— SŞ AŞ Arkadaş Bunun nasıl cereyan ettiğini, nasıl olduğunu o şimdi pek hatırlamıyor bile.. Vakit akşamdı. Gökte yıldızlar var- dı.. Fakat henüz ortalık adamakıllı kas rarmamıştı.. Krta bir zaman sonra örtar İik karardı.. O, on bir yaşındaki bu köylü çocuğu tek başıma ne diye tartada kalmıştı?. O, bunun sebebini pek te iyi hatırlamıyor- du., Birdenbire gökde bir teyyare farket- ti. Tayyaze gidiyor, geliyor, daireler giziyor, alçalıyor, gene yükseliyordu. » Adeta bir şeyler arıyor gibiydi.. Çocuk: — Acabe bu ne istiyor? diye düşüm &i.. Birdenbire yüzü parladı. Çok'atamirp nihayet bulunan bir fikir insanm yürü- NÜ nasıl parlatırsa işte onun da yüzü böylece parladı.. — Demek tayyare İnmek istiyor. Fa- kat nereye ineceğini göremiyor -.. Çotuk, düzlük bir yer srayarak tarla, nın İçiade koşmağa başladı.. İşte bura- *& düz ve geniş bir yerdi. İşte burası... Z İşte burasını tayyareciye gösterebik mek lârzım.. . Bir ateş yakmak lâcım.. z Kibrit almak için epey ileride bir kulübeye koştu. Yolda giderken kuru $alılar topladı.. Acele bir eteş yaktı.. Elindek ça gırpıyı bu ateşe atmağa başladı. Ne iyi olmuştu da çokça çalı çırpı toplamıştı.. Tayyare, bir kaç daire daha ğı.dgı- teh sonra ademakıllr alçaldı ve düzlüğe indi.. Tayyareden bir tayyareci çıktı.. Ve Faae a ada, on bit yaşmda zayıf bir Wuıdınqırdı. Başka kimse yoktu, . » İlk ağızda ne konuştuklacını, ne bü- yük, ne de küçük, batırlıyorlar, küçüğü kucağına aldı. Onu kaldırdı.. Sonra bu iyi, bu an. bu cesur arkadaşu, bu küçük dostu bağrıma bastırdı .. Onat — Sana çok çok teşekkür ederim, kü- Çük arkadaşım, dedi ve onu kucağında köyüne kadar götürdü.. el ç Köyde çocuğun anasiyic, babasiyle tanışmıştı. Merkeze telgraf verdi. Küçüğün mü- kâfatlandırılmasını istedi.. Bir kaç gün sonra yehirden Höye bir adam geldi. . Çocuğa, bir tayyareci kostümü, bir palto, bir şapka, yür kadar <a kitap getirdi.. Şimdi bu külçüclük çocuk, yeni mem- leketin yeni adamı okuyor.. Bir çocuk gayyenecilerle muhabere ediyor. Onlar. dan mektup alryor. Onu berkes soruyor., Onunla herkes alâkadar cluyor... © - gü üfak ,zayıf adam - sıksık, ya- şenin küçüklüğünden ötürü tamamen mahiyetini anlayamedığı, bir sevinç du. Petrov O, 1918 senesinde büyük bir çetenin kumandanı idi. Beyazlara karşı dövüş- tü.. Zaman, zaman şehirleri işgal eder, hapisanedeki arkadaşlarını kurtarırdı. Bir an geldi, beyazlar taarruza geç. ti. Petrov esir oldu. Fakat esarette YÜ TTUEEÜ VOE Mi * çok kalmadı. Büyük bir taarruzun son- nunda arkadaşlarıda onu kurtadılar .. Bu vaka pek bheybetli olmuştu. Arke- daşları: — Petrovu isterizl. Sesleriyle hücuma kalkmışlardı. Aradan on iki yı) geçti.. Vatandaş muharebesinin bu ve buna benzer saf. haları piyesler için bir mevzu olmağa başladı.. Tanımmış tiyatro muharrilerinden bi- risi bir piyes yazdı.. Bu piyeste Petro- vun sergüzeştleri ve kütlenin: — Petrovu isteriz!, . Diye bağırarak onu kurtacışı göste- rilmişti.. Piyes oynanmağa başladı.. Petrzv bu sıralarda tam kark yaşında idi. Ön iki yıl içinde o bir bayli değişmiş- A aa e llee İi Ü Lonârada açılan bir şimendifer ser. | gisinde en büyük (!) rekoru şu küçük lokomotif kırmıştır. Mümkün olduğu kadar küçük lokomotif tipi müküfa- tını kazanan bu küçük makine avuç içine sığacak kadar ufacıktır. Fakat, Tokomotifin ocağı, tekerlekleri, hepsi MÜĞ TAĞI ST ti. Çok yer dolaşmış; karısından ayril. fmış. Ikinci bir defa evlenmişti, Çok çalışmış, çok okumuş, kendisine verilen bütün işleri mükemmelen yap- mıştı. Ona, kendisi hakkında bir Piyes ya- zıldığını haber verdikleri zaman biraz gşaşırmış? — Ya, öyle mi? demişti.. Şu