Sonya Heni'nin hayatı Beyaz kanatlı bir melek Sonya dün patina) şamplyonuydu; bugün herkesi teshir eden bir sinema Yıldızı... Filmde onun buzlar üzerindeki dansını görenler beyaz kanatlı bir meleğin uçtuğunu zannediyorlar kesin sevdiği bir sinema yıldızıdır. Sporcular iyi bilirler ki, bu güzel kiz, sinema meraklılarmı teshir etmezden evvel bir spor yıldızıydı. Birçok defa dünya ve olimpiyat patinaj şampiyo- Bu olmuştu. Sevimli sanatkörm hayatin; kısaca, anlatalım: Norveçte, 1913 senesi kış mevsimi pek şiddetli olmuştu, O zamanlir (Kristiyanya) denilen (Oslo) da müt- hiş fırtmalar yüzünden kimse evin - den dışarı çıkamıyordu. Sokaklar kâr- la örtülmüş, münakalât durmuştu. Buna rağmen, kürk tüccarı (Vil N helm Heni), karlara gömülerek köm- şu doktorun evine gitmek mecburiye- tinde kalmıştı. Karısının doğurması yaklaşmış, san cıları başlamıştı. Doktorla beraber evine döndüğü za- man üstü başı, yüzü gözü kar içindey- di. Adetâ çocukların kardan yaptık- ları heykellere dönmüştü. Doktorla beraber bir komşusu se gelmişti; tiyatro artisti... Dakikalar geçti, Yandaki odadan bazı sesler işitildi. Heni, çocuğun doğduğunu anladı, Sevinçle yerinden fırladı, bu sırada kapi açıldı. elisa —Bir kızınız oldu!... Dedi, Bir erkek mn bekliyen Me ba: — Eyvah! dedi, takat, atacak deği. liz a... Şimdi buna bir isim bulmalı... Artist cevab verdi: — Sonya!, dedi. Güzel ve herkesin sihninde yer.edecek bir isim. Sonya, büyüdü, Sarışm, güler yüz. lü, sevimli bir kız oldu. Sabahtan ak- şama kadar gülüyor, oynuyor, şarkı söylüyor, herkesi eğlendiriyor, herke- si neşelendiriyor, herkese kendini sev- diriyordu. Hani yumuk yumuk, pa « muk gibi minimini kediler vardır; in- san görünse mutlaka sevmek, okşa - mak ister, tıpkı onlar gibi... Sekiz yaşma geldiği zaman babası ona bir paten (altı küçük tekerlekli öğ ayak kızağı) hediye etti. Sonya buna “Ö çok sevindi. Ve kendi yaşmda çocuk- * Jarla beraber belediye stadına gide - rek patinaj yapmıya başladı. Babasmm nezaret! altında yarışlar yaptı. Bunlarm kepsinde birinci geli- yordu. : ğ Küçük patinajer az sonra (Oslo) İs- keting klüblüne aza yazıldı. Ve on bir yaşında Norveç patinaj şampiyonu oldu, Çocuk şampiyonu değil, tam ma- nasile milli şampiyon. Müsabakaya iştirak eden genç kızlara, kadınlara galebe elmişti. 13 yaşında da ilk dünya gampiyon- Tuğunu Kazandı. Sonya, yarıslan ziya de, buz Üzerinde yaptığı oyunlar ve danslarla. şöhret kazandı. Sonyayı takllâ etmek imkânı yok- tu, Sporla dansı birleştirmeye müvaf- fak olmuştu; Harikalar gösteriyor - du. ; Meşhür Rus balet artisti (Krasvi- na) ile, bütün dünyanm takdirini ka- zanan (Kuğu kuşunun ölümü) filmi- ni çevirdi. O vakittenberi muvaffakıyetten mu vaffakryete uçuyor. Milletlerin, hü- kümdarların tebrikine mazhar olu - yör. (Oslo) daki evinin büyük galonu- na girilirse, müsabakalarda kazandığı ya yüzden fazla gümüş kupa Börü * Sonyanm antrenörü, menajeri, bâ - basiyür. Sinema girketlerile mukave- le akteden, inizalıyan da hep oydu. 1938 olimpiyadında dünya şampi - yonluğunu aldı ve artık yorulduğunu, | di. daha doğrusu muvaffakıyet kazan - maktân usandığını bir duha sporla meşgul olmıyacağını söyledi, Gülüyor: — Artık ihityarladım!.. i Diyordu. Yirmi yaşında ihtiyar!.. Şüphesiz, alay ediyordu. Babası, sinemaya in- tisabını tavsiye etti, Birçok teklifler yapıldığını söyledi, Sonya, memnuniyetle kabul etti, İş te, babasının sayesindedir ki, sinema dünyası sevimli bir yıldız kazanmış oldu. Öyle