350nci yıl dön ümü münasebetlle Z .._m___'- Keca Sinan URK kılıcının parladığı her ül. kede, Türk sanat — ışıklarının 3 dığını ve Türk anıtlarımım yük- seldiğini görürüz. Bu yükselişi erişil- mez göklere ulaştıran Koca Sinandır. Sinan Kayserinin Cirlovik köyün- den Doğan Yusuf ağazade Abdülmen- nan ağanın oğludur. (Kayserililer bu köye Mimar Sinan köyü adını ver. mişlerdir.) Gençlik çağına geldiği za- man vatanı Kayseri bağlarından İs. tanbula geldi. Sinan at meydanındaki saraya âalındı. Yavuzun Çaldıran sefe. rine iştirak etti. Büyük bir ihtişamla girdikleri (Tebriz) de İran tarzının hususiyet ve güzelliklerini gördü. Türk Oordusu Mercidabık ve Ridan- ya galibiyetlerini kovalıyarak ye girdiği zaman, Sinan, arap tarzı- nin hendesi zarafetini, firavunların muhteşem ehramlarını tetkik etti. Kanuninin azametli devri baş zaman Sinan otuz bir yaşmda na bir yeniçeriydi. O da uzun zafer. ler peşinde Türk ordusu ile ufuklar- dan ufuklara şehametler ulaştırıyor. du. Kanuni Ordusu Belgrat, Rodos ön. lerine geldi. Orada Sinan Bizans, Ro- ma ve Eski Yunan sanatınm güzellik- Jeriyle tanıştı. Muzaffer ordu İstanbu- la döndüğü zaman Sinan (Atlı Sek- ban) 'sınıfına âyrıldı, Birkaç sene son. ra Mahaç seferine iştirak etti. Zap- tettikleri (Budin) in süslü sarayları, altın tahtlar, Türkün kuvvet ve kud. reti karşısında baş eğen krallar, dev. rilen ihtişamı, Sinanım ruhunda vakur hisler yarattı. Bağdat seferi Sinan için son bir in- celeme alanı oldu. Van seferinde vezi- riazam Lütfi paşanın emriyle kısa bir zamanda Üç kadirga yaptı. Ve keşif kolu vazilesini dikkatle başardı. Bu seferden dönüşte Sinan Haseki naspe- dildi. Biraz sonra- Lütfi ve Barbaros paşalarla Korio seferine girdi, İtalya sahillerindeki Pulyaya kadar gitti Akdenizin altm duvaklı bir gelin gi- bi Türk bayrağına eğildiğini gördü. Kanunt Buğdana sefer ettifi zaman ordunun Purut suyundan geçmesi için bir köprü yapılmasma lüzum görüldü. Koca Sinan on.üç gün içinde sağlam ve güz:! bir köprü kurdu. Zaferden #onra İstanbula döndü. O sırada Ayas paşa ölmlştü. Paşaya bir türbe yaptı. rılacaktı. Sanatında mahir bir mima- ra Hizum vardı. Yavuzun İran seferi yünde beraber getirdiği hasasa arı acem Ali de öldüğünden, yeni s$drazam Lütfi paşa, takdirini kaza. nan Sinanı hemen hassa mimarlığı na tavsiye etti. İşte böylece Haseki Sinan hassa mimarlığı mesleğine gir- miş ve Türk mimarisinde yeni bir de- vir başlamıştı. Sinanın ilk eserleri Sinan büyük bir iman ve inançla işe başladı, İlk olarak İstergondaki Kızıl! Elma camline bir minber ve bir mih- rab yaptı. Bundan sonra birçok çeş- me, han, cami, medrese, imarel, ha - mam, saray, kervansaray köprülü bentler, kasırlar, köşkler, çarşılar in- Ba etti. Kanunf, ilk büyük cami olarak Si. Bir sanat inolisi: Sületrmaniye nana Şehzade, camiinin emretti. Koca Üstad derhal jişe baş'ı- yarak büyük eserihi beş senede bilir. di. O sırada İstarbulda müthiş bir su sıkınltısı Vardı. Hükümdar bu işi de Sinana havale etti. Koca Üstad büyük bir dikkat ve itina ile keşfini yaptı. Hava - terazisi ile vadileri gözden geçirdi. Tahta lü. keler vasıtasiyle suyun miktarını an ladı. Tazyikınr hesap etti. İnşaat tam © yıl sürdü. Bir taraftan da sanat in- cisi yükseliyordu: Ölmez anıtı Süley- maniyenin inşaatı devam ediyordu. Suyu İstanbula getirmek için yapı. lan kemerler; Uzun kemer, Güzelce kemer, Malva ve Menderes kemerleri. dir, Üzerlerinden bir atlı rahatça ge- gçebilirdi, O tarihten itibaren İstanbu. lun muhtelif yerlerinde “Kırkçeşgme,, adı verilen çeşmeler yapıldı. Suyu is. raf etmemek için Burma lüleler icat etti. Sinan bu su kemerleriyle Bizans bentlerini hiçe indirmiş oldu., Onun enfes eseri Süleymaniye bit- ydi, Nihayet hükümdarın emriyle camiin açılıe törenini kendi- &! yaptı. Artık Sinan şan ve şerefin en yüksek katına — cikmış bulunuyordu. Tstanbulun hemen en muhtesem ca - mileri, yurdun birçok yerlerindeki t- nıtlar Sinanındı. xapılmasmı lürkün yaratıcı kudretini bütün dünyaya haykıran dahi sanatkâr kindir ? Yazan: Talât OZIŞIK O zaman 69 yaşında mevrun- boyu, zZayıf vücüdü, Uzün sakalı ve -kara gözl & Söküllülar, Ebussuutlar a. rasında yüksek ve temiz bir yüzle bü- yük ölmez eserlerinin kucakladığı muhitte dolaşıyordu. Mimar Sinanın Kanunf devrindeki son eseri Büyükçekmece köprüsü ol. du. Kanuni devrinde Mihrimah, Rüs, “tem Paşa, ve sonra Manisadaki Mu- Jradiye camilerini de bitirmişti. Şaheseri Koca Sinanın bütün dehasını tecel- li ettirecek son bir eseri lüizrmdı. Bu da Edirnedeki Selimiye oldu. Üstad artık Koca Sinan diye anılıyordu. Se- ! limiyenin inşaatına başladığızaman 84 yaşındaydı. Bu ölmez eşer T sene- de bitirilebildi. Şehzade camii ile ha. kiki sanatına başiryan Sinan, Selimi- yeyi bitirdiği zaman (Pesendidoj ci, han, Bimarı bi akran) sanıyla anılı. yordu. O devrin -meşhur mimarlarından Horoz Memi, Mehmet Ağa, Davut ve Yusuflar Dalgıç Ahmet çavuşlar, Mİ- mar Ramazanlar, Sinanın talebesiydi. ler. Koca Sinan Edirnedeki Selimi- ye ile göğeünü kabartryordu. En ziya- de kubbe ve minareler ingaatında &a. natını gösterdiğine inanızdı. Arkadaş- Sinanın şahcsorl: Edirnedeki Selimiye mnll larından gair Sal çelebiye yazdırdığı hayatında, (Terkeretülbünyan) da, Selimiye hakkında şöyle diyor: “Edirnede öyle bir cami inşa et. tim ki, rüzgörda emsali olmaya.. Bu camiin minareleri hem nazik hem uçaryollar olmak gayet müş. kül olduğu malümdur. Ayasofya kubbesi gibi bir kubbe diyarı is- Tâmda bina olunmamıştır. deyu keferel fecerenin mimor geçinen- leri müslümamlara galebemiz var. dır derlermiş. O? kadar kubbe do- ğurmak gayet müşküldür dedik, Teri bu hahkirin kalbinde kalmıştı. Bu cami binasında himmet edip btavnillAhi taald izharı kudret eyleyüp bu kubbenin Ayasofya kwbbesinden altı zira irtifam ve dört sira derinliğin aiyade eyle- dim.,, Mimar Sinanın şakirtlerinden Mi. mar Yusuf, Babur hanın daveti Üze, rine Hindistana gitmiş, Delhi, Ağra, Liâhur, Kişmir kalelerini ve diğer öl- mez âbidelerini yapmıştır. Sinanın eserleri (500) gibi büyük ve erişilmez topluluk gösteriyor. Si- nanm büyüklüğü en ziyade yanmda kullandığı ve yetiştirdiği ustaların çokluğu ve meharetiyle göze çırpar. O asırda nâkil vasıtalarınm noksanlı- ği gözönünde tutulursa Sinanm bütün eserlerini ayni zamanda kontrol ede- modiği, fakat yoetiştirdiği ve güven. diği ustabaşıları vasıtasiyle bina in- şaatını takip ettirdiği muhakkaktır. Ustadın mektebi ÜUstad kendi mektebini böyle yarat. tı: Anadolu ve Rumelinin her buca, ğımda, Balkan dağlarından Bingöl yaylâsına kudar Koca Sinanm ylik- selttiği birçok âbidelere raslanır. Bu &bideler diinya medeniyetine btgln de meydan okuyan bir çalımla şahlanı- yor. Büyük tarih yazanlardan Hammer diyor ki: “Süleymaniye — yapıldıktan sonra Ayasofya ölmüştür, Yalaız iki şey kalmıştır. Biri kubbe — genişliğindeki cürcti, diğeri entihalığı.,, Sinan kuhbe genisliğindek! cüretini Kdirnede, Selimiyede göstermiştir. Amerikanım meşhur sanat profesörle. rinden Rifistal ve Bon Hevin Süky- maniye ile Ayasofyayı ayrı ayrı tet. kiklerinde (çok büyük Bir eserde ara, mılan ahenk güzelliğini Silleymaniye- nin mermer ve granliten yapılmış İç ve dış tesirleri anlatıyor. Halbuli A- yaşofıytda bu yoktur, İçi müzeyyen olmakla beraber dış yüzünün tuğladan olması âbide manasımı ifade etmiyor, diye samimf bir itirafta bulunmuş - tur. Meşhur Almııı ressamlarından Mel. hiyor Lorih ve Vilhelm Dilih, Sinanın eserlerini kara kalemle yaparlarken bu güzelliklerin çalımına ve yapılışı- na doyamadıklarını neşrettikleri eser- lerinde söylemişlerdir. Sinan 996 da öldü. Eserlerine imza- sını koymağı bile lüzum görmedi. Yalnız onlardan birinin, Süleymaniye Dünyada ne kadar altın var?7 Altın baoası memleketler handgileri ? Milletler cemiyoti — ;yeryüzüindeki bankalarda mevcut bulunan altın mik. tarma dair dikkate değer bir istatis- tik neşretmiştir. Yalnız bu istatistik- te Rusya, İspanya ve İtalyada mevcut altın miktarı yazılmamıştır. Binasena- leyh bu memleketler için Londrada. ki Montagu bankasının tahminleri e- »es tutularak gu hulâsa yapılabilir: Bankalarda saklanan altın miktarı 1938 senesi başlangıcında 23,587,000 kilogramdır. Dünyadaki altmm yarısı birleşik Amerika cumhuriyetlerinde bulunur. Diğer altım babası olan memleketler, yani İngiltere ve Fransa- Amerikayı büyük bir farkla takip ederler. Bu üç memleket yeryüzündeki altının dörtte tiçüne maliktirler. Bunlardan sonra Rusya, daha sonra sırasiyle Felemenk Teviçre ve Belçika gelir. Yer yüzünde. ki altım vaziyetinde 1937 senesi içer « sinde birçok değişiklikler olmuştur. Felemenk bir sene içerşinde memle . ketinde meveut altm miktarmı bir misli fazlalaştırmış, dokuzunculuktan beşinciliğe çıkmıştır. Bilâkis İspanya (Barselon hükümeti) iki #ene evvel al- tın mevcudu itibariyle beşinci geli « yordu. Bugün harp masrafları yüzün- den dokuzunculuğa düşmüştür. Ayni sebebler yüzünden Japonya da Hin . distan ile yer değiştirmiştir. Büyük devletler araamda bugün İ- talya ve Almanyada altın miktarı çok azalmıştır. Son beş sene içersin. ge İtalyadaki stok altın miktarı 2/3 ve Almanyadaki altın miktarı 5/6 a. zalmıştır. Aşağıdaki memleketler bugün en fazla ihtiyat altına maliktirler, Ke « nardaki rakamlar mevcut altının yüz- de nekadarımna malik olduklarını gös- terir. 4 e- Bh'lısll Ammkn 48;1 2 — İngiltere İngiltere (Britanya impaeratorlu. ğu daminyonlar ve Hindistan da- hil olursa). 180 8 — Fransa 9.7 4 — Rüsya 4.5 5 — Felemenk 3,5 6 — İsviçre 29 ? — Belçika 23 8 — Arjantir. 23 9 — İspanya (Barselan hükümeti) 1,3 10 — Hindistan (İngiltereye alt kı- 8ımı) * ı Y1 — Japonya 1 12 — İsveç 09 13 — Kanada 08 14 — Cenubi Afrika ittihadı nin sessiz bir köşesinde kendini göm- dürmekle kandı. Sileymaniye camii- nin bir köşesinde ufak bir sebile biti. gik küçük bir mezar görülür. (Bu mezar evvelki yıl değerli İsmet İnönü- fün yükdek buyruklarıyla tamirle bü. yütülmüş ve güzelleştirilmiştir.) Bir petcerenin demir parmaklığından ba. kıldığı zaman burma sarıklı &ade bir taş yığını göze çarpar, Beş adırda ya- prlamıyacak eşsis ve yüce eserleri kı- Sa bir zaman içinde yaratan, taşlara can veren Koca Sinanım hayafı orada Oyma ve zarif taş parmaklıkların üze- rindeki duvarda Sal çelebinin birkaç satırıyla hulâsa edilmiştir. Bugün koca üstadım 350 inci yıl dö- nümüdür. Bugün sevgili yurdumuzun koynunda, her bucağında saf ve laci. vert Türk soemsama yükselen Türk 4. nıtlarını diken yüce sanatkârın rubur ft yüceltiyoruz. Bu sanat dahisinin Türk gençliğine bin bir doğuş, yara- diş ve küvvet aşılıyan âbideleri Tür- kün kuvvetli ufuklarında garp smırt. mrzm yüce tepelerinde, Edirnemizin bağrında Türkün büyüklüğünü, yara- tıcılığını göstererek dünya durdukça duracaktır. Sinan ölmedi, yaşıyor, Onun kalbi 'Türk sanatı için mermer ve granitler de çarpıyor. Ve kendisi — eserleriyle yükselttiği Türk milletinin âanat se. ven kalbinde yaşıyor Ve yasıyacaktır Mimar TALAT OZIŞIS