Trakyada bir turneye çıkan Muhlis Sabahattin Diyorki: Buralarda yer gök sanki tiyat- ro heyetlerinin aleyhinde seferberdir. Bir sanalkâr ile palyaçoyu birbirinden ayırt etmiyorlar ! 'Tekindağı (Hususi) — Bir - halta- danberi Tekirdağında bulunan Muhliş Sabahaddin operet heyeti Halkeyi sah- nesinde (Hatırım için, Gül Fatıpa, Ka, merizade, Mürebbiye, Ayşe, Deylet ku- gu) adında altr operet ve vodvili mu- vaffakıyetle temsil etmiş ve balkın tak- dirini kazanmıştır, Halkın bilgi ve gör» gü seviyesine bitap etmeği, halk terbi. yesi bakımından sahnenin tesir ve öne- mini iyi bilen bestekâr Muhlis Saba- battinle görüşürken kendisine birkaç syal şordum : - Sana't heyatınızdan memnun mu- sunuz?, — Bu salin iki çepheli bir cevab; var- klır: Birincisi maddeten memnuniyet, İkincisi münen memnuniyet., Madde. ken san'at hayatından memnun olabil- "mök, san'atı bir akide ve bir ibadet olm zak telâkki edecek dereçede ferağatli ülmekle mümkiladür. Mönevi çep- ,heye gelince, san'at oçm meslek edinene en büyük zevki ve en büyük gururu ve- Ten bir gey olduğu için memnun olma, mak kabil değildir. — 938 yılırda tepertuvarınızda hangi operetler oynoadı ve oynanacaktır?. — Bu yıl üç yeni eser harırladım: Bici Aşk Mektebi ki Şehir Tiyatrosunda oynandı.. İkincisi “Hatıtım için,, adlı bir öperettir ki Teki: Üîün:iuü de hentüz oynanmamış olan *“Ahretlik,, iaminde bi operettir. Bun- larla beraber bazt eserlerim de yardır Ki bunlar artık halkın ezberine geçmiş olmalarına rajjmen modadan kat'iyyen düşmemişlerdir. Gül Fatma, Ayşe, A- saletmeap, Çaresiz gibi.. — Bu yıl nerelerini gezeceksiniz?, »— Bu sene ilk seyahati Çorlu ve Te- kisldeğına yaptım. Trakya turumdan sonra Geliboludan Çanakkaleye geçip Eğeyi dolasmak ve cenuba doğru yürü- mek kararındayım., Bestekârımız bundan sonra bahsi de- giştirerek dedi ki: — Tekirdağında gördüğüm yardım ve müzaheretten memnunum.. Halkın eserlerime karşı gösterdiği muhabbet tezahtrü de beni sevindirdi. Yalnız ti- yatro heyetlerinin karzgılaştıkları güç- Tüklesi söylemeden geçemi yeceğim: Bina hükmeden Haile Selâsiyenin Mi Gemiyetine aruç açması çok ibretli vakalar kaydeden tarihte yeni bir ibret levhası o. Jacak. Zevk ve sefabal âlemlerinde bütün milli! kıymetlerini kayboden Şark imparatorin- Banun son hükümdarı bile asİl düşmanının ler esiri —olmamak için bir — vatandaş gibi vuruşu vurüşa ölmesini bilmişti. Fas mücahidi olarak tanslan Abdülkerim Bile topraklarını istilâ eden — büyük düş- manından 1âfzi bir saltanlık istemeden ya- mında kalan son fedatlerine kadar dövüy. müş ve kendislne hazırlanen saraylara ral bet elmeden Madasgaskar cehennemindeki menlasına gitmişti. Du kahramanlığı gös- terdiği içindir ki belinden kıl Tinm; ği gibi ölünceye kadar da bir hükümdar muamclesi görmüylü. On milyon tobassını yüzüstü bıraktık. lan sonra birkaç günlük ömrü icin mede- niyet dünyasına avuç açan Negüs bu sön nafakasımı alırken