bir yıldız ki, taklidi kabil değil... Sonya; Holivuda gider gitmez, (Kar fırtması) filmini çevirdi, Onu, buzlar üzerinde kayar, danse- der görenler, beyaz kanatlı bir mele- ğin uçtuğunu zannediyorlardı. Sonya, geçenlerde 250 bin dolarlık bir mukavele imzaladı. Üç film için 300 bin türk lirasr... Saratından, muvaffakıyetinden bah solunduğu zaman babasını göstererek: — O olmasaydı, beni burada göre- mezdiniz... Demek âdetiydi. Hakikaten onu ye- tiştiren babasıdır. Holivudda onunla beraber oturuyordu. Fakat, oşimalde bir film çevirmek Için ayrılmaya mec. bur oldu. Babasmı Holivudda yalniz bıraktı ve bir daha kendisini göreme- Baba Heni de sevgili Kızmı göreme- di, bir kalp sektesinden öldü. Sonya ağlıyor! Hakkı da var. Iloli- vud dedikodularına bakılırsa, matem müddetini: gedirdikten sonra nişanle- nacak, Fakat kiminle?.. İşte bunu bi - len yok... Marl Antuvanet ve Norma Şerer Güzel yıldız, son filminde çok beğenildi Norma, Şerer, kocası İrvinnag Tal- bergin ölümünden sonra, sinemadan çekilmişti. Güzel yıldız, (Mari Antu- anet) filmile yeniden sinemaya dön- dü. Mari Antuanet çevrileceği gün, Holivudun bütün sinema amilleri, yıl- dızları studyoda toplanmışlardı, Nor- ma Şererin nasıl oynıyacağını görmek islivorlatdı. Norma, locasmdan çıktı. Arkasm - da, kraliçenin resmi ziyafetlendd, be- lolarda giyindiği çok süslü mantonun hir eşi vardı. Dosllarınm ellerini sık- tr, sahne vazı Van Dike hazır oldu - Şunu isaret elli. Kısa bir tecrübeden sonra Van Dik: — Alâ!.. dedi, Filmi çevirebiliriz... Şerer, kraliçe (Mari Antuanet) le Holivutta da İpe bir gece X - Şair Joan Kravfort ressam Geri kuper i Casino - Pleurant dan çıkalı beşon dakika olmuştu ki yanımdan dört nal ile bir kovboy geçti ve benden kirk adım ilede durdu, Bir sıçrayışta hayvan - dan indi. Beyaz*at malları ile asfaltı eğelemeğe çalışıyordu, Her tarafı köpük içinde idi. Kovboy hayvanın sağrısından sarkan bir kangal ipi aldı. Başınm üzerinde bir iki çevirdi; caddeye nazır büyük bina. arından birinin on beşinci katında bir balkona fırlattı. Yavaş yavaş yaklaştım, Uzun boylu, geniş kenarlı siyah bir şap ka giyen bu adam bir maymun veçik liğile İpe tırmanmağa; başladı. Bakalım re olacak diye ben de peşinden. Bere. ket versin, lisedeyken jimnastik Salonu. nun tavanından sarkan halatlara, bütün arkadaşlardan iyi tırmanırdım. Lâkin herif gık bile demiyordu. Ben ise beş altı hamleden sonra sıfırı tüket. miştim. Şaka değil, on beş kat yüksele. cektik. Hani rüyamda görsem bu alime. rikan cambazlıği hayra yormazdım... Bir az sonra İena halde yoruldum ve dinlen mek mecburiyetini hissettim. Biran ipin kopması ihtimali ile çileden çıktım, ba. şuni kaldırdım.. Kovboy uzun bacakla. rında birini balkona aşırmakla meşgul di. Ya ipi bozarsa?.. Mazmafih bü fikir beni e kâdar korkutmadı. Çünkü o, yine bu yoldan dönecekti. izne a Aradan ne kadar geçti bilmiyorum. N “Birdenbire btüşm kütdiye bir yere çârptı Oh yarabbi, nihayet gelebilmiş. tim: Balkon. Birderibire buz gibi don. dum. Tanıdık bir ses: — İpi kes, diyordu, ben seni kapı. dan çıkarırım. Caddeden görüp şüphe. lenmesinler.. Derhal etrafımda tutundcak bir yer aradım ve buldum. Balkonun mesnet. lerinden birine sarıldım. Hemen o anda da ip kamçı gibi şaklayarak boşluğa uçtu. i Ben yukarıya tırmanıncaya kadar, balkondakiler alıp vermişlerdi. seslerin. dan anlaşıldığına göre cambaz Gari Ku per, kadın Joan Kravlorttu, Kadın ha. fit hafit gülüyordu. Boşluğa bir kâğıt BA. bırakıldı. Vaktile, şu Si meşhur (o salgında, p Şişlide alışılmış bir meleke ile, sinek av- 2 lar gibi kâğıdı yaka lağım; Tahminimde aldanmamıştım bu Garinin imzasını ta. «şıyan bir karikatür. dü; Kravfordun krokisi... Bu sırada bir mmiltı kulağıma çarp. tı; kadın sesi aşağı yukarı şü mealde bir şiir okuyordu: Kolbimin dinamosu gözlerine can verir Amerikan Eyleli, ey kovboy diktatörü! Sesinin akisleri Brodvoyde yükselir, Binaları titretir göğsünün radyatörü... * Güzelsin nazarımda züppe Rober Tay. ” * dordan, Güzellik ilâkisin servetin nisbetinde. Gel! Bize toprak döşek, mavi gökyüzü yorgan; | İz biroksa ne çıkar çals çırpı etinde”. Arkasını duymadım; içeri girdiler. Şek li değilse bile kullandığı motifler Na zım Hikmeti andırmıyor değil. Ben in. tihal, adaptasyon, tercüme adları altın. daki edebi kayıtsızlıkları yalnız bizim ei - kont Fersen'in biribirlerini gördükleri tarih? günde rolünü yapıyordu. Film, bazı kısımlarını yeniden çekmeye lü- zum görülmeden bitirildi. (Romeo Jül yet) Ülmindenberi sinemadan çekilen Şererin sanatından bir gey kaybetme- diği anlaşıldı. dilde müstamel sanırdım ama; demek Kİ aldanmışım. demek ki.. Biranda muhte lif hayret sebepleri düşürdüm: 1. Joan Kravford şair. 2.— Joan Kravirod Nazım Hik meli okuyor.. 3 — Üstelik Nazımın tesirinde. Şaşkınlığımı yener yenmez, beni © çocukluğumda epey tesir altında beri kari bir Cingöz Recai çevikliğile balkonu aştım. Penogreden, ancak Mişel Zev& konun kahramanlarına yakışır bir as letle girdim ve orta çağ şövalyeleri gifi haşmetli bir selârıdan sonra, şaşkın 499 kım yüzüme bakan meşhur yıldızlardâ” müenneş olan krokiyi verdim... Joan Kravford, kocaman ağzını açik yumdu gözünü ve kuvvetle aksıtdı: — Ouh, mersi, dedi; balkonda üşük müş olacağım; Gari, şöyle geç. At cambazı kılıklı artistle.yanyana, #9 ları birbirinin belinde, yatağın üzeri oturdular. Vaziyetim hayti sıkimtılı. © tuhaftı. Bir şey söylemiş olmak için: — Demek şairsiniz, dedim. — Eval Diye cevap verdi! İri gözlerini açarak ilâve etli: — Hatta bitde dmecmuzi eş'anı” var. — Mifedersiniz ama, ben sizi eyl biliyordum. — Yranciot Tone ile değil mi?. — Ya:. 'Evet.. — Evliyiz. Yüzüne baktığımı görünce çil başladı: — Bitüz'övvelki hüdiseleri n istiyörseniz kölay, “Gari Küperle YE çevireceğimiz'filmin bir sahnesini pro” ediyorduk, Çaresiz yutmuş göründüm, Güzel” yi dız yine kocaman ağzmı kulaklarıns b dar geren bir tebessümle gözlerini kirpi yi — Başka soracağınız 'bir şey mu? — Beni tanıdınız mı yoksa?, — Hayır ama, bu szalte balkonâi” bir eve 4; kişi girer: Ya âşık, ya RF, ya güzeteri. — Gayet orijinal bir fikir amd —— Aması filân yok.. Herhalde di kım olduğunuzu iddia edemezsiniz” — Hayır. pil — Haz olmadığınız halinizde — Teşekkür ederim.. — Geriye zaten bir ihtimal — Peki ama, siz niye polis girmiyorsunuz?. Ve daha iyisi BİK ri mantık hocası olsanız a. - Ab, gah bizim İstanbulda sizin gibi manti yaf bi bir kadına me kadar se Memlektime döner dönmez al girişerek sizin mütehassıs ad pin 0? angaje edilmenize çalışacağıma bilirsiniz. Size gelinde, aziz kovbo)” iki numaranızı görmeği çok ister Gari Koper bakti Ml 2 vebe ile : vızltılar yapmıştım ama, bu, be Ğ çe m a” rı işaret etti, Baktım: Du 8 şeklini on iki kurşunla çi — Tebrik ederim, dedim söyliyeyim ki, bir gün Y' İstanbula uğrarsanız beni size kendi üsüllerimizle DA pıldığını göstereyim. — Rica ederim, m — İmkânsız. Jstanbolâ vi Öğrenemezsiniz... gi Tabil bunun bir blöf MŞSANIZCIT.,