wçetle vatman TU çıktıy b Hamvayın ön sahanlığı- İ Sömnukeli &i üz | lt "i & yi Ldedi Avaşlat ta şurada İnivere - S Olüaz S .f"f""" Nizamsızlıktır.. SYapa, ” Kim görüyor?. I"—.__J:I Affedin! Kızmayın. v—&—n. * Çünkü ben seni tanızrm Ti buş“lktini bir an yı eg Hayretle: » *N tarursınız beni?, & Ğ ::,, bir "“'dı köprünün üstünde iker; YtrTde tramvayı —durdur - Ketiye o—"'ı“hıil,“ Refer almıştın. | * , oldan âyı- YĞSYOM setni,., tüıl ıış.,,hîi'“lnık. Biribirimize “A1. hıh“"h söyü, O Yallah - güle güle,, N: Yiyerek indik. Arkadaşım tesiri ındayı b ö İ altındaydı. & Betim aı::ğm'.'.*" -dedi. . Halbuki, & * Gi Mmün sonuna kadar ık Ve ağım bir Stlattı, ti: ?' 2Yında, maceraâ -« FOT AA CO AU UN h Yd_ı. Tramvay, köorü - Tliyordu. Arabanın içi, e Tüz Scnebi ' u(:;:nı..,_ MEE d0 Pzİizı ? İ a:'iu_di_ . Lâkin, o nokta du- Vatma .hğ'.l"l“ldu"' Aldiğı işaret üzerine '"_'i" aldı, & bi *T Muhavere cereyan Nerelisin & * ":"ıqı' hemşerim?, * Bir müddet sonra e ae ) ı ;, YAK Hendim. İ İ Beldin 2 S B üla buraya' Do | 'a Vİ & Müeaigtim, l L%_ Üğün bitin 1- NaZ €€ evlenecek mi - AĞ d içtlendim W Tdiya ka, kaççi l L“iıydı. & O Vürg, * alme d ştr. Veti gi Savuş olur & Bön | Âtife kabilr. tvh;ğı_:.k::hı.“':ıl—ıılırşduı arla- N”h.—'.n"-’d'*lic.ıııum tabil, kö - K SÜa endi, : * Müha, Ultar ni -dedi. o'“:h."hfh. ::h'"ehz İndi. Ben, hâ- *A unda duruyordum. S Sıştık. Ne tatlı bir Zabitinden ne de Efendimsiz sa çok gü - a güzel, bir kızla tanımıyordun? a P v W — W Mi ÖÇ DU U üm, Onü fçş ç İMtyan yerde dü- Bit ağır SETİ aldın>, Böyle — iyi ";hhı, “Runu nereden tah- İ başka: Tram - lürg SLBÜ Var? nefer elini 'tte t'—*ı:um Türk neferini Tür müyüm hiç? e U 4 a ; 4 y , J B ğ Va e İKmal — ettikten ol EYAM etmek ar. _u"“'umfıı KDÖR K ymey e atleri yaptırı.. Ndan DİZE Belmeleri va Glüp da Nerhan. Berk edümemiş bu. Ehllyetli erlarir “ tebtiğ olunur, | Tlülarta munme, ' Cihangirde, klüpsüzlük ve sahasızlık yüzünden, gençler boş arsalarda ve bu Istanbul konuşuyor ! (Kışın bir bataklıktan farksız ederler... Kayafcile spor heveslerini tatm'a ( Cihanzir: 2 ) olan Cihangir sokaklarında Karşıdan karşıya geçmek için bulunan çare ! Cihangirin hepsi rak yollarının tahammi etrafı dolaşırken yanımızdaki arkadaş- lar anlatıyorlardı: — Burayı asıl kış günleri görmelisiniz Bataklıktan farksız olan yollarda karşı- dan karşıya geçmek tamamen imkânsız. dır. Pek muzdar kalıp 'da geçenler içinde, gamura batanların haddi hesatı yoktur. Bazı yerlerde de yolun ortasına bü. yük taşlar atarak bir nevi geçit yapar- lar ve taşların üzerine basarak karşıdan karşıya geçerler amma, bu usul yüzün- den biçare bayanlardan kaçının şık şık elbiselerle, ayakları kayıp çamurlara düştüğünü sormayın.. Biz böyle konuşurken, yavaş yavaş Cihangirin aşağı taraflarına gelmiştik. Geçtiğimiz yolların ekserisinde apar. tımanların önünde yaya — kaldırr mı yapılmıştı da, bereket daha fazla toza bulanmadan buradan yürüyebiliyorduk. Önünden geçtiğimiz apartımanlarldan birisinin kapısı birdenbire açıldı. Ani de bir kovanın ucunu görüp kendimi iki adım geriye zor atmıştım ki, bir saniye evvel bulunduğum kaldırım, kocaman bir su kütlesi ile ıslandı. İki saniye sonra ikinci bir su kütlesi de sokağı suladı, Ve onu bir üçüncüsü bir dördüncüsü takip etti. Sulama faslının nihayet bulduğuna tamamen kani olunca, tekrar birkaç adım ilerledim. Bu esnada, ortalığı sula- | yan adam da kapıdan dışarı — çıkmıştı. Yüzü gözü ter içinde idi. Elinde bir boş kova tutuyor, 3 kovada kapının iç tara- fiında duruyordu. — Hayrola, dedim. Ar daha beni fe. na halde ıslatacaktın. — Kusura bakma bayım.. Ne yapalrm sıcaktan o kadar bunalıyoruz ki, günde 4.5 kere önümüzü sulamasak tahammül edemiyeceğiz. Hem bunun toza da epi faydas: oluyor . Sonra içeri girdi kovaları topladı, bodrum katına doğru ilerliyerek tekrar su almağa gitti, Bu sokağı da geçerek, yeni ve geniş bir yola sapacağımız zaman, durmadan bağrışan bir alay çocuk gördük.. Ortala- rına bir futbol topu almışlar, ortalığı tozu dumana katarak oynaşıyorlardı. şaatı Vütün hızayla olan devam etmektedir tak ı - P BE *i &. - Cihangir sokakları Yanlarmma sokulduk, Fakat Alinin fo- ; toğralmı görünce, hepsi birden Ürküp kaçtılar. — Yo! Ya! Olmaz diyorlardı. Sonra babamız gazetede resmi görür de - top oynadığımızı, sözünü dintemediğimizi | Öğrenir. Ve sözlerini henüz gözden kayboluverdiler.. Bunun üzerine yanımızdaki arkadaş- lardan birisi? — Top oyunu seyretmek istiyorsanız gelin sizi bizim semtin sahaşına! götü. reyim, orada kaca, koca adamları futbol Oynarken görün dedi. Tel yürüdük ve bir iki dakika son- ra caki aile bahçesinin olduğu yere gel- dik. Burada Cihangirli ve Firuz ağalı beş on genç, hakikaten top aynuyorlar- dı. Fakat hepsi de elbiseli idiler, EBlbizelerin kirlenmesine, ayakkabıla. rım mahvolmasına aldırış cden yoktu. Hepsi birden yuvarlak meşin peşinde tamamlamadan görülmemiş bir hevesle koşuşuyorlardı. Ali gitti bir resim alıp idöndü sonra: — Yarık dedi. Bu kadar hevesli gen- ce bir spor klübü kurulamaz mı. Bir de memlekette spor aşkı yok derler, Sporu sevenlerin spör yapması için imkân hazırlamadıktan sonra. — bundan tabil bir şey olur mu.. Cihangirdeki işimizi de bitirmiştik.. Bütün bakımsızlığına, sokaklarının toprak yığınından ibaret olmasına rağ- men, Cihangirde hâlâ durmadan yapı- Yazan : Haberci böyle sulanır lan yeni apartımanlara baka baka 10 da, kikadı Taksime çıktık. HABERCİ Çapa Susuzluklan — yanıyor Geçen gün baştan başa haklı bir derdi anlatan aşağıdaki mektubu aldım. Oku- yucumu o kadar haklı gördüm ki, mek. tubunun bir satırını bile değiştirmeden aynen koyuyorum? Bay Haberci, iyenin Kırkçeşme sularını kapa. erlerine terkos suyu ikame etme. sini memnuniyetle öğreniyoruz. Ancak bu işin pek mahdut faydalı ve ihtiyacın yüzde birine bile tekabül etmediği ve edemiyeceği pek aşikârdır. Bilhazsa bizim gemtimizde hiçbir şey ifa etmez hiçbir faydası olamaz, Su işi İstanbulun bir çok yerlerinde olduğu gibi semtimizde de cn mühim derdimiz- dir. Çapada tramvaydan inildiği zaman civar sokakların hangisine girilirse giril. sin terkos veya başka bir su bulmak im- kânı yoktur. Tramvay caddesinin üst tarafı sakin. leri bizler suyumuzu ancak sakalar va- sıtasile temin edebilmekteyiz. Denizab- tal mahallesinden 30-35 kadar ev bir is- tida ile su şirketine müştereken müra. caat ettikse de müsbet bir netice almak kabil olmadı. Ben ayrıca da istida ede- rek su İstedim. Tramvay caddesinden kapımın önüne kadar yapılacak bütün tesisatın bedelini ödemem icap ettiğini ve bünun takriben 1800/2000 lira ka- dar tutatağını öğrenince bittabi suyu getirtemedim. Semtimize en yakın terkos çeşmesi Şehremininde ve bize en aşağı bir bu. çük kilometre mesafede olduğuna göre pek tabil olarak bundan da istifade ta- mamile imkânsızdır. Son zamanlarda belediye memurları terkos çeşmelerin- den sakalara su vermemek istiyorlarmış eğet bu da tahakkuk edezek olursa çöl ortasımnda kalmış gibi ellerimizi yıkaya- cak suyu bile bulamayacağımız şüphesiz dir. . Diğer suların pisliğini görerek be- hemehal terkos istediğimizden sakalar, belediye memurlarının bulunmadığı