5 ŞUBAT — 1938 Yezan: Konan Çinili — Melekzad Çintli ( ERKEK - KIZ ) Ona (Tercüme ve iktibeş hakkı mahfurzdur) — Numara 62 — ilk defa elimi uzattım Benanın gözleri dolu dolu olmuştu Iyi yolcutuklar dileyerek vapurdan ayrıldunş şimdi, o göverlede ben zıhtunda konuşuyoruz Diye c verdi. Sonra sapsar; ke- — Bakın, dedi. Nasıl buz kesildim. Tramvaydan, ben Karaköyde ayrıl Ö dim. O doğru eve gitti. Ertesi günü kendilerini teşyi için vapura gittim. Bee Ran gelişime çok memüün oldu. Ekse- Seriya — Izmire, köyünüze, size misafir ge- İtceğim, derdim. O da: “Buyurun,, di Ye tevap verirdi. Vapurun güvertesinde ,kanapelerc <n İDe oturmuş konuşuyorduk. — Yakında ben İzmire geleceğim.. dedim. Sonra yüzüne bakarak ilâve ct- tim: — Merak etmeyin, size değil, 9 eylül Mergisini ziyaretı bu sözüme kızdı; — Rica ederim, dedi, bu nasıl söz.. Ben g; 5 dedim. Yahut bu- f mı söyledi?, mı söyledim?.. mek doğru - ol- | 4 için söylüyo- ? — Rica ederim Kenan Bey, Sağımız dakikada münakaşa etmiye- Tim, &. kapatalımı bunu. - Şaka yapryorum, Benan Hanım dalgin dülgim yüzüme baktı: Şedeceğimize bugüne kadar inan- r ve tcessür duymamıya bugün bari ay- inandım. . Ce h ettim. Vapurun ar.(;.h"!-"ı;ı hra t annesinin Bgittim, elini öptüm. . *hana da ilk KP bula 9ürm üzattım. akgınız, bu kadar zamandır halde, Blarda hattâ selâmlaşırken, ıı_,nhr- B © bana ve ne de ben ona elimi u *H değildik.. Bu gariptir. Benan konuştuğumüuz za- luklar dile- dım. Şimdi, o gü- * ben rılıtımda " h AYet iskele kaldı y 4 Va rihtımdan cıy İndek ldı. Vapur ya- mıya başladı. l sallıyo. nokta oluncıya kadar elim £ acı çök- le doğru Saraybur- ttim. Oturdum, Ve ©- iğim mektupların il- simizle konuştuğumuz Aklaşamıyacaktım.. Onun- SOnuştuğum balde kendisine T de.eı.e_ıu alışmıştım. Şimdi Sartı kardleşçe, temiz ve sa- 81 düyüyordum. Evvelce Ve kendi sinden a_j:ıı intikam lleı k *N, Şimdi acıyor ve hürmet | şimdiye | ti xiJı =mııı, di., O SAf ve tecrübe- | vardı. Yemekten sonra onlarla Gazinodan geç vakit ayrıldım Hemen hemen bütün Anadoluyu göz roüştüm.. Fakat İzmire hiç gitmemiş- tim. Bu mektubu alınca içimde, bura- ları da gidip görmek ve bu vesileyle meşhur 9 Eylül Sergisini gezmek hevesi uyandı. 1 Eylül 937 çarşamba günü, yazıha- neden ve annemden aldığım epey bir pa- ra ile saat üçte Galata rılıtımından kak kan Ankara vapuriyle İzmire mütevec. cihen hareket ettim. Akşam geç vakte kadar vapurun gü- vertesinde oturdum, Denizi seyrettim ve düşündüm.. Yemek çanı çolınınca aşağıya indim. Sofraya oturdum. Sağda ayrı bir tofra hazırlanmış ve bir çok kadın etkek ©- mrmu;ın. gülüşe, oynaşa hem yemek | Bunları, bakar a Halk opereti artistleri idi. İçlerinden tnardığım bazı k: rlardı. luğ- tuk, güverteye çıktık, Nereye gittikleri- ni sordum.. Sergi için İzmir belediyesi tarafın - dan angaje edildiklerini öğrendim. Va- purda Söke kazası eşrafından bir zatın oğlu yirmi yedi, yirmi sekiz yaşlarında kadar çok nazik ve terbiyeli bir gençle tanıştım. Gece hep onunla görüştük.. Ve saba- ha karşı gidip yattık. Ertesi sabah tanı- dık artist kızlar bizim etrafımızı çevir. diler ve oyun oynamak istediler. Ben poker filân bilmediğimi, biraz mış altı oynadığımı söyledim. .Kabul ettiler ve oturduk, oynadık. Her şeye mera- kım vatdı. Her şeyi biliyordum.. Fakat böyle oyunlardan asla hoşlanmadığım için öğrenmeğe bile heves etmemiştim. Böyle olduğu için de tabildir ki ben ye- | nildim. *Oyunu kim kaybederse oynu- yanların hepsine öğle yemeği yedire - cekti.. Kaybettiğim için bütün yemek masrafları bana yüklendi. Vapur saat üçte İzmir limanından | içeri girdi. Buraları ilk defa gördüğüm için büyük bir dikkatle tetkik ediyor kek ı-evrmhr. | ve yanımdaki vapur arkadaşım gencin * hu ta tte olau takdir edebilecek .n haltasmda o dan bir mek- elt ÜS gittiklerinden bahsedi- a ’lomııda beni muhak - doğrudan — doğruya a dönerli ğ 'dİP böyle bi & 4:."'" diğlni, TNİ, gonr SÜYİ ec İAi de çe ş SÜğüni Adarak — benimle ödeşmek Üyordu. bana verdiği izahatı dinliyordum. Ar- tistler de yanımaydılar. Fakat onların içinden bazıları daha evvelce de buraya gelmişlerdi. Nihayet vapur rıhtıma yanaştı. Ve kalabalrkta yol arkadaşımda beraber güç belâ karaya çıkıp bir paytona atladık.. Ben bu yerin tamamiyle yabanersı oldu- ğum için bana yol ackadaşım rehberlik ediyordu (Devamı var) HABER — Akşam postan Ölünceye kadar zindanlarda çürütülmelidir Beyaz zehir kullananları da daha ağır cezalara çarpmak lâzımdır Auçııkmhk teşhilâtı tarafından meydana çıbarılan beyaz zehir Iuhn)mlnnndım Yeşilay cemiyetinin senelik - kongre. sinde, doktort Mazhar Osman, beyaz ze. hir satan ve kullananların ağır cezalara çarptırılmalarını istemişti, Cemiyet idare heyeti de son toplan. tısında beyaz zehirlerin fenalığını anla. tan bir broşürün basılarak dağıtılması. na karar vermiştir. Beyaz zehirlerin mahvedici tesirlerini elerine gelen bitkin hastalar üzerinde, görüp anlayan Mazhar Osman ve Fah. reddin Kerim gibi iki asabiyeci müte. hassısın başında bulundukları bu cemi. yet tarafından verilen kararların ne ka dar doğru ve yerinde olduğunu takdir etmemek mümkün değildir. Hele koka. in, morfin, heroin gibi zehirleri kullanıp da mesleğini, istikbalini, şerefin, alesi. ni, hatta namusunu kaybeden, bir deri ve kemik halinde sapsarı yüzleri ile so. kaklarda dolaşan perişan kıyatetli genç leri, Bakırköy akıl hastahanesinde tedavi altında bulunan 200 vatandaşı gördükten sonra bir cemiyetin ufak da olsa mücadelesini elbette alkışlamak lâzımdır. Yeşilay kurumunun bastıracağı kita. bin birkaç bine inhisar ettirilmeyip on binlerce bastırılmasını benim gibi cemi. yet mensuplarının istiyecekleri muhak. kaktır. Ancak cemiyetin mali takatı yetişmiyeceği cihetle şimdilik belki bir kaç bin tabedilecektir. Ben, bu kitap için cemiyetin hükümetten nakdi mua. venette bulunmasını — istemesini — teklif ediyorum. Böyle bir isteğin reddedilmiyeceği, almacak para ile akıl mütehassıslarının ilim ve müşahedelerine istinat eden brogürün fevkalâde mükemmel ve istifa deli olacağına kaniim. Bu propaganda buroşürü gençlik mu. hitlerinden maada bütün alle yuvalarına da dağıtılmalıdır. Zehirli gazlardan ko. biri ve yakalanmış kaçak cehirler runma için nasıl kurslar açılıyor, nasıl broşürler dağıtılıyorsa — zehii gazlar dan daha mühlik ve kahredici olan be. yaz zehirler için de gynı şekilde müca. dele edilmesi lâzımdır. Eğer bu mücadele yapılmazsa bugün Bakırköy akıl hastahanesindeki 200 beyaz zehir kurbanı birkaç sene sonra belki 300, belki 500 olacaktır. Bunı böyle olacağını da bu zehiri yapıp « tanların az ceza görmeleri, ve para ka. zanmak için muhtelif muhitlerde adam ları vasıtasile beyaz zehirlerin — satışınt arttırmaya çalışmalarıdır. Tedavi altına alman veya z rafından tutulan hastaların ev zebri tanıdıklarından veya ahbapların. mta ta. dan bedava temin ettikleri, birkaç defa | aynı şekikle bulduktan sonra alıştıkları sabit olmuştur. Beyaz zehire alışan bir adam ise artık ondan sonra bırakama. makta, bütün kazancını, servetini sıra. sile eşyasını bu uğurda feda etmektedir, Çalışamayacak bir hale gelip de parası da kalmayanların bu zehirden kurtulma ları için kendilerinin zabıtaya baş vu. rup akıl hastahanesine götürülmelerini istedikleri ise sık sık görülmektedir. Bügün beyaz zehir yapanlarla satan. Jar hemen hemen aynı cezayı görmekte. dirler. En ağır ceza da iki sene kadar hapistir. Bir zehir imalcisi yakalanıp mahküm oldu mu hapishaneye girmı te, orada tanıdıklarına, ahbaplarına he. roinin nasıl yapıldığını anlatmaktadır. Hapisten çıkan insanların çok kazanç temin eden bu ticarete hernen atıldıkla. mı muhakkaktır. Çünkü ortada - bol da olmasa - yine istiyenler beyaz zehri bulabilmektedir. Zabıtanın ve muhafaza - teşkilâtimnm geceli gündüzlü çalışmalarına rağmen beyaz zehir imalcileri köşe ve bucakta gizlice çalışabiliyorlar. zehir imalcilerinin Janmalarıma kâfi g . Bu takdirde cezayı çok ağırlaştırmak lâzımdır. Bir insan berhangi bir tehevvür saika sile, yahut sarhoşlukla bir yahut iki adam öldürür. Yakalanıp hapse girdi mi yaptığı işten dolayı pişman olur. İyi bir insan olmak vasfmı kazanmak dü. güncesile seneleri geçirir, Çıktığı zaman da mslâhı nefs eti ir. Bir daha adam öldürdüğü de . bindebir istisnası ile vaki değildir. Fakat.. Bir zehir imalcisi değil bir ki. şinin binlerce, on binlerce insanm kati. lidir. Fırsat bulup da imalâthanesini iş lettiği müddetçe her gün bir vatandaşın kanına girmekte, hayatını söndürmekte aile asını yıkmaktadır. İşte böyle bir adam evvelâ cemiyet " ve insarlık düşmanı, sonra bir memleket hainidirf bence., Böyle bir düşman değil bir iki « ceza, nuncz)c kadar zındand_ı çi lidir. Zehi se para hirsir kati görecek, ken sahip oldu ardır, Zehir satıcıları. Bunların da yukarı aynı cezayı görmeleri ta yım, Yaptığı iş kazanç hırsile ciden farklı değildir. Be maktadır. Sebebi de yul gibi satıcılarla zehrin kullanı olmasıdır. Gençliği, aile babalarımı düşmekten — kurt. çok iyi düşündüğü kı tenvir etmek bir hakkındaki cezaları 3 karmak lâzımdır. Kendisini, memleketin müterakki ve inkişafına vermiş vatandaşların zehir. Jenmelerine asla mi udan da zehirciler f haddine çı. Yıkta Rağıp Önen Istanbul radyosu 5 ŞÜUBAT — 1938 CUMARTESİ 1830 plâkla dans musikisi, 19, Bayan Nihal ve arkadaşları tarafından Türk wu- sikisi ve halk garkıları, 19,30 Konferans: Selim Sırrı Tarenn (Ömrümün kitabım- 19,55 Borsu haberleri, 20 Sadi ve arı tarafından Türk musikisi ve arı, 20,30 — hava raporu, 20,33 r Rıza tarafından arapça söylev, 20, 5 Semahat Özdenses ve arkada! fından Türk musikisi ve halk mat ayarı), 21,15 klâsik Türk m ce kemnl Nı)'ırl 1ııılıur Kanun Vecihe, Nısfiye Salâhattin Candan, Ut Sedat. 21,50 örkestra, plâkla sololar, opera ve ope haberler ve erte- si günün programı, BÜKREŞ: 18 cazbant, 1'! 15 plâk, 20,35 — şarkılar, igar orkestrası, 19,25 şarkılar, 20,35 piyato könseri, 22,30 sigan — orkestrası, 23,30 cazbant. BERLİN: 19 könser, 20,10 Çankofskinin plâkları 21 varyete, 23,80 hafif müzik, ve dans ha- vaları, ROMA: 18,15 cazbant, 20,30 örkestra, 21,30 ha« fif müzik, 22,50 temsil nakli, 24,15 caz- bant, VARŞOVA: plâk, 31 halk bavaları. 22 cam € eğlenceli neşriyal,