Marı Garbo ile Şarl Buayenin çe- oldımuı tarihf film bu hafta Farıs sunmularında göste . | eu Daşlanıyor. Aylardanberi bü. | İ 'nıfvrın merakla bekledikleri .::":; Napolyonun hayatına dair - ! ünteş Mari Valevska adını ta- —" Adır. Kontes rolü Greta Garbo. Bittabi Napolyon rolünü de Şarl ,&n!â'ı.ynr Filmin mevzuu şudur: Senesinde Varşova kral sara. ». Sir balo veriliyor. Burada top- MA 9lan Polonya aristokrasisinin '!4 Rüzeli içersinde nazarı dikka- fn ; © kısa yegil ceketli birisi 4 Şörefine verilen baloda ha . u'““hnkıı olan Fransa imparato. pol İyondur. lor bir köyede oturmuş. nes- k —— edenleri söyrediyor ve tat- %&“mıer.m etrafa saçıyor. Ay. li da, fakir, fakat asfi bir aflenin ip ” İhtiyar bir kontla evlenmiş, WC'—: Sahibi olmuş, fakat eski Mi Murhafaza etmiş bir. kadın .hnn'mlcs Mari Valeveka, henüz Cİ yılmı bitirmiş bir kadin.. Na Yönun Közüne çarpmakta gz—'lk. W hezimetinden dönüşünde pek ıu;ı“!efuıin kendisine ihanetle - n sonra başlıyan bü yeni imparatorun kontes Vale. k'h( dik olmasıyla başlıyor. _l)_’”" kontesi © kadar çılgınca x | kendisine her Üç günde bir uYl.nyqıı- N:'. benim tatlr Marim. Bütün Tim sensin. Benim bütün ar. ha * Sahip olmaktır!,. Vi * da göcen on haftalrk çılgın. Nym"!ın Sonra, ayrılmak mec - p ST oluyor. Ve Kontes Ma- .y,:;!ou bir yüzük hediye edi. " iğln içinde şu elimle yazılı . kıu Ben sevmekten vargeçsen imdan sevileceğine emin —tf’!t sonra Valevska, Parise i V’Puorlı birleşiyor. Na - tenle evlenip onu kraliçe h“”r Fakat büyük konsey h.ı arzısuna şiddetle mu *rim “tahta hanedan ı— ı"'* Müzrm!., diyor. Parator Sechoenbrun's M:mrhohnde kalınca Kon. “'V!» da derhal Varşovaya ha Fakat Üc ay sonra, Na- !Pbe kaldığı anlaşılıyor. İekrar Pariso avdet edince Ayrılryor. Bütün Avrupada larının tavassutu İle, » Mari Lülz ile evlenmeye Bütün Parlslllerln merakla bekledlklerl film B ; aa aa Valevska TLŞRENĞLLRİĞR Valeveka ryölünde karar veriyor. Düğü Varşuvada Yulunan kontes Valevska Mari de dünyaya bir çocük getiriyor. Birkaç hafta sonra, Napolyon, çocuğu Mduğunu haber almea, evlâdını gör . mek ve tanmrak maksadi'e kontes Va. levskayı Parise davet ediyor. Kontes Valevaka, Parise gelince Napolyon kendisini kabul ediyar, Ço- cuğunu görüyor. Kontes Valevakaya, iyi bir dost gibi müarsrle ediyor ve arzu ettiği her şeyin yapılması için e. mir veriyor. 'Talline kilsmtüş olan Kontes Valeva. ka, imy gratoriçe Jozefin ile tanışıyor. Ona başından gelip geçeni anlatryor. İmparatorire Jozefin şimdi karşısm - daki rakibini hor pörmüstür. Ve im. paratorun Elbeden avdetle her ikisi- ni mesut etmesini bekliyor. Napolyonun Mari Luizden olahı co. €u gitgide büyüyor ve nihayet yüz bir pare top ile Roma kralı olarak |- 'ân ediliyor. Fakat Napolyon bu sefer vine baska maceralara dalryor. Runu haber alan Marl! Lulz, bir akşam orta. | tün büyük şehirlerinde