22 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

22 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—B0— Ankara B. D. N.: Yaşınız 20 dan fazla olmaR gerek. Bo. yunuz ortadır. Bünyece zayıfsınız. İşleri. Bize dikkatli ve alâkalısınız. Yalnız ayni samanda birçok şeylerle bir müddet meş- Şul olmak İstemesiz yazmızın tahlilinden anlaşılan bir kusurunuzdur. Bundan vaz- geçmenizi ileriki muvalfakiyetleriniz için Barur! görmekteyim, Ruhen — bedbinliğe meyliniz mevcattur. Bununla da mücadele eimelisiniz. —5b37— Aksaray « Ön - Re: Henüz neşvünüma devresinde bulunu. gorsunuz, Bu itibarla yaşımız 18 den az ol. mak gerek. Boyunuz ortadır. Fakat usulü 'dalresinde hareket edilmek şartile böyu- muzun uzaması mümkündür. Ne suretle ha veket elmeniz lüzimgeldiğini — bir müle- hassıstan sormalısınız. Zekâ ve terakkiniz tyidir. Yalnız birar inatçı ve mübalağacı Bgörünüyorsunuz. Bu huylardan da vazgeç. melisiniz, Bir işi bitirmek için munlazam ve devamlı mesaiye alışmanız da şayunı Yevstyedir. —558— Beyoğlu - Yaşımız 25 den Tazfadır. — Fukat meselâ 85 yaşında da değilsiniz. Boyunuz uzun, wücudunuz topludur. Size, açık kalblilik ve samimllik daha fazla yaraşacaktır. Baş- kalarının hakkınızdaki telâkki ve kannat. leri, yalaız sizin görünmenize tabi değildir î geçirdi. Sabahleyin jilk trenle kapağı Moskovaya attı. Geçenlerde ona yolda rasladım, Yar tatilini nasıl geçirdiğini sordum, — Sorma, diye cevap verdi, O kadar arfjinal, o kadar orijinal geçirdim ki! Ruscadan çeviren: Ferah FERRUH ÜTÜN tafsilâtile karakteri- nizi; meziyet ve kusurlarmmızı; sizi hayrete düşürecek kadâr vazıh ve sarih olarak hususiyetlerinizi; tut- tuğunuz veya düşündüğünüz işte mu- vaffak'olup olmıyacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı size söyliyebilirim. Bana bir gazeteden, bir kitaptan ve- ya aklmırzdan yaracağınız dört satır. lik yazıyı; son aylardaki imzalarınız. dan ikisini gönderiniz. ———0 Paraca vaziyetinizin iyi olmadığını tah. min ediyorum, İsrala da ve bol barcamağa da istidadımız vardır. Faal olmanıza rağ. men çalışmalarınızdan matlüp neliceyi e- lamamakla yazdığım hususiyellerin tesiri pek büyüktür. Zekânızdan ve kendinize i. timadınızdan Yazla istifade edebilir. siniz ve etmelisiniz. — 50 © F. V: Gençsiniz, ve henliz neşvünüme devre. sindesiniz. Yaşınız 18 den fazla olmıyacak. tır. Boyunuz nihayet ortadır. Fakat bo- yunuzun daha farla uzaması mümkündür. Bu, bir taraltan lagaddi ve diğer taraflan boyun uzamasına yardım eden bedeni ha. reketler moselelsdir. Bir mütchassıs ile bu bakımdan konuşmanız iyi olur. Bünyece de pek toplu olmiyacaksınız, bilmiyorum, bunun üzerinde de durmalı mısınız. Has. saş ve zekisiniz, Şimdilik çabuk müteessir veya memnun olan bir karakter gösteriyor. sunuz. Zeklnızmi daha faal bir hale getir. mek için barı — hareketleriniz — urzaktan kontrol edilmek Üzere — serbest bırakıl. menız şayanı tavsiyedir. Eğer 1097 sene. sine &it imzanısın o sene içinde atılmış bir aslı elimde olsa idi, 987 de sizi sıkan veya düşündüren bir hüdisenin mevcudi. yetini Iddla edebilirdim. Bana eski yazıla- rınırdan bazı kısımlar ve eski imzalarını. zın asıllarından gönderirseniz — tahlilime devam ederim. Bu tahliller — hakkında siz ne düşünüyorsunuz bunu da bildirinie. HABER — Alşam postasi Cevapları veren Profesör Sanerk Grafto'oji ve Grafometri mütehassısi —300- Galatasaray 1503 Z; Gönderdiğiniz mektup sahibi, orla boy. la, öorta bünyede ve herhalde 20 yaşından daha az bir sindedir, İyi ve bol yaşamak, en büyük emelini teşkil etmektedir. Zeki. dir ve fakat zekâsını kendi lehine kullan. mak temayölünü göstermektedir. Uysal ol. maması ihltimali kuvvetlidir. Biraz da kav gacıdır. Bütün bunlarda yaşının tesiri bü. yüktür. İyi bir idare ile daha makul ce sakin olabilir. Cağaloğlu, Orhan Tuğsel: Gençsiniz, urunca boylu olmanız gerek. Bünyece şişmanlamak istidadınız. şimdi- den göze çarpmaktadır. Halen toplu bir bönyedesiniz. Hareketlerinizin daha az sert ve binsenaleyh daha çok iyi tesirler ya. par bir hale getirilmesi size yapacağım Ük tavsiyedir. Keadinize itimadınız bittabi ? çok iyidir, fakat bu —itimadda — ileriye gitmek iyi değildir. Kuvvetli ve biraz Ja Müball görünen vaziyetler size yakışmı. yor. Mütehakkim bir tublatte olmanız da çok küvvetli bir ihtimaldir. Çalışkan, iyi anlayış ve kavrayışlı olduğunuz için de si. 30 tahlil neticesinde bulduklarımı olduğt Bgibi yazdım. Acaba bu husustaki mütülea. natı öğrenebilir miyim? ' —öğ— Galata. V.K: Yaşınız 20 den farladır. Boyunuz orta veya ortaya yakın, Bünyece zayıfsınız. En büyük ihtimal ile bir gönül rabıtasının Ü- züntüsü içinde bulunuyorsunuaz. Bilhassa bugünlerde — yani yazıyı gönderdiğiniz demek istiyorum — ürüntünüz farladır. Ha yatta yalnız bir şeye bağlanmak, doğru de. Bökdir. Bizl pek yakından alâkadar edebile- cek © kadar çok ve çeşitli şeyler var ki., İşlerinizi Ihma) etmeniz, — sonradan sizi memnun etmiyocek bir vakfadır. Tutumlu görünüyorsunuz ki çok iyidir. Hâdiseleri olduğa gibi, almak lüzumuna siz ne dersi. niz? —. — * #L ea S ü — — e— —10000— ——”—”: yen pazarlık etmeden parasını veren ve | adınım sadece “Mösyö Jak,, olduğunu idöla eden garip 'bir adama sattı: Bu “mösyö Jak,, ım, kendi besabına hareket etmemiş olması mümkündü. Çünkü ertesi günü Lö Norman d'Et- 'yol, kenddisiyle son dercce bürmetkâr bir tarzda konuşan iki Üç mimarın ve bir balıcının refakatinde bu ikametgiâ- kı ziyarete geldi. Bir çok emirler ver- di. Odadan odaya, merdivenden merdi- vene, avludan anbarlara varıncıya ka- dar, yapılacak bütün işleri en ince te- ferrlatıma kadar anlattı, izah etti . Hemen o günden itibaren bir işçi or- Husu faaliyete geçti ve hümmalı bir fa- Bütün bu tesiset düğünden iki gün evvel ikmal edilmişti. D'Etyol, son günü, bütün hizmetçi ve uşakları bizzat kendisi İntihap etti ve böylece, genç zevceyi kabul etmek için her geyi hazırlanmış oldu.. Filhakika, bütün bu değişiklik, bü- tün bu Jüks ve göz kamaştırıcı ihtişam Jan için hazırlanmıştı!.. Mösyö dö Turnem, Lö Norman d'Et- yol ve baygın Janı ihtiva eden düğün a- rabası, işte bu muhteşem binaya - doğ- ra hareket etmişti. Davetliler de bu arabayı takip ettiler. Bütün bu zarif kalabalık içinde, hiç kimse hâdise hakkında fazla fikir yü- aliyetle gece gündüz çalışmağa başladı. rütmedi : *Bu zavallı kızcağız,, n büyük Bir buçuk ay sonra ikametgâh tama- sevinç yecan neticesinde dthnhxphuurhıhm:ıel— Di e b aa Bu iş d'Etyola bir milyona maloldu. M © bundan endişe etmedi.. O de- virde kral, nazırlar, yüksek memurlar, büyük çiftlik sahipleri parayı sokağa atmağa , Kasalar halk daha büyük hı: sefalete mahküm ediliyor, aç kalıyor, fakat bütün bu masrafları telâfi ediyordu. İkametgüh hazır olunca, d'Etyol bü- tün oda ve salonları en şaşaalı, en par- Tak, en bahalı mobilyeler, halılar, tab- tolar, heykellerle süsledi. Bu bususta bir fikir verebilmek için şunu söyliye- Him ki bit tek yatek odası - ki yatağı - nn iki başı ucunda, iki aşk perisi hey- keli vardı - tam üç yüz bin franga mal- olmuştu.. Sen nebri üzerine nazıt bir salon da, Janın Bonzanfan sokağındaki — salonu- nun ayniydi, Salonun yalnız uzunluk, genişlik ve renkleri değil eşyaları da Jafun eşyalarının ayniydi ve ayni per- deler konulmuştu. Öyle ki Bonzanfan sokağındaki salondan gözleri kapalı o- Jarak bu salona getirilecek birisi imkâ- nı yok yer değiştirdiğinin farkında ola- mazdi, yılmış olduğuna muhakkak nazariyle bakıldı. alarak küçük bir odaya götürdü. Bunun üzerine d'Etyol da: — Buraya değil, aziz amcacığım!. Diyerek ona, Janım salonunun syni olan salonun kapısını açtı ve ilâve etti; — Karımı size brrakıyorum. Eminim ki mühim bir gey değil.. Ben biraz mi- safirlerimizle meşgul olayım. Eğre Turnem'in kalbi, bazı şüpheli hislerle dolu olmasaydı, muhakkak ki, bahtiyar bir zevcin asla endişe duyma - masını garip bulurdu. D'Etyol salondan çıkti ve - söylemiş olduğu veçhile, kabul salanuna gitti .. Gayet mütebesstimdi ve kendisinden, genç zevcenin sıhhati sorulunca, or- kestraya şen bir hava çalmasını emret- ti. Başkaları dansederken ©o da şöyle düşündü: — Şimdi isterse ağzını açsın! İkisi de elimdedir.. Hem baba hem de kız!.. Arman dö Turnem, Janı bir kanape- ye uzatmıştı, Onu debşet içinre bızakan 22 MART — 1938 ' DUKİRBÖL SADA ——— zz ADRKTE D ONFDN —ei se e el l'nJuuıhıyılıııolmdıw, fakat bu baygınlığı tevlit etmesi mubtemel olan seheplerdi. Janm heyecan ve farz- la sevinçten bayılmadığına kaniydi! , Şu halde ne olmuştu? « Turnem ateşin bir sesle mırıldandı: — Buü asrar düğümünü her ne