MÜKİ MİKİ AFRIKAYA. GİTME-İ İMİ iİ&SYEMİYORUM ... Ni MİLYONLAR A DUR y MinNiA. 4 -7', 7 DEFİNKMİN VARInİ GÖSTEREN . MARIİTAMA YOY. İKAYWELARIMI (, DA VANSİLAR W DÜM A OİRPTRAMOSLARDİ / MA N Mt / )/ BUN NER SEYi #inlü vi AnA - N Eı::.’-ıı::ı)) TEMİN ETTİM, F' OLMAYA- SEN YALNIZ CAKMI?.. YOLA KAHRAMAN ——— — Beş yüz adım mesafedeler.., Uç yür adım... İki yüz adım... Molüs yapılacak işi şöyle izah edi. yordu: — Bu Sen-Priyak, hakikaten ber- bad bir mahlkmuş. Adımlarınızı bi- raz sıklaştırın, Montaryol. Yalnız sizi ele geçirmek istedikleri muhakkaktır. Trankavel, şimdi dinleyin? Katr-Pis sokağının hizasıma gelince sağa döner s'niz ve bir kaç adımda evime girersi- niz. Mösyö Montaryolla ben elbette kardinalın haydudlarını bir iki dakika eğlendirir, vakit geçiririz. Trankavel: — Azizim kont... A Diye itiraz etmiye kalktise de, Mo- Kis sert ve ciddi bir tavurla sözünü kestit Ş — Trankavel, eğer itaat etmezse- niz, derhal dönüp bu heriflere hücum eder, kendimi boğazlatırım. Montaryol da bağırdı: — Ben de öyle! Trankavel, son derece mütehassis olmuş bir tavurla: — Pek âlâ, dedi, itaat edebeğim. Fakat, size yemin ediyorum ki, benim firarımı temin ederken öldürülürseniz derhal Rişliyönün huzuruna çıkıp şöy- de diyeceğim: — Mademk! onlar öldü, işte benim - Gözleriyle' hakiki üç arka- bir itahta bulun gü «ki o r yeri işzal bir sokağa mazır g sokağı, <enupta dü Tampi işzal ediyordu; vT Katr-fis sokağına çıkan küçük 'BU GÜNAFRİ. “İ HMA “TEHLİKELİ DEGİLDİR. SAN. Kİ TEHLİKE BUu- FAHABASTI tv’i.—'ı"ni B Si IR e e““ N SANA ORADAN GETİR. DİiĞGıM GENÇ GÖRÜL YARDIM EDER... HAYIR BEBA BEN İNSAN' KIZ ——— ve alçak bir kapısı vardı. Diğer bir ka pı da Vyey dü 'Tampl sokağına çıkı- yardu. Katr-Fis sokağının Hodriyet sokağiydi. Bu sokak da, bu sıtada üç arkada- gen bulundukları Sent-Avuay sokağı- na çıkıyordu. Katr-Fis sokağında, Gizin bahçe- leri kargısında, hemen hemen mevzuu bahsettiğ'miz küçük kapıtın önünde, bir katlı bit bina yükseliyordu. Bu kont dö Molüsün îkımeıglyılydiv Asli senyör, münzevi hayatını, İş- te bu binada yaşiyordu. evin işler'yle meşgul olan Verdür adındaki sadık u- şak, Bu iİşlere bol bol kâfi geliyordu. Kont bu evde yalnız yaşıyordu. dün. yada hiç bir akrabası yoktu ve Tranka velden başka dost tanımıyordu. Vakıa Raskasın dediği gibi Trankavel ön ki- Şiye bedeldi. * Üç arkadaş, Vyey Hodriyet seka- ğına yirmi adım xadar yaklaşmışlar. dı. Arkalarından Sen-Priyakla adam- ları koşa koşa yaklaşıyorlardı. Sent Priyak: — Durun! Durun! , Diye bağırdı: Üç arkadaş dönmediler, ine gelm şlerdi. devami Vyey sokağın Molüs bir tek kelime söylemeden kılıncını çekti ve Sen-Priyak'a dogru Gönerek, ayni zamanda Trankavele: — Sokağa girin, Trankavel, kaçın, Trankavel kürnâz fakat tatlı bir tebessümle gülümsiyerek cevap verdi: Ne mi ünki şakan'zı diyorsunuz? ciddiye mi al Montaryol da heyecan içinde ve is tırap içinde bağırdı; N — Kaçın üstad, kaçın Tanrı aşkı- pat, Trankavel ona da ayni tavurla ce- vap verdi: 4 — Kalfa, silâh altında yemin ver- ' LDÜR- MEKİÇİN ELİMKE ADAMA TABANC C DEFİNE PEŞİNDE No A durDmn ÖNUÜ AFRİKAYA GÖTÜ. REREK SRR BESY Bi KIRSAN DEFİRENİN YERİNİ GÖSTERİR. SANA /.. İşini Bi No.2 y < KA İYi ÖLDÜRESEĞİN ERZSAL sin Z n Ğ MERAK ETMMR/ TAZ BANCAMI YER.... BAA NA KOMİSERİN EViN- DE YAPTIKLARININ HE Ni SORACAGIM. TİRDİK. BN SONRA ORRİ VERMEYİ © AJİ İmEmt vE BiR SEYE KARIŞ” UMAM / KAHRAMAN KIZ 50 ——-.d—' —— - ua diğiniz için sizi, iki gün ikrayi faaliyet ten menediyoru: Bu sırada, takipçiler üzerlerine gel mişlerdi. Sokağı derin hir sessizlik kapladı. Bütün pencerelerden — şaşkın çehreler çıkmağa başladı. - Kılıçlarını şekmiş olan üç dostun vüziyeti, Sen-Pri yak'ın çehresindeki müthiş hiddet, mu hafızların adedi, bütün bunlar zihinle ri haşlıyor, kalpleri ürpertiyor ve ya- kalanacak olan üç bedbahtın üzerine di kilen binlerce gözde merhâmet ve bel ki de hayranlıkla kıvılcımlar parlatı. yordu. Sen-Priyak murtfaram bir sıraya di zilmiş olan adamlarına — du>mak erarini vererek bağırdı: — Kral nömma İelinçlarınızı teğ. lira <din. Molüs her zamanki ciddi tavriyle; — Mösyö dö Sen-Priyak, dedi. Şeh ri “eğiştirmekle, ne diye mesleğinizi de değiştirdiniz? Anjuda dağ yolların. dr <ol keserdiniz: Bu size çok daha faz la alaşırdı! Şimdi küçük sokaklarda da <a ayni mesleği ü Sen-Priyak dişi — Yakalayın şunları! Diye emir verdi Montaryol Cü gü. — Söylemesi kolay ama yapması güçt. Üç arkadaş manevra yapmak için aralarında kâfi bir mesafe bırakarak va ve feryadlar Müuhafızlar i> yle havada ol kalfa, ciddi vaziyet alt Ditün ki burada akademiyi temsil edi yoruz! Molüs, Trankavele döndü ve hep #Ayni sakin tavru ile: — Azizim, dedi, eğer — öldürülür. sem ve siz kurtulmiya muvaffak d':; sanız, evime gidin, yatak odamdaki labın sön çekmecesini ıçın.ül'ldl tubu bulacaksınız.. 'Trankavel hayretle: — Mektub mu? Diye sordu. Fakat — Molils cevaf vermiye vakit bulamadı: uıuh"“""; bir an tereddütten Bonra, taarruzü :.: mişlerdi. Çelik sesleri ve bunlıl?d t şan küfür, dehşet ve hiddet Ti yükseldi. eet Trankavel kılıncını kendisine eĞi yakımın olan muhafızın karnına göme — Varan bir! ğ Diye bağırdı ve'üstadırım bu fik Ö* besiyle toşan Montaryol: n — Üstad şerefinet Akademi $8T fine! Kalfa şereline! Diye kükredi. n Bu üç mara ile beraber seri Dİf HaR le yapmıştı ve her naraya "“k"f yere bu üç hamle nihayetinde Ü kişi yakılmıştı. Molüs hiç bir şez ıöfk'"'îî'r:., kat onun kılınc: da derhal kıP' olmuştu. Bu hareketler, bu dırbck'f' lık, inilti bu feryad ve kan ikİ ! lik bir zaman içine sığmıştı. Ve x:;ytf ayni zamanda, ayni hareketle, < B Hodriyet sokağının köşesine B rilediler ve tekrar vaziyet & lerinden hiç birisi yaralanı hafızlar bu açıkça isyanın M tet, görülmemiş mukavemetil — e dehşet içinde karma karışık Dt heribt Cardular ve gerileciler. YÜF%'_';M: ü Yaz kesilmiş bir vaziyette biriP . y baktılar, Heyecanından mos T | v güre Miş olan Sen-Priyak tepiniy 'pu sot” ler, lanetler savuruyordu. Ve iki 164 hafızlar gurubunun geri: duyuldu: Raskas: ı — Kral ve Kardinal namınâ Korinyan da: — Hücum! bu ŞIğ ganiyt Jdrlar. ti mamış ı ba yerdiği rediği OT,