şarkı Şari Buvaye Napolyon rolünü yapıyor; Greta Garbo ) Kontes Valevska yı yasatıyor ) | | Grota Garbe Napolyon, 1815 de Elbe adasından dönüyor. Artık imparatorluğu ve im. paratorluğunu unutmuş bir vaziyette- dir. Kendisini karşılryan tek insan, en fazla ihmal ettiği kontes Valevska o. luyor. Fakat Napolyonun gözleri Jo- zefinin hayalleriyle uğraşıyor. Mari Valevaka Pariste yerleşiyor. Bilâhare dul kalmca, imparatorluğun mühim şahsiyetlerinden birlaiyle ev. leniyor. Fakat Fransız tarihinde (Ma- ri Valevska) ismi silinemiyocek bir hatıra olarak kaltyor. Maden kuyusundan stüdyoya (Allan Jones); Pensilvanyalı bir | Madencinin oğludur. Sesi gayet güzet- dir. Sinemaya İntisap etmezden evvel | Boston operasında ve Amerikanın bü- l söyle- | miştir. Şimdiye kadar çevirdiği filmler: (0- perada bir gece) ( Yarıslarda bir gün) ilâh... dır. En son filmi (The Frefiy) dir. (Janet Makdonald) la beraber çe- virmişlerdir. Genç tenor; bütün hayatını sinema- ya hasretmezden evvel uzun müddet raadenci, büro garsonu, şoför, kon - düktör oldu. Daha birçok İşlere gir - di, erketi, A'lan Jones bü sıkmtılı geçen sene- lerden göyle bahseder: “— Babam fakirdi, bana miras o- larak yalnız bir gey bıraktı: güzel bir ses... Ailem Goluvalıdır. Goluvalılar, tıpkı İtalyanlar gibi şarkı söylemeyi gök severler, Oynarken, — çalışırken mutlaka bir şarkı mırıldanırlar. Ba - bam. maden kuyusunun dibinde çalı- #rken durmadan şarkı söylerdi. Ben de hayatımı garkı söyliyerek. temin | ettim. Şöhreti de yine şarkı sayesinde | kazandım...,, Almanya müstemlekelerini nasıl kaybetmisti? W Uznumi hurp Deşlâciğı Biralarda Ai- manyarın deniz aşırı yerlerdeki arazi- si Üç grupa ayrılıyordu. Bunlar — keli- menin tam münasiyle müstemleke de- gülerdi. Bu gruplardan birincisi Pasi- “ik gurupu idi ki Şantung daki Tasingtao yuü ve Maryina, Karolin ve Müareşal takım adalarını, Bismark grupunu Ye- ni Ginenin bir kısmını ve Samcayı bu grupa dahil edebiliriz. İkinci grupu Almanyanın — Şark! Afrika a: i teşki letmekteydi. — Ü. Dahomisi ile İn- u arasındaki 'Togolaud, Geöne körl üdeki Kame- runlar ile Afrikanın en cenubundaki Almanya Cenubu Garbi Alrikaamdan ibaretti. - Harp patladığı zaman Almanların plânları İngilizler tarafındım — kolayca anlaşılmıştı. O sıralarda Britanyarlın Avus tralya sına kumanda etmekte olan Sir George Paten, Velington'an ald gı Yeni Zelânda taburlarını Joncn- masiyle Yen! Kaledonyaya götürmüş, orada Avustralyaya ait kruvazörterden, (Avustralya), (Melborn) ve Fransız kruvazörü (Montcolm) a mülâki olmuş. tu. Bu filo wonra doğruca Samoaya git- taiş ve Samoa hemen teslim olmuştu. Bu ada Yeni Zelândaya emanet elilmiş, Sir George Paten oradan, istikametini Bismark adaları gurupunun dört büyük adasındda biri olan Yeni Pomeranyaya tevcih etmişti, Karşılarında kuvvetli bir donanma gören EBismark adaları hükümet mer- kerzini teşkil eden Raboul'da daki| ol- mak Üzere kolayca teslim oluvermişler- di. Ancak Herberteboe limanının dört mil içerisinde tahkim edilmiş bir telsiz is- taryonu bir türlü teslim olmak isteme. dona: | miş, çalılar içinde on dört saat devam eden' şiddetlibir hâarpten sontâ ele ge- çirilebilmişti. Şimdi Yeni Ginenin *“Kayzer Vilhelmrland,, denilen kremr ile Solomon grupundaki adalara sıra gelmişti. Bu işe başlandığından on dört gün gibi kısa bir raman sonra burilar- dan en sonuncusu da İngilizler tarafın- dan zaptedilmiş bulunuyordu. Tozuland Barbin fenalıklarınım ilk tesirini gösterdiği yer Toguland olmuştur. Togu land telsiz istasyonu İngilizlerin göz diktikleri ve ilk ele geçirmek - istodik- leri noktalardan biri idi. Yalnız bir hayli içeride olması onun “müdafaasını kolaylaştırıyordu. 1014 senesi Ağusto- sunun 22 jinci günü Almanya Tanga- nika gölü üzerindeki bir Belçika lima- nın: bombardıman etmişti. Ayni gün küçük bir İngilir kuvveti Göld Coost- tan ve Fransız kuvvetleri de Dahomi den Togulanda girmişlerdi. 600 kişi » den ibaret olan ana kuvvet ise Lümeye çıkmış oradan Kamina Üzerine doğru yürümeğe başlamıştı. Kamina dışında $7 taburdan — ibaret Fransız ve İngiliz Almanlarla sikçı bir harbe girişmişler; kısa bir müddet sonra ora- da tutunamıyacaklarını anlıyan Almâan- lar kendi telsiz istasyonların dinamlt- le tahrip ederek harbin patlak verdiğin- den tam üç hafta sonra, yani 26 ağus- tosta müstemlekeyi terketmişlerdir. Kamerun'ar Kamerunların alınması — büsbütün başka şerait altında olmuştur. Oradaki Alman küvvetleri çok olduğu gibi Al- manlar gerek yerli siyaklardan, gerek orada yerleşmiş olan beyaz halkten çok yardım görmüşlerdir. Nigeriadan İlerliyen İnviliz kuvvetleri Ekuatorla- dan gelen Franmsızların da yardımiyle biraz ilerlem'«se de aradan çok geçme- den şiddetli bir mücadele başlamış ve bu ayvlarca devam etmiştir. Sahilde general Dobe'! ekseriyet'n! Afrikahların teskil ettiği 4500 — Wallik Hir kuvvetle Duala Üzerine yürümüştür. Dora'a 14 evlülde düşmüş, Almen vali- « Gimmermen cennbu sarteide bulunan Veyndeve ricat etmletir. Bombare s2- Hitlarimde 8 bitrilk Alman vapuru zapt- etimiştir General Dobell 1914 sonlarına doğru kuvvetle askerierini Yaundeye sevketmeğe bap lamıştır, Ancak münaklâta elverişli bir yolun olmayışı ve fena giden havalar bu pek zorlaşmıştır. 1915 senesitlu y mur mevsimi geçintiye kadar bu isti kamette pek fazla ilerlenememiş, anczk © tarihten igeriadan hareket etmiş olan İngiliz kuvvetleriyle, Ekur.- totiyadan hareket etmiş olan Fransız kuvvetleri arasında muntazam bir irti- bat temin edilerek Gaunde zaptc sonra, | tir. Bu harpte 2000 Alman, 20000 yerli ölmüştür , I(.'eııub',ı:ırhi Alman Alrikası Cenubu garbi Alman Afrikasında © sıralarda takriben 14.000 kadar Alman bulunuyordu. General Bothanm ku- manda ettiği bit küyvet Vindhoek üze- rine yürümek üzere Svakopmusl! Jima nına çıkmıştı. Vindhoek ' bu müstemle- kenin merkerzi idi. Diğer bir kuvvet te general Makenzinin kumandasında ola- rük Luderitr körfezi Kmanlarından bi- rine çıkmıştı. Bu ikd ana kuvveti Beşua- naland'tan ve Pricekadrcı yöla çıkan kuvvetler takviye etliyordu. Bü sahâda harp uzun sürmemcekle beraber pek şiddetli olmuş ve neticede 3000 esir, 37 sahra topu, 22 Maktim tü- feğiyle birlikte centbu garbi Alman Afrikası da müttefiklerin eline geçmiş- ti. Gö'lerdeki harp İngiltere o sıralarda sevkülceyş e- hemmiyetli olan Nyasa, Tanganika ve Viktoriya göllerini ele geçirmek is- tiyordu. Bütün bu göllerde Almanların Bilâhlr gemlleri vardı. Göl Üzerinde ya- pılan Jik harplerde Almanlar kazanmış- Tardı. Bunun üzetine İngilizler Ugatda ve Naiboriden tazeledikleri - kuvvetlerle nihal bir hücum daha yaparak - Viktori- yave Nyasa göllerini ele geçirmeğe muvaffak olmuşlardı.. Ortada zaptedilemiye nbir Tangani- ka gölü kalıyorlu. Bu gölde tamam dört tane sülâhlandırılmış Alman va- purü vardı, İngilizler bu vapurları ma- hallt vesaitle yok edemiyeceklerini an- layınca İngilterede bilhassa o İş için iki töne gayet sür'atli hafif kruvazör yap- mışlar ve hususf? trenlerle onları göle nakle muvaffak olmuşlardı. Almanla- rın derme çatma dört gemisi bu kruva- zörlere dayanamamış, kısa bir mücu- deleden sonra Tanganika gölü de İn- gilizlerin el'ne geçmiştir. 'Tanganikadaki dört gemilerinin ba- tırılmış olmasına rağmen Almanlar bu gölden nakil hususunda istifade etmek fikirinden ferağat etmemişler ve uzun zaman, bir çok vesilelerle iki İngiliz kruyazörünü meşgul etmişlerdir. Şarki Alman Afrikası Şarki Alman Âfrikasının ele geçiril- mesi hepsinden zöor olmuştur. Burada Hlk iş olarak Mombasadan Nairobiye kadar uzansa şimendifer hattını , Al- man istilâsından kurtarmağa çalışılmış, bunun için de külliyetli Hindli kuvvet- leri o sahada teksif edilmiştir. Bu kuv- vetler, yolları üzerinde olan Tangaya hücüm etmişler ve İngilizler burada ilk defa olarak şiddetli bir hezimete uğra- nışlardır. 10916 martına doğru İngiliz kuvvetleri Moşi üzerine doğru ilerlemeğe başla- mış ve Möride 30,000 e baliğ olan Al- man küvvetlerini mağlüp ederek Üsam- bara ve Tangaya doğru istikametlerini tevcih etmişlerdir. Buralarda höcp —© 1917 senes! fkinci teşrinine kadar bü tün şiddetiyle devam etmiştir. Ancak « tarihten sonra Alman kuvvetlerinin başınıda olan Fon Letoforbah daha faz- la mukavemet edemiyerek Portekiz A& rikasına iltica etmiş ve böylelikle mü- vazenesiz bir howp te sona ermiştir. Şizmdi bütün mesele Almanların el- den kaçırdıkları bu toprakları - tekrar ele geçirip geçiremiyecekleri meselesi- dir . Bütün milletler bunun, dünya sulhü- nü tehlikeye koymadan bir an evvel halledilmesini temenni etmelidirler,