op $ ŞUBAT — T Garıpan vren — | UYARİ : OLOMOCBİ Profesör Sanerk TWT MATIR U YORMUSUN Gratoloji ve Grafometri KURTARMIŞDIM e mütetrassısı — 399 — ÜTÜN tafailâtile karakteri- nizi; meziyet ve kusurlarınızı; Taksim Ayyıldız 938 sizi hayrete düşürecek kadar vazıh Tahlillerim hakkındaki teveccühünüze | vye sarih olarak hususiyetlerinizi; tut- teşekkür ederim. Maalesef, evvelce cevabi. NÜ nt vermiş olduğum meklubunuzu tekrar bu | tüğünüz veya düşündüğünüz işte mu. lamadığım iÇin son gönderdiğiniz izahat. , Vaffak olup olmıyacağınızı; nihayet tan tamamile İstifade edemedim. Bu iti. | boş farkla yaşmızı size söyliyebilirim. barla 15/1/038 tarihi ile 296 numarayı da a Ka işacet ederek mümküm oldaği kadacımıdı | A bir gazeteden, Bir Kitaptan ve telif tarihlerde yazılmış yazı ve imzalarla | ya aklınızdan yazacağınız dört satır- tekrar müracaat etmenizi rica ederini. lık yazıyı; son aylardaki Imzalarınız. Bu yazınızdan anladıklarım: Faal, orta | dan ikisint gönderiniz. veya - daha büyük bir ihtimalle uzunca boylu olduğunuzdur. Genç olduğunuz mu hakkaktır ve tekrar yapacağınız lam mü. racaatınıza İntizaren - yaşınırı elimdeki son meklubunuza nazaran 25 den fazla bul mamaktayım, maamafih mektubunuzu bek liyorum, n / a Kandırga Birsen 84: 068 Günal ile birlikte yaptığınız müraca- &t üzerine, size de yukarıda cevap ver- miş bulunmaktayım, —00 HAY KÖR ŞEYTAN HAY- BENİMLE ALAY ETMECE YVASIL CURET EBİYOR: N. Güner ve S. Güne 'Tam bir tahlil içön söl elinizle de yazıl- mış yazıya, elinizin şekline, parmak izle- rinize ve bilekten dirseğle kadar olan uzun- koğun bilinmesine ihtiyaç vardır. Bunları B — Siz halihezırdaki karakteriniz? iti- | da göndermeniz lâzımdır. Tekrar müra- barile sıkıntılı İşlerden pek — hoşlanmaz, | caatınızı bekliyorum. Her ikiniz de genç. böyle vaziyetlerde aceleci ve sabırsız olur | Siniz. Siz, daha ağırbaşlı ve uysal görün- sunuz. Halbuki Birsen böyle değildir. O, | mektesiniz. S. Günerde — İnatçılık zaman Bu nevi veziyetlerde iradesini toplar ve | Samen kendini — gösterebilmektedir, Siz. işin zorluğu nisbetinde dikkatini de kulk- | Hareketlerinirde ona nazarn daha müle- lanarak o işi bitirmek isler ve bitirir. 6 — "ddt" :ılı-*?"" gerek. Tam bir müracaalı. Her ikinizde de ameli işlere kabiliyet iyi | "e bekliyorum. olmakla beraber Birsen, (5) numara ile Hösterdiğim huyundan — dolayı bunlarda daha fazla muvaffakiyet gösterebilmek im- kân ve İstidadına maliktir. ? — Her ikiniz z ikak y de de uysallık caşslır. — Fakat siz, Birsen Yazınız, sakin ve mutedil bir zat oldu. den daha fazla uysalsınız ve daha riyade | #vnuz sünü veriyor, Dalma bö;'u mi- bu huyunuzu inkişaf ettirebilirsiniz. Birs | Siniz değil misinize “';'l'_':m'”'şu';u l senin hırçınlığa istidadı vardır. & — Bir- 'ı"h"' "“':l' B'" " ; a iri: : Bana müracaat İçin yazını- sen, zekâsına daha fazla güvendiği için | CÜC0 ş - yaplıklarının başkaları daralından anla- | © Yezdığınız sırada sıkıntınız. yokta. Ve hattâ neşeniz de yerindeydi. — Yaşımız 35 tılmaması İhtimalini — battâ farkında ol | (5 farkla) ol r. Geç karar ' vermek mıyarak — narzarı dikkatte tutar ve bu i- B ve kararlarınızı tereddötle — tatbik etmek Hibarla bu gibi vaziyetlerde daha vazih ve * 4, huyunuzdur. Bunu düzeltmeniz lâzım- sarih olmağa gayret eder, © — Her ikinir dır, Faal ve iradeli olmağa ihtiyacınız var de intizam hissi mükemmeldir, yalnız Bir- — dır. SİZİN CA ü Ü sende inlizama güzel bir şekil vermek te- | SA N GünE tü Alru îş"f'ıfı”:":ff mayülü de vardır. 10 — Birsen, mesut o- —— Si ALMLER YO labilmek için kendisine uyon mubhili şera- iti bulmalıdır. Siz, daha kolay şeraitte de mesut olabilirsiniz. O, emellerinde — daha | mübalâğıhıdır. Siz, hududu — çizilmemiş | hülyalarınız arasında yalnız bahtiyarlık, ve bunü temin edecek modern / vasıtaları hekliyorusunuz. Hayatla nasıl bareket el- melisiniz, Ba sual köfi tafsilât ister. Tah- lillerim sizi talmin elmiş ise, evvelce ya —00— Gedikpaşa 68 Günol: Müracaatınızı 84 Birsen: Kadırga İle birlikte aldım. Cevaplarınu her ikiniz a- rasında mukayese yaparak vereceğim, Ev- velâ buluştuğunuz noktalar şunlardır: 1 — Fevkalâde tesirler harie olmak üzere, bir İnsanın karakterinin tebarüz ve İnkişal et tiği bir devre yardır ki bu devre €a çok yirmi yaşına kadardır. Bundan sonra sa- bit kalan devre, — rayıflayan ve en sonra da tereddiye uğrayan, — bozulan devre — bunama — vardır. Siz her — ikiniz de llk devredersini. Ve karakterleriniz — anahat » Tarını mubafaza etmekle beraber — henüz katt şeklini elmamıştır, mühtelif âmille karakterleriniz üzerinde müessir olabi Karakterlerinizle beraber, his ve zevkleri- niz de serl değişmelere tabi bulunmakta- dir. 2 — Bünye itibarile biribirinize ya- kınsınız. 2 — Birsenin yaş itibarile sizden küçük olması pek muhtemeldir. Bu takdir de boylarınız arasında da mühim bir fark yoktur. Maamafih, yaş farkını kati olarak tesbit edemediğim için şunu da göylemeğe mecburum; Yaşlarınız ayni İse siz ondan uzun olacaksınız. 4 — İkiniz de zeki ve hassassınız. İyi kalpli olmakta da birteşi yorsumuz. Avrıl —103- Maltepe » Sarıay 2: Beyazıl, H. K. M. O: Ayni noktaj nararda değilim. Karakter. leriniz arasında mühim — farklar vardır. Anlaşmanız çok zor olacaktır. Yazı &ahi- bi, tam konforla bir hayat sürmek emelin dedir. Siz ise işlerinize bağlısmız ve mad- di vaziyeliniz de iyi almamak — gerektir. Naamafili, vaziyeli daha — elrâflı şekilde ve bitaraf halde hizzat tetkik ederek hük- kendiniz lirsiniz. zılmış İmza ve birkaç — yazınızla tekrar noktalara gelince: müraecant edin KAHRAMAN KITZ 291 200 KAHRAMAN RIZ — yato mu? Var!.. Hakat bu sırf av meysiminde ikamet edilmek üzere inşa edilmiş bir evdir. Büyük değil ve gü- zel de deği'.. Ormanın sağ tarafında görürsünüz.. Raskas heyecan içinde Ürpererek de- vam etti: ' — Ve bu ev benim dediğim ast) dü- gese aittir, değil mi? — Bundan beş sene evvel domuz av- ları için buraya gelmişti.. Ve öyle bir tesir bırakmıştı ki, Marşönüar'dan Blu- aya kadar olan her yerde onu hâlâ ha- tırlarlar. Raskas mırıldandı : / — Ya o zamandanberi? O zamandan ber bir daha gelmedi mi?. — Gelmedi. Ev sımsıkı kapalıdır. ve içinde hiç kimse yoktur. Raskas bütün vücudunun donduğunu hissetti ve içini çekerek düşündü; — Anlışıldı ki onu bulamıyacağım... Maamafih, iyice emin olmak için, evi bizzat görmek istedi ve işaret edilen ye- re gitti. Fakat biraz sonra anladı ki, şato dediği yer filhakika, avcıların top- landıkları küçük bir bin'ılan — ibaretti, Burada her şey ölü gibiydi. Bütün pan- curlar kapalıydı ve tozla örtülüydü. Sar maşıklar da her tarafını sarmıştı. — Burada yapılzızak bir iş yokt.. Diye mırı!dandı ve Marşönuara dön- X. İlk evlere vardığı zaman, karanlık et- ral sarmıştı. Buntn için B üaye gitmeği daha münasip vir zamana buskarak Ma:z$önuarın son evi, ayni orm.ca en yakın bu'unan evin önündeki adamın yanıma yaklaştı. Ve onunla konuşmağa başladı. Neticede Raskas bem atının a- hıra yerleştirileceğini, heni kendisine kuru ottan bir minder ve yemck olarak ta bir ömlet ve bir şişe garap verilebi- leceğini ve bütün bunların gayet az bir gparaya malolacağını öğrendi.. Filkakika bu güzel program harfi harfine mevkii file kondu.. Raskas om- letini yeyip şarabını içtikten sonra, alt vasalı avlada olan, üst tarafı ise tavana kadar yükselen bir merdivenden, anba- ta tırmanmağa hacırlandı. Fakat hakikj bir süvari gibi, evvelâ atının rahat et- tiğine kani olmak için ahıra gitti. İki inek, ve dört öküzle bir at vardı ki, bunlar köylünün zenginliğini gösteri- yordu. Raske- — atı ise, köylünün atı yanına yerleştirilmişti ve önünde bol bol arpa vardı. Raskas bunu gözleriyle gördükten sonza, rahat rahat anbarına tırmandı. Uykusuz zannettiği kaldar çabuk gel. medi. Haziranım sıkıntılı. harâreti ve düşesi arayıp bulmak düşüncesi onu ko« lay kolay uyutmuyordu. Maamafih bir saat sonra, göz kapaklarının ağırlaştığı. ni hissetti. Fozat ayni zamanda bir gü- rültü duyar gibi oldu: Dışarıdan evin kapısının vurulduğunu duydu. Raskas mizaçsa da hakiki bir casus- tu. Şüphesiz, burada casusluğunu tah- rik edecek bir şey yoktu, fakat bir sev« ki tabiryle yerinden doğruldu ve kafa. sını hafifçe dışarıya çıkararak dinledi!.. Kapı hâlâ, büyük bir dikkat ve tedbir. le vuruluyordu. Raskas nihayet pence- renin açıldığını ve bir sesin: — Kim o?, Diye sorduğunu duydu. Bir ses de mümkün olduğu kııdar yavaş cevap vere di: — Marin!. — Pekâlâ, iniyorum!.. Raskas heyecan içinde ürpererek: — Şu halde ben de iniyorum !, Diye mırıldandı ve şöyle düşündü: — Marinin t ırada ne işi var? Ma- rinL. Neş'um düşesin hizmetçisi!.. Ö: le bir kız ki, onu kardinalın verdiği ( yür altınla bile kandıramamıştım !. Raskos böylece düşünürken —ii çını beline takmış, mantosunu omuzla- Tına atmış, aşağıya iniyordu. Aşağıdaki ödenın kapısı camlıydı ve avlüyü açılı- yordu. Rask-a bu kapıyı hafifçe araladı ve bexledi. Biraz sonra içeride ışık yandı. Köylü meydana çıktı ve sür'atle sokağa açılan kapıyr açtı. Bir genç kız içeriye girerek neş'eli bir tavırla şöyle dedi; — Merhaba Tibo baba!.. — Madam Lâ düşes de geldi mi? Marin ciidileşerek : — Yavaş Tibo baba, yavaş, dedi... Madam lâ düçes kaçtı. Ruayal meyda - nının iblisi onu öldürmek istiyor. Ve siz onu kurtarabilirsiniz.. 'Tibo samimi bir tavırla cevap verdi: — Ben ona her şeyimi borçluyum.. Emretsin.. Benim ve a'lemin hayatı ona aittir. — Bir mektup götürmek lâzımdır, Tibo baba.. — Ne zaman?, — Derhal!.. — Nereye?, Blüaya.. Mösyö dö Şeverninin ikâa - metgiâhına. . — Ha, biliyorum.. Verin mektubu, Gerhal götüreyim.. — Unutmayın ki bu mektüp bir an evvel oraya varmalıdır!. — Atıma güvenirim. Bacakları ve kalbi sağlamdır. Cevap getirmem — lâ- gım mı?, — Evet!. Hem de bu gete.. Cevi'r av köşküne getirirsiniz.. Elinizi iki de- fa vurur ve; “Şale!,, dersiniz. .Eğer ka- pı açılmazsa o zaman evinize döner ve her ne olursa olsun beni beklersiniz. Marin, adama bir kaç söz daha söyle- di va sonca çıkıp gitti. askoa ahıra döoğru koşmuş ve orada ancak bir kaç saniye kalmıştı. O zaman derin sükütun içinde, acı bir kişneme duyuldu. Sonra bir gölge, sür'*atle mer- divenden tırmandı.. Bu gölge Raskastı: Yatak odasına, yani sabara çıkıyordu. Bu sırada Tibo baba da sokak kapısını kapamıştı. Sonra, evde hiç kimseyi uyandırma- Man seyaha elbiselerini giydi ve niha- yet ahıra inerek, oradan, bacakları ve l kalbi sağlam olduğunu iddia ettiği ati nı çıkardı. ş O zaman, zavallı odam boğuk bif hayret ve inkisarı hayal nidası kopardı. Atın belki kalbi sağlamdı. Fakat ayâl* ları tutmuyordu ve hoyvancağız- fenâ hâlde topaliryordu. Tibo yaktığı B idare kandilinin ışığı altında atı mua * yene etti. Fakat hiç bir şey ıdıun!d"' Bu sakatlığın sebebini ancak ertesi gÜ” nü görebildi: Atın tırnağı yanında DİF yaca vardı, daha doğrusu burası kesil * mişti. 'Tibo baba,bunun üzerine, atın! tekraf ahıra söktu. Ve bir kaç dakika görül” medik bir felâket karşısında bulunuyo”” muş gibi dehşet içinde kaldı. Fakat dehşet anı, biraz sonra geçti Ve garip bir tavırla omuzlarını silkti; Göse leri Raskasın atına takılmıştı!.. — # Adam sevincinden ürperdi ve BiS rTeddüt etmeden atı eğerledikten e ra avluya çıkardı. Fakat orada hl&, ler içinde olduğu yerde kaldı. € T Roskasın aşağıya indiğini görmüş? ”ı Raskas aşağıya inince, aptdl takındı ve şöyle mırıldandı: şit — Ofl Nihayet inebildik! Fakât ne yapıyorsunuz, dostum?.. Gürül! A Tinizle beni erkenden uyanı v Seyahate mi çıkıyorsunuz?. Zavallı odamcağız kekeledi! — Haâyır... Yani. Şey.. « Raskas birdenbire bağırdı! B') g — Al Yanılmışsınız, dol“”'tıpıl Him atımı almışsınız! Fakat ma' nt onu güzelce eğerlemişsiniz. doğru yoluma devam ödeyim. n;l, der Zavallı köylü bir an huyretitiT gçe na kaldı ve Raskası ata binmeğ” landığı bir sırada; p — Mösyö, dedi, bir telç kelimit zür yeceğim.. Şatodüne gidi: ğil mi>, ger — Evet! Oradan da ” Şartrü: da Parise.., . içitt — Seyahatinizi bir kaç satt **