Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
€ * K 4 * “Daima tenkid YAŞAR Nabi münekkidin, kari- lere hükmü geçen münekkidin lüzumunda ısrar ediyor. Hattâ daha ileri gidip vasıtayı, gayeden üstün tutmağa kalkıyor: - “Bence, diyor, kuvvetli bir münekkid bugün edebi- yatmııza ayni kuvvette bir romancı veya şairden daha faydalı olacaktır.., (Ulus, T.4.38 ). “ Fakat bu cümlenin üzerinde dura- cak değilim; Yaşar Nabi onu kalemin hızı ile yazmış olacak, düşününce böyle bir iddianm müdafaasına imkân olmadığını kendisi de hic şüphesiz teslim edecektir. i Zaten onunla asıl ihtilâfiımız başka noktada, Ben, sözü. dinlenen münek. kidin faydası kadar, hattâ faydasın- dan ziyade zararı olacağını söylemiş: "Bh'_ eserin rağbet güörmesine sebeb olursa beş tanesinin satılmamasma sebeb olur,, demiştim. Yaşar Nabi di. Yör ki: “Fakat meslekdaşımızm bir Mmahzur diye gösterdiği şey bizim münekkidden bilhassa İstediğimiz ve bellediğimiz neticedir. Bugün edebi hâyatrmız o kadar ölçüden ve hüküm. den “mahrumdur. — ki, - hattâ e- debiyatın kapısından içeri sokulmiya- cak olan birçok eserler edebi birer şâ- höser diye takdim ediliyor ve pek:çok kimseler buna inanıyor. Böylelikle e. debi hayatımızı bir sürü batıl itikad- HW,YW Nabi bizde. sözü geçer mMünekkid bulunmadığmı söylüyordu? Bu sözleri bizde bilâkis öyle kimseler bulunduğunu göstermez, Yaşar Nabi. nin bilhassa onlardan şikâyette bulun. duğu hissini vermez mi? Mademki birtakım eserler (iyi veya kötü) bal- ka birer şaheser diye takdim ediliyor ve halk buna inandırılryor, demek ki, bizde, edebiyat sahasında sözü geçen adamlar var, Bittabi Yaşar Nabi bu- hu kabul etmiyecek ve sözünü yanlış tefsir, ettiğimi söyliyecek. »Hem de: “Sizin beğenmediğiniz, . hakaretle bahsettiğiniz o kitabları, sözü geçer bir münekkid de şaheser diye takdim edemez mi? Bunu yapar- ken o adam samimi olamaz mı? Ta- rihe bakın, dostum, buğgün adı bile u- nutulmuş birtakım şairleri, muharrir. leri birer sanat ilâhr sayan münekkid. ler, sizin tabirinizle otoriter münek- kidler çıkmış. Pek etkiye gitmeğe ha- €et Yok: işte Fransızların meşhur f“xe'ıi (Fauguet); Bodler'i (Baüde- u'f)- Mallarm&'yi hiçe Bayar, Ros. tan'ı büyük şair diye gösterirdi. Biz- K öyle bir adaml... Allah esirgesin.. e;; Zamanında iyiyi kötüden tefrik Münekkid yok - muydu? Vardı, ;::i'_do&um ama sözünü onun kadar to;F"“'"d' XVIT inci asırda da o. ler, hem de nasıl otoriter bir mü. İtau). Adamcağızn iyiliği de olmamış değil: Molyer'i, Rasin'i müdafaa et- Miş. Fakat Fransa'nm en ince, en bü- Yük şairlerinden birinin, Ronsard'ın tam iki asır okunmamasına, hiçe sa. sebeb olmuş. — Sent-Böv (Sainte-Beuve) bile o büyük şairi tek. Tar meydana çıkarırken çekine çekine Söz söyler; XVTI inci asrın o otoriter münekkidinden bellidir. Di. Yeceksiniz ki Sent-Böy, otarite sahibi olduğu için Ronsar'r diriltebildi. Doğ- |- Tu; fakat omun hatalarmı, haksızlık- n;î* geçer münekkid... İyi, o da Hepsi lâzım bu yurda, hepbi Müfid, Fakat bir tane değil, on tane, Yirmi tane, otuz tane olmak şartile. Yani biribirinin sözünü nakzetmeleri Şartile. Bakm, Franâ&â'da tenkid ' an- tak bugün tahammül edilir bir. hale Zeldi: çünkü her gazetede, her mec. Muada birkaç tanesi var, Birinin be- Şini öteki beğenip sattırıyor. Öylesi iyi. Fakat bir tanesi.. Düşün. tesi bile insanm tüylerini ürperti- yYor.” , v İf Nurullah ATAÇ hekkid vardı: moşhur — Bualo - (Bol- | &y Yi —e dyğir heğli 0 v "e a aA L B e B ı!— "".F'.. Baş * Ai eade LA Y w» Ki e -Adliye mübaşirleri postacı olacaklar “Adli tebligat posta ile yapılmağa başlan- dıktan sonra açıkta kalmamaları Şehrimizde bulunan Aöliye Vekili Şükrü Saracoğlu, dün öğleden sonra ad- liyeye gelerek, İstanbul müddeiumumi- si Hikmet Önat ve hâkimlerden müte- şekkil bir toplantıya riyaset etmiştir. Şükrü Saraçoğlu toplantıdan sonra muühtelif adli meseleler hakkında — şu beyanatta bulunmuştur: —- Münferit hâkim teşkilinden vaz- geçilmiştir. Meşhut suçların ağır ceza. lara da teşmili ve meşhut suç kanunu- nun tevsli için bir kanun lâyihası hazır- Jatımış, Büyük Millet Meclisine sevko- 'lunmugmr. Bu kanun hassaten ağır ce- saları çerçevesi içine almaktadır. İçrâ işlerimizi ıslah etmek maksadile getirttiğimiz icra mütehessısı İzmir ve civarında tetkikat yapmıştır. Şimdi de Istanbul civarında tetkiklerine devam etmektedir. Esasen Profesör Leyman 'bummle hakkında bankalardan, ticaret odalarından, büyük müesseselerden ve buişle meşgul hâkimler'den, icra işile alâkalı makamlardan birer mütalea al- mıştır. Raporu aldıktan sanra, bu mütalea. ları da evvelemirde ihtiyaçlara daha uygun bir safhaya sokabileceğimizi Ü- mit ediyoruz. Diğer taraftan noter kanununun ad- liye encümeninde tetkiki hitam bulmuş- tur, denebilir. Pek yakımda Meclis hey- eti umümiyesinden — geçirebileceğimizi zannediyorum. Avukatlık kanunu ise üç gün evvel adliye encümeninde tetki- ka başlanmıştır. Tetkikatın bu içtima deyresinde hitam bulacağını ve lâyiha. rum, Dünyanın büyük bir krsmında bütün adli tebliğat posta ile yapılmaktadır. Bu şeklin bizde de tatbiki için hazrrlar.ıar! kanun lâyihası ve nizamname projesi Nafia Vekâleti ve Adliye Vekâleti mü- messilleri arasında son bir tetkikten eçirilmektedir. g î(omisyonun tetkikatı —hitam bul- duktan sonra lâyiha meclise sevkedile- cektir . Bu hizmeti üzerine almak suretiyle | Çankırı saylavıMusta- fa vazife başında öldü Ankara, 8 (Telefonla) — Çınkm saylavı Mustafa Onsay bugün Mecıı.ı toplantısında bulunduktan sonra mali- ye encümenine gelmiş, ani bir fenalık neticesinde vefat etmiştir. Mustala Se. lânikte 1882 de doğmuş, hukuk, mılî- ye tahsil etmiş evli ve beş çocuklu idi. İstanbul maliye mürakipliğinden ııylı_v seçilmişti. Saylavın vazife boşınkla ölü- mü burada derin bir teessür uyandır- mıştır. mübaşirlerin temin ediliyor işleri artacak olan postane idecesi, açık. ta kalacak adliye mübaşirlerindem ter- cihan isifade etmeği taahhüt etmiştir.,, Adliye Vekilimizin bu akşamki eks- presle Ankaroya dönmesi mutemeldir. Çok aydınlık | ve kapkaranlıki iki sokak : Istanbulda halkın belediyeden şi. $ kâyet ve dilekleri umumiyetle iki B nokta 'üzerinde toplanır: yol ve kal. $ dırım yokluğu, geceleri sokakların $ karanlık oluşu... Belediye bu iki ne- vi şikâyete bir tek cevab verir: — Paramız yok; bütçemiz müsa- $ it değil. İmkân nispetinde yolları tamir ettirmeyo ve elektrik şirketi- lc anlaşarak sokaklara Tâmbalar Çi koydurmağa çalışıyoruz. Haksız olduğu da iddia edilemez. İstanbul gibi koca bir şehrin - büt. çede lüzumsuz sarfiyat yapıldığı i- leri sürülse bile . şimdiki bütçe ile mükemmel bir şekilde idaresi elbette mümkün değildir. i Fakat dert yalnız parasızlıktan ve bütçe kifayetsizliğinden doğmu. yor. Bir okuyucumuzun gönderdiği â â | $ na takrılamaz mı?., şu mektubu beraber okuyalım : kali pasa camlinin karşı- sında Diyarbekir kmaathanesini sa- pınca Karabaâba tekkesi sokağının £ köşebaşında duvarda asılı havagazi lâmbası var. Bu yakınlarda beledi. ye sokaklara yeniden elektrik lâm- bası taktırdı. Bu Doğramacı soka- $ ğının başına da bir elektrik lâmba. & sı takılmıstır ve uzun bir müddet. tenberi yanmaktadır. Geçerken dik- kat ediyorum: hem yeni takılan e- lektrik lâmbası, hem de duvardaki havagazi lâmbası da yanryor. Her f iki aydmlık sokağı kaplıyor. Uzun $ uzun düşündüm. Hikmetine bir tür- * lü akıl erdiremedim vesselâm! Doğramacı sokağımda iki lâmba yanarken, iki sokak aşırı olan Tatlı $ kuyu Camii sokağı ve Hattat so .f kakları karanlıktır. Doğramacı s0- | kağından çıkarılacak olan havagazi f lâmbası bu Tatlıkuyu cami sokağı- İ * * * | Demek sadece parasızlık — değil, $ paramızı sarfetmeyi bilmemek der. $ dimiz de var! | İ ERLERİ Et fiyatarı Bir aya kadar 30 kuruşa düşürülecekmiş Belediye ile kasapların müştereken kortdukları şirket muhtelif yerlerden, iki günde 14 vagon kasaplık hayvan getir. miştir. Bunun üzerine, et fiyatlarınım toptan satışma da tenzilât mümkün olmuştur. Bugüne kadar toptan satışlarda diri hayvanm fiyatr 30 kuruştu. Belediye, getirdiği hayvanları, dünden itibaren, kilosu 24 kuruştöon satmağa başlamıştır. Şimdiki halde, toptan satışa narh konmamıştır. Fakat ,toptancıların ka. saplara kâr brrakmıyacak şekilde satış yaptikları görülürse toptan — satışa da narh konulacaktır. Diğer taraftan, et fiyatlarmıı daha fazla ucuzlatmak çareleri düşünülmek- tedir. Belediye bir aya kaodar peraken- de et fiyatının 30 kuruşa düşürülmesi kararımdadır. * 'Atatürk köprüsü inşaatı ilerliyor Evvelce kaplumbağa adımiyle i- lerliyen yeni Atatürk köprüsü inşaa- tr şimdi büyük bir sürat — peyda et- miştir. Köprüyü İnşa eden grup, ev- velceiki buçük sene — olan ve sonra altı ay daha uzatılan müddet bitin- ce geçecek hergün için — belediyeye mühim bir tazminat vermeğe moc- bur olacağı için: müddetin bitmesin- den evvel köprünün tamamlanması- na çalışılmaktadır. Evvelce tecrübe İçin getirilen bir dubadan sonra üç duba daha getiril- miş ve bu suretle üzerinden küöprü- nün istinat edeceği ayaklar da bulu- nan bu dubalar Halicin ortasına Ka- dar azatılaralç iHe tecrübe yapıfmış ve 'meyil zaviyesi fliilen tatbik edil- miştir. Balat atölyesinde yapılan duba- lardan iki daha denize indirilmiştir. Bu suretle altı duba hazırlanmış ol- maktadır. Unkapanrı sahiline beton kazıkla- rın kâakılması İşi de tamam olmuş ve tecrübeden sonra fazla — gelen bazı kazıklar tekrar çıkarılmıştır. Azap kapıda da insaat faaliyeti ilerlemiş- tir. yapmak Tekaüde sevkoluna- cak emniyet memurları Emniyet Umum Müdürlüğünün ye- ni teşkilât keaununa göre, muayyen yaş haddini doldurmuş olan memurlar 13 Temmuz 1938 de tekaüde sevkedi- lecektir , Sicili, iktidarı ve m. '.ki bilgisi ve sıhhi vaziyeti itibariyle daha bir müd- det çalışmalarından istifade edilecek- lerin hizmet müddetlerinin uzatılması için Vekiller Heyetinden 15 — Nisana kadar karar alınacaktır. — —— — Tei F” f ka KYA'da fenni tavukçuluk, tavşancı- lık -:.ı:: bir başarı ile 3enişlemelıtedir. Ça- nakkale ile birlikte tam sekiz. — merkezde civciv makineleri çalışıyor. Tnvıanı_:ıl_ıkıg Ankara tüylü beyazı ile Viyana mavisi gri ve siyah Sinsillâ cinsleri köylüce de tutul- rmuş ve dal budak salmıştır. * İkinci arıcılık kongresi 1 nğustosta E- dirnede açılacak ve kursların birincisi Te- kirdağında olacaktır. * Edirne halkevinde gaz genel komuta. nı general Hüsnü Ünsal, hava taarruzları- na karşı koruma mevzuunda bir konferans vermiştir. Komutanı müteakip kimyager yüzbaşı Arif Tekman da gazlar ve koru- ma çareleri ve maskeler hakkında etraflı mülümat vermiş ve ayni zamanda Rüz nü- muüunelerile bazı tecrübeler yapmışlır. * Çanakkalenin yeni haslanesi açılmış- bır. "'î' Trakyada bu sene beş yerde yeni halk evi binaları, beş yerde de hükümet konak- ları yapılması kararlaştırılmışlır. # KÖONSERVATUVAR'ın Türk musikisi darihi eserleri konseri yarın akşam saat 21 de Fransız liyatrosunda verilecektir. & ŞİRKETE — Hayriyenin bu yaz tertip edeceği cumartesi gezinti posinlarında, gi- dip gelme ve Tokalliyanda — yemek için 150 kuruş alınacaktır. # İZMİR - Pire hattının İstanbul — Pi- re, İzmir - İskenderiye hattı haline getiril mesi, düşünülmektedir. * DENİZ Hcaret müdürü Müfit Necdet Mersine giderek İlman işleri üzerinde meş gul olacaklır. © ZEYTİNYAĞI fiyatları son - günlerde kilo başına 3-4 kuruş kadar yükselmiştir. Buna sebeb olarak, piyasaya fazla miktar- da pamuk yağı gelirilmiş ve kilosu GÜ ku- vtuşa verilmiş ölmaüsı gösteriliyor. * * GÖÇCMEN nmakliyatına hazirandan iti- baren tekrar başlanılacaktır. Memlekelimi- ze yeniden gelecek göçmenler için Trakya ve orta Anadoluda yer hazırlanmaktadır. # ESNAF cemiyetleri merkez heyeli ile yardım teşkilâti heyeli dün müşterek hir toplanlı yapmış, esnaf dispanserine bir rvöntgen alınması hakkındaki teklif görü. şülmüşlür. ' * BCNERİ ve ekalliyet mektepleri için yeni bir nizamname hazırlanmıştır. Yeni nizamnameye göre, öğretmenlerin ücrelle- vi 40 Jiradan başlayacaktır. * SÖVYETLER birliği memleketimizden Te ” n T e e — — 40 bin keçi ve 30 bin oğlak derist almıstır. # YENİMAMALLE (Bakırköy)de güzel bir istasyon binası yapılmasına karar ve- rilmiştir. Bu işe elli bin Hralık tahsisat ayrılmışlır. Ve İnşaanlta yakında başlanıla- caklır. * BEBEK — İstinye"yolunun genişletil. mesine dair olân projenin Emirgâna mü- teallik kısmı Şehir meclisinde tadil edil. miştir. * EL ARABALARININ yol — kenarında bırakılması belediyece yasak — edilecektir. Bu arabaların, İşi bitince dükkânlara çe- kilmesi lüzimgelecektir. * 1$ dairesi İstanbul bölge âmirliği yu- müurlta ihracafçilarile iİhtilâf çıkaran yu- murta İşçilerini duğu anlaşılacaktır. * MEMLEKETİMİZDE ötedenberi fanli- yette bulunan Kompanyi d'Assürans Jene- ral yangın sigorta şirkeli İktisat vekâleti. ne müracantle Türkiyedeki faaliyelini la- til edeceğini haber vermişlir. 4 ANTAKYA konsolosu — Firuz vekâlet emrine alınmıştır. Firuz buügünlerde moer- keze geleceklir. Antakya — könsolasluğuna Celhât Tevfiğin layini kararlaşmıştır. dinlemektedir. Bundan | sonra Dü İhtilâfta hangi tarabın haklı ol- KURUN'da Talâk HA.SAN Kumçayı, buğgün diyor ki: *“Dünyanın en büyük — zenginlerinden Johor Sultanı vedi sene evvel Londra ca- rülinde nikâh ile aldığı Vilyam Vilson İs- mindeki bir İngiliz kadınını bu defa bi- rakmış. Hâdise bülün İngiliz gazetelerini ehemmiyelle meşgul ediyor. Şu itibarla ki Sultan karısından ayrılmak — için hiçbir sivil formalite icrasma lüzüra görmemiş. Sadece iki şahtt bularak bunların vanm- da: — Talâk! Kelimesini dürt! defa telâffuz edivermiş... Ve beş, on saniye içinde bu beş barfli kelimenin dört defa tekrar edilmesi yedi sene devam eden hir aile bağını kırmağa kâfi gelmiş... Halbuki bizim bildiğimiz ni- kâh bağını çözmek İçin (Talâk) kelimesi- ni dört deln değil, bir defa söylemek bile yetişir; üc defa söylenecek — olursa geti dönmek için “hulle yapmak,, lâzımgelir. Bu sebehle bize — merak olan şey Johur Sultanının İngiliz .karısını — boşamak ve bir daha geri dönmemek — için “Talâk,, kelimesini üç defa söylemesi — yelişirken dört defa söylemiş olmasıdır ki bu dör- düncü talâk kefimesi de Sultanın hülle ile de geri dönmek imkânını ortadan kaldır- mak için olsa gerektir!,, CUMHURİYET 'te Türkler gitti, adalet bitti ABID!N Daver yazıyor: Romanyaya her gidişimde Romanyalı doasilar, memleketlerinde Türklerin itiba- rı ne kadar yüksek olduğunu göstermek için bana: Li “— Rumen halkı arasımda şöyle bir ala sözü vardır: — “Tükler gülli, adalet bilti... Yalnız, bu söz Romanyada, Türklere karşı beslenen duyguları ifadeye kâfidir; derler- di. Buügüne kadar, müteaddit defalar duy- duğum halde, bu sözü yazmak islememiş- tim. Çünkü, Rumen dostlarımızı, belki de rencide eder, diye düşünüyordum. Dün, Balkan Maltbuat konleransı arala- rına Başmuharririmiz Yunus. Nadinin ver-, diği ziyafette “eski Osmanlı Âyan Meeclisi azasından ve sabik Osmanlı nazırlarından ' - Basarya Efendi,, çok güzel bir nutuk söy- ledi ve bu Yütunda; behim defalâarla müdk” faa eltiğim bir tezi İleri sürdü. Hristiyan - Balkan milletlerinin Ösmanlı — hâkimiyeli xzamanında, sırf Türklerin — tesamubu ve ulüvvücenabı sayesinde — varlıklarını ve | benliklerini muhafaza ettiklerini izah ede- rek Osmanlı idaresi çekilip gittikten son- ra, Romanyada *Türkler gilti, adalel bitli,, sözünün bir darbrmesel halini — aldığım söyledi ve Rumenlerin Türkleri, onlardan ayrıldıktan sonra daha iyi anlayıp takdir ettiklerini ve sevdiklerini anlallı. Basaryanın bu samimi — ve güzel nutku çok alkışlandı. Ben de, yıllardanberi Ru? - menlerin ağzından duyduğum — “Türkler , gilti, adalet bilti,, sözünü, bir dela da bu münevver ve güzide Rümenden duyduktatı sonra arlık yazmaklta mahzur görmedimi. Rumen dostlarımız, bu sözü söylerken el- bette Türkler, Eflak ve Boğdandan çıktık- tan sonra, bir daha buralara — adalet gir- . memiş olduğunu kasdetmiyorlar. Dost ve mültefik memleketin hâkimleri ve mahke- meleri, elbette en iyi kanunlar ve usuller- le adaleti tevziden geri kalmamaktadırlar. Bu söz sadece, Türklerin çok âdil olduk! larının halk dilile nesilden nesile intikal eden bir ifadesidir. Tarihi bir — hakikati, Balkan efkârı umümiyesinin — karşısında tekrarlıyan Basaryayu teşekkür etmek bor-. cumuzdur.., t i TAN' da Ispanyaya yardım - ZEKERİYA, dünyada sır denilen şey- #« in kalmadığını, dünya esrarınt çöz- mesini bilen mücsseseler — bulandağumt kaydediyor ve bu müesseselerin hüdise- lerin pizli kalan tarafları hakkındaki ifya- larından bazılarınt sülununa geciriyor. Bıt ifşalardan biri de şudur: “İspanyada Franko orduları doğu ileri hareketine başlayınca Fransada bir heyecan başgösterdi. Astlerin muval- fakiyeli Fransa hududunda Alman ve İ- * talyan askerlerinin, ve yahut hiç olmarsa faşizmin yerleşmesi demektir.Bu ise Fran- | sa için büyük bir tehlikedir. Bunun üze- * rine Fransa hükümeti derhal — İspanyaya İki fırka asker göndererek hükümetçilere yardıma karar verdi. Bu kararı — Başvekil ve erkânıharhiye reisi de tasdik etti. Fa- kat İngiliz sefliri Fransanın bu kararımı hükümetine bildirince Çemberlaynin der- — hal Fransa hükümetine, böyle bir hareke- tin harbi intaç edebileceğini, İngilterenin ise harp İstemedifini ve bu harekelinde Fransayı takip edemiyeceğini — bildirdi. Bunun ürerine bu karar geri kaldı. Ö günlerde Sövyet Rusyanın Paris se- firi de Fransa hükümeltine İspanyaya sür- atle 200 son sislem bomba tayyaresi gön- derilmesinde ısrar ediyordu. Sövyet Rus- ya bu tayvareleri göndermiye hazırdı. Fa- ,Lütfen sayfayı cevirinirz Akdenize |