GünanrAr APASLAR Nakleden: F. K. Mensupları çırıl çıplak gezen bir tarikat ve Bütün papazların, Balatta ge- Safonun en hararetli taraftarı rahibeler çen hâdisenin okahramanı gibi, din kisvesinden gayri meşru şe kilde istlftadeyi düşünen o fırsat düşkünü don juanlar (olduğunu söylemek, kanaatimizce, büyük bir haksızlıktır. Papazlardan, pey gamberlerin bile riayet etmeğe lüzum görmedikleri bir - perhize riayet etmelerini istemek o gayri insani ve gayritabi! fss de birçok din adamları şayanı hayret bir ta- hammülle bu imkânsız gibi görü- nen perhizkürlrği göstermişlerdir. Kanaatimizi bu suretle tasrih et- mekten maksadımız yazacağımız — tarihi vakalara omüstenit — bası kâdiselerin sırf İsa dinine mensup ruhanilerin aleyhinde b" lunmuş olmak için kaleme alınma dığını anlatmaktır. Papazlarda “hak (yolundan ayrı Janlar,.m; Kendilerinden (istenilen ve insan tabiatine mugayir olan per hizle beraber görülmeğe başlandığı- nı kabul etmek mantıki olür. Papazların ve katolik papazları- nın rezalet içinde yaşadıklarını ileri sürerek Roma kili me isyan edip. birisi Protestanlığı (P520), diğeri Kalvinistliği (1535) (o kuran papaz Lüter ve Kalven, bu fikirlerini mü- dafasya başlamazdan önce, mücade- leye giriştikleri papazlar gibi perhiz kârlığa rlayete biç lüzum görme- mişlerdir. Protestanlığın banisi Lüter, Kate rin dö Bören isminde bir (o rahibeyi kandırmış ve bilâhare onunla erlen- miş, Kalven de, İdölet dö Bür isim VW bir evli kadınla uzun müddet gay rimeşru münasebetlerde bulunmuş, papaz tarafından aldatılan koca ö- lünce, sevgilislle evlenmiştir. Manastırlar Manastır usulü, milâdın 350 incel senesinde başlamıştır. O tarihlerde İsa dininin azizlerinden Sen Pakon yukarı Mısırda bulunan papazları toplıyarak umumi ve müşterek oObir hayat şartına tabi tutmuş, manastır hayatı böylece Ihdas edilmiştir. Lâtinceden gelen “manastır,, keli mesi bir nevi papaz şehri demektir. Papazlar dışarıya çıkmadan her tür- li ihtiyaçlarını buradan temin ede- bilirler. Fazla sıkı tarikatlerde her papaz; bütün eşyası bir oyatak,bir masa ve bir iskemleden ibaret, ayrı bir hücrede oturur. Manastırda yaşıyan papazların bayat şartları, manastırın (mensup olduğu tarlkatin usullerine göre de- ğisir. En perhizkâr hayat yaşıyan- lardan biri Şartröz (mensupları, en ziyade rezalet içinde yüzenleri de — şlındi mevcut olmıyan — “Adamit,, lerdi . Tarikatlerinin isimlerini peygam- ber Ademden âlan bu papazlar, tıpkı isim babaları gidi çırıl çıplak gezer- lerdi. Hristiyan © azizlerinden Son Bpifana göre bunlar büyük bir sa- Jonda rahibelerle birlikte toplana- rak ışıkları söndürürler ve kızılbaş» Yarın yaptıkları iddia olunan şekilde bin türlü ahlâksızlıkları irtikâp eder lerdi, 16 ıncı asırda bu tarikat bilhassa İngilterede ve İtalyada mevcuttu ve mensupları olan papazlar sokaklar- da Hazreti Adem gibi gezmekte hiç bir mahzur görmüyorlardr. Bu pa- pazların kadın maceraları o kadar çoktur ki yazmakla tükenmez. 16 ım- cı asrın Fransız Alimlerinden Han- ri Etiyen bir eserinde şöyle der: “Papaz Jan Hilin ancâk-on bir ta- ne metresi vardı, Az mı? diyeceksi- niz. Az tabii! Çünkü papaz Jan Blan kenin metreslerinin sayısı tam 20- dir... 1431 de papa Ölenin emrile ma- nastırları teftişe çıkan papaz Am- .bruazın raporu aynen nakledilemiye cek derecede açık maceralarla dolu dur. Zavallı papaz bir o manastırda başrahibeyi doğururken bulmus, ki- misinde papazların genç papazlara, İngiliz edibi o Oskar Varldin Lord Duglasa karşı olan alâkayı duyduk- Tarımı görmüş, bazi Oo manastırlarda Safontn en hararetli taraftarların- dan rahibelerle karşılaşmıştır. 17 inci asırda Fransada ( Belleş papaz manastırt (le civarındaki rahi beler manastırı arasında yeraltı yo- Tu bulunduğu,başrahip Son Sülpisin bir asilzadeyi öldürmesi üzerine, mu- naatır yıkılınca meydana (o çikmıs, rahibeler manastırındaki ( birçok cocukların dünyağa geliş o strları — “ilm ır. zaman al dara ETAMĞİ Navar kraliçesi#Margürit meşhur ( hikâyelerinde Mir. DYA heklemeğe memur bl mkidehin ye 5 s uunla beraber bulunan bir papaz ta- rafından ölünün yarı başında nasıl taarruza uğradığını anlatır, Bekâre- tini kaybeden rahibe şikâyette bulu nunca kraliçenin tebiriyee “bu teke huylu papaz,, Ooağır şekilde ceza Jandırılmıştır. Fransa ibtilâli esnasında yakılıp yıkılan manastırlarda bulunan ço- cuk iskeletleri rahibeler © arasında uslü durmryanların pek az olmadığı nı isbat etmektedir. Genç kızları veya evli (o kadınları kaçıran papazlar çok görülmüştür. Bu hâdiseler içinde on garibi 16 mer asırda cereyan elmiş ve Kordöliye denilen papazların Strazburg şehrin den kovulmalarına sebeb olmuştur. Bu şehir ahalisinden bir kasabın gong ve çok güzel karısı bir gün İçin de hastalanmış ve davet edilen aile papazının duaları arasında ölüver miştir.O devirde defin için doktor mu ayenesine lürum görülmediği cihet- le kadıncağızın cenazesi (o kaldırıl- mış, tabut merasimle defneğilmiş- tir. Aradan bir müddet geçtikten son- ra kasap, tesadüf ettiği rahibelerden birisini rahmetli karısına pek ben- zetmiş, uzun maceralardan (osonra #ilhakika rahibenin kendi karısı ol- duğunu anlamıştır. İşin aslı yapılan tahkikatla ortaya çıkmıştır. Kasabın karısı, kocasından mem- nun değildir, papazlar arasında da- ha zevkli bir hayat yaşıyacağına ka nidir. Muntazaman günah çıkarttığı papazın da telkinleri üzerine ölü ro- lü yapmağa karar vermiş, papazın ve önün arkadaşlarının o yardımile plânında muvaffak olmuştur. Kilise- de bir aralık tahuttan çıkmış, içine ağırlık konan boş tabut defnedilmiş tir. Kadın da manastırdâ papazların arasında tam bir fabişe hayatı yaşa- mağn koyulmuştur, 4 Dap” Devamı var Kağınlar için ya Sebepleri meçhul umumi panikler Tulonda bir infilâkın doğurduğu karışıklık sırasında halk avaz avaz haykırarak kaçıyordu: Kuyruklu yıldız yaklaşıyor ; kıyamet kopacak ! Çamurdan balk olunan insan, yer- yüzüne indiği, gözlerini çevirip etra- fa baktığı zaman ilk hissettiği o Şey bu oldu: Korku!.. Hakikaten yerler titriyor, deniz- ler köpürüyor, vahşi hayvanlar kük- rüyordu. İnsan, bunları görünce , nasıl bir töhlikeye düştüğünü anladı; o haya- tını muhafazaya, müdafaaya hazır landı, Korku; belkemiğine, ellerine, çiplak ayaklarma yapıştı, ürkek ka- fasına işlendi. Titriyen kalbine yer- leşti, Ve bir daha ayrılmadı. Isınmak fçin, aydmlanmak İçin bir çare aradı. Uzun uzun düşündü; nihâyet tesadüf yardım etti: Elinde, biribirine sürterek vakit o geçirmek istediği İki kuru odun parçasından hafif biralev çıktı, atesi bulmuştu. Artık kışm üşümekten, geceleri ka- ranlıktan kurtulmuştu. o Seviniyor- du... Fakat, az sonra bunun da kendi gi işin bir tehlike olduğunu anladı. vahşi hayvanlara karşı nefsini mü- dufas etmek için ilk evvel (o taştan, sonra demirden silâhlar yaptı. Bun- ların da kendi slerhine kullanılma- gn baslandığını gördü. Neslini sön- dürmemek, idame ettirmek İçin. kendi kanmdan, kendine" benziyen İnsanlar yetiştirdi. Bunlar da biri- birlerine düşman oldular, biribirle- tile bofuşmağa, biribirlerini öldür- meğe Yaşladılar. Buna rağmen, in- #anlar gün günden artıyordu. Vücüt ları sağlam, sıhhatleri yerindeyüi. Bu dn çok sürmedi Birçok . hüstalık- lar üzerlerine çöktü. Korkunç yara- lar peyda oldu.. Kolera gibi sari il- letler bir anda dünyayı sarıyor; bin- lerce, yüzbinlerce insanı, cansız yere seriyordu. Korku, korku gene korku! Bütün bu tehlikeler, bütün bu &- fetler İnsanı daha ziyade (o korkak yaptı, Korkuyordu, herşeyden kör- kuyordu. Meselâ gece karanlığında yalnız bir yere giderken biç yoktan ürküyordu. Bazan bir kahkaha ( İşi- tir gibi oluyordu. Hemen dönüyor, bakıyordu. Fakat, kimseyi göremi- yordu. Kahkaha ( kesilmişti. Geno yürümesine devam ediyordu. Kahka- hanın tekrar başladığını işitiyordu. Artık bu sefer daha çok (oÜrküyor. korkuyor, çılgın gibi koşmağa bas yordu. Arkasına dönüp o bakmafa cesaret edemiyordu. Birinin takip et tiğini sanıyordu. Başını çevirince gö rüyordu neyi?.. bir başkasını mı?.. hayır.. Gördüğü hirbir şey yoktu.O0- na öyle geliyordu. Fakat, kahkaha İ lar htl& dovam ediyor ve o adımla- İ rını sıklaştırıyordu, gene Cok sade ve gık bir ev elbisesi. Önü kuşakla kavuşturulur. Kollar biraz bol sadır, düz renkli kumaştan ve yahud çi şekli yünlülerden yapılır. $0 santimetre enliliğimleki kumaş lardan yapılırsa 5 buçuk metre almalı- dır. 1,40 enindeki kumaşlardan 3 met re kâfidir. Çift kesilmiş dört parçadan mürekkeptir. koşuyor, kaçıyor. Bağırıyor, başka İnsanları yardımına çağırıyor, başka insanlar dan muavenet istiyordu. o Halbuki onlar da, niçin olduğunu bilmedikle ri halde onun korkusuna iştirak edi- yorlardı.. Korkudan eğilmiş, büzülmüş, göz- ler büyümüş ve yerlerinden fırlamış, — tıpkı ölüme karşı uluyan bir kö- pek gibi — bağırıyorlardı. Buna se- beh neydi? Korku!.. Sebepleri meçhul kaian umumi panikisr Bu umum! korkular, bu müşterek panik çok defa, çök yerde (o görül“ müştür. Her mfletin tarihinde buna dâir birçok kayıtlar bulunur, Bun- lar, dalma birdenbire çıkmış, sebeb- leri meçhül kalmıştır. Yalnız bir şey nazarı dikkate alımmağa değer: Bu umumi korkular dalma harp gibi; İhtilal gibi büyük ve feci hâdiseler arifesinde kendini göstermektedir. En yakin zamanlara ait olanlar. dan ve bügün yaşıyanların olân ha- fırlarında bulunan bir korku vakası 1911 de (Liberte) zırhlısı kazasında ölenlerin cenazeleri kaldırılırken vu kun gelmiştir. 25 eylâl 1911 de, (Liberte) zırhlı #1. Tulon lmanında istirahat halin- de bulunuyordu, Birdenbire, bazı Küçük serler işitildi, ve ayni zaman- da bir şey patladı. Askerler bağirı- : “Ateş mühimmat anbarını , Kısa bir saşkınlık, sonra büyük bir soğuk kanlılık. Zabitler, neferler hepsi vazifeleri başında, felâketin önünü almağa, tahdit et. meye çalışıyordu. . Fakat, mümkün değil. Bütün gayretler boşa gidiyor- du. Ve ilk iştialden yedi dakika son ra zabitler tehlikenin (o yaklaştığını gördüler, geminin tahliyesi emrini verdiler. Yazık ki pek geç!.. o Tam, tayfalar tahlisiye saridallarının yan arına gittilderi sırada müthiş birin filâk oldu, O derece ki yirmi kilo- metre uzaklardan işitildi. Koca zırh N parçalandı. Binlerce tonluk çelik parçaları havada uçuyor, gonra şeh- rin üstüne düşüyordu. Tulonda bu İnfilâk yüzünden sağ- lam ne bir cam, ne de bir duvar Kal- dı. (Liberte) facinsı 220 oneferin ölmesine, 100 den fazlasının yaralan masına sebeb oldu. Hükümet; faciw . kurbanlarına 3 birineiteşrinde milli bir cenaze me- rasimi yapılmasına karar verdi. Tu- lon şehri baştan bağa siyah tüllere büründü. Cumhurreisi (Arman Feli- yer), Ayın ve mebusan relgleri orâ- daydı. Renebt devletler de getirleris ni göndermişlerdi. “Kıyamet o kopuyor, Bir İngiliz zırhlısından (okırmızı ceketli dört bahriye neferi Okaraya çıkarıldı. Kollarmda, matem ulâmo- ti olarak birer siyah kordela vardı. Şehirde, şehir halkından manada ci- vardan gelen binlerce kişiden mürek kep büyük bir kalabalık bulunuyor du. Fakat,derin bir sükünet hüküm şü rTüyordu. Kimsenin sesi işililmiyor- du. Bütün çehrelerde matem eserleri görülüyordu. Kadınlar, erkekler âğ- lıyorlarâı. Birdenbire, nasıl oldu bilinemez, — ve hAlâ da bilenememiştir — bir gürültü işitildi, müthiş bir panik çık- tı.. Bir dakika zarfında alay dağıldı, cenazeler ortada kaldı, Halk çılgın gibi acı aci feryat ediyor, koşuyor- du. Bazıları: “yer Utriyor!.... Diğerleri: “bir kuyruklu yıldız yaklaşıyor... Bir Kısmı: “Cumhurreisini öldür- düler'i We hep birden: “Kıyamet yor! Diye avaz avaz bağırıyorlardı. Ahali deli gibi evlerine can atmağa çolışıyordu. Askerler de dağılmıştı. Köpekler uluyordu. Halk biribiri- bi çiğniyor, eziyordu. Evlerden, $1$ kınlıkla eşyalar, sanki bir yangım- dan kaçırılmak isteniyormuş gibi, pencerelerden atılıyordu. Mağazalar dükkânlar boşaltılysordu. Şehir at üst oldu Bu karışıklık, bu korku ancak beş dakika sürdü. Fakat bu kısa müd det koca bir şehrin altüst olmasına kâfi geldi. Ertesi gün, bu sebebi anlaşılamı- yan çinnetin zararları hesap edildi- gi zaman ümumi bir binanin önüne dikilen kocaman kazıklardan bir ta- ne kalmadığı hayretle görüldü. Genç bir zabit şu sözleri söyledi: — Halk: kazıkları söktü, götürdü. Bilâhare, panikde bulunanlar sor- guya çekildi. Bazıları bir şeyin pat- Yadığını işittiklerini, bazıları da gök yüzünden kuyruklu bir yıldız geçti- ğini gördüklerini Söylediler. Resmi raaat evlerinin raporları kat'iydi: O gün havada, yerde fevkalâde bir gey görülmemişti. £ Binnenaleyh, o günkü müşterek korku, emsali eski devirlerde çok görülen ve sebebleri anlaşılmıyan umumi korkulardan biriydi. Bereket versin, © Tulondaki panikte ezilenler, az ve çok yarala- nanlar oldu ise de ölenler bulunma- dr, Halbnki, 15 inci Lui ozamanında (dari - Antuvent)la Leh Yeliahdi- nin düğün günleri çıkan panik böy- le olmamıştı. Vakitsiz patlayan bir donanma fişeği, Ruvayal meydanım- da toplanan halkı çılgınca bir kor- kuya düşürdü. Biribirlerini o iterek, ezerek kaçıyorlar, geçtikleri yerler- de önlerine teandüf eden şeyleri kr- rıp döküyorlardı. Ru karısıklık esna sında elli kişi ölmüş, binden fazlası da ağır yaralanmıştı. Daha yakın vakitlerde, yani Tu- kopu- lon faclasından sonra, Pariste, Tiğ. altı şimendiferlerinin birinde wi tik cereyanınm kesilmesi yeri e çıkan panikte yüzden faziz j öldü. Paniğe sebeb? korku! laf Ânneler çocukların yiyiyO Fakat, bütün buülar, ort# sl ve Fransa büyük ihtilâl sama” i ki korkularla ölçülemez. N “ Tarihin kaydettiği ilk paye ku,, İsanın doğuşunun bininci “ge sinden evvel başlayan korku ga beb? Kıyamet kopacağını bs” rilmesi... i Tik evvel, o vakte kadar gör miş bir dini buhran (çıktı metin yaklaştığını işiten İS derin bir yeis, bir korku saröi. ründe “başı secde,, görmiyenii ge” tün günlerini ibadetle, dualarla çiriyor, secdeden başlarını mıyorlardı. İş ve güç, alış veri yy durmuştu. Halk âdeta “yaşaya” ler,, gibiydi. Nihayet, bininci sene geldi: pul al ne kıyamet koptu, ne de bir get ei delik oldu. O zaman, öyle bi” lık başladı ki ne din ne de imei w âr, Halk kendini sefahate ver” sani, ahlâki vazifelerini ihmal sef Herkes zevki, eğlencesi ile > 0 oluyor; yiyor, içiyor, gülüyor Bu da çok sürmedi. Sari bİr hastalıklar çıktı. Halkı kırâk di: Kolera, veba, dini muhar€ büyücülür., umumi delilik, s8) (Dign)de veha çıktığı zam müthiş hastalığım önünü almak bütün sehir halkım evlerile ? yaktılar. detli bir açlık hüküm Halk yiyecek bulamıyordu- çi sıralarda açlıktan gözleri dön A larm, yalnız kendi küçük çoc 8r yedikleri değil, komşuların! gf ğe davet ettikleri görüldü. 141 ai ziyafetler tertip edenler, ve: A bizim çocuğu yeriz, yarın d8 yı” kinit..,, diyenler bile olmuştü gi yamlık açıktan açığa hüküm Ç yor, insan eti yemek 8yPp ge | yordu. Kasap dükknlarının j | lerinde Insan kolları, baca duruyor, her istiyen, istediği ii ve istediği, beğendiği parçağ?' | alabiliyordu. ire | Korkunç bir basta Gi İşte o srralarda, Garden) İrt. mafia kadar görülmemiş, vti bir hastalık çıktı, Az sonr&, Pr (Goi) eyaletine sirayet ett, id (Puvata) şehrinde 40 Dbinö* İl adâm öldü. Bu hastalık şiddetli bir Li İ başlıyordu. Eller, kollar v€ i kömür gibi simsiyah kal ge çürüyor, vücuttan ayr yok yordu, Adaleler taakllüs erçel terler, geriliyordu. Ve çi . etlerini aşımdırdığı kemik!© mek lizımgeliyordü.Kazas”,. wi | üstüne — temizlemek vey# als ğ teskin etmek için — su arti mr acı büsbütün artıyordu. o derece şiddetli, yakıcı * layan su anlde buhara liğe btrata bir koku TAZTMİ Hastalar ve ölenler sok att y | R#ilıp kalıyordu. Hükümet — Hate önüne geçmeğe çalısı oi | Tar için hesnsi “tecrithane a e tırıyordu. Bunun, halkın kor ef bir kat daha arttırmakti” pef'ğe faydası olmuyordu. Zir8 » kırmızıya boyanıyor, bir “alev,, işareti Li a Bü devirde hersey BALE, ve sunu mucip oluyordu. Gür tutulmaları, kuyruklu, “pdif'ğdE görünmesi biribirini taki”, yrnt şi 1088 senesi eylülün #07 resti İ ru bir gece gökyüzünd? ii 9 ejderhanın uçtuğu gö DA dan alevler geçiyordu. yel “Orta güğın bu korkusü men yüz yıl sürdü. Bi korkusu da elli sene TA 1727 kanlı hâdiselerini vlan 4. Sari hastalıklar bun! azzarar veriyordu i