23 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

23 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S A Rodoplu Guzel Kız ve FO Yazan : Nizamettin Nazif —— 3 . Taşozlu deniz kudurdurlar: kurtları âdeta Bu melunları kazığa oturtmalı ! diye nomurdandılar sen BV — Gemiler yaklaştıkça sahildeki kala. da artıyordu, Hele sarı yelkenli iler kıçtan kara ettikleri zaman B"lltüılı.ılıı.rm yüzde doksanı koyda Planmışt. denilebilir. Zira sarı yel- keni en çok Taşoz adalı gemiciler kul- İâhırlardı, ve Trakya'nın güzel kızla. ıîîumı hep Taşoz gemilerile gelir- şu tercih Üç sebebden ileri gelirdi: — Gayet - urwG yet yolluydular, Az salla <2 — Taşozlular çok cesur olurlardı. Gelirken güzel kız ve giderken bol pa> Ta götürenler korsanlardan korkarlar. Öt Korsanlar ise bu gemilere yaklaşa. Tazlakdı. 8 — Taşozlular adaya getirdikleri şcuhrdm avdelte para almıyorlar- Sarı yelkenli gemilerden güzel kız- ı”!lhcağmı tahmin edenler yanıl. Madılar, Hakikaten, gelen ön geminin Onundan da harikulâde güzel kızlar F.lat hiç kimse bu kızlarla uğ- l_;'.'.-. vakit bulamadı. Zira gemile- zelmeıiyle beraber Samos korkunç hâaberle çalkandı: gemilerinden biri Samopulo yanında bir büyük geminin taar- uğramış ve ancak sürati saye- kı;ıp kurtulabilmişti. Gemileri SA Ka AA LA OURA dd # yanza a MAD Ş li Aykri v arikav bir ğği .h“ u kaptanlar, taarruz eden gcm!— w'p'şmnyı göze alamamışlardı. Bu h":a:!dı bir korsan gemisi olacaktı. î ; | â Yülkenlerinde kırmızı boya ile koca. TTan birer papatya işlenmiş olduğunu Sötk. V erdi. Kıllı ve sağlam adaleli kolları, kıllı, — 0 gemideki korsanlar çok cesur î'-"ıı:dı doğrusu... - diye bağırdı . ıh- gemisine tek başma uldırmak deliliktir. B!ı»ıııı birçok istilâlar görmüş, bir- koıun talanlarına uğramış bir İran istilâsı günlerinde büyük ı“'llı.ı'ııu:ı geçirdikleri günlerin acı- '. henüz unutmamışlardı, son yıllar- kâh Midilliyi, kâh Limniyi, kâh Ra- :o:“ Vuran korsanların vahşetlerini lve:inde duymıyan — kalmamıştı. Saporad adalarında barman bu k:"'it.ııla.r her nedense şimdiye kadar &'l-tn; uğramamışlardı. Acaba İ ı“hhndan_ sakmmak gsırası artık ıîğnem mi gelmişti? Samopula a. Yün Sisammn tam cenubundaki iki ko. z &rasında ve sahile bir buçuk mil hı:m minimini bir kaya parçasıydı. hiç korsan gemisinin orada dolaşması | de hayra alâmet sayılamazdı. l'ı!'ı gemilerinin kaptanları yolcu- | Ve getirdikleri güzel kızları kara. u.m'-'!hnp uğurladıktan sonra ayak blı başı. verip konuştular ve der- ıçılrp bu gemiyi bulmaya, 'M'll bildirmeye karar verdiler. Ön gemisinin bir korsan gemisi ö- “%n kaçmasını bir türlü onurları- t'thi yorlardı. Ama bu karari "llmk etmeye İmkân, lüzum ve vakit âdı. Zira o anda yelkenleri kırmı. mâ“mtya markalı ve kara boyalı bü. bir teknenin burnu dolanıp sön :İ'i koya girdiği görüldü. Herkes Vretle bakaka!dı! quî'e*- evet, hiç şüphe yoktu. Bahse- komn gemisi bu olacaktı. u deniz kurdları bundan bils. İ%hmm İçlerinden biri sun- turlu birkaç küfür savurarak yumruk. larını sıktı: — Ölümlerine susamışlar... Diğerleri; — Bu mel'unları kazığa oturtmalı! * diye homurdandılar « Ve herkes gemisine koşup hançeri- ne, palasma sarıldı. Genç kızlar, kör- pe âlikanlılar ihtiyaten evlerine kaçtı- lar, — Va Güneş artık adamakıllı batmıştı. Fa. kat denize ve karaya henüz gecenin renkleri inmemişti. Kırmızı papatyalı gemi arkadan gelen dalgalarla hızı arta arta pupa yelken geliyordu. Yaklaştı, yaklaştı. O yaklaştıkça Bsahildeki yatağanlı ve hançerli Taşozluların hiddeti bir kat daha artıyordu. Bu iki direkli ve hör iki tarafmdan kırkar kürek sarkan sağlam bir yapıydı. İki gömina (1) mesafeye gelince süvarisinin verdiği kumandalar işitildi. Tayfalarm ıskota. ları (2) çözdükleri görüldü; ve gemi, evvelki hızı azala azala karaya ya- naştı. Ö zaman Taşozlular fazla sab. redemediler. Bağırarak, küfürler sa- vurarak, kamalarımı, palalarmı - sallı- yarak gemiye saldırdılar, Sahili dol- duran Sisamlılar Egenin bütün ilâhla- rimı utançlarından öldürecek ayrp söz ler söyliyerek, naralar atarak Taşoz. luları leıeledlyorlırveımımbı. Raıqmrmıaı — Ha ıılıımnmıuı vuürun! Ya- kın! Yıkm!.. — Kahrolsım korsanlar! Kahrolsun haydudlar! Korsanları asmalıyız! A, sacağız korsanlarıt! Korsan... Lâkin bu gemidekilerin hiç de kor- sana benzer halleri yoktu. Taşozlular üzerlerine saldırmca aval aval baka- kaldılar, ve içlerinden yalnız biri, sü- vari, elleri kolları bağlanırken; — Yahul! Ne var? Ne oluyorsunuz? Siz haydud musunuz? nesiniz? - diye söylenebildi - Bir Taşozlu onun ensesine okkalı bir yumruk indirerek haykırdı; — Haydüd hangimiz bire sefil kor. san! Samopulo adası yanında gemimi. zi avlamaya çalışan sen değil miydin? Yürü bakalm. — Ne? Bizi korsanlıkla mı itham e- diyorsunuz? — Hah şunu anlıyaydın! Hem uzun lâfm kısası, dilini kıs da düş önDümüze bakalım. — Canım ya.uıhyorıunuz... Biz Lâ. kadlıyız. Trakya sahillerinden geliyo- Tuz, : — Masal dinletemezsin! Ön gemi halkı, ne halt karıştırmak istediğinizi gördü. Yetişebilseydiniz, bizim kafile- nin en arkada kalan gemisine buz gi- bi rampa ediverecektiniz. Bu muhavereye kulak kabartanlar artmıştı. Diğer Taşozlular bağladıkla- rı gemicileri ite kaka yaklaştılar. Sü- vari asabi asabi bağırdı: — Tabil rampa edecektim. Bmir âl. miştım, — Kimmiş bu emri veren? — Buraya dümen tutmamı kim em. rettiyse o. Hanımım! Korsan olsaydık ğön:vm göre kucağmıza düşer miy- Ve Taşozlunun bir başka sual sor. masına meydarı vermeden, başıyla bir kaprıyı İşaret etti: — İşte kendisi orada. İriyarı, yatafanlı gemiciler hep bir- den o tarafa seğirttiler. (Devamı var) (1) Bir gomina yüz metrodir, (2) Yolken ipleri —TT HABER — Aksam oostası Franko, orduları Aragondan yıldı- rtım süratiyle —Akdenize iniyorlar. Cumhuriyecçi ordunun iki günde bir söylenen “giddetli mukabil tsarruzun. dan,, bir eser görülemiyor. Eğer buüu hal devam ederse, üç dört ay önce Franko'nun dediği gibi; *“Bir sabah Ispanya uyanacak ve harbin bittiğini, cumhuriyetçi cephe. nin şakuli bir inhidam ile devrilip git- tiğini görecek.,, Avusturya hâdisesi kapanmış gibi. dir. Litvanya - Lehistan hâdisesi do | fazla sürmedi. Almanyanın Çekoslo- vakyadaki davasını halletmezden ön- ce, müttefiki İtalya ile birlikte İsviç« rede bir “emrivaki” yapmasından kor- kuluyorsa da umumi dikkatin tekrar İspanyaya çevrildiği muhakkaktır. Frankonun Aragondaki kuvvetleri. ni Akdenize yaklaştıran her adım, Pa. riste, Fransanm belkemiğine yeni bir hançer indirilmiş gibi bir tesir yapıyor ve Fransız efkârı umumiyesinedki he- yecanı artlırıyor. İspanya ihtilâlinin başladığı günler. de, ademi müdahale siyasasma sap- lanmakla ne berbat bir hataya düştü- #ünü, Fransa nihayet acı acı anlamış bulunuyor. Sağ partiler, ancak