baha- #ma olursa olsun çözeceğim. O zaman müsebbibin vay baline.. Bu esnada Jan, onun baba ihtimamı neticesinde gözlerini açıyordu. Kendi salonunda bulunduğunu gör- dü ve mutad enerjisiyle şuur ve soğuk kanlılığını toplamağa muvaflak — oldu. Sonra, Turnemin göğsüne yaslanarak bağırdı: — Oh! Babacığım bu güzel düşünce ve ihtimamınızdan dolayı size teşekkür ederim.. — Hangi güzel düşünce, yavrum?, *— Beni buraya getirmiş olmak., Fa- kat bana öyle geliyor ki musiki sesleri duyuyorum., Bir dans havası.. Ahi On- ları susturun.. Yalvarırım size.. Muzi- kacılar neden buraya geldiler de, d'Et- yolun konağına gitmediler.. 'Turnem, genç kızı göğsü —Üzetinde sıkacak ; -Bnıhıtyımdıdl. anlaşa- hkm.. Her şeyi izah edelim, ister misin? Bana her şeyi söyliyeceksin, değil mi? Kederini, ıstırabını anlamak İstiyorum. Anlamalıyım.. Beni iyi dinle.. Ve evve- Jâ gunü bil ki biz d'Etyolun konağın- döyız. Jan yerinden — sıçradı, etrafına ba- kıridı.. — Benim salonum! diye mırıldandı. Burası benim salonumdür, ben rüya görmüyorum ya.. Pencereye koştu ve acı bir inkisarı hayal nidasını güçlükle zaptetti pence- re Bozamfan sokağına değil, Sen nehri- ne nazırdı. Turnem? — Bu Hanri sana iyi bir sürpriz yap- mış, dedi, Bu salon senin çok sevdiğin #salonun tamamiyle aynidir, Fakat d'Ete yol konağındaklır. Va esefli bir tebessümle jilâve ettir — — Bu ne? Adeta başka bir şey ümit ediyordun.. Zannediyordun ki.. Hııl yavrum.. Gel.. Şutaya.. dizlerime otura > Hani hatırlarsın ya minimini bir kız ok duğun zamanlar.. Umı:ııhıduın-ı sında seni görmeğe geldiğim zaman- laç... Dişjerime otururdun.. Kollarını boynuma geçirirdin., Güzel sarı başınt omuzuma yaslardın.. Ve kocaman göz lerini 'bana doğru kaldırarak gülüm« serdin... Sanki benim ebedi — 1stırabumt anlıyormuş gibi bana teselli vermek is- terdin.. Oıımınıevgmjnm_&'ü altında eriyen bir buz gibi eridiğini hies sederdim.. Sen kalbimi, ruhumu — mrtır- dın., Jan oturmuş, kollarını hhı-_ boynuna dolamış, başımı onun omuzu- na dâyamıştı. Fakat gözlerini kaldır - maeyordu; gülümsemiyordu: Sessizce, yavaşça ağlıyodu. 'Turnem bir an sustu, sonra birdenbik re, heyecan içinde titriyen bir ıııll sordu: — Jan.. YIVI_, miçin lvryenuı’. — Aht Babacığım söylemeyin.. Siz söylemeyin.. Ve sormayın!.. — Jan! Niçin ağladığını bilmek isti- yorum.. Ermitajdaki betbaht ölüye etti- Bim yemin senin önünde, onun ebedi uykusunu örten mermer taşın üzerinde tazelediğim yemini tutmalıyım, — Jan.. Bütün hayatımı, senin sazkletine vak- fettim? Mes'ut olacaksın!.. Bana cevafi ver, yavrum.. Bana sadeçe evet veys hayırla ceyap ver.. Seni bir itirafın a* ğır kederinden kurtarmak istiyorum.. Sebeplerini araştıracağım.. Sen kısaca cevap ver.. Turnem ciddi, tatlı, müşfik bir ses le konuşuyor ve sesinin titrememeti için büyük biz gayret sarfediyordu,

Bu sayıdan diğer sayfalar: