22 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

22 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SA Rodoplu Güzel Kız ve FO Yazan : Nizamettin Nazif İ Ona köle olmak, bizim köyde Feandi olmaktan daha zevkli. SukanburEzop'u bile en güzel kızların koynunda yaşatıyor. Uzaktan, bağı çeviren yassı ve bo - b's duvacın öte yanından geçen iki l Çobanı çapkın çapkın baxzarak gü- Mu. İçlerinden biri; — Yadman'ın işi iş-e « dedi * Bot :i köleleri bizim keçilerden daha Yavrulamıyorlar?. rü cevab verdi? iğe Adanın yarısı onun. Keşki bizi de fatın almış olsaydı. Ona köle olmak, »-lll köyde elendi olmakzan daha | Ka Görmüyor musun şu kanbur (1) 'Op'u bile en güzel kızların xoynunda tiyor. * Ezop'u hor görme, O bir köledir ; devrimizin en büyük filozefların- biri olduğunu da unutma, Yadma- :_ıeliııu._ Cidden akıllı bir adam .. ıgİlı-ı hoş tutacağına eşlettiriyor ve Yoktan köle sahibi oluyor. - Adanın yarısı onun. Bu kadar "Pfığı kim işliyecek? Şu zeytin or- Ranlarında, bu bağlarda ve dalyanla- İ çalıştıracağı köleleri hep paray. Batınalacak değil ya... Hem bu gi. le ben, onun esir pazarında köle iya başlıyacağını da sanırım. Nn Haklısın... Çok sağlam delikan- la en güzel genç kızları evlendiri- Yör, Doğan çocuklar hep güzel ve Ğbüı oluyorlar (2). Yani Yadmon| Mit bu adanm pazarına göre mal ye. İriyor. - — Sonra şu bağların gşarabı bilsen Küzel! Geçenlerde buradan ge- €n RIzlar çagıranar. Bâğa - gir- im. Şarab içiyorlardı. Bir tas da ba. "e doldurup verdiler. Enfes şeydi doğ- ! — Öyle olmasa Misır bu adadan ge- Remiler dolusu şarab çeker mi? Ve bağdan gelen nefeslere, gşarkı. İlra kulak kabarterak, kütüklerin dip- İnde uzanan kızlara hasretle göz kaykıltarak keçilerin ardından zeytin- İlklere daldılar. —H- Ada.. Bu ada, mavi denize yeşil saçlı bir kız gibi yaslanmıştı. İlık bir rüzgür esiyordu. Cenuptan esen bu ılık rüzgürle ma. Vi deniz köpürüyor, biribirini - iterek Etlen köpüklü dalgalar sahile çarptık- a inaan, Üst Üste birkaç fistan giymiş bir Bpir kızınm dantelalı etekleri ha- '“lnı)'nr zannıma düşüyordu. Bu deniz Adalardenizidir; ilâhf hul. Yüların ve en tatlı rüyaların denizi... Ve bu ada Sisam adasıdır ki, cenuptan Etlen dalgalar, cenuba bakan Üç Koy" çarpar. Üç koy... Uzun, çok uzun kavaklar Bibi yüksek ve büyük, çok büyük çı- gibi gölge veren asırlık zeytin. İtvo ve toprağı kıvırcık tüylü bir oğ- lik gırtı gibi gösteren asmalara, bağ- yaslanmış üç koy. Bu koylarda koyu yeşil ağaçlar, ko. Mavi denize öyle kaynaşmıştır ki. kan göz şaşırır: “Şu deniz nerede başlar, bu zeytin- İikler nerede biter?,, diye. Bu zeytinlikler nerede mi biter? Ah gu ak ve temiz dişler gibi sırala. Bân hep bir boyda evlerin, Samos ev l.hh yanıbaşında. O evlerin yanıba- Hadaki rüzgârın uğultusu da, kıyıda İRtaklıyan dalgaların sesi de orada bi. ter. Zira orada Sisammn sesi başlar. Bu Bes, negeli balıkçı türkülerini beyaz en- 1 kızların gakrak kahkahaları ve Mplak baldırlr delikanlıların naraları İle krıştırafak külaklara çarpat, e" ÇN Bundatı tamm 2502 yıl Önce (3) bir Sönbahar aksamı. İlkteşrin aymın Üçüncü günündeyiz. | Güneş, Anndolu kıyılarındaki yükzek ların ardımda batryor. Bu dağların denize doğru uzanımış bir kolu olan Konopitsa burnu üstünde gök kıpkızıl. Birkaç beyaz bulut bu kızıl gökte ka> na batmış tülbent parçaları gibi kı. zıllana kızıllana şimale doğru kayıyor. Cenuptân ılık bir. rüzgüâr es!yor... Mistra mı, Fenikeye mi, Yunana mı, kimbilir hangi diyara giden beş gemi yelkenlerini yapraklandırarak — yavaş yavaş yola düzülüyar, ham ipek kozası gibi kirli sarı yelkenlerini alabildiğine Şişirmiş on gemi ise kıvrak tıramola- larla koya doğru süzülüyordu. Akşamm bu saatlerinde Sisamın â. şık olmiyan kızları ve oğlanları mutla- ka Samos koyunda dolaşırlar. Aşık o- lanları ise grup, Tanrınm günü, bağ. larda ve zeytinliklerde bulur. Bu mevsimde gelen her gemiyi Si- samlılar daima büyük bir dikkat ve | morakla seyrederler. Zira bugünlerde bu gemilerden herbiri bir yabancı ül- kenin mutlaka büyük bir zenginini ve ya devrin en güzel bir kadınını getirir. Sonbahardayız dedik ya.. Sonbahar Sisam adasında esir pazarının açıklığı mevsimdir. Gemiler koya girdikten son- ra kıçtan palamar verip yolcularını çıkarırlar. Sonra tekrar yelken açarlar, Prason ve Koçika burunlarmı dolaşa. rak şimaldeki halice girerler. Sahiple- rinin adadan ayrılacakları güne ka- dar orada kalırlar. «« II — Mrilâttan yedi gaır evvel - Sinam.en lüks esirlerin satıldığı yerdi. Bilhassa Trakyanın, Makedonyanın ve Minği. relyanın (4) Mısırda, İranda, Fenike ve Suriyede çok beğenilen gilzel kızla- rımı yalnız Sisam pazarında bulmak mümkündü. Bu kızlar ancak orada ve akla hayale sığmıyacak ücretler muka. bilinde satmalmabiliyorlardı. “Belki daha ucuza alabiliriz,, ümidiyle Mısır. dan, Fenike'den, Ege adalarından kal- kap Minğirelyaya, Trakya ve Makedon- yaya gidenler beyhude zahmet etmiş oluyorlardı. Zira Trakyalılar, Make. donyalılar ve Minğirelyalılar kızlarını bir kere Sisam adasmıma götürmeden satmıyorlardı. O devirlerde Trakyada Makedonya- da ve Karadeniz kıyılarında oturanlar cins kısrak yetiştirir gibi güzel kız yetiştiriyorlardı. (5) Fakat Mısırlıla- rm en çok beğendikleri dilberler Pe, lâj (6) kızlarıydı. Pelâjlar kızlarını satmıyorlardı; fa: kat adalı korsanlar Adriyatik kıyıla- rını kolaçan edip bunları kaçırıyorlar. dı. Pelâj kızları bilhassa Mısırlıların zevkini pek okşuyordu. Zirâ uzun boy- lu, yuvarlak omuzlu, dik göğüslü, dol- gun kalçalı, kırmızı topuklu ve küçük ayaklı oluyorlardı. Sisam pazarma gö türülenlerin çoğu sarışın ve kumral. dı. Pazar, ilkteşrin ayınmm dördüncü günl açılryor ve ön iki gün devam edi. yordu. Her yı!l bu müddet zarfında a- daya en az 2000 yabancı zengin geldi- ği hesab edilmişti. Tabif bunlar yal. nız esir satmalmıyorlardı, adada do- laşıyorlar, eğelniyorlar, fıçı fıçt mels- ket şarabı içiyorlar ve giderken de geriler dolusu şarab götürüyorlardı. Sisamlılar bilhassa Mısırli ve Habeş zenginleri fazla sızdırmak için bir başka çare de bulmuşlardı. Bağlarda Orjiler tertip ediyorlardı. Gündüzleri Sisam pazarında esir satmalanlar, ge- celeri de Sisatı bağlarında biribirin. den hür ve birbirinden işveli ada kız- lariyle eğleniyorlardı. Misket şarabla- riyle kafalar tüssüleniyor, Sâfo'nun giirleri dağlarda yankılanıyor, Safo- nun âvinleriyle (7) bağlar inliyordu. Oooh! Sisamım sonbaharında, bu bağ bozumu Örji'ler! pek meşhurdu- Tadi HABER — Aksam postası ü Günün meselesi Niçin Fransada bir milli hükümet kurulamıyor? Zira kanlı bıçaklı bu memleketteki siyasi partiler biribirine düşman olmuşlardır Leon Blum kabinesinin parlâmento huzuruna çıktığı gün cereyan edebv münakaşalar bunu mükemmel surette izah etmektedir Yşaxan : Şekip Gündüz Sağ cenahtan eski Başvekil Flânden Bitaraf bir asker Mareşal Peten Sol cenahın maşhitır Heryosu Heryo Acaba günün birinde bu üç şahitgetlen Birt “Fransanın mukadderalırır Tapin eltmek,, gl bi Tarih! bir vazifeye namzet midir? Leon Blüm'un bütün gayretlerine Tağmen, Fransada bir milli birlik hü- kümeti kurulamamasının sebebi ne . dir? Leon Blüm bir milli birlik hükü- meti kurulabilmesi için istifasını ver- mokte tereddüd etmiyeceğini söylediği hâlde müuhalifler noden bu işe yanaş- mayorlar? Fransanım menfaatleri ve otoritesi, dünyanın her tarafında çok ciddi teh. Hikelere maruzken, ve Fransa, düş. manları tarafından açıkça tehdit edi- lirken muhalifler iktidar mevkiinde vazife almayı neden reddettiler? Bunu iyice anlamak için, Fransız parlâmentosunda, Leon Blüm'un iti- mat reyi aradığı gün, cereyan etmiş olemn müzekereleri dikkatle gözden ge. çirmek lâzımdır. Bu celsanin zabrtna- mesi Fransadaki siyasa partilerinin, bilhassa muhalif partilerin ne berbat telâkkilere saplanıp kaldıklarını ve büyük millf tehlike karşısında bile bi- ribirine nasıl diş bilediklerini, biribi - rinden ne aykırı istikametlerde bulun. duklarını açıkça gösteriyor. Halkçı demokratlar müstesna, bil - tün muhalifler namma söz alan eski başvekillerden Piyer - Etiyen . Flân- den bir milli kabine kurmak için Le- on Blüm tarafından yapılan teklifi ni- çin kabul etmediklerini göyle izah et. miştir: P. E. Flânden — Bize komünist partisinin de dahil bulunacağı bir kabine ile iş birliği yapmak teklif edildi. Bu parti milli kabineye gir mek için “Halk cephesi programının tatbikına devam edilmesini,, şart koşmaktadır. Bize vapılan teklifte, milli kabinenin başkanlığına mutla- ka sosyalist partisi Tideri Leon Blüm'un getirümesi doğru olacağı bildirilmiştir. Namlarına konuştu . ğum azlık partileri, Fransanın ancak bir milli birlik hükümeti kurmakla bugünkü elim vaziyetten kurtulabi- Teceğine kanidir. Azlık - grupu hiç kimseden (komünletlerden bahsedi- vor) Fransa - vatandaşlığı sıfatını e Iİ Sisama gelen her Mısirimin damağın. da kalıyardu. (Devamı var) (1) Bzop, bildiğir meşhur — hasır oevab Yaman “masal” cıst hi den birçoğu cidden haktmanedir. (2)Eski devirlerde bilhassa İvoni « yenlor Rölelerini carinelerini boş bi - rakmas'ar, viribirlerinle ev eğerlerdi. tan 655 yal önce, trolya, Gürcistanın bir kıs. ki Batıma, Kara ve Ardahan z wetletirmol rook, vegöne meşgalesiyTi. () Arna sları. (1) Y i. Seviciliğiyle bü- | vük bir şöhret almıştı. l kabilejerin . nezetmek temayülünda değildir. A- ma komünistlerle iş birliğini kabul stmomek için pek ciddi sebeblere de maliktir. Eğer biz yapılmış olan tek. Hifi kabul etmiş ölsaydık, siyasi hit- viyetimizi kaybetmek tehlikesine marusş kalacaktık. Zira bu teklif bi- sim açıkça halk cephesine katılma, miez demek olacaktı. Biz ancak tara- Jtmızdan tetkik ve kabul edilmiş, muayyen bir program etrafında mil- H birli: kurulabileceğine kaniia. Bi- zim telâkkilerimizle komünist parti. sinin hedefleri arasında, biühassa dış siyasada büyük tesatlar vardır. Komünlst partisi, faraza; ademi mü- dahaleden vazgeçilmesini, cumhburd vetçi İspanyaya silâh verilmesini is. Yömektedir ki, biz bunu, dünya sul- hünü tehdid eden en büyük tehlike olarak görüyoruz. Sonra, komünist partisi bir komşu devletin, (yani Almanyanın) iç sıyasasına karşı o- Tan Wücumlarını her gün arttırmak- tadır, Halbulkâ biz bu devletle nor. mal münasebetler kurulması fikrin deylz. Nihayet bu parti, Moskova- dan kendisini idare etmekte olan Üçünciü Enternasyonalin direktifle- rüne saıygun bir yolda yürümek niye, tindadir, Bu vasiyotin iç ve dış st- yasalarda tam bir vlodan hürriyeti ile kanaatlerini izhar otmesi lözam- gelen bir Fransız hükümetinde mes- uliyet derihte etmelerine müsait o. Tamıyacağına kantiz. IstanbDul radyosu 22 MART — 1938 SALI 18,30 plâkia dans musikisi, 19,45 Eminö. nü halkevi neşriyat kolü namına — Nusret Safa, 19 plâkla dans'musikisi, 19,15 konfe- rans, Eminönü halkevi sosyal — yardım şubesi namına döçent Feyzullah Doğruer (sosyal diş tababetinin faydaları), - 19,56 | barsa haberleri, 20 Klâsik Türk musikisi, *'Nurf Hali! ve n kadaşları tarafından, 90,10 hava raporu, 20,33 Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 20,45 Vedia Rıza ve arkadaş ları tarafından Türk musikisi ve halk şar. kıları, (saat ayarı), 21,15 Tahsin Karakuş ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve | halk şarkıları, 21,50 örkestra, 22,45 ajans habherleri, 23, plikla sololar, opera ve ope- ret parçaları, 23,20 son haberler, ve erlesi günün programı, 23,90 san. İ BÜKREŞ: l 18,20 Çankofski plâkları, 20 Müzik, 921, 15 klâsik Rumen müziği, 23,10 plük. BUDAPEŞTE: 18,30 lar, 19,20 sigan — örkestrası, 21,10 Dudapeşte konser orkesirası, 23,20 plâk, 24,y0 sigon örkestrası, BERLİN: 20,yü bando, 21 hafif müzik, 21,30 sen. fonik konser, 23.30 hafif mürik, ve car. k, 20,30 hafif müzik, 22 tem. üsik konser, 24,15 cazbant. konser. 20,M — piyano, 21 4, 22 senfonik konser, 23 sa. | Jon örkestrası, Fornan Loran (müstakil cümhuri- yetçi) — Ben ve arkadaşlarım, hiü- kümete itimat reyi vereceğiz. Fa. kat bu itimadı beyan etmezden ön- oe birkaç söz söylemek isteriz. Aca- ba niçin itimad reyi veriyoruz? Zirt bizim en büyük hedefimis Fransa- nn teklikeden kurtulmasıdır. Bu. nunla beraber, daha birkaç gün ev- vel, sosyolist partisinin gazetesi ö- lan Popülerin bankalara ve büyük endüstri patronlarına satılmış oldu. ğumuza dair yapmış olduğu neşri- yatı da unulamayız, Fransızları it- tihad ettirmek istiyen bir parti bu neşriyata devam ctmek miyetinde midir? Hükümet toabında Çekoslovakya- yı müdafaaya karar verdiğini bildir. di. İngiltere süsuüyor. Acaba tok ba- şımıza bu kahramanlığı yapabilecek kudretimiz var mı? İspanya işlerine müdahale etmemiszi istiyenler var. İngiltere buna da yanaşmıyor. Aca- ba halk cephesinin 22 aylık sallana. ti sonunda endilstri atoklarımız ne haldedir? Ve elimizde, ne kadar ih- tiyat iptidai madde var? Bizi dir müli kabinede komünistlerle yanya- n0 ofturmayı istememekle itham edi- yorlar, Acaba bu komünistler, ni. çin bir halk cephesi hükümetinde yer almış bulunmuyorlar? —Bunun cevabını, iki aydanberi siz bizsat bulunuyorsunuz aynen şu cümleyi neşretmiştir: “Dimitrof'un (1) Hümanite yazete- sinde çıkan — beyanatından sonra Fransıs komünlet partisinin Stalin . tarafından idare odildiğine artık hiç şüphe kalmamıştır.,, Ve bunun üserine sosyalist partisi komlnist partisile birleşmeyi kabul elmemiş. ti. Nasıl olur da iki partinin birle- şememesine sebeb olan hakikatle bir milli birlik kurulmasına — ı olamazlar? Biz böyle dilşünenlerden değiliz, Biz imkâzslıkların ve ha- yval Kkırıklıklarının komünist partisi- ne sürüklediği kimselere asla haka. * etmedik. Bunlar, bilhassa bu fo- Tâketli dakikalarda bizim kardesle- i Moskovadan re dirler ve şefleri emir alıyorlarsa bundan bu kayd lerimiz asla mes'ul edilemesler, Biz milk birlik, bir müli müdafaa birli- ği te en o* sisin kadar temsil ot- e olduğumuz amele sanıfları ile yapmak istiyomez. (şiddetli al. BEP Deramı 11 İncide) Şekip GÜNDÜZ (1) Üçündü enternasyonat umumt kâtibi. Komünist Bulgar avukalı ki, | Ravştag yanıyını davasında — Göringle avgalar yüsünden meshur

Bu sayıdan diğer sayfalar: