—665— 9. B. 65: Gençsiniz. Yaşınızı tam tayin ede- medim. Fakat herbalde 3ö yaşından daha az bir sinde — olmıyacaksınız Sıhbatiniz İyidir. Değişen bir karak- | teriniz ve zevkiniz var. Öyle ki: Ay- ni şeraitte daima ayni tarıda hare. kot etmezsiniz. Bu, en mühim kusu- runuzdur. Bu derece olmamakla be- raber diğer bir hususiyetiniz de yo- rucu geyleri ve alışmadığınız işleri mümkün — mertebe kısa kesmeğe çalişmaktır. Hüdiseler - önünde ça- buk hüküm vermeğe temayülünüz de | yazınızdan anlaşılryor. Zeki ve çalış- kan olduğunuz muhakkâktır. İleriye ait müsbet emel ve. programınız da vardır. İşaret ettiğim kusurlarınızı tashih ederseniz, hayatta kolaylıkla muvaffak ve bahtiyar olacaksınız. Hakkınızda kanaatlerim — kat'idir. —666— Aksaray İ. F. 27: Yaşınız 30 civarındadır. Boyunuz nihayet ortadır. Bünyece de ortası- »ız. Hayatta muhitinizi bulamadığı.- nıza, bedbaht olduğunuza kanisiniz. Tallinizin değişmiyeceğine de İnanı yorsunuz. İradeli insanlar, talileri- nin ilelebed değişmiyaceğini sabit fikir halinde kafalarına yerleştir- mozler. Muhitiniz üzerinde müesalr rek onları kendinize uydurmağa ça- lışmız. PT eTT gaP a mi geldinir, nedir?. Kopunov ürkek bir eda ile: — Ne diye alay edecekmişim, dedi? 'Tekra rediyorum: Bana arsenik koy- dular... — Kim koydu?. — Bir diş doktoru.. O benim düşma- nundır.. Biz onunla kavgalıyız!.. Kacrakol ümiri ayağa kalktı. bir eda ile: — Buradan çıkıp gitmenizi rica edi- yorum, dedi. İlâç alan bütün hastalar doktorlardan şikâyet için karakola gel- meğe kalkarlarıa artık bizim çalışma- maza imkân kalmaz, Rica ederim, beni meşgül etmeyiniz!. , Utancından kıpkırmızı kesilen Kopu- nov sokağa çıktı, başını şöyle omuzuna Goğru eğdi: Hayrett.. Ağrism tamamen Resmi aa T gP aayaş VS F aag a neş'elenmiş bir halde süra'tli adımlarla evinin yolunu tuttu. Karısı, daha kapıyı haberi verdi: — Yeni kiracılar, yani şu Lipkinler, şimdi benden balkonun anahtammnı iste. diler. Ben de onlaza elimi göstererek: * Şu beş anahtarı görüyor musunuz? de- dim.. " Kopunov yumruğiyle kapıya vurarak haykırdı: — Aptal karı!.. Derhal anahtarı ver! Doktoru veya karızmı, ve yahut hiz- metçilerini en ufak bir şekilde incittiği- ni işitecek olursam seni öldürürüm.. Artladın mı? Öldürürüm. Doktor benim hayatımı kurtardı.. Hele onlara bir 1âf söyle de bak: Seni derhal gebertirim.. Kopunovun karısı, âdeta korkunç bir payfal görmüş gibi geri geri çekil- açarken, ona şu olmağa ve muhitinize uymuş görüne Cevapları veren Profesör Sanerk Grafoloji ve Graftometri & a 5 ı . tü P G B 8: | — Size bir cümle ile cevap verece | Bim, Bu cevapta benimle tamamen hemfikir olduğunuza da kanlim. İç- mekten vargeçiniz.! Gerçi her vakit içmiyorsunuz, fakat içtiğiniz vakit tamamen değişiyor ve menfti bir a- dam oluyorsunuz, Sizi sevenler de bundan şikâyet etmiyorlar mr? İçki, kıymetiniri gölgeliyen siyah bir per dedir. —568- Haşim - Ankara: 'Tam bir tahlil için sol elinizle ya- zacağınız yazınıza, müteaddit imza- lara, elinizin kAğıda çizilmiş resmt. ne ve dirseğinirden bileğinize kadar uzunluğun bilinmesine lürum var- dır. İmzalarınızda pek fark olma- dığt anlaşılıyor. Bu imzayı hangi ta. rihtenberi bu tarzda küullanıyorsu- nuz. Şimdiden şunu söyliyebilirim: Başladığınız işlerin bir kısmını ya- rım bırakmağa meyliniz vardır. Şim | diden bu huydan — vazgeçmelisiniz. Hayatmızda fazla iddialı değlisiniz. Karakteriniz de normal görünüyor. * —669- İst. 