MERE ME EIA 5 rofesyonel otelcilik mektepleri Bir milyoner kızı otelcilik öğreniyor Amerikada profesyonel otelcilik mektebinden “ezun olmayanlara olellerde iş verilm Otelcilik bizim tahayyül ettiği - Miz kadar basit Ye kolay bir mes yk değildir. Bil sa soyyahla - Ç Mnçok uğradığı Bömleketlerde 0- / icilik en zor meslektir. Bir Dümlekete gi - “e teyyahın da» e kompartima - in seyahat e © Sötken düşünce. İ işgal eden İ 1 ineceği otel. Bu, son s de, on seneler €n büyük otel- in nazarı dik- ani celbetmiş, Tupanın ve A- #rikanın başlı şehirlerinde tay otesyonal 0- | ritik) ismi ile İ aş tepler açıl - İ Star, | at Sehirde bele- Yelerin yardı - * açılan bu Mİ ye teplerden bü istifadeler ni edilmekte - * Burada, baç- | Büz, hazar dikkate (o alınan şeyler #İlik ve adâbı maâşerettir. tepkekteplerin müdavimlerine yös- Kaş *n dersler lisan, coğrafya, mu- 8be usulleri ve otelcilik ilmidir. He, senelerde açılan bu mektep- e yük bir rağbet göze çarpmak- M Bilhassa Amerikada yapılan ka iklerde buralarm müdavim- ii yüzde yetmiş beşinin, en 4- Bi, © çocukları olduğu tesbit edii- | i *. Bilhassa o Amerikada bu o- l Ya ra çok ehemmiyet (o veriliyor. | Mey bu okullardan mezun olmıyan rg se otel velokanta (gibi yer- B İŞ bulamamaktadır. “ay y,ekteplerin en meşhurların. Maya do İtalyanm Roma şehrinde ” vd ma getirilmiştir. Burasını Ida- ©n (İtalya lokanta ve otelciler | Geelemisi reisi) Obizri Bonetti a- Şi, * Dir mütehassretir, Bu okuldan gz lamir neticeler elde edilmiş ve aşyyeda İtalyada otelellik çok iler- hk dertkada da bu okullar için bü- Yen, klâmlar yapılmakta ve du- i ie “profesyonel oteleilik mek- Ma $n mezun olmıyanlar bu gibi Ya, Kesi ““deyzeureyag $| 2pa9Jas£4 Kali ilMmaktadır. Son günlerde bu ©- İn &'en meşhur ve zengin Ame- ii #ilelerinin — çocukları devam R R ELE Ne düşünüyorsun Selim? Nam he düşünebilirse... Meselâ... O Meselaş, VK Avrilalım, diyorum. Ne dersin? Norveçli milyoner kast. LL İZ Vİ Ye O Böyle bir vaziyette ne dügünülehiliin. Ben vaziyette e e atiyle ayrılacağız. Fakat bu, faciayı önler mi? iyor etmeğe başlamışlardır. Bir Amori- kalı gazeteci bu mektebi ziyaret 6- derek, buraya dovam eden Kızlara! — Siz zenginsiniz. Niçin bu okul lara deram ediyorsunuz (diye sor- muştur. Gazetecinin bu susline, Nor- veçM mllyonerlerden Helga Hun- d1530'nun kızı şu cevabı vermiştir: “— Ben bu mektebe ey hizmet- lerini öğrenmek vetam bir Oevka- dımı olmak İçin devam ediyorum. Babamm milyonlarından banahiç fayda yok. Hepsi elimde olduğu bal de biçbir zevk duymuyorum. Benim için en büyük zevk, evimin ber eş- yasını kendi elimle itina ile temizle- mektir. Bugün belki buna © ihtiyaç duymıyacağım. Fakat (belli olmaz, bir gün talilm bana darılır belki ben de bir otelde çalışmak mecburiyetin- de kalırım. İşte o zaman (bugünkü mesalm beni güldürecektir.,, Bu mekteplerin açılmasından son» ra İtalyayı ziyaret eden seyyahların miktarı çoğalmıştır. Bir o statistiğe göre bir sene içerisinde İtalyaya gelen seyyahların miktarı fiç milyon- dar. Bu öç milyonun bir buçuk mil- yonu otellerde oturmuş, mütebakisi de bir, iki gün kaldıktan sonra İtal- yadan Avusturya ve Avrapanın baş- ka şehirlerine gitmişlerdir. 2 ” resimie UÇ SILAHŞORLAR 2 ed r gre N ” a e İMEEK ön ikiel- maslı Kordonu Madam Bonasyöye vereli. Am- dötri$ bu Kordond,s ALEXANDRE DUMASNIK a ve Gi © Jaemieszii( €lmasm ne fil çairali, 5; ay, Elmaslı #ordönanu- al zU bu akşam 7 in : LAŞMNYILSUNUZ Ma Li 7 - am >. diye Sordu a N N A N Araliçede: “Sp , buelmas- İSE lar kuyrdafır. gırisini yola- A Yip geğirteiki- k N FM, er NY vazeeles A SüMm Elbi rabe, güzeliyle “; #er kesi hayran eden bir Kıyafetle Salama'a" YL ie Mare ec ye Lil İZ MİNE ALA 8 NS bATAYIR Ara lin akalin! gimas APA, lara afet yordu. tw say, GE fakaf bir bir. a Resimli Üç Silâhşorlar Türk Hava Kurumu. Büyük Piyangosu 5 . nci keşide 7! Mart 938 dedir. Büyük ikramiye 50.000 Liradır. | hacamımmmız Bundan başka: 15.Y00, 12.000, 10.000 liralık ikramiyelerle (20.000 ve 10.000) liralık iki adet mükâfat vardır. Bu kuponu kesip MV YARA yor, büyüyor, ciğerlerini sıkıyor, nefes alamıyordu. Neredey. se, birkaç saat önceki hıçkırıkları başlıyacaktı. Kendisini güç tuttu. Yine, alt dudağını pırıldıyan beyaz dişleri arasma ala“ rak gözlerini kapadı ve bir müddet böylece kaldı... Sonra: — Mecbur olursam » diye cevab verdi. Selim kendisine hâkim olmıya çalışarak: HABERİN EDEBİ TEFRİKASI: 10 — Anlaşılıyor Sabiha . dedi - .. Ne yapacağımızı, nasıl ha, a Bay rar Suadle evlenirsin... 7 ia ru çok acı ve keder dolu bir sesle söylemişti. Sa- İM, £ bir gayretle mukabele etti: ? Yazan: Masan Rasim Us buydu: taliini çevirmek elinde değildi; bundan başka ne yapı. labilirdi? Varsın ömrünün sonu da ayni ıstırabın bin bir çeşidi Içinde geçsin, ne ehemmiyeti vardı. Selim kararsızlık içinde kıvranıyor, gözlerini Sabihadan a. yıramıyordu. Bu fedakâr kadınm, Suad'in felâketini hazırlar mâmek, ailenin umumi ahengini bozmamak için kendi hakkın. da verdiği kararın şiddeti karşısında dona kalmıştı, Bu facia. yı doğuran düşüncesizliğin en büyüğü kendisinindi. Evlenmek teklifini yumuşak karşılamamış bulunsaydı bunların hiçbiri ol. imkânsız Selim... Ben demin de söylediğim gibi, artık Ne vltnemem. O halde? a & düşünme Selim... Kardeşini ve kendini düşün... Ben len köşeye giderim. Zaten manen ölmüş bir kadmım.... Pen bu kadar kolay mı görüyorsun ?... Suade ne söy. yl vü ne yaparız? Mi ön Feridi düşünmüyorum. Benim bütün endişem onu e g mamaktı. Babası döndükten sonra artık endişem p d » Anasını aratmıyscak kadar çocuğunu sever, Benim —g'A: “Öldü... dersiniz... | MORİ değil, Sabiha!,. Kabil değil!.. j ki, ae olmasın Selim!.. Besim hayattan bir beklediğim LN adin evlendiğimi, hele kardeşiyle evlendiğimi işit. e » Öllümümü duyması daha İyidir. Nihayet bir gün Tu ta Aksi takdirde sen ağabeyinin yüzüne nasıl ba- ki €n çikar yoldur Selim... Bir kişinin aranızdan çekilip $ey yoluna girer. Zaten istediğimiz de bu değil | Nk Göz pinarlarında beliren yaşları, Selime his. | Mesan çalışarak sildi. Sonra ayağa kalktı. Sendeliyerek i tayı, <YE ilerledi. Omuzunu pervaza dayıyarak bakışla. 0, l yaşa dolaştırdı, i NE &N Üçüncü dönüm noktasıydı. Birincisi Suadle ev- A Selimle birleşmesi, üçüncüsü de ayrılmak ve e li a “En iyisi bu!,, diye düşünüyordu. Hayatın st. v bir şey olmadığını öğrenmişti. Mademki kısmeti — Sabiha! Hakkımda verdiğin kararı insafsızca bulmuyor musun? ; ? — Hayır Selim... Başka yapılacak bir şey var mı? — Düşün ki, Suad sağlam olarak dönmüyor. İki gözü'de görmüyor. Sabiha başmı, birdenbire Selime çevirdi. Tekrar ve şiddet. le sarsıldı. Artık onun 1slak gözleriyle karşılaşmasında hiçbir mahzur görmüyordu. Acı bir sesle haykırdı: — Görmüyor mu? Sonra y&vaş yavaş ayni suali tekrarladı: — Görmüyor mu? Görmüyor mu? — Evet Sabiha görmiyor... O, bu evde bulunsa bile, Karısı. ni tanıyamıyacak... Kendisine söylenmezse, Selimle evlenmiş bulunduğunu anlıyamıyacak... Bu vaziyette yine bırakıp gide- cek misin? Sabiha cevab veremedi. Sanki dili tutulmuştu. Kalbi çarp. <7 reket edeceğimizi biz kararlaştıramıyacağız... Ben gidip baba. mı göreyim, o şüphesiz daha sakin düşünebilir... Kararına göre hareket ederiz. Ne dersin? —i....... Sabiha koltuğa yığıldı. Düşünebilecek, konuşabilecek hal- de olmadığını anlıyor, hattâ Selimin bir an evvel odadan çikip gitmesini bekliyordu. Yalnız kalmaya, kendini dinlemeye, içini boşaltmaya ihtiyacı vardı. Selim dışarıya çıktı. Sabiha, onun sofada, Fatmadan baba, smı sorduğunu işitti, Az sonra sesler kesildi ve gittikçe uzaklaşan ayak sesleri kayboldu. Genç kadının bugünkü çektiği ıstırap, bütün ömrünce duy duğu acılara bedeldi... GT ea e İL İM a , , , , ” . . a ria ELİM bir saattenberi babasının yanmdaydı. Bu bir sa. at, Sabihaya bir yıl kadar uzun göründü. Sabırsızlanı, yordu. Oturmaktan, düşünmekten ve bir karara varamsmaktan vücudu ve başı yorulmuştu. Kulaklarmda bir boşluktan gelen müz'iç bir uğultu başlamıştı. Yerinden kalktı. Pencereye gitti. Şimdi ıslak gözlerile (O bahçeyi hayal meyal görüyordu. Güneş çoktan çekilmiş, odayı, hüznünü arttıran bir ağırlık, bir sessizlik, bir karanlık sarmıştı. Serin rüzgâra yüzünü verdi. Rüzgâr, kızaran ve yanan yanaklarında gezindi, Açık göğsünü sardr. Şakaklarmdaki ve boynundan dolaşarak ensesindeki kt- çük saçlarını kıpırdattı. Elini alnma götürdü. Uzun parmakla, rını göz kapakları üzerine koyarak onları daha iyi kapadı. Hiç bir şey görmemek, hiçbir şey düşünmemek istiyordu. Oda kanı. (Devamı var)