2 x 4 — ge eee TT | 14 kö zide delıler tedavi olunuyor ? , Burada deli kelimesinin bile telâffuzu ya- saktır; akıl doktorları, ancak köylü kılıği Ie evden eve dolaşır ve delileri tedavi ederler Gece, yıldızlara ders veren, bulut. larla hasbıhal eden - deliler... Te baasiyle konuşmağa tenezzül et. miyen krallar ve kraliçeler. Fran. 812 muharririni, kendisinden şüp- helendiği için, ilama mahküm e. den Rus Çarı... Ve snire ve saire... 'Altmcr asrın ton günleriydi. Annesinin ölümünden sonra İrlanda kralinm — kızı Demfne hocasının nezareti altında udu tıslu büyüyor ve büyüdükçe de güzelleşi- yordu. Kari, bu güzel şehir kızıma âşık ol du - bir masaldan bahsettiğimi tabil anla- dınız - bir gün kızını yanıma çağırdı ve kendisile evlenmek istediğini — açık açık söyledi. Kız bu çirkin teklifi redetti. ho- casile beraber babasının evinden kaçtı.. Beraberlerinde yalnız sadık bir usak var- dı. Küçük kalile sahile indi, bir gemiye bindiler ve denize açıldılar. Gemi Anvera divarında kıyıya yanaştı. Üç kişi sahile ineler ve o civarda bir kulübecik yapa- rak kendi hallerinde yaşamağa hasladır lar. Fakat kralıh maiyeti bu üç — kişinin sığındığı yeri çabucak buldu. Azkerler ih- tiyar hocanın işini bitirdiler. Kral kızını kendi eliyle öldürdü... Cesedini bugünkü Gil köyünün bulunduğu yere gömdürdü. Birkaç satırla anlattığım efsane bütün Avrupaya yayıldı. Bu mezar — bir türbe balini aldı. Asırlarca deliler, hastalar bu mezardan akıl ve şifa umdular. Bu me- zarın yanında bir de kilise yapıldı. Bu kilisenin duvarları, babasının elinde ölen günahaız kızın hayatımı anlatan resim- lerle süslendi. Kilisenin yanında deliler için küçük bir hastane yapıldı. Fakat bu raya dünyanın her — tarafından o kadar çok deli geliyordu ki hastane daima <o Kup taşıyordu.. O vakit — köylüler biraz Merhametlerinden biraz da me-faatlerini düşünerek evlerini delilere açtılar ve köy yavaş yavaş bir deliler köyü halini aldı Bugün ilim artık efsaneye kıymet ver- giyor. Önun için kây bu halde kalamaz dı. Fakat teessüs etmiş bir müesseseyi yıkmaktan ise onu asrf bir hale sokmak daha uygun olurdu. Onun için — tabir Cülzse — bir deliler müstemlekesi tesis & dildi. Ve müessesenin başına — tanmmış bir tahith, meşhur bir asahiye mütehassısı getirildi. Buzün diünyanın her târafından bura- ya deliler gönderiliyor. Orada hava, bol işik içerisinde serbest bir hayat geçi riliyorlar, Bu milessese Belçikanın Flamanlarla meskün olan kısmımdadır. — Belçikarlaki Ve bir deliler vyurdu da onlar — ieti Kralrm bir emrile Liyernö — nahi Deliler mülstemletesinin Kköylerinden Birl... Belçikada bir ler mustemnekesi ylük bu ara- nasıl T —— tı bin hektar genişliğindeki arazide ikin- ci bir deliler yurdu tesis edildi. - Burada, cemiyete zararı dokunmuyacak halde olan | disine fena fena baktığını zanneder, Gece || bunaklar tedavi ediliyor, — bunlar köylü evlerine pansiyoner olarak yerlestiriliyor. Ve orada mütehassıs doktorların nezareti altında tedavi olunuyor, hem de serbesi bir hayat geçiriyorlar. Vü mecmuası muharrirlerinden birisi, bu deliler diyarını ziyaret — etmiş. Gör | *âr kalır. düklerini, işittiklerini şöyle anlatıyor: “Deliler cennetine giriyoruz. Güneş tepemizde parlıyor. Kayın ve | Ta bir köylü kıyaletile köylere uğrar, bir gürgen ağaçları arasında Amblev trmağı sakin sakin akıyor.. İrmağın kenarından | vaziyetlerini anlar, Misafir olduğu köy- yürüyoruz. Bir köyden geçiyoruz. Burasının izmi | siye eder. VÜstel Pludur. Sonra bir yamacın tepesin- de kırmızı kiremitli alçak ve beyaz ev- ler görüyoruz. Burası deliler cennetinin ilk köyü olan Odrimandır. Bu köyde 100-200 insan oturur. Tar- | buna rağmen içlerinden bazılarının hal- lalarile ve hayvanlarile — meşmul olan iyi köylüler.. Bunlardan başka 50 kadar da deli vardır. Her eve bir, bazan da iki de- Delilerle görüşmek için ilk — girdiğim Hi isabet eder, Fakat bu köyde deli keli min ta'fffuzu memnudur. cı.. derler. Kelime verindedir. Cün kü bunlardan hal ve vakti müsait olanlar | deli heraber yaşadıkları köylü ailesine her ay nahiyeye bağlı 14 köyden teşkil ettiği al- — birkaç yüz franlık bir ücret verirler, Hal | devlet verir. Bunlar beraber yaşadıkları | beraber çalışırlar. Birisi — gübre karış- l Tabif tehlikeli delileri ailelerin yanma | * Bunlara | ler söylemez ev sahibi kadın hıçkıra hiç- ©U SEŞUUSUŞ N GG LA —îî_îiîkxAx Zeangin koca Genç kızla yeni tanışmışlardı. Er. kek, bir dane esnasında sordu: — Budalaca ve çirkin bir adamla, eğer zenginse, evlenir misiniz? Genç kız tehallikle sordu: — Sizin servetiniz nekadar? mas için oda ayırmanmısa çok teşekkür ederiz. Pakat her iki dakikada bir kö- mür getirmenize acaha lüzum var mı? Barda — Bira mr içersiniz, gampanya mı? — Parasını kim verecekse ona gö re... Ben vereceksem birayı tercih ede- rim, Yarı yarıyal! — Azizim bana on lira ver, Şerefl- mi kurtarmam mevzubaha.,,. — Ancak beş liram var, — O da olur. Şerefimin hiç olmaz: sa yarısını kurtarırım! deli- — Doktor, bende bir gayritablllik var, bu sene hâlâ grip olmadım. Soğukduş Ev sahibi — Gördüğünüz gibi apar. tıman çok mükemmeldir, Sıcak, soğuk |( Bu, kalorifer ve banyosu var. Kiracı — Kirası nekadar? Ev sahibi — Senede 960 lira! Kiracı — Soğuk duğ tertibatının mükemmel olduğunu gimdi anlıyo. KARAKOLDA — Söyletmek için epey uğraşmıştık, şimdi de susturamıyoruz! — İngiliz karikatlirü — isratf — Karım gibi kararsız ve müsrif kadın nadir bulunur. — Ne yaptı? —— Geçen sene otomobil aldırmak i. çin evimi rehine koydurmuştu. Şimdi Kürk aldırmak 1eia otomobili Telile koydurmak istiyor. Kadın — Karımı ve en iyi dostunu aldatmaktan utanmıyor. musun? Ha, | »i yarın gflrıeğınl söylemiştin? Gördüğünüz kemancı, bir sa. natkör olduğu iddiasındadır ve siza Bah'dan parçalar ça. lar. Kadın, müstemlekenin kraliçelerinden biridir. ve vakti yerinde olmıyanların kirasını da aile ile müşterek yemek yerler, sevinçle rine, kederlerine iştirak ederler, onlarla tırır, diğeri patateş toplar. Bir Üçüncüsü hayvanlara fşıktır. Onlara bakmayı hiç kimseye bırakmaz. Bir dördüncüsü çocuk lara bakar, sabahleyin çocukların elini, | - * yüzünü yıkar, onları mektepe götürür. AMERİKADA — “Bir numaralı halk düşmamı, sizsiniz değil mi? Burada kaçırılacak iki çocuk var, aman çabuk gelin! Horlama — Horlayan bir adamla ayni odada yatmaktan öyle çekinirim ki... — Maalesef ben de çok horlarım, Öyle ki, horlamamın tesiriyle uyan- dığım bile olur. — Neye bitişik odada yatmıyorsu- nuz? vörmezler, Fakat deliliğin nasıl başladığı, | ne vakit tehlikeli bir hal aldığı nereden * bilinecek? Yalnız muhakkak olan bir yey ! var.. Bu müessese kurulduğu tarihtenbe- |- ri ağır bir hâdise geçmemiştir. Yalnız bir gün... Bir deli akşama kadar tarlada ça- | pa ile çalısır, bir çiftçinin çalışırken kemr onu öldürmeğe karar verir. Çapasını omu zuna alır, muhayyel — düşmanını öldür. meğe gider. Fakat tasavvurunu yapmajla meydan bulmadan çiftçinin bağırması ü- zerine koşuşan köylüler tarafından kur- tarılır. -Adamcağızın korkusu — yanmma Burada deliler hasta olduklarını his bi. le etmezler. Mütehassts bir doktor ara &- arkadaş gibi delilerle konuşur, hallerin; lülere yapılması icap eden tedbirleri tav- Deliler haftada bir defa nahiye merke zine giderler. Oradaki müessesede tartı lırlar. Bu tedbir delilere iyi bakılıp ba- |" kılmadığını tesbit etmek — içindir. Fakat |" Hastabakıcı — Yanlışlık olacak e. Jendim, bu hasta sizin değil, bu baya. sın kocası! Eğlencadönüşü Gecenin geç bir saatinde arkadaşı. ni kılık kıyafet berbat bir halde gö, rünce: — Bu ne hal azizim, dedi. Dayak yemişsin galiba, Gel seni evine kadar götüreyim. Öteki telâşla itiraz otti: — Aman! Ben şimdi oradan geliyo. rum; bir eğlenceden dönmlüştüm! lerinden memnun olmadıkları yüzlerinin ifadesinden anlaşılryor. €ev köy bakkalının evi oldu. Arzumu söy: kıra ağlamağa başladı. “Evimizde.. nrtık | vk.. Bundan sonra da kiracı almak | istemem, Son kiracımızdan o kadar mem | (Devamı 15 incide) — Artlık geri döne'tm sengilim, kit cpey geç oldu. Fakat şapkamla Ççantam merede acaba?