20.2.938 A: Başladığınız bir işi mullaka en iyi şekilde başaracağınıza — eminsinir. Bu, çok iyi, Takat sizden başka kimsenin ayni işi yapa mıyacağına kanisiniz, bu da çok — fena!.. Hayalla başkalarının yaptıklarından isti. fade edebilmek için onların da hir'şeyler yapabildiklerine inanmak, — lârimdır” Sir, buna inanmıyorsunuz ki... Hem daha far- lTa muvaflak olmak ve hem de başkaları ta. rafından daha samimi karşılanmak — için AYAZAR *Vr( Sizem m& YVALTDİSNEYEZ AA NZ . N F Ş 4 z İ n K munsd ö Jülyet, bir grup güzel kadının ara- aında gülümsiyerek konuşan Sen Jer- meni işaret ederek kekeledi: — Bu adam.. »— Bu, sevimli Kont dö Sen Jermen- dirt.> Bir şey mi oldu? — Evet! Bana korkunç gşeyler söyle- dil. Dü Barri sinsi ve korkunç bir kahka- ha âttı., — BSizinle alay etmiş! Bu onun ade- tidir! İnsanlarr korkutmaktan — büyük bir zevk duyar.. — Hayır, hayır.. O beni tanıyor, ha- kiki ismimi biliyor, doğduğum -mem- lekete varıncaya kadar her geyimi bili. yot.. Dü Barri dişlerini gıcırdattı. — Şu halde türumundan fazla şey biliyor! diye bağırdı., Vay onun haline!.. Size gelince, dik kat edin! Artık bu can sıkıe; adamın masihatlarr üzerinde duracak vaziyette değilsiniz..Sonuna kadar gitmek l4- zımdır!. Hadi! Cesaret!. Kendinizi top- layın.. Kral size bakryor! XXT BÜUSSİ SOKAĞINDAKiİ EV ©O senenin 7 kânunuevvel günü, gö- Tülmemiş derecede soğuktu. Sen nehri üzerinde buz parçaları dolaşryordu; bir çok sokağın ortasından akan selcikler de donmuştu. Maamafih, akşama doğ- ru, hava biraz yumuşadı ve bo: bir kar yağmağa başladı. Meşhur büyük eğlencenin üzerinden birkaç gün geçmişti. Jan ne yapıyor ve ne düşünüyordu? Kral ne istiyordu? y Eğer okuyucu, bizimle beraber, ge- etmek zahmetine katlanırsa bu sualle- rin cevabını öğrenecektir. N Mevzuubahs ettiğimiz adam mütema diyen bir şeyler merıldanıyordu. Tesa- düf ettiği her kabarenin önünde duru- yor ve küçük bir tereddütten sonra içi- ni çekerek yoluna devam ediyordu. Böylece Büssi sokağına geldi ve der hat üç katlı eski bir eve girerek, solu- ya soluya, yukarıya çıkmağa başladı. Üçüncü, yani son katmma gelince, da- ha dar ve üzerine yağlı bir ip vasıtasi- le çıkılan daracık bir merdivene geldi. Adam hiç tereddüt etmeden, semaya çıkmasa bile, hiç olmazsa evin tavan arasına çıktığı şüphesiz olan bu teh- Tikeli yolu tırmanmağa başladı. Ve nihayet bu tavan arasının kapmı- na gelince, bu kapıyı vurmadan — açtı, içeriye girdi ve derin bir nefes aldık- tan sonra, mamtosunu çıkararak çehre- sini meydana çıkardı. Bu &dam Noe Puassondu. Ve girmiş olduğu bu tavan, mösyö Prosper Jolyo dö Krebiyonun birçok eserlerinde Korneye kadar yükseHiği halde, haksızlık ve kıskançlığın nisya- na gömdüğü şairin apartımanıydı. Şimdi, bu tavan arasının tasvirine müsaade etmesini okuyucudan rica edeceğiz. Bu tavan arasının küçük ve sefil penceresi dama açılryordu. Oldukça büyük olan bu tavan arası *odasımın tavanı alçaktı. Badanalı du- varların üzerinde de birçok yekiller, resimler yapılmıştı. Sol duvar dibindeki yatak gemi şek- lindeydi ve tekerlekliydi. Sağdak; duvar dört, beş yüz cild ki- tabı ihtiva eden raflarla örtülüydü. Bazıları yatık, bazıları da dimdik duran bu kitapların Üzerinde, her cins- ten, her boydan kâğıtlar vacdı. Masanın boş olan bir köşesi de, ye- mek masası vazifesini görüyordu ve burada da bir parça ekmek birkaç par- Ça Isırıİmış sucuk ve bilhasıa birçok şişe