Dış Siyasa: Korsanlı derken ya arttığını kaldırmak kabildir! görür Yazan: Sebebi ve şekli ne olursa olsun, ar. 'ik denilebilir ki İngillere —Akdenizi başıboş bırakmaktan vazgeçmiş bulu. nuyor. Nyon mukavelesine dayanarak Akdenizi dolduran İngiliz harb gemi. leri, her ne kadar yalnız "Akdenizde ticaret gemilerinin emniyeti ve kor. sanlığın imhası,, gibi bir hedefle hare. ketlerini tahdid etmiş bulunuyorlarsa da İngilterenin bugünkü vaziyeti ile dünkü vaziyoti arasındaki (ark der. | hal göze çarpıyor. “Akdenizin hemen her noktasındaki bütün deniz üslerin. den azami istifade etmeyi temin et. Miş bir İngiltere,, ile “yalnız Malta, Cebellittarık, İskenderiye, Yafa ve Kıbrısta bulunabilen bir İngiltere,, elbette biribirine benzemez. Bugünkü Tüogiltere bambaşka bir İngilteredir. He le bu İngiltere Akdeniz devletlerinden birçoğunun yüksek dostluklarına mu- hatab bir İngiltere olur ve Akdenizin en çok imkânlara malik bir deniz dev. leti olan Fransayı yanıbaşında bulun. Bdrursa, düne kadar onun menfaatleri. ni tehdid etmiş ve hattâ zaman za. man, asker? onurunu hiçe saymış olan. lar 'bir parça akıllarmı başlarına top. lamıya lüzum görürler... denilebilir. Habeş - İtalyan harbi esnasında İn. gilterenin başına büyük bir devlet kuşu konmüştu. Yani o ana kadar her tarafta şüpheli görünmek gibi tarihi bir talii olan İngiltere, 52 dünya dev. letinin azami itimadını, müzahereti. ni ve emniyetini kazanmıştı. Bu mü. him kazançtan dünya sulhü ve umu. mi emniyet prensipleri namma pek büyük bir istifade temini mümkünken bu İngilterenin nasıl eli böğründe kal. dığını hatırlarır. O zaman herkesi hayrete düşüran b çekingenliğin iyi ve Bötü Sebebleri arasmmda bilhassa Lâval Fransasının tereddüdü su gö. türmüştü, Bu sefer İngilterenin başı. na devlet kuşu ikinei defa olarak kon- müuş bulunuyor, ve işte Fransa, Ha. beş - İtalyan harbi esnasındaki tered. düdden sıyrılmak göyle dursun, bilâ. kis Nyon mukavelesini hazırlıyan konferansa da analık etmiş bulu. nuyor, Acaba bu vaziyet İngilterenin bocalamadan çalışacağını, hiç olmaz. sa Nyon mukavelesi ahkâmma tama. miyle riayet edeceğini, Londradaki deniz lordluğunun korsanlığı imha va. zifesinde en ufak bir sabotaj yapmı. yacağını, idarel maslahata kaçmıya. cağını tazammun eder mi? Tagilterede efkârı umumiyenin kor- sanlığa karşı en dehşetli bir nefret kustuğu günlerde Nyon konferansın. daki İngiliz murahhas heyetinin Ro. mayt konferansın seyrinden adım a. dım haberdar ettiği söyleniyor. Gerek Fransız ve gerek İngiliz gazetelerinin dış politika sahasında ihtisas ifade e. den sütunları gerek İngiliz, gerek Fransız hükümetlerinin Nyon konfe. ransı mukarreratımı İtalyaya karşı bir hareket suretinde tefsir etmekten son derece çekinmekte olduklarını ih. sas ile meşguldür. “Teknik bazı nok. taların tesbiti için Tsviçrede calışan bir komisyon mevcud olduğunu"” ». rarla kaydeden, bunu “konferansın fillen devamına bir delil" addeden ve dolayısiyle “devam etmekte bulunan bir konferansa İtalyanın her zaman iştiraki mümkün olabileceğini,, ileri. ye süren Bu sütunlar karşısında şid. | detli bir cephe tutan noşriyat da yok | değil, Battâ bu nevi “İtalyaya düşman seşriyat yapanlar,, arasında Fransanın “Eko dö Pari” gibi müfrit sağ tema. yüllü gazetelerde yer almış — bulunu. yor. Bu hali nasıl tefsir etmeli? Söylenebilecek şey şudur: *“İngiltere ile Fransa deruhte ettik. leri enternasyonal vazifenin doğrudan doğruya olmasa bile, çapraşık yollar. dan mutlaka İtalyanın aleyhinde bir vazife olduğunu bildikleri için ve İtal. ya aleyhinde düşmanca bir hareketin “initlative” ni ellerinde tutmaktan çekindikleri için, (fiilen İtalya aleyhin. de tütmüş buuludukları cepheyi od k bitecek sek ?.. Şekip Gündüz motfle etmek, gizlemek) istiyorlar. Mızvak çuvala girer mi? Tabil gir. mez. Binaenaleyh bu beyhude bir zah mettir. Roma'nın böyle formüllerle Avlanamıyacak derecede sarih oldu. ğunu kabul etmek İnsaflı bir müsahe. de olur. Zira Roma artık Londranın Ceb lüttarık civarındaki İngiliz men. Taatlerine faal bir müdafi olmiya ka- Tar verdiğini anlamamış değildir. Nyon konferansı esnasında farzla gü rültü yapmadan geçiştirildiği sanılan Portokiz protestosu bu bakımdarı fev. kalâde bir nezaket kespetmektedir. Zira Portekizin konferansa davet e. dilmemesinden şikâyet edişi ve bu şi. kâyetini hildirirken “coğrafi vaziyeti dolayısiyle Akdenizi Atlas Okyanu. sundan kontrol etmekte olmasından,, bahseyleyişi, yakında korsan gemile- rin Atlas denizinde de görülebilecek. leri zannımı uyandırmaktadır. Böyle bir hal tahaddüs ettiği gün İspanya ve Akdeniz darbelerinin düpedüz Ce- belüttarığa tevcih — edilmiş olduğu manası çıkacaktır ki bunu da İtalya- nm “mukabil idarej maslahat” ı ad. detmek lâzimgelecektir. Velhâsıl Akdenizde korsanlığa kar. şı mücadelenin flilt sahaya girdiği de. virde, korsanlığın artmasmı, çoğal. masını mucib olacak şartlar da hiase- dilmektedir. Tarafların kullandıkları metodlara bakarak cihan egemenlik mücadelesine verilecek ad şudur: İdarei maslahat müharebesi... Şekip GÜNDÜZ General - Metaksas - Cumartesi günü şehrimize geliyor Verilen malümata göre dost ve müt- tefik Yunanistanın muhterem Başvekili general Metaksas ilkteşrinin 18 inde şehrimize gelecek ve on dokuzunda An- karayı rziyaret edecektir . Dost Yunan Başvekinin bir harp ge. misiyle geleceği anlaşılmaktadır. Seyit Rıza isticvap edilmeğe başlandı Elâziz, 16 (Hususi) — Şaki Seyit Ri zanın isticvabına bugün başlanmıştır. Seyit Riza mütemakliyen “beni pa- Şaya götürün, diyeceklerim var,, de - mektedir . Yunan - Alman ticaret anlaşması Bir müddettenberi Yunanlatanla Alman, YA arasındaki ticari muameleler için Berlinde cereyan etmekte bulunan müzakerelerde (ti- Af hasıl olarak Yunanistan namıma — müza, koreye İştirak eden heyet Atinaya — dönmüş- tür, Bu hususa dalr Yunan hükümetinin ver diği bir tebliğde bu itilâf meticesi — otarak klering işlerinin esasit surette tadil edildiği ve bu suretle ikl devlet arasındaki mübade. Tenin — kolaylaştırılmış — bulunduğu — bildirii. Bir şoförün şsikâyeli Taksi parasını iste- yince kırbaçlamışlar! Şehremininde Baruthane yoku- şunda oturan şoför Mehmet dün gece saat ikide karakola müracaat etmiş, Beyoğlundan Şehreminine getirdiği Tevfik ve Nafiz ismindeki iki müşteri den taksi ücretin: isteyince Nafizin kı zarak kendisini kırbaçla dövdüğünü iddia etmiştir. Biraz sonra Nafizle arkadaşı da ka rakola gelmişlerdir. Bunlardan Nafir cebinde bulunan 175 Hranın boğuşma sırasında kaybolduğunu iddia etmiştir. Biribirinden şikâyetçi olanlar mah ,Kemeye verilmişlerdir. HABER — Akşamn postası 3 ağlık bahisleri Frengiyi dünyadan Yazan : DVokltor Thomas Parran “Amerika birleşmiş devletleri mhhiye Ve. Kâleti opttatörü Doktor Parron başka hâsta Hklara Dazarar daha çok vefiyalı mucip olan bur Afeti dünya yüründen kaldırmak kabidir, diyor.. Bence sistematik tarzda hareket « dilmek şartiyle İrenginin dünya yü- zünden kaldırılması — çiçek hastalığını kontrolden daha kolaydır. Bu hususta sarfolunacak para da verem mücadele- sine sarfolunandan daha az ohcıknr. Ayni zamanda şurası da çok mühîm_ bir noktadır. ki mütehassısları indinde frengi mücadelesinin şekil ve mahiyetı üzerinde tara bir fikir ve hattı hâreket birleşikliği vardır. yelsİ Avrupa memleketlerinde Erengi mü- eadelesini en iler götürmüş bulunan memleket İngilteredir. Orada bu has- talık 1920 de başlıyan mücadeledenberi tam yüzde elli nisbetinde azalmıştır. Şimal memleketlerinde, İsveç ve Nor- veçte frengi çok nadir görülen bir has- talık sayılmaktadır. Amerikada ve başka memleketlerde ise frengiye karşı açılacak kati müca- delenin şekli şu olabilir. Hastalığa Üç cepheden hücum şarttır: Evvelâ, has- talığa tutulanların tesbiti ile bastalığın ne suretle bu adama bulaştığını kati o- larâk bilmek ve bu adamin temas ettiği insanları da bir müddet için kontorl altında bulundurmak, sonra bütün hat taları tedavi için kâfi mikdarda ilâç ve heklm tedariki, Üçüncü olarak da gerek hususi surette çalışan gerekse — devlet memurları olarak vazile gören doktorla- rın hastalıkla fenni şekilde mücadele hususunda teşriki mesailerini temin ve halkı da hastalığa karşı tenvirden iba- rettir. Hastalığı tespit meselesi Başka hastalıkların aksine olarak frengi musapları hasta olduklarını çok geç hissetmekteditler. Hastalığın ilk #mrazı bazan o derece hafif gitmekte- dir İi bu rzavallılara kabahat bulunamaz. Hatta birçok frengili bastaların kabili tedavi devreyi atlattıktan sonra hasta- tıklarından haberdar oldukları da görül- mektedir. Bu itibarla frengiye bihakkin “gizli hastalık,, ismi verilmiştir. — , Şüphesiz ki hâlk “Wasserman" kan muayenesine tâbi tutulmakla — büyük faydalar temin edilebilirdi. Fakat bu teklifin ameli bir kiymeti yoktur. Bu- nun İçin hastahanelere müracaat eden- lerin, parast devletçe ödenmek üzere mutlak surette kan tahliline tâbi tutul- malarını usul ittihaz edilmelidir. Bundan başka bütün gebe kadınla. fın da gene “Wasserman” tahliline tâ- bi tutulmalarını mecburi kılmalıdır. Bu teklifin yerine getirilmesi çok kolaydır. Ebe kadınların ve doktorların devlet he sabına bu mecburiyeti infazları hiçten sayılacak kadar kolay bir meseledir. Bu sayede frengili anadan çocuk doğ- masının önüne geçilmiş olurdu. Bundan sonra devlet hizmetine, hu- susi! şirketlere velhasıl memur veya amele olarak iş talebinde bulunanların hepsinin muayeneden ve kan tahlilin- den geçirilmelerini şart koşmalıdır. Şim diki halde bazı müesseseler bu tibbi mu- ayeneyi mecburl tutmuşlardır. Bunlar, bu hususta sarfolunan muayene Ücret- lerinin son derece mahalline masruf olduğuna kanaat getirmişlerdir. Gerek iscilerin verim gerekse iş,3 Tandmanı bakrmından bu muayeneden çok fayda görülmektedir. Maamafih muayene ne ticesi frengili oldukları tahakkuk edenle Tin işe alınmaması, frengi mücadelesi bakımından bir zaruret değildir. Ancak ender vakaların musaplerının işe alma- mak lâzımdır. Diğerleri tedaviye alın- makla işe devam edebilirler. Frengi teşbis edilir edilmez hükü- met tababeti keyfiyetten haberdar edil- melidir. Bu ihbar keyfiyeti brastayı teş- hir mahiyetinde yapılmamalı, bilâkis bu hususta lâzrmgelen ketumiyet mu- hafaza edilmelidir. Ancak hastaların te- daviden kaçmalarının önüne geçilmek Üüzere müessir tedbirler mutlak surette alınmalıdır. Bilhassa bu gibi hareket- Jere teyessül edenlerin ıbreti milessire olmak üzere teşhir edilmeleri de fayda | verebilir. Frengili bir hasta müracaat - ettiği zaman onu tedavi ile mükellef olanlar iki mühim vaziyet karşısında kalırlar. Bunlardan biri hastayı, hastalığı başka- İarına bulaştırmaz bir bale getirmek, İ- kincisi de mümkünse derhal tedavi et- mek. Frengi üç, beş enjeksiyondan sonra bulaşmaz bir hale girmektedir. T_edlv_i— yi sonura kadar — takip ise kati bir şekildir. Hastanmm frengiyi nereden aldığını tespit meselesi de von derece ehemmi- yetlidir. Çünkü bulaştırıcı menbam bas- talığı bir çoklarına aştlamak ihtimali çok kuvvetlidir. Maamalih frenginin şa yanı şükran bir cephesi sirayetinin te- ker teker oluşu bir (epidemi) ha- linde geçmemesidir. Hastalığın menbamın keşfi meselesi frengi mücadelesinin helki de en güç safhasıdır. Bu hususta ististihtam oluna Cak istihbarat memurları çok büyük bir meharetle hareket etmelidirler. — Aksi takdirde halkın onlara karşı cephe al- ması muhtemeldir. Bir de hastaları, hastalığın menbar- mr ifşaya ikna meselesi vardır. Bu ise Barf bir telkin meselesidir. Hastalığm menbamı söylemekle cemiyet hayatı- na karşı bir vazile ifa etmekte olduk- larına ikma olunan hastalar yüzde dok- san hastalığı kimden aldıklarınır söyler- ler, Frengi hastalarının tedavisi çok ucu za mal olmaktadır. Şimdiye kadar yapı- lan tecrübelerle bu işin bir hastahane- de adam başına 18 ay devam edecek bir tedavi için 50 dolar (60 türk İirası) kifayet edeceği azcılaşılmıştır. Hatta ba- zı yerler de 30 doların da yeteceği gö- Tülmüştür. Frengi musaplarram hepsinin mas- ralını hükümetin çekmesi doğru değil- 'dir, Hal ve vakti yerinde ulanların hiç olmazsa maşraflarının ,l'ılî'ı'__lt;ılmmı Bde- mesi İâzımdır. İrengi g fetten kurtulmak için parası olan her kes mutlak surette verecektir. Frengili hastaların tedavisi Gariptir ki frengi ile mücadelede is- tical göstermiyen hükümetler, bu has- talıkla mücadele yolunda budcelerine pek az para koymuşlardır. Meselâ A- merika adam başıma bir sent ( bizim para ile SÜ para) gibi az bir para ile esaslı mücadele — imkânsızdam. Hiç şüphe yok ki milletler bu âfeti orta dan kaldırmak istiyorlarsa büdcelerin- de bu işe daha çok para hasretmelidir- ler, Amerika bu işe senede 25 milyon dolar tahsis ettiği takdirde kifayet e- decektir. Avrupa — memleketlerinin ih- tiyaçlarını bittabil benim için kestir- mek güçtür. Ancak bunlardan bir çok- larının tabibi ve hastahane parası bi- ze nazaran az olduğundan çok daha mü tevazi bir büdce ile mücadele muvaf- fakiyetle neticelenebilir. Her hangi hastalık mücadelesinde olursa olsun halkın candan alâkasını temin ettikten sonra işin mühim bir kısmı halledilmiş demektir. Frengide de böyledir. İş halkı bu âfete karşr mü cadeleye hazırlamak ve hükümete mü- zahir bir vaziyete sokmaktır. Bunun da yegâne yolu bittabil propaganda — ve tenvirden başka bir şey değildir. Hangi memlekette olursa olsun züh revi hastalıkları tedavi vasıtaları her nedense noksandır. Frenginin kökün- den tedavisi için bu noksanların da ik- mali şarttır. Tedavide temiz ve mat- lüp evsafı haiz ilâçlar da büyük rol oy- nar, Bu cihet de mükemmel surete te- min edilmiş olmalıdır. Halkın hastalık hakkında tenviri ve tedavi usullerinin ıslahı Frenginin husust hekimler tarafın- dan tedavi usülleri islaha muhtaç bir haldedir. Bir çok doktorlar vardır ki Frengi tedavisi hakkında — mektepten çıktıkları zamana aid malümatla kal- mışlardır. Halbuki frengi tedavisi bu iş te ihtisas sahibi doktorların eline br- rakılmalıdır. Halkı bu hastalık hakkında tenvir de mücadelenin mühim bir safhasını teşkil etmektedir. Hastalığın gizli tu- M L üü Hayata : Masaryî yeri y : ASARYK'in ıııuııl, ği hayretle sarsmadı- “ağır hasta olduğunu da Fakat insanlar kat gazetede, onun b'_"wf dan göçmüş olduğu ha ca yüreğimiz burkuldu. ÖlÜMÜN ) Rimiz veya hürmet W gi rın ölümüne, fikrimiz alışsü " «bile gönlümüz Tazı . ; ebedi olmasını istiyoruz. ' Masaryk filosofmuş, Pf? ,J Ç ihtiyarlığı famanında bile ©ü N kir cereyanlarına alâka ları tenkid eden bir müt€ Doğrusu eserini okumadım. | hakkında bildiklerim de BÜ . gf yazdıklarından — ibaret.. ıı”::"' ae sevmemiz, ona büyük bir “j y hayranlık beslememiz İÇİN T hayatını iyice öğrenmeğe x a tu. Onu biz adetâ - efsanevi İT ge J tanır gibi tanıyor, onlar? İ seviyorduk, çe Masaryk bir milleti hayatıt Gi tiklâline kavuşturdu; sade Bi bir insan kitlesini esirlikteğ " 4 ğe yükseltmiş olması kzndll"u, f miz için kâfi idi, "Bundaf i onu Çek milleti baba tanıy?P i ancak milli, mahalli bir demeyin. Herhangi - bir dadla çarpışıp onu yıkmiş. Olan 'ti istiklâline kavuşturmuş bütün insanların, !nıınhf'“' ? artırmış demektir. Herhangi de açılan İstiklâl mücadelesii b" nılan istiklâl zaferinin rinde akisleri olur, esir kurtulmanın kabil olduğu götürür. Yer yüzüne larm, birçok farklara, ayrılıklar men yine bir olduklarını UW lım, “Beni Âdem azayı yok! Masaryk'in insanlık w'“'";g ti bundan ibaret - değildir. # hürriyeti yıkmağa — çal: koymuş adamlardandı. İ yanm devlet adamları içinde € yük sulh kahramanı M_ıiwr'"’; şefimiz, Roosevelt, ryk. Aristide Briand öldüğü reğimis'neden burkuldu. £ neden yaşardı ise Masaryk'il * nü duyduğumuz gün-de onun mizde büyük bir aer duyduk- Masaryk'in felsefesini, € ilmine hizmetlerini iyice Hİ" o metle anmamıza ve Çek ” yük matemine bizim de iştif mize kâlidir. ÜRE ATAG öt Hatayda Askeri tedb"# Iııldıı'ıldl“—) Antakya, 15 (Hususi) — |» ye edileceğini kat'i olarak beyt” eylerim.,, v şbiki Delege ana yaşanım » rinin yaklaşması mi ıd/ komiserlikle temaslarda zere dün Beruta gitmiştir: — asayit M tulması hakkında halktâ kirleri kökünden MPM' dır. Herkes bu hast “lar gibi cemiyetin eibirliği mücadele edeceği bir âfet * melidir. Doktor, hükümet halk ve hastalar hep elelt * vi S kes üzerine mal etmelidir. . Frengi üç. beş senede € dırılamaz, yalnız M dele sayesinde çeyrek a$ır (" giyi dünyadan kaldırmak F verir ki mücadeleye tatbik 57 Tan bir proğramla S L