9 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

9 Nisan 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

350 ncı vııı dönümü münasebetlle cha URK kılrcının parladığı her ül. kede, Türk sanat — ışıklarının yayıldığını ve Türk anıtlarının yük- seldiğini görürüz. Bu yükselişi erişil- mez göklere ulaştıran Koca Sinandır. Sinan Kayserinin Cirlovik köyün- den Doğan Yusuf ağazade Abdülmen- nan ağanın oğludur. (Kayserililer bu köye Mimar Sinan köyü adını ver. mişlerdir.) Gençlik çağma geldiği za- man vatanı Kayseri bağlarından İs. tanbula geldi. Sinan at meydanındaki saraya alımdı. Yavuzun Çaldıran sefe. rine İştirak etti. Büyük bir ihtişamla girdikleri (Tebriz) de İran tarzının hususiyet ve güzelliklerini gördü. Türk ordusu Mercidabık ve Ridan- ya galibiyetlerini kovalıyarak Kahire- ye girdiği zaman, Sinan, arap tarzı- nınm hendesi zarafetini, firavunlârın muhteşem ehramlarını tetkik etti. Kanuninin azametli devri başladığı * zaman Sinan otuz bir yaşmda tüva- na bir yeniçeriydi. O da uzun zafer. ler peşinde Türk ordusu ile ufuklar- dan ufuklara şehametler ulaştırıyor. du. Kanuni Ordusu Belgrat, Rodos ön. lerine geldi. Orada Sinan Bizans, Ro- ma ve Eski Yunan sanatının güzellik- leriyle tanıştı. Muzaffer ordu İstanbu- la döndüğü zaman Sinan (Atlı Sek- ban) sınıfına ayrıldı, Birkaç sene son. ra Mahaç seferine iştirak ettiL Zap- tettikleri (Budin) in süslü sarayları, altın tahtlar, Türkün kuvvet ve kud. reti karşısında baş eğen krallar, dev. rilen ihtişam, Sinanım ruhunda vakur hisler yarattı. —- Bağdat seferi Sinan için son bir in- celeme alanı oldu. Van seferinde vezi- , riazam Lütfi pasanın emriyvle kısa bir zamanda üç kadirga yaptı. Ve . keşif kolu vazifesini dikkatle başardı. Bu seferden dönüşte Sinan Haseki naspe- dildi. Biraz sonra-Lütfi ve Barbaros paşalarla. Korio seferine, girdi, İtalya sahillerindeki Pulyaya kadar gitti. Akdenizin altın duvaklı bir gelin gi- bi Türk bayrağına eğildiğini gördü. Kanun! Buğdana sefer ettifi zaman ordunun Purut suyundan geçmesi için bir köprü yapılmasına lüzum görüldü. Koca Sinan on Üç gün içinde sağlam ve güzl bir köprü kurdu. Zaferden #onra İstanbula döndül. O sırada Ayas paşa ölmiüştü. Pasaya bir türbe yaptı. rılacaktı, Sanatında mahir bir mima- ra İüzum vardı. Yavuzun İran seferi dönüşünde beraber getirdiği hassa mimarı acem Ali de öldüğünden, yeni sadrazam Lütfi pasa, takdirini kaza. nan Sinanı hemen hassa mimarlığı na tavsiye etti. İşte böylece Haseki Sinan hassa mimarlığı mesleğine gir- miş ve Türk mimarisinde yeni bir de- vir başlamıştı. Sinanın ilk eserleri Sinan büyük bir iman ve inancla İşe başladı, İlk olarak İstergondaki Kızı! Blma camiine bir minber ve bir mih- rab yaptı. Bundan sonra birçok çeş- me, han, cami, medrese, imaret, ha - mam, saray, kervansaray köprülü bentler, kasırlar, köşkler, çarşılar in- Ba etti. Kanunf, ilk büyük cami olarak Si. Bir sanat incisi: Süleymaniye nana Şehzade.. camiinin yapılmasım emretti.-Koca üstad derhal işe başlı- yarak buyuk eserini beş senede bitir. 'di. O sırada İstanbulda müthiş bir sü Bıkıntısı vardı. Hükümdar bu işi de Sinana havale etti. Koca üstad büyük bir dikkat ve itina ile keşfini yaptı. Hava terazisi ile vadileri gözden geçirdi. Tahta lü. leler vasıtasiyle suyun miktarını an- ladı. Tazyikınır hesap etti. İnşaat tam 9 yıl sürdü. Bir taraftan da sanat in- cisi yükseliyordu: Ölmez anıtı Süley- maniyenin inşaatı devam ediyordu. Suyu İstanbula getirmek için yapı- lan kemerler: Uzun kemer, Güzelce kemer, Malva ve Menderes kemerleri. dir, Üzerlerinden bir atlı rahatça ge- çebilirdi, O tarihten itibaren İstanbu. lun müuhtelif yerlerinde “Kırkçeşme,, adı verilen çeşmeler yapıldı. Suyu is. | raf etmemek için Burma lüleler icat etti. Sinan bu su kemerleriyle Bizans bentlerini hiçe indirmiş oldu, Onun enfes eseri Süleymaniye bit- mek Üzereydi. Nihayet hükümdarın emriyle camiin açılış törenini kendi- Sİ yaptı. Artık Sinan gan ve şerefin en yüksek katına cıkmış bulunuyordu. İstanbulun hemen en muhteşem ca - mileri, yurdun birçok yerlerindeki &- nıtlar Sinanındı. lürkün yaratıcı kudretini bütün dünyaya haykıran dahi sanatkâr kindir ? Yazan: Talât OZIŞIK O zaman 69 yaşımnda mevzun boyu, “Zayıf vücüdü, üzün sakalı ve -kara gözleriyğle Sökuüllülar, Ebussuutlar a. rasında yüksek ve temiz bir yüzle bü- yük Öölmez eserlerinin kucakladığı | muhitte dolaşıyordu. Mimar Sinanın Kanuni devrindeki son eseri Büyükçekmece köprüsü ol. du. Kanuni devrinde Mihrimah, Rüs. 'tem Paşa, ve sonra Manisadaki Mu: Tadiye camilerini de bitirmişti, Şaheseri Koca Sinanın bütün dehasını tecel- li ettirecek son bir eseri lâzımdı. Bu | da Edirnedeki Selimiye oldu. TÜstad artık Kocu Sinan diye anılıyordu. Se- limiyenin inşaatına başladığızaman 84 yaşındaydı. Bu ölmez eser 7 sene- de bitirilebildi. Şehzade camii ile ha. kikf sanatma başlıyan Sinan, Selimi- yeyi bitirdiği zaman (Pesendidej ci, han, Mimarı bi akran) sanıyla anılı. yordu. O devrin «meşhur mimarlarından Horoz Memi, Mehmet Ağa, Davut ve Yusuflar Dalgıç Ahmet çavuşlar, Mi- mar Ramazanlar, Sinanın talebesiydi- ler. Koca Şinan Edirnedeki Selimi- ye ile göğsünü kabartıyordu. En ziya- de kubbe ve minareler insaatında Bsa. natını gösterdiğine izasırdı. Arkadaş- larından gair Sai çelebiye yazdırdığı hayatında, (Tezkeretülbünyan) da, Selimiye hakkında şöyle diyor: “Edirnede öyle bir cami inşa et. tim ki, rüzgüörda emsali olmaya.. Bu camiin minareleri hem nmazik hem uçaryollar olmak gayet müş. kül olduğu malümdur. Ayasofya kubbesi gibi bir kubbe diyarı is- lâmda bina olunmamıştır. deyu keferei fecerenin mimar geçinen- leri müslümanlara galebemiz var- dir derlermiş. Ol kadar kubbe do- ğurmak gayet müşküldür dedik. leri bu hakirin kalbinde kalmıştı. | Bu cami binasında himmet edip biavnillâhi taalâ izharı kudret eyleyüp bu kubbenin Ayasofya kubbesinden altı zira irtifam ve dört zira derinliğin ziyade eyle- dim,,, Mimar Sinanın şakirtlerinden Mi., mar Yusuf, Babur hanın daveti üÜze, rine Hindistana gitmiş, Delhi, Ağra, Lâhur, Kişmir kalelerini ve diğer öl- mez âbidelerini ğapmıştır. Sinanın eserle Ve erişilmez topluluk gösteriyor. Si- nanım büyüklüğü en ziyade yanında kullandığı ve yetiştirdiği ustaların çokluğu ve meharetiyle göze çarpar O asırda nakil vasıtalarımnım noksanlı- ğı gözönünde tutulursa Sinanm bütün eserlerini ayni zamanda kontrol ede- mediği, fakat yetiştirdiği ve güven. diği ustabaşıları vasıtasiyle bina İn- şaatımı takip ettirdiği muhakkaktır. Ustadın mektebi Üstad kendi mektebini böyle yarat. tı: Anadolu ve Rumelinin her buca. ğgımda, Balkan dağlarından Bingöl yaylâsına kadar Koca Sinanm yük- selttiği birçok âbidelere raslanır. Bu âbideler diinya medeniyetine bugün de meydan okuyan bir galxmla g]ılaıu- Yor., Büyük tarih yazanlardan Hammer diyor ki: “Süleymaniye — yapıldıktan sonra Ayasofya ölmüştür. Yalmnız iki şey kalmıstır. Biri kubbe genişliğindeki cüreti, diğeri antikalığı.,, Sinan kubbe genişliğindeki cüretini Edirnede, Selimiyede göstermiştir. Amerikanm meşhur sanat profesörle. rinden Rifistal ve Bon Hevin Süley- maniye ile Ayasofyayı ayrı ayrı tet. kiklerinde (çok büyük bir eserde ara, nılan ahenk güzelliğini Süleymaniye- nin mörmer ve granliten yapılmış iç ve dış tesirleri anlatıyor. Halbule A- yasofyada bu yoktur. İçi müzeyyen olmakla beraber dış yüzünün tuğladan olması âbile manüasımnı ifade etmiyor,, | diye samimf bir itirafta bulunmuş - tur. » Meşhur Alman ressamlarından Mel. biyor Lorih ve Vilhelm Dilih, Sinanın eserlerini kara kalemle yaparlarken bu güzelliklerin çalımına ve yapılışı- na doyamadıklarını neşrettikleri eser- lerinde söylemişlerdir. Sinan 996 da öldü. Eserlerine imza- sını koymağı bile lüzum görmedi. Yalnız onlardan birinin, Süleymaniye- n p g utel UKUA OAYAYT KK TÜ Ct SÇEİNİNİNEYADNİĞİRE . VAA YÇT Ü VÖAT AAAT ŞA v0 dN Stnanın şahoserl Edirnedeki Schmiw mmlt (500) gibi büyük | '“î" Altın ODünyada me kadar altım var? Altın baoası memleketler handgileri ? Milletler cemiyeti — ;yeryüzündeki bankalarda mevcut bulunan altın mik. tarma dair dikkate değer bir istatis- tik neşretmiştir. Yalnız bu istatistik- te Rusya, İspanya ve İtalyada mevcut altın miktarı yazılmamıştır. Binaena- leyh bu memleketler için Londrada. ki Montagu bankasının tahminleri e- ses tutularak şu hulâsa yapılabilir: Bankalarda saklanan altın miktarı 1938 senesi başlangıcında 23,567,000 kilogramdır. Dünyadaki altmm yarısı birleşik Amerika cumhuriyetlerinde bulunur. Diğer altın babası olan memleketler, yani İngiltere ve Fransa. Amerikayı büyük bir farkla takip ederler. Bu üç memleket yeryüzündeki altınım dörtte üçüne maliktirler. Bunlardan sonra Rusya, daha sonra sırasiyle Felemenk İsviçre ve Belçika gelir. Yer yüründe. ki altın vaziyetinde 1987 senesi içer - sinde birçok değişiklikler olmuştur. Felemenk bir sene içerşinde memle . ketinde mevcut altm miktarmı bir misli fazlalaştırmış, dokuzunculuktan beşinciliğe çıkmıştır. Bilâkis İspanya (Barselon hükümeti) iki sene evvel al- ti mevcudu itibariyle beşinci geli - yordu. Bugün harp masrafları yüzün- den dokuzunculuğa düşmüştür. Ayni sebebler yüzünden Japonya da Hin « distan ile yer değiştirmiştir. Büyük devletler arasında bugün İ- talya ve Almanyada altın miktarı çok azalmıştır. Son beş sene içersin. de İtalyadaki stok altın miktarı 2/3 ve Almanyadaki altın miktarı 5/6 a. oBalmıştır. Aşağıdaki memleketler bugün en fazla ihtiyat altına maliktirler. Ke - nardaki rakamlar mevcut altınım yüze .de nekadarmı. malik olduklarını gös- 1tair : B BU Bh'lnşlk *Amu'ika. 'ç -_48;1 2 — İngiltere ae ” 154 İngiltere (Britanya imparatorlu. ğu doaminyonlar ve Hindistan da- hil olursa). 18,0 3 — Fransa 9,7 t — Rüsya 45 6 — İsviçre " 2,0 7T — Belçika i - 28 & — Arjantin : M &. © — İspanya (Barselon hükümetit 1,3 10 — Hindistan (İngiltereye ait kı- &ım) . u 11 — Japonya 1 12 — İsveç 09 13 — Kanada 0,8 14 — Cenubi Afrika ittihadı 0,8 nin sessiz bir. köşesinde kendini göm . dürmekle kandı. Siileymaniye- camli- nin bir köşesinde ufak bir sebile biti. şik küçük bir mezar görülür. (Bu mezar evvelki yıl değerli İsmet İnönü- fün yüksek buyruklarıyla tamirle bü. yütülmüş ve güzelleştirilmiştir.) Bir petcerenin demir parmaklığından ba, kıldığı zaman burma sarıklı sade bir taş yığını göze çarpar, Beş asırda ya- pılamıyacak eşsiz ve yüce eserleri kı- sa bir zaman içinde yaratan, taşlara can veren Koca Sinanm hayatr orada oyma ve zarif taş parmaklıkların üze- rindeki duvarda Saj çelebinin birkaç satırıyla hulâsa edilmiştir. Bugün koca Üstadın 350 inci yıl dö- nümüdür. Bugün seygili yurdumuzun koynunda, her bucağında saf ve laci. vert Türk semasına yükselen Türk a. nıtlarını diken yüce sanatkârın ruhu nu yüceltiyoruz. Bu sanat dahisinin Türk gençliğine bin bir doğuş, yara- dış ve kuüvvet aşılryan âbideleri Tür- kün kuvvetli ufuklarmda garp smırt. mızım yüce tepelerinde, Edirnemizin bağrında Türkün büyüklüğünü, yara- trorlığını göstererek dünya durdukçt Sinan ölmedi, yaşıyor. Onun kalbi Türk sanatı için mermer ve granitler” de çarpıyor. Ve kendisi “eserleriyli —— yükselttiği Türk milletinin sanat Be. ven kalbinde yaşıyor ve yaaryacaktır" Mimar TALAT OZIŞİS —ei amd, —

Bu sayıdan diğer sayfalar: