“İNİSAN » Çi Hu Tanınmış ticaret müesseselerimizden birinin direktörü tecavüze uğradı Bayan direktör haykırdı : Sen bir alçaksın ! Kibar - karmanyolacı, hâdiseye müdahale eden muhartit imize de tabanca çekti, zabıta, bu kibar serserinin peşindedir Dün akşam üetü, evveloa gazete- mizde İlân geklinde yazılan birkaç mektup ve münakaşanın bir serpinti- j si olduğuna ihtimsi verilen çirkin bir | hâdise olmuştar. İ Muharrirlerimizden birinin de tesa. düfle şahit olduğu bu çirkin tacavür. tanınmış - Ücaret müesseselerimizden birine kârer yapılmıştır: Hâdise şöyle olmuştur: Galatada Voyvoda caddesinde Biç. kicılar sokağjnda Hristaki hanında bir motörlü ve clektrikli makineler Hmted şirketi vardır. Tanımmış elek- trik mühendislerinden Bay Ali Demir. baş şirketin milessis ve mıı_rıhhu gde- legesidir. Tatkikatta, bulunmak İçin Paris sergisine giuulw.lr._mradı bu- lanmadığı müddetçe şirket! direktör muavini ve mes'ul muhasebeci Bayan Emine Demirhaş idare etmektedir. Saat 10 u biraz geçiyor. Mücssese- nip mamurlarmdan çoğu gitmişlerdir. Mücssese garsonü bayan Emineye ha. ber veriyor: ; — Bir kibar kılıklı bay geldi. Sizin. le mühim-bir iş için hususi görüşmek istiyor. t — Hususi bir iş mi? — Şirkete ait bir işmiş. — Yandaki odaya almız. ÜĞ hve rengi elbise ziyinmiş. Şğ:krş:r:num :lnı kır düşmüş, kumral saçlı, orta yaşlı, kibar tavır- h ziyaretçi odaya girip bir dakika bek- lyor, Direktör mueavini, b;ır;ıumıı ne Del son işini de “":n:;::tğnln “buluıduğu odaya giriyor. Bir iş için tesadüfle orada bulunan niuharririmiz bayanım büro- | sunda kalıyor. | Şimdi muharririmizi dinliyelim: — Bayan direktör içeri girer gir mez asabi bir sesle sordu: (— Burada ne ârtyorsun?) Ziyaretçi kalın, fakat kimseye duyurmasızı istemediği belli ölan bir sesle cevab verdi: (— Mahut mescle için geldim. Ali aldanıyor. Sa- miyor ki o fotoğrafla mektubu aşır. makla her iş olup bitti. Halbuki o fo. toğrafla mektubun yine fotoğrafla çe- Kilmiş kopyaları bende durüyor.) Bayan; direktör çok müteessir ve hiddetli bir sesle adetâ haykırır gi- bi: (—'Sen bir alçaksm!) dedi. Vazi. yet çok dazikti. Dinlememek icab et: tiğini takdir ediyordum. Fakat uzak- Taşamadım. Çünkü ziyaretçi tehdid e- dici bir vâziyet almıştı. Bayanın yar. dıma ihtiyacı 'olabilirdi. Münakaşa şiddetlendi. Kibar görünen bu adam â- dt bir karmanyolacı: olduğunu hemen tör zile bastı. Büro garsonumdan önce girmekliğim lâzımgeldiğini anladım. Bu bir istimdad . işaretiydi. Hemen girdim. Beni görünce müteessir bir | Besle: (— Bu mütecavizi lütfen dışa. TIya &tmız, rica ederim.) dedi. Öteki kapıdan garson da girmişti. Garsöna: (— Kapıyı tut, çıkmasına —meydan verme!) dedikten sonra telefona köş- tam. Bayan: (— Ne yapıyorsunuz?) diye sordu. (— Zabrtaya telefon ede- ceğim') Ziyaretçi sert bir sesle: (— Ne ç- kar? dedi. Bayan bunu yapmamanızı istiyecektir.) Kızdım: (— OÖ istese bile ben sizi brrakmıyacağım) dedim. MAD S FACİA ROMANI b — Neredeydin Ferid? —- N.,. cevab vermi; Der vermeden uzaklaşmayı — Anlatırım Paşa De;;ı— Salonun aydmlığında likanlınm bir şeyden çok mütecasir — Babam nerede, Paşa Dede? yorsan? Yakışır mi âana bu?... Ha. kimden öğrendin? hatları seçilmeye başlaymca, de. olduğunu Paşa da, Safinaz da anlamışlardı. Ferid mırıldanir gibi sordu: rkin hâdise! L7 ü Wusu's”'ı"""" müracaatlar hakkında Mühi . l a Galatada Voyvoda — cadde- sinde Bıçkıcıdlar sokağında BA numaralı Hristaki hanın- da motörlü ve elektrikli ma- kineler ticaretile iştizal eden ve tanınmış elektrik mühen- dislerimizden bay Ali De- mirbaşın murahhas delegeli. ği altında bulunan Limitet şirketi direktörlüğünden aldı- &ımız ilânı dercediyoruz: Şirketimizin murahhas — dologesi Bay All Demirbaş şirkoöte ait işlerin tetkiki için Parisa gitmiştir. Gerek şahetna alt, gerek şirketi alâkadar etmiyen sair hususl işler için mües- sesemize müracaat edilmemesi rica olunur. Dünkü veada ve tebşir - ilânımızda da bildirdiğimiz gibi bu gibi işlörle Bay Demirbaşın arkadaşr Bay Avni Kadiroğlu, Taksimde Panorama kar şısındaki dalresinde meşgül olacak ve icap eden cevapları verecektir. A Dün akşam üzeri mücasesemlze karşı pek çirkin bir tarzda müracaat eden zattan bu hareketinin tekerrür etmemesi ayrıca ve ehemmiyetla ri- ca ve aksi takdirde şiddetle mukabe- le etmek yollarma müracaate mec- bur kalınacağı beyan olunur. Direklör Muavini va Mesul Mühasebeci: Bayan Emine Demirbaş (— Ben kendimi bıraktırmasını bili. rim!) dedi ve cebinden bir tabanca çı- kardı. Böyle sahnelere alışmıyan gar- son çekiliverdi. Benim de hiçbir mü. dafar ve mücadele tertibatım olmadı- ğ için dona kaldım. Kibar tavırlı ser- seri arka arkaya giderek odadan çık- tı. Peginden koşamıyacağımı anliya. cak kadar itidalimi muhafazaya çalış- tım. Yino telefona döndüm. İstediği bin lirayı alamıyan bu haydudu yaka- latmak istiyorum, Bayan direktör: (Bırakmız, dedi. Ali böyle istiyor. Se. yahatten dönünceye kadar buna bir şey yapamayız.) Şaşırdım: - (— Siz bunu ftanıyor musunuz?) — dedim. leği budur, Fakat Ülk — defadır ki bu yolda hareket etti, Önun sistemi ga- yet gürültüsüz iş gören bir sistemdir. Rica ederim bu çirkin hâdiseyi yaz- maymız. Aliyi bekliyelim.) Hiç cevab vermedim. Müthiş bir he. yecan geçiren sayın bayanı otomobi. Hine bindirdim. Yanına oturdum ve HABERİN EDEBİ VEFRİKASI: 40 Yazan: Hasan Rasim Us ——— ——— — — Çocuk DEK haftası Hediye kazananların isimlerini neşrediyoruz 18-3.038 tarihli bilmecemizde kazanan. lar: BİR ALTIN UCLU KALEM KAZANAN Necdet Kemal Canakkale deniz kuman- danlığında. BİR ALBÜM KAZANAN 2 nci Bedi Kerman Kurtuluş apartıman No, 5 BİR PERGER TAKIMNI KAZANAN 3 Üncü Şaziye Ulcay 61 inci — ilk okul | sımf 4, BİRER DOLMA MÜREKKEPLİ KALEM KAZANANLAR: 1 — Semiha kı zorta ökul, 9 Badia Da. vutpaşa, 3 — Mahbabe Mübeccel Beşiklâş, 4 — Saffet İnselman Alibeyköy, 5 — Ay. sel Göktepe İstanbul, 6 — Riza Uzunyü. suf, 7 — Hicri Brkek — fizesi, 8 — Saba. hat Cağaloğlu, © — Perihan Altınel Fener, 10 —'Süzan Küçükçeşme, Mitbat 20 inci okul Çarşamba, BİRER TUVALET SABUNU KAZANANLAR 11 — Fikret Yalova otel Termel, 12 — N. Tınaz erkek lsesi, 13 — Havva Halli 14 — Tlhan Kasımpaşa, 15 — mahmet, 16 — M. Ersen kum. , Sahure yayla caddesi, 14 — Ziya yamcı Fatih örta okul, 19 — Cahit Pertevniyal lisesi, 20 — Burhan Beşiktaş, 18 inci okul, 21 -- Sirol Beyarıt, 22 — Ömer Ersun Sirkeci Dervişler, 23 — Er- doğan Ersan İstanbul, 24 — Halil Kapkac Paslosiç | Cağaloğlu, 25 — Neclâ Yomuk Maltn. Mü- fide Kasımpaşa, BİRER SABUN MAHFAZASI RAZANANLAR 26 — Lütfi Üzin Emirgiân, 97 — Ergün Dinçel Çalalca, 28 — Türkmen Alkay Maç. ka, 29 — Urhan Uysal Carşamba, 30 — Zeki Vefa lsesi, 31 — Hüseyin — Santur Haydarpaşa, 32 — Fuat Öke Haydarpâşa Nsesi, 33 — Necdet Kızıltan kumkapı, 344 “— N. Doğan Fatih Örtaokul, 35 — Foha. met Üsküdar, 86 — Binnaz Kabak Findiklı Selüstü, 87? — Şevket Kumkapı, orta okul, 38 — Güzin Akay Tophane, 39 — Nuriye Karagünrük ilkokul,40 — Ziya Yeşilköy, 41 — Zehra Uzunyol, 42 — Ziya Denizyol- larında, 43 — İsa Tramvay şirketinde, 42 — Tomris Göktepe — Fevzipaşa, 35 — 8. Baru Tozkoparan, 46 — Meral Demirel Taksimdeki dairesine kadar - getir- dim. Bay - Ali Demirbaşm arkadaşı vAvni Kadit oğlu evde yökta. gı&mm hâdiseyi görüp de yazmamak müm- kün müdür? Bununla beraber kanun karşısındaki vazifemi de yaptım. Ba. yanın bülün mrarlarma rağmen Ta- Jimhane merkez memurluğuna koşup haber verdim. Tahkikat bütün ehem- miyet ve şiddetiyle başlamıştır. Bu bence meçhul haydudun kolayca ya- kalanacağına güphe yoktur. Tahkikat ve takibatı müşküle uğratmamak için fazla bir şey söylemekte mazurum.., Müuharririmizin şahid olduğu çirkin hâdise şimdilik bu kadardır. Alaca. | İamız tafsilâtm muvafık olan kısım. | larmı yarımnki sayımızda - tabii yaza- | cağız. | Ud DİLLERE (NAKİLİ İstanbul, 47 — Güzin Tarı Tepebaşı, 48 — * Aliye Altancı Fındıklı, 49 — Tbrahim Var. nalı Nişantaşı, M -- Dürdane Şişli, BİRER DEFTER — KAZANANLAR: Bi — Şevket Çuhadar kumkapı, 52 — Hüseyin Cahit Ş$ehremini, 53: — Semiha Komon Falih, 54 — Cahit Saray meydamı 5ö »— Şatiye Aslancan Mevlânekapi, 56 — M. Necip oğla Şebremini, 57 — Nuri Ak- yar Şehremini, 58 — Zeki Vefa erkek Hse- si, 59 — Sadri Üzer Kumkapı Örtaokul, 60 — İlhan Ayten — Tuna Beşiktaş, 61 — Lemi Caner Kadırköy, 62 — Şevket Kua- kapı orta okul, 68 — Feyziye Sirkeci Ha- eapaşa, 64 — Türkün Kartaltepe Aksaray, 65 — Yurdarlil! Çevik Sirkeci, 66 — Seyfi Kumkapı örtaokul, 67 — Müzeyyen Çarçamı ba yirminci okul, 68 -- Ali Arkadaş Kasıma paşa, 60 — Leman ODğanay, 70 — Muate vez Gülen Davutpaşa, 71 — Cağlı Samatya 72 — Nilüfet Başkut Taşkasap, 73 -- Ne: zihe Arar Küçükparzar, 74 — Neclâ İstan. bul Cezaevi Anbar — memuru kım, 75 — Nejat Yeniçeri Beyoğlu. BİRER KURŞUN KALEM KAZANANLAR 76 « İsmet Kıroğla Kumkapı, 77 — Be- hice Kemal Fatih, 78 — Gyler Çiftebayuz- lar. 79 — Cavit Gülen Üsküdar, 80 — $a- di Agnş Aşıkpaşa, $1— Ferit 8 inci ilko. kul, 82 — Yaşar Küral Caküdar, 83 — Bü- Tent Peçel 6 Omcı ilk okul, 84 — Erol Şeh rzadebaşı, 88 — Nurullah Yergük Beşiktaş, 86 — Engin Üsküdar, 87 — Aram Vahe Gü zelsanatlar ekademisi, 88 — Behzal Zon- * Ruldak Gzi ilkokul, 89 — Seriyel Ankara, Hasan Özmen © 90 — Bülent Varol Bayacıköy, 91 — Nedim Tuna — Ortaköy 92 — Mahbube Tuna Beşikteş, 93 — İlban Ayten Beşiktaş, 93 — Aliye Allıncı Fındıklhı 95 — AN Altıok Ankara, 986 — İsmail Or- du, 87 — "Hâmid Ünver Üsküdar, 88 — Ayla Günseli Beyarıt. Yeni bir yıldız kümesi keşfedildi Ceanubi Afrikada tetkikat yapan bir Amerikalı heyet Alimi gökyüzünde ye- ni bir yıldız kümesi keşfetmiştir. Şimdiye kadar görülmemiş olan bu yıldız kümesi çok hafif bir ışık gön. dermektedir. Çünkü, bu yıldızlar dün, yadan 250.000 “ışık mili” uzaklıkta- dir. Işık mili, saniyede 350.000 kilomet- re sürati olan ışığın bir senode aldığı mesafedir. Bu rakamların ifade etti- ği mesafeyi zihninizde canlandırabi « lirseniz, yeni yıldızların -nokadar 1L zakta olduğu hakkında bir fikir edi- nebilirsiniz. HAİK'KE (MAHFRAUZDOUR Paşa sözüne biraz ara verdikten sonra devam etti: — Bana göz vermelisin Ferid; bir şey söylemiyeceğine.. Ferid cevab vermedi. O düşünüyordu. Belki her şeyi haz, medebilir, annesinin kendilerinden ayrı kalmasma, gözyaşı dökmesine sabredebilirdi. Fakat gözleri görmiyen babasımnım haysiyeti, namusu ve izzetinefsile oyntyan bir kadının çatıları zitmda nefes almasına azla... Ön altr yaşının bütün isyanmı içinde buluyordu. Paşa ya. nmna yaklaşarak tekrarladı: — Odasında... Ne yapacaktm? — Hiç, yalnız sordum. Sesini daha yavaşlatarak ı’:dv:. etti: — Şu odaya girelim Paşa i Paşayla Synflııu Hanım gayri ihtiyart yürüdüler. ?aıy: girdikten sonra Büyük Hanım elektrik düğmesini çevirme! üzereyken Ferid atıldı: — Yakma Baba anne! —— Niçin? : 'Tam bu sırada bahçeden saiona birili rid yavaşça cevab vendi: —— Nimet..: Paşa Safinazın yüzüne baktı: —- O yukarda değil miydi? — Diğerı çıktığmı görmemiştim —Garibi , Ferid-bir inilti halinde söylendi: — Üc saattir peşindeyim... Babama acıyorum. ; Bafinaz Hanımla Paşa, Ferid'in solgun dudık!:_ı.mıdsn bir fımılt: halinde dökülen bu cümleler karşısında irkildiler. Fakat, bir müddet, ikisi de bir şey soramadılar. Ayak gesi, yayvan mehdivenin üst basamaklarında erimeye başladığı sırada Ferid Mmbanm düğmesini cevirdi. Şimdi. ihtiyarların yüzlerindeki andişe, genetn Yüzündek! rstırap çiagileri daha vazıhlaştı. Ferid: —Mmdmwummımde_.ıedi.uuk tahata- mül edemiyorum. Lütfiye Hanrmm kendisine bir geyler fısıl- isinin girdiği işitildi. Pe- daması morzakımı kamçıladı. Az sonra da hazırlanıp dişarıya çıkışı büsbütün. Ben de peşinden gittim. Bu cadalozu eve al. mamalıyız. Doğru iskeleye indi. Orada Nedim Beyle buluş. tular. Yarım saatten fazla bir mahallebleide oturdular. Yine birlikte dışarıya çıkarak bir otamobille uzaklaştılar. Arkaları. nı birakmadım. Gördüklerimi size söylemekten utanırım. Ora- dan anneme uğradım... Bana bir türlü inanmak istemedi. Ken- disine bütüin hakikati babama söyliyeceğimi bildirdim. Safinaz Hanım atıldı: — Aman oğlum, yapma bunu! *« Annem de böyle söylüyor, Baba Anne... Fakat benim ta- fammülüm kalmadı. Ona her şeyi, her şeyi anlatacağım... An- nemin sağ olduğuna varmcaya kadar. Paşa sakin bir sesle konuştu: — Oğlum, - dedi. Bunu yapmamalısın, Düşün ki baban gör. milyor. Görmemenin ne acı, ne İç paralayıcı, ne üzücü olduğu. nu bilinsin tabil?... Bundan eminim. Bu vaziyette bulunan ba. bana bunları söylemek, onun ölümünü istemek demektir. Yapmamalısım Ferid. Annenin, senin, hattâ babanın nasıl bir işkence içinde yaşadığmız: bilmiyor değiliz. Fakat inanmalı sınız ki, biz de sizden daha axz acı duymuyoruz. Söylersen yal- nrz bizi değil, anneni de çok fena bir vaziyete koymuş olacak- sm. Babanr öldürmek, anneni yeni bir 1stıraba sürüklemek, bir ocağı yıkmak mrı istiyorsun? Bunu yapma yavrum, Bir gün her şeyin düzeldiğini. annenin vine aramıza döndüğünü cö- reseksin. »« Söz veriyorsun değil mi Ferid! —- Yine mi cevab yok. — Peki Pşsa Dede.. — Teşekkür ederim. - Baçları ağarmış, beli bükülmüş ihtiyarm teşekkürü Feridin içini sızlattı. Hakikaten o da acınacak bir haldeydi. — Feridin dudakları arasından dökülecek iki çift söz bu yuvayrı bir'an çinde harabeye çevitrebilirdi. Ferid, ihtiyar dedeğile ninesine, izzetinefis ve namusuyla oynanan babasma acıyordu. İrfan Paşa: . — Şimdi.. . dedi. Bana gördüklerini söyliyemez misin? — Beni mazur gör Paşa Dede. Hiçbir şey söyliyemiyeceğim. — Peki yarar etmiyorum. Maamafih, Nimetin oğluma ce, sâna anne olamıyacağını biliyorum.- Yaptığıylıa Büyük Anneri öğünebilir. Safinaz Hanım titredi: — Ben ne yaptim Paşa... Lütfiyeye inandık,,. — O kadımı bugünden tezi yok evimden atmalısın, Bir daha vüzünü görmemeliyim. Lâtfive o gün öğleden sonra geceyi geçirmek için köşke gel. mişti. Onu bu saatte kovmanın imkânı yoktu. Safinaz Hantm: —— Paşa bu saatte nasıl olur? - dedi, Yarm münasip bir ge- kilde söyleriz, Oğlumdan başkaamı düşünmedim. * (Devamı var)