İstandül . Kavak: Yaşınız herhalde 50 dea ) olacak. Sarih bir rakamı halinde bir tek ya. zıden anlayabilmekliğim matimkün ölama. dı. Sıhhatiniz fyidir. Muntazam bir hayat geçirmiş olduğunuz mubakkaklır. — Sinir. biribirine karışıyordu. Yorgun, hüğta beyninde nzün ve bir uğuldayış vardı. Başka bir gey daymuyordu. Birdenbire kapaklanmıştı. Çamun Ta kaldırımlara boylu boöyüna üzan- mağtı. Arkadan yetişen kalabalık, bü- yük bir hığşrmla üzerine çullanmıştı. Zavallı Salim altta kaybolmuştu. Her kafadan bir et çıkıyordu: — Vurr! — Öldüürr! — Göbürtin Kâratayı... Yumrüuk, âille, tokat ve tekme Bu, oblki böş dâkika sürmüştü. İslak, hân: tal bir kundüra, ötska şakaklarmı & ziyor, gteirdiyan bir ağzın hömürtü. su beyninde ötüyordu: — Yılahın büşr ufakkek ezilmeli! Biraz öönta, bu iğsân kalahalığı 4 tmdan kaldırıldıği zaman, patiryen ahımim ötta yerinden kan — &mrfor, küğlarının ârasinda ikiye üyrlarak gümuflu sürütünü düğilryordu. Bırti, omuzları, kalçalatı ağrı içindeydi. Ce- ketinin kolu kopmuş; ârkasr boydan böya $Şirtilmiğti. İkinci ceza Mühkemesinde üç ay yömişti. Daha küçücük yaşmda, Ha - bir köoğüğunda üç ay e u.ı...m:';.'î'n.q_î iyade fikri bir iş, size daha çok Muvaffa. " keci ddi variyetiniz öi ü =W»M“wa fikri ve zihni bir fşin gelirinide ıümmlıcln—ı eder. - v - Harbiye . GEYJİT Ş. —386 — Ankara BOR NL 6 gerek. de züyıfa yükınsınız. Ce. Sar ve di bir zatımız. Başkalarına Sözlerinizi tatip Bir kale getlirmek Için anlattıklarınız da birat mübalâğa yapk, maktır, Fazla söylemek buyunüzdan vaz. geçmemek için hiçbir sebep ve mani yok. bar, İradenizi, bunu temin için de kullan. mândinı tavalye öderim. $e Samdliye 80. S. B. ,Orta bünyede ve büyük bir iltimikll ör* ta yaşa yakın Bir sindösiniz. Hassas ve Iyi bir kalbiniz vardır. Üzüntülü bir hayat geçirmiş bulunuyorsunuz. Biraz da alın- gansınız. Eğer alıngan olmasa idiniz hem bazı muvâffakiyetlerinizden Mahrum öla- cak Ve hâmi de daha üçüntü göçirecekti. niz. Çünküalmmganlığınız Buluf düğenüz iş- lere sarılmanızı kolaylaştırmış ve diğer ' bulup böl tutmala ölmdktır. Cevapları veren Profesör Sanerk Gratoloji ve Gratometri mütehassısı ceğinizi birleştirir ve bunları bir arada tahlile imkân bulurum. 3 el ; Fatik B. W.'91 İdzümızin — bir süretini gönderdiliniz 936 yâ uazaran geçen maüddet içinde daha olgun, daha murtaram ve işlere daha alış- kan bir hale gelmiş bulunuyorsunuz, Bir. aâ ihmalcisiniz. ? fazla alâka d:vdv&u- Suk işlere karşı bile kayıttır. ve herekel. #iz kalabildiğiniz vâkidir. Düşüncünizte harekata geçmenlz arasın. da daima bir 2eman farki vardır. Ve bu fark bazı ahvalde büyüktür, Bu tabiatınız Bayatta tİze bazı mühim fırsâllar kâçırta- Bilir, çünkü siz KĞ döğüncede ikta fır. Kat kücmiş Ve siz eç kalmış bülanabilir. siniz. Zekliniz çok işi olmaklâ boraber andan daha fazla istifade edebilirsiniz. Düşi işe başlamak, bir yeparken döüşünmeklen dahâ iyidir. Yani sizde geç hürekete geçmek ve bir de bazı ahvalde yapatağıkızı tümkmitle düşülmeden işe başlamak huyu vardır. Calışkan ve teki vldı:ıını göre hâyatta mutlaka muvaf. Yak olabilirsiniz. Tavsiyelerim! yerine gö- Ürülenizi ve Bu tâhin için düşündükleri. Hizi Yüznlağiti rlca ederim. — 369 - Patih bir virgül Gönç, zeki, heyödanlı yeylerden Bihas: 89 hoşlanır, hissi meselelerde de alâkalı. Hönür devamlı faaliyet İstiyen işlere alış- kın değil. Şimdidan dikkat melekenizi kuv vetlendirmeniz ve başladığınız bir İşi tam yörlüde bitirmek İüiyadını ölde etmöniz şayanı tâvslyedir. Bİ Şöklinizle parmak izlerinizi, beraber mektup yazdığıniz Fa. tih B. M. 91 ile beraber göndermeniti rica ederim. doldürmüştü. Reşat ENİS târaftan da —ıınâıtr. Hayatta alıştıa gınıı MMH: 258 £SKAHRAMWAN KIZ AĞ L —— — ——— ——— ——— — Onlarla azanızda dörüş mü oldu? bir nazar atfetti .Bu anda, muharip genç — Evet, madam, , kız kaybolmuştu. Ortada ancak hayret- — Ve siz yalnızdınız, öyle mif; ler içinde kalan bir genç kız vardı. — Yalnızdım., Trankavel iki atdıım gerilemişti. An- — Onlar da, dözdü birden size hü- nais, göğsü heyecan içinde inip kalkt> €üm ettiler, öyle mi2, gı hald,e ürpererek sordu; — Evet dördü birden.. — Noeredeler?. Annais, karanlığın içinde, bir an — Onları yolda bıraktım; Trankayele baktı, Genç erkeğin gözleri Flöriden avdetinizde sizin de takip et parlıyordu, Çehresi geçenin karanlığı içinde beyaz bir leke gibi görünüyordu, Genç kız şöyle düşünüyondu.: — Ne oldu? Demek onlardan kurtu- labildi? Onların böyle hir şey yapma- larına imkân var mı?, Trankavel susuyordu. Duruşunda wahşi bir gurur vardı. Annais kendi kendine şöyle diyor- du; — Onu kaçmağa mecbur ettiler!.. Trankayel içinde hıçkırıklar bulunan ayni sert tavırla; — Madam, dedi, bu tuzağın nasıl ni- hayet bulduğunu sormuyorsunuz. Genç kız bir an sustu. anra, garip bir. tatlılıkla cevap verdi: — Hiç olmazsa sizi yaralamağa mu- vaffaâk olamadıklarına şükrediyorum, Mösyö.. Üst tarafı.. Doğrusu bunu bil. memeği tercih ederim. — Bunu bilmeniz lâzımdır, — ma- dam! Bu, benim için değil, sizin.için. faydalıdır.. Beni vakia biraz yaraladı- lar. Fakat bunlar ancak. deriyi yakan yaralandandır. Bu ehemmiyetsirz bir şeydir, madam.. Fakat sonu! Bana kur- dukları tuzağın sonul.. Annais heyecan içinde titriyerek sor- du: —RNe oldu, sonu?, — Onları öldürdüm. Bü cevap muzalfer bir hiddet, daha, doğrusu bir gök gürültüşünü andıran bir çığlıktı. Bu ses, Annaisin kalbinde, wuzaktan haykıran bir aslan kökremesi mksi sadası uyandırdı. Onu Ürpertti. Genç kız onuz çebresine dehşet dolu sah mesafede vuku buldu. Orada bir-kaç çam ağaciyle çevrilmiş küçük bir. çayır var, sol tarafta da bir kaç köylü kulü-, besi.. Size bundan fazla izahat vere> mem. İşte madam, şimdi tekrar ediyo - rum, Dört uşağınız birer alçaktı. Beni öldürmek istediler. Halbuki onları ben öldürdüm.. Size işte bunları söylemek istiyordum .Şimdi, yolunuzun üzerin - den çekilebilirim. İ Trankavel böylece söyleriğen gerile. yordu. Boğazını acı hıçkırıklar yırtıyor- du. Ona hâlâ kuvvet veren- hiddetti.” Dört şövalyesinin ölümünü —Annaişe bizzat haber vermesinden. mütevellit gurunun tatmini, ona garip bir- zevk veriyordu. Ve genç kız, bir tek kelime söylemeden, bir tek hareket yapmadan, onün zülmet içinde kayboluşunu seyre- diyardu. Annais dö Lespar uşun müddet ayni. yerde hareketsiz kaldı. Gözlerinden, bi. rer birer, göz yaşları dökülüyordu. Aş- İçın ölüme sevkettiği bu klört genç er- keğe ağlıyordu. Fakat bu ıştıaba rağımen, kendisini seven bu dört erkeğe karşı, genç kız kalbinin ödediği bu barca rağmen, Trankavelin sözlerinden şüphe etmek, için dördü birden hücum etmişlerdi!. Ve düello üstadının sözleri mütemadi. yen kulaklarındaydı; — Beni öldürmek istediler, Halbuki onları ben öldürdüm,, EARUTULANU KAHRAMAN KIZ ü 259 ——— —— — 222 z —— — — S LA — Sabah cerkenden, Annais atına - bindi ve-dört gövalyesini görmek üzere- yola koyuldu. İçinde en küçük bir güphe da- Bi yoktu: Trankavel yalan söyliyemez- di: Ona rağmen bir delil lüzemdi. Neyin delili, neyin isbatı. Ölüp ölmedikleri mi? Hayır!.. Trankavelin onları yalnız başına mağlüp cttiğinin delilini!. Genç kız gösterilen yeri kolayca bul- Vy, İçukibeleri gördü ve bunlardan biri- sinin önünde atından indi. Dört ceset; muhakkak burada bulunuyordu. Çünkü kapımın önünde adamlar toplanmıştı. An najk içeriye girdi. Bir gün evvel Tran- kavelin hitap etmiş olduğu genç köylü dehşet içinde sordu : — Dörtatı almağa mı ğeldiniz?. Annais susuyordu. Adam endişe için- deydi ve ilâve ettiz — Atlar ahırda.. Hiç bir şeye doku- nulmamıştır. Heybelere bile bakılma- & , Bir dakika tereddütten sonra da oda- nın bür köşesindeki dolabı göstererek devam etti: — Dört para kesesi orada.. Annais bu adama bir tek kelime söyle medi. Fakat, dipte açık bir kâjir göre - rTek oraya yürüdü. Bu yandaki oda ka- ranlıktı-ve bü yarı zülmet içinde —üç küçük alev soluk ışıklar çıkarıyordu. Adam; — Müumlar yaktık!.. M_Amuh de biç düşünmeden yeordu; — Sâdece üç mum mu?. — Evet, fakat dördüncüsl de hazır- der, F Anmais ürperdli. Kalbini- bir stıran lçatı. Bu adamın soğuk kanlılığı onu dondurdu. Mumların yandığı odaya doğru ikiadım attı. Pencerenin bulun- duğ tarafta, minderler Üzerinde — Büs- yer, Liverdan, Şever ve Fontray yatı- yorlartı. Annais, onlara doğru yürüdü ve ses- *izce onlara baktı, Hakikatcn anla; da, uyur gibi bir hal vardı. Arınala yapkar #ını çıkararak yere buaktı. Fontray'ın başı yanında, yanan bi€ mum vardı. Liverdan'ın başı yanımda da diğer bir mum yanıyordu. Şever'in başı ucunda da mum yanıyordu, Bi yer'in yanında ize, henüz yakılmıyan bir mum duruyordu. Ve Büsyer bu mülr ma bakıyordu. Çehresi, diğer üç arkadaşının çehre- leri gibi soluktu, Fakat gözleri hâlâ yaşıyordu. Belki o, dünyadan bir hayli uzaktı. Çünkü Matmazel Hö Lespar'i göremedi, Daha doğrusu onu gördüğü- nü isbat cdebilecek bir hareket yapma" dı; kirpikleri arasından sızan ince Bar yat şuar, garip bir şekilde, henüz yakılk mamış olan bu muma dikilmişti, Aşanals Fontray'ın üzerine eğlldi Ve onvn elini tuttu. Onda hiç bir ürperiğ duyulmadı. Genç kız, buzun soğuğunl ve hiç bir geyin soğuğuna bir soğuk hissetti. Runua üzerine eli bıraktı ve içindei mırıldandı: Ölmüş!. Liverdan'ın, lidİ tuttu. Sonra Şeyerin elini yokladı. Bi bir veda jesti değildi. Annaiş, onlamli öldüğü hususunda kendisini ilpa eti istiyordu. Bundan sonra Büsyerin elini tuttu. O zaman, Büsyer, gözlerini mudt dı_n ayırdı ve ona baktı . Annais şefkatli bir sesle; — Möşyö dö Büsyer, dedi, bani, t4AF dmız mt 2 v ladı ve sonra, büyük bir gayrek #rİ” derek, cevap veri: -w — Evetk, , Büsyer'in aşkı neredeydi ıoıı,-:ğ yete bile sürükliyen, bu hümmali: neredeydi? Annais, üç ölünün Bd Va d SD l a la aa SĞ M İ 5