Soyadım OYADLARINDAN bahsedili . yordu ;sordular: — Ataç adı çok kimsede var mı? ” Evet, dedim, Fransızlarm Mar. tda Fischer'i, Smith'i gibi değilse de memleket- | fylı yayılmış bir ad. İstanbul'da ğ h'“'liılhıılıını haylı insan gördüm; | Hbette diğer #ehirlerimizde de vardır. %% imza yerinde de birkaç A. Y Bördüm. Buna çok memnunum. B ». ir i, “e” harfi ile yazan. “Ataç,, adı, yalnız ll.çı halinde değil, “Ataç'ı, Ataç'a in, v. s.,, diye tasrif edilirken hep ile yazılır. Hiç olmazsa ben- en; başkalarına karış- * » adı, yalnız mücerded ha- “Ataç'ı, Atac'a Ataç'ın, v. edilirken hep (ç) har. , Hiç olmazsa benden bah. ELERFE g'ğğğ; İ İ E f B muhtelif sebeblerle hoşu- “ Bir köre eski adrma ben. » İkincisi, Türkiye'den baş. lekette yanlış okunur, Bu söyliyeyim ki kendileri- l f adamlara fena halde Halâ da kızıyorum... Fran. Alman admın Türkler tarafından Okunmamasına bakar mı? Var- da benim adrmı yanlış oku- AA # F # adını başka hiçbir milletin ina benzemediği için de seve. şu Alman, İngiliz, daha bil. 1 milletin adlarına benziyen alan adamlar var; işte on- kızıyorum, tahammül ede- Nelüzum var, efendim? küz, bize türkf gerektir.., keti, milleti meğenmeyip başka Ç adlarına benziyen soyadı a . beğendikleri memleketlere FElE T Te o N ş ti memlekette v BÖY alun; BÜç olguğu #çin de hoyuma gi, düm Ne yalan söyleyim? “Benim "wn bende ve benim ailemde * ” diyenlere de kızıyorum. İ lik, kimseye benzememek h: hiç bir zaman duymadım, Hani gerek kadınlar, ge- arasında “kupoan kumaş” yaptırmak meraklısı olan - » soyadlarının da kimsede n istiyenler de anlar gi. tuhafıma gidiyor. Ben nev. E olmak iddiasında değilim. İtmdan geçen bir geyi bir M yazısında, bir kitapta gö- $ok gevinirim; o fikir yalntz & değilmiş, onu başkası !M'*“nmuı, demek ki doğru olma: l daha çok derim. Benim & elbisenin örneğini başka bi. h h'_['f'hek de hoşuma gider; o a. Seviaia,, ZEYkİmi tasvib etmiş di. q"n"’! kadar hiç kimseden bhaş- Olmak arzusunu duymadım. zevkim herkesinkine uy . sıkılır. Değiştirmem â. B duyarım. Belki sanat- d aAdiğım içindir. hiçbir zaman '““ıhunu", kimseye benze - H iğı!! Ş g T EFE 'f olmadı. Çoğu kimseler j .0;::: kanidirler. Yanılıyor. x 1 çok kimsede görmek ne *== gidiyorsa, fikirleri. % çok kimsenin fikrine $ uymasından da o kadar Pa. Nurullah ATAÇ Belediye, şehirde süt ve tereyağı i. şini de halletmeye karar vermiştir. İktisat müdürlüğü şehirde satılan süt ve tereyağların evsaf ve fiatları ü- zerinde geniş bir anket yapmış ve neti- ceyi do tesbit etmiştir. Bu neticeyo gü. re, mütemâadi kontrollara rağmen ge- hirde satılan sütlerin ekserisinin su i- le, tereyağlarının da ecnebi maddelor. le karışık olduğu bir kere daha sabit olmaktadır. Mütehassıslar, normal olarak bir ki- lo tereyağınım maliyetini hesab etmiş- lerdir, Bu hesaba nazaran bir kilo te- reyağı 20 kilo sütten yapılmakta . dır. Tereyağerlar sütü toptan ve man. dıralardan 7 kuruşa aldıklarma göre, halis bir kilo yağ kendilerine 140 ku- ruşa mal olmaktadır. Halbuki, piyaaa- da 100 kuruşa kadar tereyağ satılmak. tadır. Tabil bu ucuz yağlar, halis te- reyağ olmadığı gibi, içine karıştırıl- muş olan ecnebi maddeler itibariyle sıhhate de muzırdır. Belediye, hem satılan teroyağlarının halisiyetini temin edecek, hem de sa. tış fiatlarmı tesbit eyliyecektir. Fabrikalarımıza ucuz ham madde Hükümet mühim bir kararname çıkardı Hükümetliniz, yoni bazı tedbirler alârak halkin en yakın ntiyaçları olan istihlâk maddelerinin fiyatları nı ucuzlatmak — yolundaki yoni bir adım atmıştır. Vekiller — heyeti bu hususu temin edecek bir kararname kabul etmiş bulunmaktadır. Bu ka- rarnamenin hükümleri birçok mad- deler üzerinde ucuzluğu temin et- mek ve yerli sanayili dahilde satılan #enebi mamulâtının muzır rekabe- tinden kurtarmak için — en YJizumlu ham maddolerin maliyet fiyatile te- minin! istihdaf etmektedir. Bu me- yanda kömür, cam, ve bira da var- dır. Yeni kararname ile, Zonguldak sBömikok antrasit — fabrikasına kok maliyetinin inmesi ve bu suretle hal- kın mahrukat ihtiyacını ucuzca te- mini için istihsale yarayan en mü- him kimyev! maddelerin — gümrük resminden muaf olarak ithali temin olunmuştur. Momloketimizde maliyet fiyatına mümasili mamulâtı satarak cam ga- nayimizin inkişafına mani olmağa çalışılmasını önlemaek için Paşabah- çe cam fabrikasına lüzumlu bir kı- sım ham maddelerin gümrük ros- minden muaf olarak itbaline karar vorilmiştir. Memleketimizde günden güne is. tihlâki artan biranın ucuza maledil- mesil için de şimdi yegâne bira fab- rikamız olan Ankara orman çiftli- Bi bira fabrikasının renkli malt, bi- ra mayası ve rüblonu gümrük res- minden muaf olarak ithaline müsa- de olunmuştur. Bundan başka Sümerbank, Bti- * FRANSANIN şark orduları başkuman- danı general Hotzinger Paristen — Halebe dönerken Ankaraya uğrıyacak ve bazı te- maslarda bulunacaktır. ' » * GÖÇMENLER için yürdün — muhtelif taraflarında yapılan evlerin miktarı 934 senesindenberi 18114 ü bulmüştlur. * ELEKTRİK şirketi Nafla vekâlelinin isteği üzerine görüşmelerde — bulunmak üzere bugünlerde şehrimize iki mümessil gönderecektir. * BEYOĞLU HALKEVİ'inde yarın ak- şam sani 25 de İsmail Hami Danişment tarafından, Türkler Hint ve Avrupa mev- zulu bir konferans verilecektir. * İZMİRDE son bir ay zarfında Tima- na girip çıkan vapurların sayısı 152 dir. * BELEDİYE'nin yiyecek maddelerinin muhafazasına alt yeni talimatnamesi mu- cibince baş; ciğer, Işkenbe gibi maddeler seyyar olarak satılamıyacaktır. Süt ve tereyağı fiyat- ları tesbit edilecek Sütün azami on kuruşa satılması mecburi tutulacak Süt fiatlarında da perakende satı- eıların ihtikâr yapmalarmın önüne ge. çilecektir, N Mandıracılar sütü toptan 6-7 kuruşa satmaktadırlar, Sütün, en kuvvetli kıs- mı olan kaymağını dinlendirme usulü İle alan yağcılar bunları ikinci el olan perakende satıcılara 8.9 kuruşa sat- maktadırlar, Onlar-da halka bu kuv- Veti ve gidaf hassası pek az kalmış olan sütü 15 kuruşa satıyorlar, Bele- diye, igin bu tarafındaki hile ve ihti. kârı önliyecek tedbirler almak kara « rını vermiştir. Bu karara göre süt İs- tanbulda perakende olarak azami 10 kuruşa satılmalıdır. Ayrıca halka sa. tılacak sütlerin kaymaklarının alm - maması ve İçine su karıştırılmaması da sıkı kontrollarla temin edilecektir. Belediye memurları her sabah ve ak- şam sütcüleri kontrol ederek sattıkla. rı sütlerden nümuneler alacaklardır. Tahlil neticesinde sütü kaymaksız ve sulu olan sütçüler sanattan menedi - Jeceği gibi nakti cezaya da çarpıla - caktır. Demiryolu istasyonların da Demirden zahire anbarları yapılacak Devlet demiryolları idaresi, müs . tahsile malınm nakli hususunda aza- mi kolaylığı ve bir taraftan da malisü: dün her türlü hava tesiratından ma . san kalmasını temin etmek Üzere ge- rek yeni yapılan ve gerekse şimdiye kadar mevcut olup da tesisatı bulun. mıyan istasyonlarda zahire anbarları vücuda getirmeye karar vermiştir. Istasyonların yanında kurulacak bu zahire anbarları demirden olacak ve mahsulün rütubetten mütccsasir olmı. yacağı bir şekilde olacaktır. ——— | Ispirto stoku bulanan bayiler İnhisarlar idaresinin piyasada satı. Jan ispirtoların satış flatlarını bu a. yın on beşinden itibaren indireceğini yazmıştık. İnhisarlar idaresi bayile « rin fiatın bu şekilde İnmesinden dola- yı ellerindeki stoklardan zarar etme. melerini temin için ellerinde kapalı ve ya açık tuvalet ispirtosuyla yakacak ispirtosu bulunanlarım on dört mart akşamı inhisar idaresine bildirmeleri- ni şart koymuştur. Arada hisıl olacak flat farkının eldeki stokta tevlid ede. ceği zarar kadar bayle ispirto verile. cektir. bank fabrikalarile sair fabrikalara muafiyet ruhsatnameleri verilmiş- tir. K , * BORSANIN Ankaraya nakli dolayısile şehrimizdeki acentalar birliğinden, bu- gün birlik umumi kâtibinin riyaseti al- tenda Üç kişilik bir heyet Ankaraya gön- derilecektir. * TAKAS sulislimali — davasının ikineci safhası buzün başl: aktır. — Bu davada suçluların yekânu allmış kişi, evrakın a- Bırlığı da 10 kilodur. * İKİNCİ NOTERLİK'de yapılan sulisti- maller hakkında müddeinmumiliğe yeni bir ibbarda bulunulmuştur. * ANTALYADA Büyük Şefin şehre ilk şeref verdikleri gün Alatürk günü olarak kabul edilmiş ve merasimle kutlanmışlır. * ÜSKÜDAR kaymakamlığı, Anadolu ya- kasının büyük bir ihbtiyacını — karşılayan Tuz kullanan fabrikalar Dahili istihlâk primi alacaklar Hükümet, — tuz kanununun 8 ve 34 üncü maddelerine istinaden, dö- ri, bağırsak, monsucat ve sabun İş. lerile uğraşanlara vereceği prim nisbetini tesbit etmektedir. Memleketimizin en — zengin top- rak servetlerinden olan tuzlarımızı fazla miktarda ihraç — İmkânlarımı temin için ihracata ait primler arttı- rılmış, hemen hemen maliyeta yakın bir hale — getirilmiştir. O kadar ki, memlekete döviz kazandırmak için ihraç odilen tuzlarımız — İstihsal ve nakliyat masraflarını ancak karşi- lıyarak rekabeltsiz bir fiyatla satıl. maktadır. Tuzlarımızın bu kadar ucuz satıl- ması hariç piyasalarda kuvvetle tu- tunmasına sebeb olmuştur. Bilhas- sa, geçon sene Türk tuzları Japonya, Filistin ve Belçika pliyasalarında ra- kipsiz kalmıştır. yene bunun neti- cesi oOlarak bu sene tuzlarımız için birçok memleketlerden külliyetli si- parişler gelmiştir. Bu — siparişleri karşılamak için Çamaltı, Koçhisar gibi büyük memlehalarda — istihsal faaliyotini arttırmağa karar veril- miştir. Hükümet, ihracat primlerini yük- seltmek sayesinde — ihracatta temin ettiğimiz bu muvaffakiyetten başka, bası endüstrilerin fazla tuza olan ih- tiyacını gözönünde — bulundurarak bu işlerle uğraşanlara sarfiyat niş- betinde bir prim vermeyi de kabul etmiştir. Bunun için deri ve bağırsak ima- lâthanelerile mensucat ve — sabun fabrikalarının tuz sarfiyatları tet- kik edilmiş, bu hususta ticaret oda- sİle sanayi birliğinin mütalealarını sormuştur. Sanayi birliği bu husustaki müta- leasile birlikte tuz primlerine alt bir listeyi gümrük ve inhisarlar vekâle. tine göndermiştir. Vökâlet — alâka- darların bu huüsüstaki mütalealarını tetkik ettikten sonra dahili istihlâk primlerini tesbit ve Jlân edecektir. — Merkez Bankası kuponlarında müruru zaman Cumhuriyet merkez bankamız gele. cek aym 18 inde ,iİlk hosap devresi . nin müruruzaman müddetine girmiş o. Iscaktır.Bunun içia bankanm kuruluş tarihindeki bu ilk hesap devresine ait bir ve iki numaralı İlk temettü kupon- ları bu tarihte tabiatiyle mürüru za- mana uğramış olacaktır. Banka, nihayet bu tarihe kadar ilk hesap devresine ait temettilü ödemek. te devam edecektir, Fakat ondam son- ra kuponlar müruru zamana uğrıya . caktır. Deniz adamlarının terfi imtihanları Deniz ticaret müdürlüğü, kaptan, makinist, motörcü ve kılavuzların ter. fileri için yeniden imtihan açmak ka- rarımı vermiştir. İmtihanlara deniz ti- caret mektebinde nisanm birinci gü - nü başlanacak ve sekiz gün devam ©- decektir. ——— — — ve sapa bir yerde bulunan Zeynepkâmll hastanesine nakil vasıtası — temin etmeği kararlaştırmıştır. * BEYKÖZ ve civarı köylerinde sıtma- nın çoğaldığı görülmüş ve bu — mıntaka- nın sıtma mücadele hududu içerisine a- Tlınması kararlaştırılmıştır, * TİCARET ve SANAYİ odalarının daha iyi randıman verebilmesi için — bunların Mövedilerek İktisat odası namı altında da- ha geniş bir teşkilât kurulması hakkında yapılan tetkikler bitmiş ve proje meclise verilmek üzere hazırlanmıştır. * MAARİF — vekâleli bu sene muallim kadrosuna yeniden ilâveler — yapacaklır. Yeni bütçeden bu fasıl için 700 bin lira ayrılacaktır. * İNGİLTERENİN Ankara elçiliği baş- kâtibi Roma elçiliği başkâtipliğine tayin edilmişti. Mumalleyh — şehrimizden yeni YeSP e. Betskği eleileie ci > ULUS'ta Yabancı — ismihaslar 'ÂAKKI TARIK US, bugün Kurunda bu başlık altırda şu şayanı dikkat ya- ziyı yazmışlır: *Bay İsmail Müştak Mayakon, yabancı ismihasların imlâsındaki karışıklığı kak dırmak için yazdığı doğru ve güzel yazıyı dün bir ikincisi ile — tamamladı. Bu son yazı evvelkine İtirar yollu yazı neşreden Bazetelere verilmiştir ve yabancı İsmihas- lar Türk yazısı içinde Türk imlâsına (4 bidir hükmü burada bir kere daha teyil edilmiştir. Ötedenberi taşıdığımız kanasle uygun olan bu hükmün muarızları tek bir delile dayanırlar: Lâtin alfabesile yazılan dille- rin her biri bir ötekine ait ismihası, ta- bilyelinde bulundağu dilin imlâsı ile alır, yazar. Halbuki “yazar,, demek değil, “yazıla- bildiği kadâr yazar,, demek — doğrudur; bir kere Lâtin harflerinden yapılmış alfa- beleri gözünüzün önüne getiriniz. Bir mi- sal: İspanyolcanın (ny) sesini veren har- fini ele alınız. Bu, bizim (n) harfi üzerine Arap imlâsında (med) için kullandığımız işaret konulmuş bir harftir. İspanyol kelimesinin — kendisi de bu harf ile yazılır. â İspanyolcadan başka dillerin lâtin alfa- belerinde bu barf bittabi bu hususl şekli - ile yoktur. Ne yapıyorlar? — Sadece (a) şekli ile alıyorlar. Böyle alış kelimenin a sıl imlâsını değişlirmeden başka nedir? Diyorlar ki: bu şeklin aslında hangi ses- leri verdiğini mülerelim nereden bilsin? İsmail Müştakın verdiği müskit cevaba bir başkasını daha kalabiliriz. Mütercim lek kişidir ve nihayet en ebemmiyetli sayıl- mak Jüzimgelen yer ismihaslarının nasıl akunduğuna da o dilin — lügati beynel- milel işarellerle — göstermektedir. Müler- €imin bu zahmele katlanmak vazilesidir. Farzedelim ki değildir. — O balde tek bir mütercimin beceremediği bu işi yüzbinler ©e okuyucu ayrı ayrı nasıl başaracak? Ya- mlan bir ibare göz için zannolunur; fakat hakikatte kulağa bilap elinez mi, İçinde bizim pek İyi bildiğimiz Loyd Corc'un adı kendi imlâsile Lloyd Georges yazılmış - se bu ibareyi bir başkasına — okuyacak, bir adam ne yapsın? Okuyup dürürken düraklasın — ve okü- yacak yerde kâğıdı karşısındakine uzatıp *“işte şut,, diye mi göstersin? Ya bu adam bir telefon başında, yahul bir radyo stüde — yosunda İse?.. Yazıyı dilsizler için yazmı- — yorur ya, | Muhakkak yazının hedefi — (gördün)ü —— (gordun), (doğru)yu (toğri) okuyanlar a- —— rasında bir vahdet vöcuda getirmeklir. — Düşülen dalâletin hakikt — sebebi dün— yayı Lâtin elfabesi kullananlardan ibaret sanmak değilse yabancı ismihasları kendi imlülarile alıkoymayı güya — beynelmilel — bir anlaşmaya mukaddime olur sanmak — olacak.. Dil denilen Aletin, — adlında göze değil kulağa hitap ettiğini unutunca, ya- hut (yerine göre a, yerine göre bul) dee — moye boşlayınca meçhüllerin bükimiyeli- ne teslimiyet ve İnkiyat rubunun, Htiyedın — | ve keylin lesis ve teşvik — ettiği bu kapl- tülâsyon elbette ilmin bir hakikati ren- Bini, alır. n Hayır, İsmail Müştak arkadaş, yeryüzü- Bün iki milyarına ait ismihaslan bahsediş, mutlaka batıl bir'davayı bir mübalâğa şa- maltası içinde kazanmak, için söylenmiştir. Bütün yeryüzünü bir tarih kelimesi olan Lâtin ve Lütinciler besabına — kapatımak masıl caiz olur? Rusların, Sırpların, Bulgarların, Elen- lerin, Arapların ve İranlıların, — SJaponla: rın, Çinlilerin, hasılı Lâtin — alfabesi kul lanmıyan milletlerin ismihasları ismihas değil midir? Aslının nasıl okunduğunu ve bizim ya- zırmmızda verdiğimiz sesin aslına sadık olüp olmadığını aramaya, bilmeye hiç lüzum görmeksirin bunlar üzerinde tasarruf el mek hakkımız oluyor da, bu tasarruf, Lâ- tin alfabelerinin imtiyaz mıntakasına da- yanınca mı bir hata halini alıyar? Farzedelim ki bir mütercim ismihas ©- Jan bir kelimeyi aslınn uymıyan bir sesle nakletmiş olsun. Eğer bu, bir kere söyle- nip unutulacak kelime değil de tekrarla- nacaksa elbette düzelten, doğrusu budur diyen çıkacaktır. Çıkmadığını farzedelim: Şimdiye kadar (Parl)yi (Paris),(Vin)! (Viyana)bellemek ten Türk dili ve Türk milleti —ne zarar görmüştür. ? Zarar görmüştür diyenler için ise bu- Kün sizin müdafaa ettiğiniz teri kabulden başka yol yoki bu lez o zararı ssgarl hüdde indirecektir.,, CUMHURIYET” de Ingiliz-Italyan müzakereleri müsbet sonuca varabilirmi ? YUNUS NADİ, bagünkü Cumhuripettı Fngtila - Halyan — müzakerelerinin şüphesiz olarak bir sonuca — varacağını Belkt varmamasının parip ve anı — £lkifen saylayı çevirinizi