vardı. Fakat, heyhat! Bu şişelerin hepsi de boştu! Bu tavan arası odasında bir şömine de vardı. Fakat bu görnine de boştu. Buna mukabil, tohta kutuda bir pipo kolleksiyonu ve çox miktarda eski tüy kalemler vardı, çünkü şair bu kalemleri toplamak adetine malikti, * Bu mobilyeye, bir tanesi oldukça gürel iki koltukla, duvara Gayanma- dıkları takdirde ayakta durmalarına irakân olmayan üç sandalyeyi ilâve ede- Hm İşte Krebiyonun ikametgâhı, Fakat, bu odaya hususi bir hal ve- ren, onu dolduran acı tütün dumanı ve içindeki sefil mobilye değil. Fakat so- Tuk döşemelere serilen kirli. bir halı üzerinde kaynaşım bir sürü köpek ve kediydi. $ Burada en aşağı bir düzine cılız, görleri kapalı kedi ve'her cinsten bir © kadar köpek vardı ve bütün bunlar mryavlıyor, hiırliyor havlıyor, — oynaşı- yor, taklak atıyor ve gayet iyi gtçini- yorlardı. Bütün bu kedilerle köpeller, şairin, sokakta bularak getirdiği “çocukları,, idi. Gayet fakir olan Krebiyon, sahipsiz bi- köpeğin, titreyerek, açaçına sokaklar da dolaşmasına tahammül edemer — ve onu derhal alarak darülâceze ismini ver diği tavan arası odasıma getirirdi. Krebiyon burada, tütün içerek ve yüksek serle trajedilerinin mrsralacını okuyarak yaşardı. Neo Puasson içeriye girdiği zaman, şair, birkaç frank mukabilinde. eskici- . ım'! ÇARI ANI NUT gaK z v Va .& durmuştu. Ş Gi çi | bu huyumuru terkedinir. Yaşınızı tam tes. Kopunov başını diğer omuzuna eğdi: Rusçadan çeviren? — | bit edemedim, fakat herhalde 25-30 dan Hiç bir ağrr hissedilmiyordu. — Adeta Ferah FERRUH daha fazla değilsinirz. Mütaleanız nedir? 136 MARKIZ DÖ BOMBADUR MARRIZ DÖ FOMFPADUR | 12T n ae ei Fakir ve sefil evime, Artık sizin kona- niş, kışlık bir manto giymiş ve yakayı " Pencerenin önünde duran ler pazarında satın aldığı ve şimdi ken Çınıza dönmiyeceğim . kulaklarına kadar kaldırmış olduğu hal hf' masa mesai masasıydı ve üzerinde disine robdöşambr varifesi gören eski — Ne oluyor?, Bu heyecan ve endi- de, süratle yürüyen bir adamı takip bir sürü kâğıt, defter, kitap, tütün ku- bir asker kaputu içine sarılmış bulunu- şenin eebebi nedir? tuları görülüyordu. yordu. Noe Puassonu görünce, köpekler havladılar, kediler hindi gibi kabardı- lar, müthiş bir konser başladı. Krebiyon bir ip kırbacı kaptı ve bu enteresan hayvan kolleksiyonunu teh- dit etti. Hakikatte bir tek darbe bile indirmedi. Fakat bu tehdit kâfi gelmiş olacaktı ki kedilerden bazıları karyola- nın altına, diğerleri de Krebiyonun kü- tüphane dediği tahta levhaların arası- na gizlendi, köpeklere gelince, onlar da sustular, Bunun ürzerine şair: -- Seni tantı gönderdi! Dedi ve sonra, gayri ihtiyari em- Giği piposunu ağzından çıkararak ilâ- ve etti: » eliy — Niçin? Krebiyon, evvelâ, müteessir bir jest- le, masanın bir. tarafınkla toplanmış olan birçok şişâleri göstererek: — Hepsi boş!. Dedi ve sonra, gayri ihtiyari bir adetle emdiği piposunu ağıından çıka- rarak ilâve etti: — Tütün de yok! Nihayet ateşsiz gömineyi de göstere rek, mantosuna iyice büründü ve #özü- nü tamamladı: — Üşüyorum!. Bu öcalık Neo Puasson da, güzel olan koltuğa yerleşmişti. İçini çekti. — Ah! Zavallı dostum!.. Ne müthiş bir macera!.. Krebiyon giddetli bir endişeyle sore du: — Ne o.. Yoksa paran mı yok? — Hayır, hayır.. O değil. Çok şil- kür.. Birkaç frangım.. Hatta iki Lulim val W.. Krebiyon heyecanla: — Ver! Ver! ü Detdi, Puasson da içini çekti: | ı î A z lir zle d eee FĞ Gağlnln Va