(RULOİ VANL — YUD 0)) Heoap öpok — Epüngyuy yPegon) 'yonumAya —— MOLS 04) Ma3 OYOUNAP WÜEKEOİ — TE0J 09) UHOŞ ÇrEmyo — 89 0)) vum (OPUNY — 4ts 09) pres Oyuurans —- J9şeM 09) Padayem ssrpımyunğ #ROT KEOPOĞLDAİ YOUŞ Z WONLDA ÜYÖY MUYOLIL — ($ (reweyğe — deam 0)) edam ”| TALDŞOUDUL. DA "TELOĞ HOJ9A HASTYDU. “-ap30f WO,, MULDIŞDfİS tufİY — ğ “xRSNA W0 ÇESSEA) SU03 w» — şeağunok — ÖT “yeöye U3 — geomO0r — 6 “ya *3v093 eyep — saSımoK *Su3 — Sumok — 0T 4 3Y 3yy ğ 38990PI — 9 fvuoz U9 — YazoM — Ç “LKI d9 — 3809 — p DNK a v0 (vSdUL) TEKHu Ho 'ibeK vö — Ts9ppo — £ “Üyuai ua we — PoğİLy — 8 Sipçez a — 3891000 — 4 Suydusa ua *mdng vö — ys0daeı — g 'yaKNg a0 — iedyecad — g xee 0)) poysu (rtudek — op 09) pıp (Çvmye —- oKU) 03) vayE3 ÇöremaĞiye5 *youNA OğNADAY — K3 03) Pouij (Yowyaf — amzoo 03) dUMA (rturedek —« aaT 09) Poarl © Geuryo yucaraa) “KOUAISI — YEŞAK 09)) Poyeyma (ysumyör — pareoy 09) prtay (4o9maS vAyNA — Haddey 0)) pouodduiy (retros (XEURO —< 9010009 03) SURKAG (reunogKun uopao3 (RUMDAZY YO “YULUNTUŞ — MOUY 03) Mou (rewLreyı5 daygs — Zep 03) Zap (yvmLMAS “yUYmduY — Kwo 0)) popuo “e09J Sgep — dKL0M İvuoj — pod — $ YEçTtA 09) PoYSTULA TeT ge- Ç di ;% PT BÜD İ e ş Gi | odr B DıdLi Bi n t blta S bti D D BAA *A K Hi Kist <F : %E Ş LND ı Ş &ğ_'JSğE İ BlaytrLsAkk I HU L L ğ' vğu I EİE ğ B Bi & g ğ ğvğ z y? K 8 PARDAYANIN KIZI * laşan bir serseri halinde durdu. Bek. Temesi pek uzun sürmedi, Ispanyollar gidecekleri Moton sokağın'ın ne taraf. ta olduğunu Pardayandan sordular. Tabif gövalye de kendisinin zaten Ni. sanden sokağına gideceğini. binaena. leyh onlara Moton sokağı başma ka. dar refakat edebileceğini söyledi. İs. Panyollar Pardayanı takip ettiler. Mo ton sokağının başmda bir adam İs . Panyolları bekliyordu. Kafilenin relsi me'm'î Şövalye İspanyolların biraz durduktan | mmmwmı&hl ce başka bir tarafa gideceklerini an. llyarak yavaşça takibe koyuldu. Ka file bu iki adamm da iştizakiyle otel Doviti dolaştı ve Petitbabel yoluyla biraz evvel geçtikleri Nisan deri sokağına döndü. Petitbabel go ka bir şey yoktu. Bu eski sarayın bü.. Yük kapısı apaçıktı. fapanyollar bura. dan sessizce içeri -girdiler. Pardayan da kapmmm kapanmasını bekledikten sonra geri döndü; kendi kendine söy, lenmekteydi : — Hay Allah belâsını - versin! Na file yere yoruldum. Nişanderi soka . ğında bekleseydim, sanki olmaz mıy £ di? Öyle ama, onları burada beklemek için buraya geleceklerini evvelden bil. mem tâzımdı. Bunu bilseydim gidip üç Baâttir Tüyleri önünde durmezdım ya, Sonra da onlara Monton sokağına ka. dar yolu da gösterir miydim? Kendi kendini azarlar gibi şunları düştündü : — Bir aydır boş yere aradığımı buldum da yine memhun olmuyorum, Ben de ne garib adamım, yaşlandıkça domuz gibi homurdanmayı, âdet edin. dim, Bu çok fena, Artık kimseye mer. haba diyecek halim kalmadı. Eğer ah. Jâkımı düzeltmezsem, sonu çok fena olacak, herkes benden kaçacak. Ben bile kendi kendimden nefret edeceğim. Neyse, fazla düşünmiyelim, şimdi sak landığımız eve dünmek lâzım. Valver « İK venapları şimdiye kadar işini bitir. miştir, beni bekler. Bu suretle Pardayan, Valyer hak. kmda hiçbir korku hissetmemekteydi. Delikanlının son dakikada çok mühim bir engelle karşılaşacağı dünyada ak. lma gelemezdi. Binaenaleya her şeyin muvaffakıyetle neticelenmiş olduğuna #mindi. Valver ise, İspanyollardan ay- rıldıktan biraz sonra durdu, onların uzaklaşmalarını bekledi ve gözden kay bolduklarını görünce Landriye döne - rek dedi ki: — Haydi Landri yola düzelelim. Son dakikada bir kazaya uğramamaya dik kat edelim. — Kaorkmayınız mösyö, son derece dikkat edeceğiz. İkisi de şakalaşmıya başladılar, On. lar da Pardayan gibi hiçbir. şeyden korkmuyorlardı. İşlerinin sona ermiş olduğunu zannediyorlardı. Maamafih tedbirli hareket etmekteydiler, Son de. rece ihtiyatlı ilerilyerek, son dakikada bir hata etmemeye gayret ediyorlar - dı. Valver önde olduğu halde yürüme. ye başladılar, Delikanlının kulağı ki. rişte, eli kılremm kabzasında, gözleri iğe etrafı kollamaktaydı. Arkaamdan gelmekte olan arabanm yanında Lan. dri atmın üzerindeydi. Köylü arabact ise arabasının üzerine oturmuş, kırba. cmnı boynuna asmıştı. Durmadan ho . murdanıyordu. Ne söylediği pek anla. gsılamamakla beraber, arada strada i. şitilen kelimelerden, atlarının başına bir kaza gelmeden bu ağır yükü de . fetmeyi söyleniyordu. Önlerindeki son kapıyı da geçtiler, Artık tir iki daki. ka gonra vazifeleri nihayetleniyordu. Bu smrada Valver, olanca kuvvetlerile koşarak kendilerine doğru gelmekte ”a t Aiasi' TW | ğ #19 $ YA Eg:!.—:"gî ğ”%â ğğğî ZEŞİİN İ bel AM ğği | o bal îğ;ö_â Eğşğ %%ğğğ z a D ER j öri dd tedlri Ddi ! | WEMİ ĞMİ di Çüi 0 x ;ğs y gâ ğ 2» 3 Şi TA, ğğğîâiğıîlğı PD a eli İi Hİ aA AT di g: ğeî Di Oatin driLEP ÜLA . p şîığı %âî şığîî îğî;ğîğ Şivağtiy d İVARİ olan bir kalabalık gördü. Yirmi kişi kadar olan bu kafilenin hepsi de kılıç. larını çekmişlerdi, Başlarında da Fa. usta vardı. Bu korkunç kadın, sön da. kikarda da olsa İstodiğini yapmış, evi. ne uğrıyarak adamlarını almış ve Val. vere yetişmişti. Nehrin boyunca olan yoldan o ve a. damları yaya olmalarma rağmen İsz. panyollar geçmeden erişecekler, böyle olunca da Fâusta malmı gerl alabile. cekti. Fakat Fausta paranım gemi ile geleceğini biliyordu. Bir araba ile kar, şılaşacağını, dünyada hatırıma getir. memişti. Evinden adamlarını aldıktan sonra doğraca rıhtıma geldi ve bir çeyrek saattir buradan gelecek olan gemiyi beklemekteydi. Gemideki eş - yanm bir arabaya nakledilerek şehre getirilmesi Pek basit bir fikir olmak. la beraber, Faustanın aklına gelme . mişti. Prenses o kadar gafil avlanmış. tt ki, Vı!ve.rln Luvr'a varmasma pek az bir mesafe kalmıştı. Ne olursa ol. sun, Faustanm yanında kalabalık bir kafile vardı. Bu birkaç adımı Valvere kolayca attıramıyacakları muhakkak. tı. Delikanlr hücüm eden eli kılıçit kalabalığı görünce, sabahki korkusuz gençle karşılaştığını anladı, derhal kt ltemr çekti ve geri dönarek gu oemri verdi:; © — Dikkat et Landri, horifleri atrafa savurarak mecburuz. Bum « dan sonra döndü ve: — Hayvanları adamakılir kırbaçla, yoksa geberirler... . dedi - Bunu söyliyen Landriydi. Ayni za. manda kılıcmı çekmiş, hayvanlara ba. tırmıya başlamıştı. Beygirler acıdan kişnerken, arabacr homurdanıyordu: — Tövbeler olsun, bir daha hay « | kbir adam oranm yakınında kendiaine büyük bir ev A PESETEDRE .- MAAAARLEMAATARA. NB Tn v (Misal; let him (her) rcad — okumun.) B T “ 8 — Tertüme için verilen Dimot : vv BŞ e FEP VAS PF PT Ğ