elleri titremiyecek mi ŞADRERE SA lağında oynadık. | Yıldızların en parlak ve en ihtişamlısı JOAN CRAWFORD'U Tyrol'ün en lüke ve en muhteşem oötellerile dekorları arasında çevrilen Meçhul Kadın Fransızca şözlü büyük aşk filminde Bu hafta SARAY Sinemasında Görünüz. Sahne arkadaşları: FRANCHOT TONE ve ROBERT YOUNG Hüveten: FOX JURNAL dünya havadisleri Yer ve gök şanki tiyatro heyetlerinin aleyhinde seferberdir. Hele işleri, kay- rayığı ve tartışı zaif we noksan cilere düştü mü halleri yamandır. Bir san'at- kâr çalışıyla bir palyaço çalışını biri. birlerinden ayırd — etmezler. beklediğimiz son zamanlarda şanş'ta büyük bir ehemmiyet yeren hükümeti- mizden ve partimizdendir. Muhtlis Sabahattin ocpereti buradan Lüleburgaza gitmiştir. Oradan diğer 'Trakya kasabalarını da dolaşacaktır. H. Yücelbaş * Profesör Hayd, Devalera ve korgravın ısratları üzerine, İrlanda devleti reisliğine namzetliğini koymağa muvafakat etmiştir, * Hariciye yüksek memurlarından $ir Bland, İngiltereoin Lahi elçiliğine tayin 6. lunmuştur. * Dün akşam, Fürtvünglerin idaresinde Viyana filarmonik sosyelesinin — verdiği konserde Hitler de hazır — bulunmuştur, Bu koönser, 100 sene evvel kuruluşundan beri Viyana filarmonik sosyetesinin Ber. Tinde verdiği ilk koönserdir. * İngiltere kralı, İngiliz sosyeteşi sabık reisi Lord Kiarendonu, Lord Kromerin ye- rine, başmabeyinci tayin eylemiştir. * Belçika kabinesi dün Yabrikaların a.. mele torafından işgalini yaşak eden ka- Dun İğyikasile meşgul olmuşlur. * İlalya nazırlar meclisi geçende Fronsa | iltere ve Belçika ile aktedilen iktizedi fları tasdik etmişlir. * Kaya ve Kato isimlerindeki Japon tay. yarecileri dün hava yoluyla Tokyoya Mü- 1 elhel TERke AMİAĞeiir. intakde o larak Rados adasına uğrıyacaklardır. * İngilterede tayyareci — Broadbeni, A- vustralyada, Por - Darvinden Limpüne tay- yare meydanına kadar olan mesafeyi beş gün 1 sant 21 dakikada — katettikten ve bu suretle bayan Battenin rekorunu 18 sant 54 dakika fark ile kırdıktan songa saat 22,50 de Limpne tayyare meydanına salimen İn- miştir. * Almanca Fölkişer — Beobahler gazete- si dünkü nüshasının bütün sayfasını AL manyanın Afrikadaki erazisindeki şabık Alman müstemleke ordusuna tahsis eyle. miştir. Gözete, Almounyu torafından vücü- da gelirilen müslemleke — eserini metbet. mekte ve 1908 de alınmış birçok foloğraf neşretmektedir. * Arâp gözelelerinin Sandana aldıkları malâmata göre Yemen iİmamı Yabya, oğlu Prens Seyfulu dışbakanile birlikle Avrupa merkezlerinde bir seyahate çıkarmıştır. Bu seyahat diplomalik münasebeller tesisine matuftur. Prens Seyfulun dışbakanına nam zet olduğu bildirilmektedir. * Küdüste temerklr. — kampında açlık grevine başlayan Arapların sıhhi vaziyet. lerl vahimleşmiş alduğundan bunlar hüs. Beghur Opera Lirik şentözü Olga Somodgyi Yunan Operası tenoru BAKEA ve tenor VUNKA NOVOTNİ' de Mo. KEMAL ORKESTRASI ietrekile İtalyanın — gölleri Her | âl'&mınııı'h Tempelhofdan ha. | — Kaleye sessizce yaklaşmamız ka- bil olmuyacak. Dolu teneleri şırkları . miyn Üüstünde mekadar çok gürüllü yapıyor! Ah kadınlari Erkek »- Bayan Ayşenin başıma ge- len felâkotten haberin var mı? Kadm — Hayır, ne olmuş? Erkek — Beyoğlunda bir mağaza. dan yeni bir rob aldıktan sonra karet kaldırıma geçerken bir otomobilin a!, tında kalmış. Kadm — Yeni aldığı vob naaı! şey. Mmiş, biliyor musun ? | — Nekadar çok sabıkanız var, tekor kırmak istiyorsunua galiba? — Haddim mi efendim, Amerikada- hi göngsterlerin rekorlarına nasti eri. gebilirim 9. — Fransız karikatürü — Küçük otomobliller AÂlinin otomobili çelmmıştı. Bu işi yaptığından şüphe edilen adam yaka. Tandı, sorguya çekildi. Fakat o bir te- viye inkâr ediyor, arıyanlara nerede olduğunu söylemiyordu. Nihayet ko- mizer kızarak emretti; — Arayın şu adamın üstünü! Barhoş — Buğün yüztüm nehkadar £ rkinleğmiş! Birzekâ eseri — Ne! Benzin tenekeleri yanında ci.- gara içiyorsun ht? Behey sersem, da. ha geçenlerde böyle bir tedbirsilzik yüzünden kırk kişinin öldüğünü ga. zetelerde okumadın mı? — Okudum ama, burada öyle şey olmaz. — Neoden? — Burada kırk kiş! yok ki, ben varız. Tavsiye — Baçlarım öyle dökülüyor ki, 4.- vuç avuç... Saçlarımı muhafaza etmek için ne yapsam seaba? — Bir kutuva kovsanız nasıl olur? sizle ilğç Doktor — Sabahları birer kadeh iç- meniz için verdiğim garaba devam €- diyor musunuz? Hasta — Evet dokter. Bu sabah bir aylığını birden içtim. İnşallah ya- rın tekrar alacağım. Ötemobil İhsan Arifin otomobili kazaya uğ- ramıştı. Arkadaşımız arabayı bir ga- vaja götürerek tamir edilmesini söyle- di. Uzun muayenelerden sonra fiat bildirildi: — Tamir için 200 lira vereceksiniz. İhsan Arif: — Ne, dedi, 200 Jira mı? Ayol tami- ri by kadar masraflı olacşksa ben a, rabayı garaja bırakmayı tercih ede.. Tim, 'Tamirci soğukkanlılıkla cevab ver. di: — Bu takdirde bana elli lira borçlu kalırsmız. | Canbazhanede facia! ı Akla gelmez ki.. — Yahu, şimdi dilimin ucundaydı. — Düşün, aklına gelir elbet. — İmkânt yok, Nekadar düşünsem akirma gelecek şey değil, Dilimin u- cunda pul islatıiyorum, öksaürük geldi, yutuverdim! v 24 NİSAN — 1938 — Mahvolduk kumandan... Kalıde, kiler üzerimize erimiş kurşun dökün- ce geşkerlerimiğ Yekpöre — ölüverdi; tarhlarından biribirlerinc yapıştılar! Felâket Bir Amerikalı, yeni Fransıza anlatıyordu: — Evet, Amerika feykalâde bir memlekettir. Meselâ ben bir gün İçin- de milyoner oluverdim, felâketin bü- yüklüğüne bakın. Fransız hayretle sordu; — Mi'yonor mi oldunuz? Peki ama bunun felâket neresi? — Felâket olmaz olar mu? Evvelce tanıştığı bir ' milyarderdim. l j KUNDURACIDA — Ayakkabılarım hâld pençelenine- di mi? Kilibik Roon — Rarim - istasyonda imdad silini cekip ireni durdurarak beni Bekliyor. Oraya varmadan önce yola yaya mı devam etsem acaba? ladık, Mahkümların kaçamamaları için onları harldinden fazla beslemeye baş-