halde bunu gidip görmek lâzım., Tiyatroya yeni karıtiyle gitti. Piyesi seyretti.. Çok müteheyyiç oldu.. Sahnede, genç, mütadeleci, inkılâpçı bir Petrov vardı. Hayatta, pek te, sahnede gösterildiği gibi olmamıştı.. Fakat arada, muhakkak ki, büyü kbir benzerlik verdi. Karısı büyük bir alâka ile piyesi sey- retti. Fakat fazla heyecan göstermedi.. O, başka çeşit piyesler seviyordu.. Petrov, bir dela daha piyesi görmek istedi. Fakat tek başına.. Gitti, ve gör- dü.. Sonra iki defa daha tiyatroya gitti... Sessizce onuncu sıraya oturdu. Gene sessizce, genç, hararetli, cesur Petrovu, yani kendisini seyretti. O şimdi böyle miydi?. Birinci perde bitince büfeye koştu.. Oradaki aynada kendisini seyretti.. Kı. sa boylu, geniş omuzlu, sakalir bir a- damdı.. İki genç kız kendini tutamadı ve gül- dü, Bu odamın aynaya niçin bu kadar dikizatli baktığın: kirase tahmin edemez. di . Nihayet aynadan çekildi.. Sıkkatli ve neş'eliydi.. Acaba ae düşünüyordu? , iki Hikâye # Yefin Zozula a h'a “.' / ©, aradan yılların, uzun yılların veç- tiğini düşünüyordu. Evet, o biraz a değişmişti.. Bu mu. hakkak.. Hayat ciddi bir şeydir, Şakaya gelmezi.. İnsanlarla münasebet güç bir şey-. Hattâ hem erkeklerle, hem kadın- larla... Yalan ve egolzm henüz kuvvetle baki., Fakat o hayata inanıryordu.. Hem de esaslı bir surette inanryordu., İstik- bale inanıyordu.. Sonra, icap ederse, ikinci bir dela da. ha sahnedeki Petrov gibi hareket ede- bilecğine kat'iyetle iman etti. Rusçadan çeviren: Ferah FERRUH ——— ——— MARKİZ DÖ POMPADUR 197 Dü Barri, onun küçük sokağa girdi- Şikârınt ele geçirdiğinden emin bir kaplanm sevinç nidasını kopardı. D'Assasla Jân esrarengiz evin önün- de duruyorlardı! .. iye girdiler |.. Dü Barri çılgın ve vahşi bir sevinç- 200 MARKİZ DÖ POMPANIM B —e K— L e —x — kacaiy S üri KUĞt etti, yant divanın — iwetl. B ğ D TI — Buratı şövalye d'Assasın odası » ungı:c düştü. . a DAĞi ğini gördü, dır. Kendisi bu odada değil. Oda böş- e ""S_ _"'J“"" bu "'“'_m_ tur. Şimdi bu sabaha dönün beni anılı. lv'ı. z “"“. terleri yorsunuz, değil mi?. Sıbıhıınhîd ge- silme; anytıl bareketsizliği çen zamanı geriye doğru kat'edin.. Bu ."G;”İ_W“’“. Z ketsizi KA sabah ne görüyorsunuz?. Üai irdi, bir — Otel sahibesi odayı düılldyw öha — Peki, yavrum.. Birar dâha geriye.. Geceye gelin... . ğ Eva hiç gayret ıırlmdvıı. — Odada kimse yok.. d:dı. v — Daha geriye gelin.. Dün.:rş ; şey mi?, Evvelki gün.. Gene hiç FY. Şu halde odada ikd genç erkek görün- ı İ Tin.. ceye kadır geriye gelin.. E Eva bu defa, büyük bir güyrTet söcte diyordu,. Gözleri garip bir hal ali tr, fakat vücudu hareketsiri faza etti.. Birdenbire: , ğ — Onları görüyorum ! dpıdı. ü — Hangisinin şövaiye dAssat ol ğunu “alayabilir misinir? 4 Genç kadın kolaylıkla cev2p 'nrdı-' — Evet; ötekisi ona ismiyle hitep e' U — Demek şimdi şövalye d'A'ıu;’ıö- rüyor ve onu tanıyorsunuz, öyle e — Evet.. Onu görüyor ve W' Dü rum., İkisini de görüyorum.. .P:lnu— abı içiyorlar.. Ötekisi .önl!ıı:l. üi saya sürüklemek iıd;—ı?r.. D ! mahzun hem de neş'elidir. 0:4.; MM“ kür ediyor., Bu adamın doıt_ k ç zannediyor.. İkisi de aşağıya ınlyvî: K Atlarıma biniyorlar. İşte v",d;u ah Püyük şetonun sağında hıfluınııı z bir eve geliyorlar. Dost gidiyot- valye kalıyor.... Sen - Jermen, memnun olduğunu gösteren bir tavırla: — Durun, dedi, bu duğunu anlamağa çalışm.. Fal aldı, alm kırış. Jiğini muha- Şi evde kimin bulun. kat evvelâ istirahat edin.. Şu divana aturun.. det düşünceli kaldı, sonna odanın öbür ucuna giderek, kendisini bi: kanapenin Üzerine attı.. Bu istirahat bir saat devam etti. Son. re Sen Jermen