyesler için bir mevzu olmağa başladı.. Tanmmış tiyatro muharrilerinden bi- risi bir piyes yazdı.. Bu piyeste Petro- vun sergüzeştleri ve kütlenin: — Petrovu isteriz!, . Diye bağırarak onu kurtarışğı göste- rilmişti.. Piyes oynanmağa başladı.. Petrev bu sıralarda tam kırk yaşmda idi. Ön iki yıl içinde o bir hayli değişmiş- Londrada açılan bir şimendifer ser. gisinde en büyük (!) rekoru şu küçük lokomotif kırmıştır. Mümkün olduğu kadar küçük lokomotif tipi mükâfa- tını kazanan bu küçük makine avuç içine sığacak kadar ufacıktır. Fakat, lokomotifin ocağı, tekerlekleri, hepsi tamamdır ve mükemmel bir surette islemektedir. PÜCE Hecimösi — —abrrleaSNan talsıteorl ı ti. Çok yer dolaşmış; karısından ayrıl. ümış. İkinci bir defa evlenmişti. Çok çalışmış, çok okumuş, kendisine verilen bütün işleri mükemmelen yap- mMıştı. Ona, kendisi hakkında bir piyes ya- zıldığını haber verdikleri zaman biraz şaşırmış: — Ya, öyle mi? demişti.. Şu halde bunu gidip görmek lâzım.. Tiyatroya yeni karısiyle gitti. Piyesi seyretti.. Çok müteheyyiç oldu.. Sahnede, genç, mücadeleci, inkılâpçı bir-Petrov vardı. Hayatta, pek te, sahnede gösterildiği gibi olmamıştı.. Fakat arada, müuhakkak ki, büyü kbir benzerlik vardı. Karıst büyük bir alâka ile piyesi sey- retti. Fakat fazla heyecan göstermedi.. O, başka çeşit piyesler seviyordu.: Petrov, bir defa daha piyesi görmek istedi. Fakat tek başına.. Gitti, ve gör- dü.. Sonra iki defa daha tiyatroya gitti... Sessizce onuncu sıraya oturdu. Gene sessizce, genç, hararetli, cesur Petrovu, yani kendisini seyretti. O şimdi böyle miydi?. Birinci perde bitince büfeye koştu.. Oradaki aynada kendisini seyretti.. Kı. sa boylu, geniş omuzlu, sakallı bir a- damdı.. İki genç kız kendini tutamadı ve gül- dü. Bu adamın aynaya niçin bu kadar dikkatli baktığını kimse tahmin edemez- di. Nihayet aynadan çekildi.. Sıhhatli ve neş'eliydi.. Acaba ne düşünüyordu? , İki Hikâye # Yefin Zozula — e- x # O, aradan yılların, uzun yılların veç- tiğini düşünüyordu. Evet, o biraz kla değişmişti.. Bu mu. hakkak.. Hayat ciddi bir şeydir. Şakaya gelmez!,. İnsanlarla münasebet güç bir şey.. Hattâ hem erkeklerle, hem kadın- larla... Yalan ve egoizm henüz küvvetle baki., Fakat o hayata inanryordü,, Hem de esaslı bir surette inanıryordu.. İstik- | bale inanıyordu.. Sonra, icap ederse, ikinci bir defa da- ha sahnedeki Petrov gibi hareket ede- bilecğine kat'iyetle iman etti. Rusçadan çeviren: Ferah FERRUH y * A ef ç ç MARKİZ DÖ POMPADUR 197 aa a— A e — iuyet!. — Burası şövalye d'Assasın odası - dir. Kendisi bu odada değil.. Oda böş- tur. Şimdi bu sabaha dönün beni anlı. orsunuz, değil mi?. Sabahtan hu-ı ge- çen zamanı geriye doğr: kat'edin.. Bu sabah ne görüyorsunuz .. — Otelgsıhibesi odayı dünltiyo_r — Peki, yavrum.. Biraz dâha geriye.. Geceye gelin... . Eva hiç gayret urfetmed'zn: — Odada kimse yok.. dedi. Kat — Daha geriye gelin.. Duıı l:lıç bıı?' şey mi?. Evvelki gün.. Gene mkmöâ- Şu halde odada iki g_enç erkek g ceye kadar geriye gelm._. Eva bu defa, büyük bir gAY diyordu.. Gözleri garip bir hal aldı, alnı h;:_ tı, fakat vücudu hareketsizliğini m ret sörfe- fara etti.. Birdenbire: , — Onları görüyorum ! d — Hangisinin şövaiye d Sunu mlayabilir misiniz? Genç kadın kolaylıkla ce ; ; — Evet; ötekisi ona ismiyle hitep et | dedi. Assas oldu- ti — Demek şimdi şövaly rüyor ve onu tanıyorsunuz, — Evet.. Onu görüyor Ve duyuyo- rüm., İkisini de görüyorum.. İıp:?:: şarabı içiyorlar.. Ötekisi ŞÖV'ZJYGYİ eei saya sürüklemek istiyor.. D Assas a rmahzun hem de neş'elidir. Ona t*:n 3 kür ediyor.. Bu adamın dost olliüih zannediyor., İkisi de aşağıya îwYm; :" Atlarına biniyorlar. İşte Vel'“?'d';ü'; Büyük şatonun sağında bulı.înan k çŞo bir eve geliyorlar. Dost gidiyor.. valye kalıyor.... Sen - Jermen, memnun olduğunu österen bir tavırla! k z — Durun, dedi, bu evde zimin b'ü“z duğunu anlamağa çalışın.. Fakat çevt istirahat edin.. Şu 'divana oturun.. e d'Assası gö- kücüy seçili Iâ44t Etti, yani divanın O zaman alnından terler akmağa baş- ladı. Sen — Jermen bu terleri mendi- liyle silmeğe başladı. . Genç kadının heykel hareketsizliği aynen bakiydi. . KHT ü Sen - Jermen başını çevirdi, bir müd- det düşünceli kaldı, sonra odanın öbür ucuna giderek, kendisini bi: kanapenin üzerine attı.. j Bu istirahat bir saat devam etti. Son. ra Sen Jermen tekrar Evanın yanına ge- lerek onun ellerini tuttu. Genç kadının vücudunu kuvvetli bir ürperiş sarstı.. / | Bunun üzerine manyetizmeci sardu: — Eve girmeğe hazır mısmrz? Girin yavrum, bu lâzımdır.. Eva: — Girdim, dedi; Bu evde kadımlar, hizmetçiler. Bir tek hanım var.. — Bu hanımı tatıryor musunuz?, — Evet.. Sir bana onu göstermiş ve unutmamcını tenbih etmiştiniz: Bu ka.- dın Madam d'Etyoldur.. Sen - Jermen boğuk bir sesle: — Bundan emindim! Ve şimdi her şeyi anlıyorum !... , Diye mırıldandı ve ilâve 2tti: — Yavrum, şövalyeyi takip edin ve bu eve girip girmediğini bana söyleyin.. Aradan uzun bir süküt anı geçti ve bu müddet zâarfinde genç kadın bü su- alin cevabını aradı.. Nihayet: İ — Hayır, dedi.. Şövalye bu eve gir. medi.. — Peki.. Kendisi şimdi nerededir?. — Rezeryuar yakmımda küçük bir — Bu evi bana daha sarih bir şekilde tarıf edin.. — Rezervuarların karşısındaki dar sokakta, ilk evlerden biri.. Kapısında demir çiviler.. Ve bir tarossut yeri var... Durun.. Tarassüt yerinin altında, kü- Dü Barri, onun küçük sokağa girdi-, ğini gördlü. Şikârını ele geçirdiğinden emin bir kaplanın sevinç nidasını kopardı. D'Assasla Jan esrarengiz evin önün- de duruyoörlardı! .. Sonra içeriye girdiler |.. Dü Barri çılgın ve vahşi bir sevinç- le mırıldandı: — Nihayet! Nihayet!.. Bu anda o, Jülyeti, mösyö Jakı, öy- namağa mecbur olduğu rolü, hülâsa her. şeyi unutuyor ve yalnız, nihayet kavu. şacağı intikamını düşünüyordu. Belki de soğukkanlılığını toplamak için, yarım saat kadar kapının önünde . bekledi, Sonra, hususi bir şekilde, yavaşça ka- Piyi vurdu, Kapı kendiliğinden açıl- dı. Dü Barri içeriye girdi, kapıyı sessiz- ce kapadı ve d'Assas'ın evvelce ikamet ettiği soldaki paviyona doğru yürüdü!. Orada bir masanın önüne oturdu, ba- şını elleri arasına aldı ve derin bir hül. yaya daldı, ' Âradan uzun saatler geçti.. Saat sabahın belki dördü, belki beşiy- di.. Dü Barri yerinden kımıldamamıştı. Fakat bu sırada, burada, bu masa kenarında gördüğü bir rüyadan uyanı- yormuş gibi başını kaldırdı. — Etrafına kanlı nazarlar atfetti. Bir cinayet hazırlayan caniler de böyle na- zarlar atfederler. Birisinin kendilerini gözetlemesin - den, maksatlarını yüzlerinden okuma . sından korkarlar.. : Dü Barri de, belki bu esrarengiz kor- kuyu hissediyordu. Fakat onda, mösyö Jakın meydana çıkmasrı ihtimalinden mütevellit —daha maddi, daha müsbet bir korku — vardı. Kendisi her şeye karar vermişti, Hal- buki mösyö Jakın, kendisini sövalyeyi Hözeme e A öldürmekten men ve beklemeği emre- deceğini biliyordu. Artık beklemek istemiyordu. Bekle- yemiyordu! İçeriye girdiği esnada masanın üze. rine bıraktığı tabancasını aldı ve bir müddet buna baktı , Sonra, ağır bir hareketle bunu tekrar masanın üzerine bıraktı. — Hayır! diye mırıldandı. Bu fazla. gürültü yapar.. Hem de kurşun iki a- dımdan bile şaşabilir. Hem de kurşunun vücuda girdiği pek te hissedilmez.. Ha- yırl.. Bu daha iyidir!. , Bul.. kamaydı.. Dü Barri bu kamayrı aldı ve upmd'ın' sımsıkr yapıştı.. » Sonra, yavaşça, hiç gürültü yepma « dan, küçük avluya çıktı. Ve ağır ağır, karşıdaki paviyona, Janla, şövalye d'As- sasın bulundukları paviyona değru sü. züldü!l, XYYIV MANYETİZMACI Vaziyet bu mrbeıdüeu * yıaî Şa. : valyeyle Jan sağdaki paviyonda, dü Barri hareket anını beklemekte; kral da alelâcele Jülyetin bulunduğu küçük eve - doğru gitmekte ve mösyö Jan bütün buü - entrikaları yakından takip ederken - o- kuyucudan, Versayda bu hâdiselerin * cereyan ettiği günün sababhında Parite gelmesini rica edeceğiz, 1 Sabahın suat önuna doğru bir adam, arsbasını Trua Dofen öotelinin önünde durdurdu Ve yere inerek otele girdik. ten sonra, mösyö 16 şövalye d'Assasla görüşmek istedifini söyledi. Güzel Klodin, şövalyenin mevzini bahsolduğunu düyunca, bizzat koşarak? geldi ve ziyaretçiye bir nevi hüzünle şü cevabı verdi: < — Şövalye burada değilly

Bu sayıdan diğer sayfalar: