ÇİZER ,9 No.10 YAZAN =(R)ALT Dine Xj,cc;, BAK MİKİT YAK TI | heti; ÜZSTE HAZIRIM KENDİNE FĞ DA GA | İSANKI B Öz G, S/yoRMU BANA? R GÜÖVENEN İŞTE EŞYALARINIZ ! SiZE )— ı ,,“ TEMİN ETTİM...ELBi ıh' f’;'vdJYöMıkı', SİZE ESKİ BİR || AHBABINİZI.GETİRİ- ORASI KAPIİ —Dfâı_lnı R SDİ ? </ > M 0 ';;wmş KORKMA, SI YI TA n ae x x”—xzxsaıiı © eraram mî:"rloıılı görüşeceksiniz. Vensan va Ziyaretinizle şerefyap edeteksiniz. — Bütün bunları öbür günden sonra tehir edersiniz. Başka? e “ Sonra mösyö dö Şaleye verilmiş k“h vardı. Sen-Lâzardaki evinde ye harg, İYafeti. Kendisi bazı mühim ifşaat n bulunacağını haber veriyordu. Ora Yalnız gideceksiniz... Fakat... * :_ırdin.ı, sert bir tavurla sözünü kes uuu*lln*ıyö dö Şaleye yalnız gelece Yazın, dedi. H'/ö tip odadan çıktıktan sonra, Riş- Rihi Yünz bulunduğa zamanlardaki tzn Filmeğe başladı ve bu gükişü cid Bi Orkunçtu. Hem gülüyor, hem de Turıldanıyordu: r,q; Şu Şevrözün neler yaptığını öğ- İpge Üyim, Lüvinyi elimdedir. Diğer Yt Sırzını da yarın keşfederim. Evet, Biş , *Taya gideceğim. Hiç olmazsa, Sorkuluk şeklinde gideceğim. * A"nun üzerine, Sen Priyakı çağır- q;_'“k gülmüyordu. Ciddi bir tavır ıöı Ve son bezimetine temas ede- 2t başladı: İaeyç Demek ki, dedi, elinizde bir öü- ' '*Y"-udu mahvedebilecek kadar kuv iq. €n,Trankavelle iki arkadaşını ya A diniz, Diğer taraftan, Sent - Tağga, YOkağındaki beteriksizliğiniz de *ı,.%:kn. hezimetlerden katiyen hoş- :.;p’i)'ık sarararak kekeledi: İi B“"-myııı.... Mmz * hezimetlerin acısını çıkarmalı- 'tm de süratle! — Aksi takdirde H hig gözarimde mevcut değilsiniz. Ya Tüy ç Mektir ki Annais dö Lespar Ben e Sit olmıyacaktır. ı*b.:,._ Tİyak heyecan ve dehşet içinde S ç Şm-'edin monsenyör |. k'ı Arın sabah, saat on bire doğru, Şolenin Sen Lâzardaki evine İz. Yalnız olacaksınız. Pati- *Ni geçtikten sonra, öyle bir M NEĞE BİLE ZARARI SI KAHRAMAN KIZ vaziyet alacaksınız ki, evdekiler, sızi u- zaktan görebilsinler, Atımız üzerinde ağır ağır iletliyeceksiniz. Eve girecek ve orada mösyö dö Şaleyi bulacaksınız. Eğer yalnızsa — duyuyor musunuz — Eğer evde yalnızsa, o zaman, yemeğe gelemediğim için çok toessüf ettiğimi bildirmek üzere sizi kendisine gönder. diğimi söylersiniz. Ve geri dönersiniz. Sen Priyak, hayretle kardinale bak- tı. Rişliyö de devam etti: — Müösyö dö Şalenin yalnız olmama sı ihtimali de mevtuttur. Sen Priyak içinden söylendi: — Ha şöyle! Zaten ben de hayret ediyordum... — İşte bunu iyice öğrenmeniz 1â- zım. Kaç kişi olduklarını, nasıl silâhlar la mücehhez bulunduklarını ve - orada kimler bulunduğunu öğrenmeniz lâzım dır. yi Sen Priyakın bakışt — kıvılcımlandı. Burun delikleri açılıp kapanmağa baş- ladı. — Bütün bunları öğrenince, gelip bana haber verirsiniz. Görüyorsunuz ki gayet kolay bir i$. Buna rağmen. bu işi becerdiğiniz takdirde, dünkü hezime tinizi affedeceğim. — Ya bana taarruz edilirse? — Eh! O zaman mümkün olduğu kadar fazla adam öldürüp, sapasaj'lam bir halde buraya dönmeniz lâzımdır. Sön bir nokta: Bu sefere gitmeden ev- vel, gelip burada giyineceksiniz. Oda. cımın size verdiği elbiseyi giyecek ve size gösterilen ata bineceksiniz. Sen Priyak, soğuk terlerle ıslanmış yanaklarını sildi ve kuru dudâkları ü- zerinden dilini geçirdi. Bu defa her şe- yi anlamıştı. Harbe değil, kasaplık ko- yun olmağa gidiyordu. — Beni, kendi yerine ölmeğe gönde- riyori d Dehşetle açılan gözlerini kardina- le dikti, Kardinal de sert bir bakışla bu bakışlarına mukabele etti. Nihayet Sen Priyak: KAHRAMAN KIZ &S duğunu hissetti, Bunun Üzerine, kendi- sinden korktu ve kendi kendine bağırdı, — Gitmiyeceğim! Nereye gitmek istemiyordu. Bu söz leri söylerken kilise çanının sabahın ü çünü vurduğunu duydu.Sen-Pol kilisesi ninn önünde bulunduğunu gördü.Koşma ğa başladı,sonra yine durdu.Soluyordu. 'Tekrar Sen-Pola dogru geriye döndü. Oradan geçti. Daha ileriye gitti. Sola saptı, orada uzun müddet durdu ve tek rar yürümeğe başladığı zaman sabah olmuştu. Bu esnada parmaklarının kan h olduğunu gördü: Bu, kendi kaniydi. 'Tırnakları göğsünü parçalamıştı. Bem beyaz kesilmişti. - Sendeliyordu. Bir defa daha kendi kendine bağırdı: — Gitmiyeceğim! Ve bu 'defa Ruayal meydanında bu- Tunuyordu. Rişliyönün ikametgâhı önündel.. Artık sabah bir Yhayli ilerlemişti. Lüvinyi meydandan çekildi ve açık bul duğu ilk meyhaneye girdi. Orada bir şi şe şarap içti. Üstünü başını düzeltti. Artık ıstırap duymuyor görünüyordu. Çehresi sert bir hal almıştı. Gözlerinin köşesinde küçük bir kırmızılık vardı. Bir aralık şöyle mırildandı: — Netice itibariyle alçak ve hain olmadan da bunu yapabilirim. Sabahın dokuzuna doğru Tahat ve kati adımlarla Ruayal meydanına yürü dü, Kardinalın kapısı ve peritereleri ö- nünde bir çok adamlar dolaşıyor, ko- nuşuyorlardı. Vaktin erken olmasına rağmen her taraf kalabalıktı. Lüvinyi bu adamların arasımdan geçti ve bazı tanıdıkları selâmladı, Bu sırada, birisi ona şöyle bağırdı: — Ne o Lüvinyi, böyle solmuş bir waziyette ve bu halde nereden çıktın, sevgilinin evinden mi? — Hayır cantm, benim sevgilim yok ve hiç bir zamanda olmiyacaktır. | — AL. Şu halde cehennemden çı- kıyorsun!., — Hayır tehenneme gidiyorum! Ve bu sözler üzerine Rişliyönün ikametgâhına girdi, dogruca odacıya yü rüdü ve ona şöyle dedi: — Dostum işte iki altım, bununla kral şerefine içersiniz. Şidmi Tutbetlâ nun huzuruna çıkabilmemin bir yolunu bulunt.. Odacı da iki altını Lebine attı ve gözlerini kırparak : — Mösyö 18 şövalye dö Lüvinyiye iltimas yapmazsak kite yapacağız? Bir kaç dakika sonra, Lüvinyi, bir hayli müddettenberi bekliyen bir çok ziyaretçinin önünden, kardinalın oda sına girmişti. KCvi h & e gi e ae0 Kardinalın çehresi solgundu, za- , yiflamıştı ve titriyordu. Ateşin karşısında oturduğu halde ü şüyordu ve şöyle düşünüyordu: — Beni sevmiyor. Bu mağrur krali- çe beni hiç bir zaman sevmiyecektir. Fakat beni sevmesi ve aksi takdirde ise benden nefret etmesi lâzımdır! Ne reye gittiğini bilemiyorum. Eğer bu mektup çalındı ise, şimdiye kadar çok- tan Bastiyde veya mezarda bulunatak- tım. Hayır mektup çalınmamıştır. An- cak kaybolmuştur, işte bu kadar! (ür perdi ve ellerini ateşe uzattı) fakat kaybolduğu muhakkak mı? Bu - An. naisin ortadan kalkması lâzımdır. Tran kavelin de kaldırılması lâzım... Çünkü başka türlü bana rahat yok. Byu Şevröz Bu kadın beni mahvedecek. Eğer fırsat werirserg. Son derece güzeldir ve bu gü zelliği korkunç bir silâhtır. Güzelliği sayesinde ordular yaratabilir. D'Eper- * non, Suanson ve diğer bir çok kimsele rin bana karşı tahayyül ettikleri şeyleri bu kadın bir tek tebessümü ile yapmak tadır. Sen-Priyakın son raporundan da — anlaşıldığı veçhile, Vandom ile Burbon onun elindedir. Belki Ornano da öyle! Raskasın son raporundan, Şalenin de