Almanya ile uz- laşmak suretiyle Fransanin bir - felâ- ketten kurtulabileceğini ileriye sürer- lerken sol partiler bir an evvel cumhu. riyetçi İspanyaya yardım edilmesini istemektedirler. Sosyalist partisinin i. leri gelen liderlerinden Jan Ziromski, İspanyadaki vaziyet hakkmda şu mü- taleada bulunmuştur: P Aparlr Teesrayoİmm, Cumh yaya yardım etmök wuîyeî kat'? bir lüzumdur. Bu yardım, gelişi- güzel bir yardım olmamalıdır. Vaziye- tin icab ettirdiği sekilde hareket et- râğmiz ve cumhuriyetçi İspanyaya lü- zumu olan her şeyi temin etmemiz İ- tab eder. Demokrat İspanya, düne kadar bizden “yalnız silâh satımnalma. sma müsaade etmemizi,, istiyordu. Bu gün böyle bir müsaadede bulunsak bi. le bu iş halledilmiş olmaz. Zira geç kaldık. Cumhuriyetçi İspanyanın or- tadan kalkması Fransız istiklâlinin ortadan kalkması demek olacaktır. Hattâ bu yüzden Garbi Avrupa medeni bütün haklarımı ve hürriyetlerini kay. bedecektir. Faşizm, bize nihaf darbeyi indirmek için son hazırlıklarmı ta- mamlamak üzeredir. Ona mağlüb o | mak istemiyorsak, onun metodlarını kullanmamız ve bize oynamak istedi- ği oyunun aynini kendisine karşı oy- nümamiız doğru olur. İspanyada faşist harekete son vermek için başvurula- dak biricik çare şudur: “Frankocularım elindeki Mayorka a, dasmı işgal etmek, hükümetçilerden Minorka adasını tesellüm etmek, İs . panyol Fasını zapt ve Pirene hudutla- rrmızı tahkim etmek. İspanyol Fası, Franko ile müttefik. lerinin İspanyaya ve bize indirmek is- tedikleri darbenin kuvvet kaynağıdır. Franko ile faşizm Fastan getirilen as- kerleri harbe sürerek muvaffak ol - “—— Bu harekete kalkışmak bir harb doğurur.,, Cevabımız hazırdır: “— Bfendiler! Heyhat! Harbin doğ. masınma artık mâni olamayız. Harb bütün felâketleri ile gelmiş ve Üüstü. müze çökmüştür. Eğer bu harbin bizi tahrib etmesini istemiyorsak, nihat hücuma hazırla - nan düşmanlarımızın tertibatını şimi- diden bozmaya çalışmalıyız. Yarın, Le Tempas gazetesi ise Aragondaki son )ışkerl waziyeti söyle hulâsa edi- yor; I Günün meselesi d Mleke ğ T çe : —'wnmnawmw»*&m altına giren Fransız deniz yollarını “Terueldeki çetin harbden sonra, her iki tarafın mevcud ihtiyat kuvvet. leri eritmiş olduğu tahmin edilmiş ve bu kanlı harpten sonra iki taraftan bi, rinin yeniden harekete geçmesi için birçok aylar beklemek lâzımgeleceğini sananlar olmuştu. Aragondaki sön taarruzlar, Frankonun Teruelde asla yorulmadığını, Teruel harplerinin an- cak cumhuriyetci orduyu zedelemiş olduğunu ispat etmektedir. Zira Fran. ko birkaç gün içinde seksen kilometre ilerliyebilmiştir. Belki, söon günlerde deveran eden bazı şaylalar doğru de- ğildir. Belki cumhuriyetçilerin İnhilâl arifesinde bulıy:duklmm söylemek hatalı olur; fakat Aragondaki harekâ- tın inkişafına hakarak “İspanyihl ma. cerâsı son ve kat'i safhasma girmiş- tir,, denilebilir. Son günlerde Franko tayyareleri Barselonu mütemadiyen bombardıman etmektedir. Herbiri yüz. lerce ve yüzlerce kurbana mal olan bu bombardımanlardan maksat nedir? Hiç şüphesiz Barselondakileri tet . hişetmek ve halkı korkutarak cumhu- riyetci mıntakada ihtilâller cıkmasına çalışmak. Fransa bu vaziyete seyirci kalabilir mi? Bizce Fransanın ademi müdahale siyasasma nihayet vermesi zamanı henülz gelmemiştir. Bu gidişle Pirene hudutlarımızda ve garbi Akdenizde Fransız menfaatlerinin tehlikeye gi- receği inkâr edilemez ama Frankonun bize mütemadiyen teminat vermekte olduğunu da unutmamalıyız. Franko, İspanyada harbi kazanma- sının, Fransız , İspanyol münasehetle- rinde herhangi bir değişiklik yapmı- yacağını bize temin etmektedir. İna- nalrm.,, İşte Fransa, biribirine taban tabana zıd olan bu İki cereyan içinde çalkan. S X İ KADIN Bej, koyu kahverengi ve yeşil fötrden yapılmış olan ve dört silindir, bir de murabbadan müteşekkil bulunan düz T Fransa, Cumhuriyetçi İspanyaya yardım cesaretini gösterecek mi Sol taraf, Mayorka ve Minorka adalarile Ispanyol Fasının Fransa tarafından bir an evvel iIşgalini istiyor ;_. &N İ lx wi*"x Fransanın işgal etmek niyetini gumğu Mayorka 've Minorha adaları ile tehdit gösterir harite.. maktadır. : Fransa, Franko tarafından verilen teminata iİnanabilir mi? Bugünkü Fransız hükümetinin buna inanması, Fransanın ikinci sınıf bir devlet dere- kesine inmesi demelk olacaktır. Düşü. nünüz bir kere.,, Avrupanın, düne ka. dar ve hâlâ en kuvvotli ordusuna sa- hip bulunan Fransa bir Frankonun; “— Pirene hudutlarmıza taarruz et- miyeceğim.,, Demesine tahammül edebiliyor. Kaldi ki bu teminata ne dereceye kadar inanılabileceği de şüphelidir. Yarın İspanyada otoriter bir Franko devleti teşekkül ettiği gün İtalya ve Almanya ile birlikte bu devlet.in Fran. saya saldırmamasma imkân vö ihti'» mal tasavvur edilemez. Zira; “Faşizm, en büyük düşmanı olan de, mokrat merkezi tarümar etmeden Ta- hat uyku uyuyamaz.,, Faşizm, İspanyada muzaffer oldu- ğu gün, ilk işi Fransada da muvaffak olmanın çarelerini aramak olacaktır. Esasen Fransada iki günde bir keşfe- dilen gizli silâh depoları sağ cenahın bugünkü idareye nasıl diş bilemekte olduğunu açıkça goste:mektedir “Eğer gelecek intihapta sağ oenah kazanırsa fazla kan dökülmeden, Fransada da demokrasiye veda edildi- ğini göreceğiz,, diyenler çoğalmaya başlamıştır. . Acaba Leon Blüm, cumhuriyetçi İs. panyaya yardım etmek cesaretini ker. dinde bulabilecek mi? ve güzel bir şapka. ; ŞEKİP GÜNDÜZ Istanbul radvosu 923 MART — 938 ÇARŞAMBA 17 inkılâp tarihi dersi: Üniversiteden naklen, Yusuf Hikmet Bayur, 18,80 Fatih halkevi gösterit kolu tarafından bir temsil 19,15 konferans, Doktor İbrahim — Zali, Bulaşık cilt hastalıkları ve saçların dökül- mesi, 19,55 Borsa haberleri, 20 Necmeddin Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musi- kisi ve halk şarkıları, 20,80 hava raporu, 20,33 Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 20,45 Nezihe ve arkadaşları —- tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları (sâat aya- rı, 21,15 Fasıl saz heyeti, İbrahim ve arka daşları tarafından, 21,50 oötkestra, 22,45 ajans haberleri, 23 plâkla sololar, öpera ve operet parçaları, 23,20 son haberler ve er- tesi günün progğramı, 23,30 son. BÜKREŞ: 18, knoser, 20 dinl! müzik, 20,30 italyan * ca şarkılar, 21,15 Ştavrusun eserleri, 22,45 kafe konser, BUDAPEŞTE: 18, şatkılar, 19 belediye orkestrası, 2t, 30 radyo örkestrası, 21,10 müzik akede- | misinden nakil, 23,20 sigan oörkestrası, 24, 10 caz plâkları, BERLİN: 19 radyo orkestrası, 20 Balet 21 hafif müzik, 22,30 pllk müzik, ve car, ROMA: 20,40 hafil müzik, 21,20 konser, 22 Mis Hno Uyatrosundan temsil nakli. VARŞOVA; 20,20 şarkılar, 20,55 plâk, 22 Sopen te sitali. 23 radyo örkestrası. plâkları, 23,30 hafif

Bu sayıdan diğer sayfalar: