Cevapları veren: PROPESOR SANERK Grafoloji ve Grafometri mülehassıs ÜTÜN tafallktile karakterinizi; B aylardaki 'Tetkiklerin çok esasiı yapılmasını latediğiniz dört satırı, küğıt üzerindeki izlerini; zin kâğıda çıkaracağınız resmini; kadar kaç santim olduğunu Kızınızı vereceğiniz ortağınız: da seciyesini, meziyet ve kusurlarmızı; sizl bayrete kadar vazih ve sarih olazak hususiyetlerinizi; tuttuğunuz veya düşündü; muvaffak olup olmıyacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı bir gazeleden, bir kitaptan veya aklınızdan yazacağınız dört matırlık imzalarınızdan ikisini göünderiniz. düşürecek z işte Bana Bön size söylyebiliri yazıyı; takdirde sağ — elinizle yazdığınız » AY yazının sol elinizle ya elmışını; baş ve şahadet parmaklarınızın bir aç elinizi kâğıt üzerine koyarak bir kurşun kalemle elini. mübtelif tarihlerdeki mzalarımızı, el e kaç dakikada, sol ile kaç dakikâda yazdığınım: ilâve ediniz. delikanlının, tanıdıklarınızın. yazınız sağ dirseklerinizden bileklerinize dostlarınızın, — aişaninızn, iş hususiyetlerini, bize imzalarını ve berhangi bir yazızından dört satır yazıyı gönderirseniz size söylü yebilirim. Kendilerine cevap verdiklerim, cevaplar hakkımdaki mütalenlarını tcabında meşredilmek Üzere — sarih adreslerile yazabilirler, Gelen mektuplarda, bir kâğıda mühtelif kimesleri yazı yazıp imza attıklarını gürüyerum, Herkes ayrı ayrı küğıt lara' yazmalıdır. t— A, Ga. To, : Duha fazla orta boylu, ve şişmanlamağa müstalt bir zat. Başlıca kusurlarınız kendi nizi ve kendi menlnatlerinizi ziyadece sevme niz, harekel ve ifadelerinizde zaman zaman vaziyet ve şeraltla icap ettirdiği mülâyim ÜZL gösteremamenizdir. bu — huylarınızdan şimdiye kadar nazarı dikkatinizi celbedecek zararlar yöürdüğünüzü tahmin — etmekteyim. Hiasi şeylere ve işlere pek derin denecek bir alAkAnız yoktur. Çok Gufa, — kararlarmızda yani hâdiseleri büyük bir süratle eski hâdi sölere bağlamağa —mütemayilsiniz ki bu da üzerinde durulmağa değer bir huyunuzdur. Fikri işlere olduğu kadar ameli işlerede isti dadınız vardır. Fakat daha fazla fikri işler le meşgul olduğunuzi zannedtyorum. Bvyel ki imza ve yazdarınızdan da gönderirseniz tekrar görüşürüz. -l Samatya R. B. 66: Genç, iyi bünyeli ve iyi sihhafli, intitamı seven, iddiakâr, olmaktan ziyade uysallığa mütemayil tablette bir zat. En büyük kumur arınızdan biri, fazla açık kalpli — olmanız, her şeyi herkese ve her yerde Söyliyebilme niğdir. Bu süzlerinizden Istifade — edecekter vulunabileceğini unutuyorsumnuz.. Size en bü vük tavsiyem: Sözterinizi,— söylediklerinizi ve söylediğinir kimseleri daima tartmaktır. Müsrif değilsiniz ve kolaylıkla — kendinizi biraz sıkarak — iktisadi olmak huyunuzu ge nişletebilir. ve kuvvetlendirebilirsiniz. Sande tin yalnız dışardan gelmeyip telâkkilerinizle kanaatlerinizle, his ve düşüncelerinizle vücut Bulan bir şey olduğuna iman etmek şartile, yazmiz size mesut bir hayat vaadediyor. . ÜÜ Kadıköy 18. ©. : İyi kalpti, israfa mütemayli, bilhassa bol yaşamağa çalışan genç dir sat. Darlığa, 2 kantıya gelemezsiniz? bu itibarla sonu ne o bursa olsun G bir işte ve iüzileli bir yerde durmak istemezatniz. Bunünla beraber başla dığınız teleri mutlaka bitirmek kendin! gistermektedir. Maddi işlerde fazla açılmaktan yarını düşünmeden bol hareket Yradenizde | Terden sakınmanızı, daha Gerli toplu yaşama nızı ebemmilyetle tavsiye ederim. -ila ©. D. 1207 Ruben hassassınız ve iyiliği — seversiniz. Merhamnet hiasinin kuvvetlidir. Çabuk ağla mağa müstalt olduğunuzu da zannediyorum. Yeni ve egzantrik işlere alâlıa gösterecek bir karskteriniz var. İki imzanızdan hangisi nin dâha yeni zamana ait olduğunu ve par mak izlerinizden hangisinin baş ve hangisi tilh çahadet parmağı olduğunu bildirmenize ihtiyaç vardır. M. Çakar: Gençetniz. Hayatta bir şeyin harici gekli lerine İktiza eden ilinayı, süs — ve güzelliği vermek lâzımgeldiğini bir çok defalar unutu yorsunuz. Başkalarının düşüncelerini, — baş kalarının fikirlerini benimsemekle zahmet gekmiyorsunuz, Bizzat yenilik düşünmekten | 866 mevcutlarla iktifa etmektesiniz. — Bütün bunlar size emin ve fakat ilerisi pek geniş | Nyemiyecek bir hayat vüadeder. Daha evvel ki yazı ve imzalarımızı da gönderirseniz hak kınızda düşündüklerimi tekrar yazarım. yesllikküz Narım: Ganç bir — yaştasınız. Rünyoce iyisiniz, orta boylu ve dolgün vücutlusunuz. — İntiza | rar seversiniz. İsraf, göze batar hir vasfınız değildir. En büyük kuasurunuz: Heyecanmdan beyecanlt şeylerden fazlaca hoşlanma tema yülünüzdür. Bunda da — tahminime göre — Büzr farklar hasıl olmakta yani bu tabinti nizde #on senelar içinde bir tahavvüle uğra raş bulunmaktadır. Heyecandan ve heyecan İt geylerden Boşlarma temayfil, — sizi stak, ciddi işleri de bir sergüzeşt haline gelirir bir vaziyete sokabilir. Şimdiden tedbirler almız. 'Tabiatinizin husuaiyetlerini tesbitte muvaf | fak glduğuma kani isentiz hem bunu yazmız ve hem de ne yapmak lâzım şeldiğini tekrar sorumuz. kat körlere gı)ılük yazilesini :bnlıîl“&lrn son nmııılını Iu:!ıı hiç di memişti. Amerikalılar kurt köpeğine ber iyen bir c'ns köpeği bili miş mekteplerde yetişt-irerek körlere göz — vazi Mesini tesis edil- gördürmektecirler, fevka - lâde iyi terbiye edilmiş ve zeki olan bu hayvanlar boyunlarına takılan sert bir kayışı istedikleri istikamette çekerek kör sahiplerine gidecekleri yolu göster- mekte onları her türlü tehlikeden mul - levi hakkında iyi bir fikir veriyor. 'aza etmektedirler. Buradaki resimler, bu pek sevimli hayvanların sahiplerini nasıl yürüttük- bön aeebk z Yazan; Kenan Çinili — Melekzad Çinili (ERKEK — KIZ) Bir sabah firar No:2 — Tercüme ve iktibas halıkı manjusdur — kararını verdim Neticesi meçhul bir maceraya atılmak üzere idim Kayseriye hareketimden evvel, her hangi bir tehilkey? karşı DÜNKÜ KISMIN HULASASI: Bayan Melekzad hatsiralarına başlamadan önce, kendisini sayı- sız maceralara türükliyen erkek cl bisesini bir gösteriş olsun diye giy- mediğini, bazılarının zannett'ği gi bi anormal bir mahlük da olmadığı ni ehemmiyetle kaydediyor ve anla hıyor ki, o, kendini bildiği zaman sırtında erkek elbisesi görmüştür. Erkek-kız, hatıralarna yaptığı mu kaddimede, erkek elbisesinin kendi sine öğretiği hakikati de açıkça söy lüyor: Erkekler kadınları değil ka dınlar erkekleri baştan çıkarmakta dır. Bayan Melekzad, 1327 yılında Çamlıcada doğmuştur. Çocukluğu hep erkek elbisesi içinde geçmir, daima erkek çocuklarla düşüp kalkı mış, onlarla birlikte oynamıştır. * * * Mektebe başladım. Sonra Erenköy li- sesine beni yatılı olarak verdiler. Etkek elbisesini bilmem yine bu mektepte bu- landuğum sırada da çıkarmış tayılır mıyım. Saçlarımı keserdim. Ayağıma külot giyer, sırtıma erkeklerinki gibi ar- kadan düğmeli göğüslük geçirir kravat bağlardım. Yaramazdım. Durduğum yerde dura- mayacak kadar. Fakat çalışkan oluşum beni mağrur gösterdi. Mektep arka daşlarım da beni, kızdan çok erkeğe benzettikleri için daima: — Melekzad ağabey! Diye çağırırlardı. Mektepten çıkıncaya kadar istikhalim hakkındaki düşüncelerim iyiydi. Dok- tor olacaktım. Anadolunun güzel ve ca- na yakın bir köşesine çekilerek hayatı- mı tıpkt bir erkek gibi karanacak. sut bir ömür sürecektim. Meğer bu is- teğim ne kadar masum bir iatekmiş ve ben hayatı ne kadar basit, ne kadar gü- rültüsüz görüyormuşum. Hiç aklıma getirmemiştim ki bu masum engel olacak olan şey yine şu sırtımda- ki erkek elbisesidir. Artık liseden çık- mıştım, Eve geldim, Bi istikbale gözlerimi diktim. Tıbbiy meler çalışmalar, didinmeler ve nihay doktor. Anadolunun sakin bir köşesi.. İşte ben bu hulyalar içinde yüzdü- #üm günlerden birinde, yine erkek elbi- seleri giymiş ve sokağa Çıkmaya hazır- lanırken odama annem girdi. — Melekzad kızım, dedi. Artık mek- tepten çıktın, Fakat sırtından bu elbi- seyi hâlâ çıkaramadın. Bundan sonra bu elbiseyle dolaşman doğru değil; çır karmalısın bunları sırtindan.. Annem beni severdi. Çünkü onun bir dediğini iki yapmazdım. Fakat onun bu teklifini yerine getirmeme ımxnıı göre- miyordum, isteğime — Ben, dedim, çıkaramam. * Şimdiye kadar erkek elb'sesi giydim, Kız elbise- si giymem imkânsız. Annem seş çıkarmadı. Fakat gün geç- tikçe, itirazlar duracak yörde körükler- di ve tahammül edilemez — bir hal aldı. Çünkü bu sefer cep'se tutan yalnız an- nzm değil, bütün aile efradıydı. Kendilerine son cevabı verdim: — Olamaz, İşte bu suretle a'lemle aramda bir ge- Çönsizlik başladı ve bu benim istikbal hakkındaki düşüncelerimin boş bir ha. yalden ibaret olduğunu anlattı. Bu vaziyet karşısında ailemle bir aradı yaşamama imkân olmadığın: an layınca hayatımı kendim kazanmak ve kendi başıma yaşamak çarelerini ara- miye başladım. koyabilmek içın güzel bir tabanca aldım Kıziltoprektfa irene atl :ıım'ılı Pendikte indim. Pondik islasyonumun yalk çesinde Kayseri trenini bekliyor ve düşünüyordum Aile ocağından firar Benim için hayata atılmak pek ko- lay bir iş değildi, — buhranlı günler yaşıyordum. Ne yapacağımı âdeta şa- Şırmış bir haldeydim. Ne yapabilirdim? İstanbul içinde kendimi geçindirecek kadar bir kazanç temin aramal-ydım' Yoksa bunü bu muhitten uzaklaşarak yapmalıydım? İstanbulda berim i ulma m pek trol.y olamiyaca gözü önünde serbest hareketi- 22 her dakita müdahale edecekle * de hiç şüphe yoktu. Çıkar yol, İstanbul dan uzaklaşmaktaydı. Karar verdim: İstanbuldan uzaklaşacaktını. Fakat ne- reye? Ani bir buluş tereddüdümü çok kı sa sürdürdü. Kayseride muallimlik ya- pan bir arkadaşımt hatırladım. Pek &- JÂ oraya gidebilir ve bu arkadaşımın yardımiyle bir iş bulmiya çalışabi dim. Bir sabahtı; babamdan kalma yüz lirayı yeleğimin iç cebine yerleştirdik ten sonra bir daha dönmemek azim ve karariyle evden ayrıldım.Dogru İstan- bula indim. İstanbuldan ayrılmak kara rım kati- olunca, hazırlıklı bulunmam icap ediyordu. Bilmediğim yerlere gi- diyor, neticesi meçhul bir meferaya tılıyordum. Her hangi bit tehlikeye kar edecek bir iş mi undukça koyabilmek için küçük bir tabanca al yit'sü “eadimi müdafazya mec bur kalacağım anlarda çok işime yara- yacaktı. 27 lira vererek Belçika malı güzel bir tat aldım, Sonra da dogru Hay darpaşaya... Kayseri treni gitmişti. Bir gün son ra hareket etmekten başka çare yoktu. — Karım biraz rahatsızlandı, daveti nize gelemiyecek F !M yöri v size gösteremediğine pok üzüldüğü için ben geldim! gl Ertesi sabah bilet alırken koİUM | dan biri tuttu, baktim: erü Bizim uşak Hasan, yanında da 4” Şaşırdım. Annem ağlıyordu. Gözleri KI ı::; tı. Kendisine güçlükle bâkim ©' Jarak ğini hissediyordum. Gişeden ayrılı yanına gittim. Titriyerek: — Seni polise haber vi yere gidemezsin! dedi. | Kararımdan, göz yaşı,hiddet. Hi bağırıp çağırma karşısında cayaca dan değildim. 4 — Gideceğim. dedim. Azerle KA Erkek elbisesi gimem yüzündet “ im kalmadı. Ânnem kararımın kati olduğutt lamıştı. Beni bağırıp © z"n'*:n" ö& ditle vaz geçiremiyeceğini gör ha sert harekete başladı: — Evden aldığın para nere” men onları bana ver. — Hepsi yanımda değil. — Nerede?? — Neredeyse nerede. benim değil mi? — Senin olsa bile * nasıl alabilirmişsin! Şimdi İAde veririm bk hlf geakiöi” | det H* Size N pat| e haher vermedti sin yok8a,.p KCE , Baktım iş sarpa sardi dedim ye! — Hepsi yanımda geğil, d Şi getiri — O halde n—r:de"emğ" | Bir şey söylemek İâzı 4 — Kadıköyünde bir ”"W — © halde düş önüm*- " Kök kös ötline düştüm *î::âg , yor, hem düşünüyordum. ÂDE' . T eça yor da değildim. Fakât €Y? benim için artık imkânı yoktü. emi bu düşünceyle durakladım, annıt si kulaklarımı qmlım. v — Haydi sencv Yürl! “_:: ge VErİ et