VAAT TALIN, A Aşk ve macera romanı — atf Cei eei ai — 30 — “Nikleden : (Vâ-NO) ame, Nermini niçin vaktiyle bu Ne olardu, yollamadan — evvel | Ondan kaçmıştı. a yazmıştı. Kim hğş, “ Börmek bir daha nasip ola- yemek | rak | hislerini » Birdenbire Ünde * d büyük bir aydınlık doğ- arasında gün sersem gibi nden nasıl - çıka bu aşk?... Bu aşkın _Wa;_l_' i ttikten sonra, esa- My P Olanı 1 kız büsbütün çekigen yazacak, | gel Kim- müna up ayet mektup söyliyecekti tlikle olabilir. mektubumu a: L Genç kadımın ik yapmak ihtimali ol & ummamıştir. şliydi. Öyle görünü- nasıl yaptı?., diye hâyret | piş Bi ». Yapyalnız bıraktığına Satırlar arasında hiç bir ; Ömlesi yoktu. Fakat lüka- Haa mleler içinde, kız Kötn hassas kalbi nasılda his n)l-:»__;_' Hele kardeşiyle hiç bir mü- VA İ d * 4 ük bir .f"*l Üşürdü. Asabiyele dudakları g:’q_;q Gmiş günleri düşündü! &e pi Kaç gece kardeşi Nermini '“u*',n—;u Acaba aralarında ne- Olmayışı, erke, BÜRÜ Roz o kadar —İmtiyetle K h'ı Yüphelenmek kabil değil- x_hş,mh toşgunlukla: Ü:ıı?dî' ! Nerminciğim! - di- vaı::"_'h benim için bir yabancı N:ı,_._“ln yalnız sizdiniz!,, cümle- hu).â' doyamıyordu. Bu sözler %,h Ük bir inşirah veriyordu. 'uı.h Siza hürmet etmiş olmasın- kardeşine karşı büyük bir k t taediyordu. N Tndi acaba Nermin ne yapı- *u timak kolay bir şey de- _İI;& besiz clan hu kızca- » telere maruz kalmıyordu? Z '_ Şemm gitmeğe Nermini Bursaya bir seyahat yaptı. Genç ka- dının kaldığı otele koştu. Yeni adresini 3ğrenmek İsti 'du. Fakat maatteessüf o zaman Nermi- nin otel Çi mektuy vasıl olmadığı n kimse onun nerede bulunduği bir şey söyliyemedi Bütün gün ne yapacağını bulacağını düşünerek akşamı etti. Aca- niçin adres. vermeden kaçmıştı? Giz- bir maksadı mı vardı? Ufak bir şüphe kalbini kemiriyordu. İstanbu- onu nerelerde bulacaktı. zdığı nasıl gün kahvaltısın ndiği zaman, ote n bir mektup gel bulunduğunu söyledi. bunda ük bir sevinç içinde he- | msn yola di Demek N di. Vapur h mek üzereydi şarak yeti: rt bucukta Ner- kiraladığı evin önün- Güler yüzlü, orta — Evet efendim. Bir kaç gündenberi o hanım bizde bir oda biraladı. Pek ko- nuşgan olmadığı İçin hayatını bilmem Pakat her sabah gidiyoz, — Akşamları | man geliyor. — Bir yerde mi çalışıyor? — Orasımı bilemem etendim. Bir şey « Yediye doğrcu Odasına eceğini alıyor. anıyor. Ve ertesi sabaha ka | n misalirleri yar mı?ı — Yok efendim..Hiç kimse, gelmez..| Gelse ben mutlak Çünkü ka- pıyt ben açıyorum. Nermin hanımı so- ran ilk insan siz oldunuz. Akrabası mi- sınız? — Evet, Biraz sonta Rüştü: rim. Şimdi acaba onu nerede bulabi- lirim? Akşama kadar onu beklemek hiç heşuma gitmiyor. — Vallahi bilemem ki. Amma ku- | Jağıma iliştiğine göre bir magazada ka- | muş. Kılığı kıyateti de | » Onu göze görünen yere koy | lik muşlar. Ben sizin yerinizde olsam, Bey- | oğluna çıkar, magazalara bir gör ata- rım. B Rüştü bey tavsl, Bi bulur . ye mucibince dolaşt Fakat maattsessüf Ne hiç bir ye ılamadı. Yediye değru kızcağızın e ken, Nerminin elinde paket- lerle kapıdan içeri girdiğini gördü. Hemen azkasından yetişti. de 1 de Genç kiz ayak sesini işitince başını | çevirdi ve kocasını tânır tanımaz, az kal di orada yığılıp düşecekti, Yüzü bembeyaz kesi'mişti. Ağzını a- » Sönta, Nermi rinden iri iri yaş damlalı başladı. | Rüştü onun hemen yanına koştu. E- | lindeki paketleri alarak, yavaş sesle: — Nerminciğim, yavrum! - diye fı- sıldadı. Sonra, koluna girerekt — Haydi yürü.., dedi Şimdi odadaydılar. Kaptyı kapadıktan gonra, Rüstü kızr göğrüne baştırarak, tatlı bir sesli — Herminciğim! - diye onu okşama- ka, öpmiye başladı. Bir müddet, bi:biri rılı öy akmıya erine sımsıkı sa- ece kaldılar. (Devamı var) SEEE M STANTEE aa DOKTOR HABER — Akşam postası JNU 444 sene evvel bugün Kesik başlar Tabakla kumandanın önüne getirildi; bunlar oğullarının başı idi | Bir galibiyetle Rumeli!| beylerbeyliği de kazanıldı Yakup paşa bir neze içinde — uğradığı Üç ağ'übiyelin aesımı çıkarmak için sekiz bin yi ile yedinzi defa aşağı — İstiryaya giri. yordu. Yakup paça, yüzünü ağartacak, — şiddetil bir intikam alacaktı. Fakat Yalca önünden geçerken kale kumandanının — küvvetli bir hilcumu karyısında bocatamağa başladı. Hay N z ek perişan bir halde ricat etti. Yakup paşk ricat etmekle mağlüp olmuş değildi. Yoluna devam etti. Hırvatistan prenaleri bu esnada ara'arında harplere başlamışlar, biribirlerile boğuşu, lardı. Fakat Yakup paşanın gelmekta oldu. gunu duyunca birleşerek müşterek düşman. lurına karşı durdular, t ver Yakup paşa, karşısında kuvvetli bir düş. | manla karşılaşacağını ummadan ( rlerkan, | sarılmış olduğunu — gördü. Bu bile im. rerek harbe meydan verli. memesini bildirdi. Fakat bu vüziyeli en bü. yük fırsat bien kumandan şu haberi gön di — Bütün metlerle esirler bize ver dikçe bu şartları kabul edemeyiz Yakup paşa düşündü Buraya intikam ai mak için gelmişti. Kendisine yapılan muka, bil teklif sot bir mağlübiyete daha uğramak gemekti. Bundan başka bu şartı kabul ettik ten sonra da harbt mecbur tutulabilirdi. — Harbedeceğim, ya düşmanı mağlüp e. deceğim yağut mahvolacağım,, dedi. kestirerek sığınmış — olduğu mantakadan kurtulması lâzımdı. Müzakere. ler devam ederken bunu temin etmiş ve aa. keri le boğazdan kurtulmuştu . Adbinada girişiler mubarebe — çok kanlt oldu. Düşman bu fik çarpişmade Beş bin ye: Gi yüz ölü vermişti. Hırvatların üç relsi esir edilmiş kontlar. dan biri telef olmuş, bir diğeri yakalanmış. t 1408 yılı 16 eylâl günü ddd sene — evvel bugün kumandan Derengzeninin iki oğlu da esir edilmişti. Yakup paşa her ikisinin baş. larını kestirerek bir tabak içine — koydurdu. Babalarının önüne çıkarttı. 'Yakup paşa mağlübiyetlerinin acısımı kat kat fazla olarak çıkarmıştı. Kumandan da bir çak asirlerle beraber İstanbula padişaha gönderildi. Derengzen İstanbulda Beyazıdın karşısına çıkarıldığı vakit şunları söyledi: — Harpte her şey olur. Galib gelen bir gün mağlüp olur ve mağlüp bir gün galibtan faz. 18 iatikam alır. Yakup Pâşe — intikam akdı Herşeyi yapmakta baklıdır... Boyazıt kumandanı İdam ettirmeden nef, yetti, Yakup paşa bu galibiyetle — padişabtanı bir kılıç ve İstabel Amireden bir at Ihsan aldı. Rumasli beylerbayi Bosnaya netyedile, rek yeri Yakup paşaya verildi. Niyazi Ahmet Necaettin Atasagun Her gün sabahları sekiz buçuğa akşamları 17 den 20 ye kadar Lâle li tayyare apartmanları ikinci daire 3 numarada hastalarını kabul eder, Cumartesi günleri 14 den 20 ye ka dar hastalarını parasız, Kurun, Ha ber okuyucularını dakupon —muka: bilinde muayene eder, Tontomn amca sporcu Çalınan çanta Rüstem, bir saniye, ayaklarının dibi | he düşmüş olan çantaya baktı. Öyle şa germaş, öyle afallamıştı ki, yıldırımla vu * rulmuşa benziyordu. İğildi, aldı, bir adım ilerledi. Sonra birdenbire geri dönerek hırsız gibi kaç- | mağa başladı. * Hırsız gibi.. Bu fikir, — yüz metre koştuktan son ra — tekrar onu yerinde mıhladı. Ba cakları titreyordu. Vücudunu soğuk bir ter kaplamıştı. Etrafına bakmağa cesa ret edemiyordu. Büyük bir gayretle civarına göz a tenca, kimsenin onunla alâkadar olma dığını farketti. Kalbi kopacak gibi göğ sünde çarpıyordu. * Bu çarpıntılar böyle devam ederse, hayatım pek uzun sürmez! Ne kadar 4 sabiyim! ” diye düşünAü. Rüstem, çantayı elinde tutuyordu. O nu bulmuş değil, yerden — kaldırmıştı. Çünkü sahibinin kim olduğunu bili yordu. Hatta derhal onu fade edebilirdi. Bu nu yapmaması büsbütün başka bir se bebtendi. Mahçubiyetle karışık — garip ir cesaret. Koştu, evine döndü. Titrek elleriyle çantayı dudaklarına yanaştırdı. Cidden harikulâde bir te: ft bu. Rüstem aylardanberi meçliul! bir ka dımt seviyordu. Açılamıyordu. Her gün sokakta rastladıkça kadını takip ediyor du. takip ettikçe, nerede oturduğunu, adresini falân öğrenmişti. Artı her gün evinin köşesinde anu bekliyor ve kadın Fakat bir ağbgötürdüürg sokağa çıktıkça arkasma takılıyordu. Fakat bir türlü yanaşmağa cesaret ede miyordu. İşte demin, çanta, harikulâde bir te sadüf olarak kadının kolunun altından kayıp düşmüş, kadını« bunun farkında olmamıştı. Ne şans! Ne harikulâde şans! Rüştem, fırsatm tam yanında oldu Bunu şimşek suratiyle kavradı. Şayet çantayı derhal sahibesine versşe, kadın teşekkür edip gidecek, kendisi de kaldı rimın Üzerinde apdallar gibi kalacak. Cüretkâr bir plân danağında doğdu. Kaybolan malr saklıyacak, kadını hiç ta ertesi gün evine gö nımıyormuş gibi, türüp verecek. Çantayı açtı. Fakat ne bir zarf adre si, ne nüfus tezkeresi, ne bir kartvizit.. Filhakika kadının nerede oturduğu nu biliyordu. Apartmanı falâan onca ma lümdu. Lâkin ismi? İami ne?.. Fena halde bozuldu. Gidip kapıcıdan uzüun uzadıya tahkikat yapamazdı ya.. Öyleyse kâdına gidip nasıl “Çantanızı buldum! ” diyecekti? Kadın bunun bir tesadüf olmadığını anlamıyacakmiyı Asabiyet ve heyecan içinde © günü geçirdi. Ertesi sabah, bir gazetede kü Çük ilânlara göz gerdirirken, şu satırla Tı gördü: *“ Falan sokakta kaybedilmiş bir çan ta bulan lütfen falan adreste hayan Fir devse getirsin. " Delikanlı çılğınlar gibi yerinden hop ladı. Beş dakika sonra, çanta elinde ma Tüm adrese koştu. Helecanından boğazı tıkanmıştı. Yut kunamıyordu bile.. Hele asansöze bindi & zaman âdeta boğulur gibi oldu. Şık bir salonda &v sahibesini bekler ken odanın pek kiymetli eşya ile, biblo larla süşlenmiş olduğunu — görmiyordu bile... Kadın İçeri gi Erkeğin başı döndü. bakıryordu, bakı yordu. Fakat Firdevs bu hı farkında ildi. On dakika sonra kendini Bir bir şey belli e şti. güzel fırsatını böylece kaçırmıştı. tiğini anladı. Hayatmımın bu y du ki.. Sonra yeniden karar verdi: Artık o, 'Tekr bekledi. Kadı kesif olduğu bir yere gelince, elini uzat şeyi göze almıştı sin apârtmanı öhünde 1 takip etti. Kalabalığın tı. Kadının koltuğundaki çantayı çaldı. İkinci defa olarak, tekrar helecanla, de, kendini evinde bi Ertesi gün gazetede gene aynı Ve Rüstem gene aynı güzel salı aynı kadının karşısında... Fakat o gün mesele cski şekli reyan et ç kadın gene delikan lıyı görünce korkarak baktı. Rüstem yerinden kalktı. Kapının önü ne geçerek ciddi bir tavur takımmak iste dL Bu hal Firdevsi büsbütün kor! Bağırarak: — Ne istiyorsunuz? Buraya girmek i çin çantamı çaldınız, değil mi? Delikanlı, kadına yaklaştı. Bir gey söylemek üzere ağımı açtı. Fakat ev sahibesi heman zile kolunu u zattı. Delikanlı tekrar fırsatı kaçırmak kor küsiyle kaştu. Zili yakaladı Kadın pencereye doğru hamle etti. Artık Rüstemi bir rezalet çıkması kor kusu da perişan etmişti. Ne yaptığını bilemiyerek kadını iki bileğinden kı yakalayıp attı. Ürkek ürkek ke ne bakan Firdevsi boğuk ve helecanlı bir sesle: ImSI —Bilmezsiniz. Evet hırsızım. Fakat aşk yüzünden.. Sizi sevdiğim için.. Deli Betbehtim.. Hayat benim için bitmiştir. Bunu size söylemem İâ oluyorum. zımdı. Ben sizi seviyorum, seviyorum.. Ve işti Kesik Kesik, boğuk boğuk anlatıyor du: İki aydanberi çektiklerini ıstirapları mı, çantayı ilku sefer nasıl bulduğunu, sonra nasıl çaldığını.. Dertlerini döktükten #onra bir an o dada suküt oluyordu. Ritetsm aşk sar hoşluğundan ayılmıştı. Sıkıp kızar ince bileklere şimdi malıçubiyetle bakı yordu. Bu coşgun sözleri karşısında bir an afallıyan genç kadın hışımla yerin den kall — Utanmıyor musunuz? Evime ka dar geliyorsunuz! Deli misiniz? Üste lik beni döver gibi sarsıyorsunuz! Defo lun bakayım... , son derece mükedder olarak ni gene sokakta buldu. Ertesi gün, uykusuz bir gecenin saba hena, iki karar arasında mütereddiddi? İntihar mr etsin, yoksa uzak iyarlara mı kaçsın? Gözü gazetedeki küçük ilânlara gene ilişti: * Falanca adreste kaybolan çantayı bulana mük! verilmesi unutulmuş tür. Aynr adrese müracaat etmesi rica olunur, ” Nakleden: Hatice Süreyya Vindsor Düşesi mi ? Yukari M sınr: resmin kime alt alduğunu tanır. Tİik bakışla Vindsor düşesi diyeceksi DİZ, yani sabık İngiliz kralr Bâvardın evlen. dİğİ eski madam Simpeon.... hayır. Bu ma. dam Simpson değil. Vindsor düşesinin yeğe. ni Mis Vildir. Amarikada bir deniz yüzbaşıaı ile evlenmesi dolayısile alınmış Tesmini gö, Tüyorsunuz. İki yeğen arasındak! benzerlik Barikultâedir. Mr ı