tekrar Evamın yanıma ge- lerek onun ellerini tuttu. Genç kadının vücudunu kuvvetli bir ürperiş sarstı.. Bunun üzerine manyetizmeci sardu ; — Eve girmeğe haztr mısmaz? Girin yavrum, bu lâzımdır.. Eva: — Girdim, dedi. Bu evde kadralar, bizmetçiler. Bir tek hanım var.. — Bu hanımı tanıyor musunuz?. — Evet.. Siz bana onu göstermiş ve unutmamcanı tenbih etmiştiniz:! Bu ka- dın Madam d'Etyoldur.. Ben - Jermen boğuk bir sesle: — Bundan emindim! Ve şimdi her şeyi anlıyorum!... : Diye murıldandı ve ilâve 2tti; — Yavrum, şövülyeyi takip edin ve bu eve girip girmediğini bana söyleyin.. Aradan uzun bir #üküt ant geçti ve bu müddet zarfımnde genç kadın bu su- alin cevabırı aradı.. Nihayet E t — Hayır, dedi.. Şövalye bu eve gir. medi.. — Peki,. Kendisi şimdi nerededir?. — Rezeryuar yakınında küçük - bir evde... . — Bu evi bana dahs serih bir şekilde tatif edin.. — Rerzervuarların karşamdaki dar sokakta, ilk evlerden biri.. Kaptımda demir çiviler.. Ve bir tarmasut yeri var,.. Durun.. Tarassut yerinin altında, kü- le mırıldandı: — Nihayet! Nihayet!.. Bu anda o, Jülyeti, mösyö Jakı, oy- namağa mecbur olduğu rolü, hülâsa her şeyi unutuyor ve yalnız, nihayet kavu. yacağı intikamımı düşünüyordu. Belki de soğukkanlılığını tonlamak için, yarım saat kadar kapıran önünde » bekledi. Sonra, hususi bir şekilde, yaveşça ka- ptyi vurdüu. Kapt — kendiliğinden açıl- di Dü Barri içeriye girdi, kapıyı sessiz- ce kapadı ve d'Assas'ın evvelce ikamet ettiği soldaki paviyona doğru yürüdü!, Orada bir masanın önüne oturdu, ba- şımı elleri arasına aldı ve derin bir hül. yaya daldı. Aradan urun saatler geçti. Saat sabahın belki dördü, belki beşiy- di.. Dü Bazri yerinden kımıldamamıştı. Fatat bu sırada, burada, bu masa kenatında gördüğü bir rüyadan uyanı- yormuş gibi başını kaldırdı. Etrafına konlı nazarlar atfetti. Bir cinayet hazırlayan caniler de böyle na- zarlar atfederler. Birlalnin kendilerini gözetlemesin - den, maksatlarım yüzlerinden okuma . sından kotkarlar.. Dü Barri de, belki bu esrarengiz kor- kuyu hissediyordu. Fokat onda, mösyö Jakın meydana Çıkması ihtimalinden mütevellit —daha maddi, daha müsbe: bir korku — vardı. Kendisi her şeye karar vermişti. Hal- buki mösyö Jakın, kendisini şgövalyeyi | öldürmekten men ve beklemeği emre- deceğini biliyordu. Artık beklemek istemiyordu. Bekle- yemiyordu! İçeriye girdiği esnada masanın üze, rine bıraktığı tobancasını aldı ve bir müddet buna baktı , Sonra, ağır bir hareketle dunu tekrar masanın Üzerine bıraktı. — Hayıt! diye mırıldandı. Bu fazla gürültü yapar.. Hem de kurgun iki a- dımdan bile şoşabilir. Hem de kurşunun vücuda girdiği pek te hişsedilmez.. Ha- yırl. Bu daha iyidir!. , Bu!.. kamaydı.. Dü Barri bu kamayı alâı ve sapından sımsıkı yapıştı.. > t Sonra, yavaşça, hiç gürültü yapma - dan, küçük avluya çıktı, Ve ağır ağır, karşıdaki paviyona, Janla, şövalye d'As- sasın bulundukları peviyona doğru sü. züldü!. XIXIV MANYETİZMACI Vaziyet bu merkezdeyken - yani * valyeyle Jan sağdaki paviyonda, dü Barri hareket anını beklemekte, kral da alelâcele Jülyetin bulunduğu küçük eve doğru gitmekte ve mösyö Jan bütün bu entrikalor: yakından takip ederken - o- kuyucudan, Versayda bu hâdistlerin cereyan ettiği günün sabahında Parise gelmesini rica edeceğiz. Sababın #at önuna doğru bir adam. arsbasını Trua Dolen ötelinin Sönünde durdurdu ve yere inerek ötele girdik. ten sonra, mösyö 18 şövalye (Assasla görüşmek istediğini töyledi. Güzel Klodin, şövalyenin mevzau bahsolduğunu düyunca, birzat koşarak geldi ve ziyaretçiye bir nevi hüzünle şü cevabı verdi: İ — Şövalye burada değilta