saat letde suyumuzu gece getirmeye çalışı. yorlar. Karanlıkta yapılan bu işin ise temiz olup olmadığını artık Allah bilir. Belediye mahallemizin sokaklarına tesisat yaptırırsa, bütün mahalleli pa- rasını vererek evlerine su alacaklardır. Te a&lm? VERGEKSEKANLAN a00ARUMUNAMANDANA esene eee A BAMERAA. KURUN'da Hem ağlar hem gderim Birinei sayfanın, “Kısaca,, sütumunda ya, zılıyori Vahdettinle bayat yoldaşlığını anlatan Ba. yan, hatırasının bir yerinde yöyle söylüyor: “Halimi birçok düşündüm: Hazincdar diye altıncı Melimedin etrafında bulunurkon # rayın keyf ve zevk kanununu — benim âley. himde tatbik etmek isterse sonuna — kadar kargı düracaktım. Fakat saraydan — büsbü. tün kaçacak, kurtulacak kudretim — yoktu.. Kanatlarım zayıftı. Beni nikâh etmiye Taxı oluram kadere boyuün egeceğim... Hatıratın bu kısmında sonlara doğru da gşunları okuyaruz: Bir gün sarayın imamr — Muslafa elendi Ozmanlı hüküimdarı Altıncr Mehmed Vahdet tine on bin lizaya nikâhımi kıydı. İki harem ağnm şahit vezifesini gördü. NikAh kaıyılırken ben kederimden ağlıyor. düm-.. Hani gelin kız ağlamaya başlayımca ha, bası: — Mademki âğiryormun; — vazgeçelim! demiş de kız, gözlerinin yaşını silerek — Ben bem ağlar hem giderim! cevabını vermiş! Nasıl, bu batıra satırlarında şu eeki fik. rayı batırlıyor musunuz ? Mevzuubahs olan hatıralar bir sabah ga. zetesinde intişar ediyordu. Rundan İki gün evvel, Vahdettinle hayat yoldaşlığı — yapan bayanm, şahsi sebebler dolayımile, bu tefri. kaya devam edemiyeceği İlân — edilmesine tüzam görüldü. Halbuki, Aygi mevzu, ayal gazetede baş. kuca bir ifade yanl bir nevi — muvazaa ile sürüp gidiyor. Bu münasebetle, gene yukar. daki fıkranm mahut satırları hatırımıza gel di. Fakat şu şekilde: — Hem susar, hem süylerim! TAN'da Tedaviyi mililleştirmek Ahmet Kmin Yalman bugünkü başmaka, lesinde diyor ki: Türkiyeden harice giden seyahât — akını söneden seneye artiyor, Dünkü — sayımızda BU akınm memleketin döviz mevcudu üzerin de ağır tahripler yaptığını ve bir kara bor. sa yaraltığını anlattık. Bugün de mhhat için, zevk için, zatl eğ. ya almak için her sene harice giden milyon. lazm memleketin umran ve inkişafı bakı, mından Do gibi tesirler yaptığını araştıraca. ğiz. Harice seyabatin hükümetçe bile — meşru görülen bir sebebi vardır ki, tedavidir. Hü. kümetin memur ettiği doktorlar bir hasta, yı muayene ediyorlar ve neticede şöyle bir hükme varıyorlar: "Bu hasta Türkiyede bu. lunan döktorlâr ve mhhi — vamıtalarla şila bulamaz. Hariçte todaviye ihtiyacı — vardır. BSeyabat için döviz müstadesi vermek mem. leket için ağır bir külfet olmakla — beraber bir vatandaşın sağlığı namıma böyle bir fe. dakârtik yerindedir... Burada Türk doktorluğunun ve Türk sıhhi mücsseselerinin Kifayetsizliğini resmen iti. raf etmek gibi bir mana verdir ki, yü sual. lere yol açar: 1 — Hükümetin kannatince mevcut doktorlar ve sıhhi vasıtalar mile teşhla ve tedavisi mümkün hastalıklar ve arızalar nelerdir? 9 Bu hastaların hariçte tedavi —ihtiyacı bükümetin bu işe memur ettiği — doktarlar tarafmdan tasdik edildiğine göre, harice se. 'Türkiyede yar olmuyan yahat etmiye kudreti olmuyan — vatandaşla. rın sılihsti o nevi hastalık ve arızalar bakı. mından müdafsasız mı bulunuyor? 3 — Türk doktorluğunun hastaya — kargı yazife görmek bakımından noksanları var. a nelerdir ve nasıl önüne geçilir? Tedavi İçin — memleket deşina gldebilen yüzde kaçımızdır Ki? Bilhassa geride kalan. larm variyeti üzerinde çok durmulıyız. Hele bir bakımdan, — doktorlarımızm bol böl Avrupaya gitmesini temin etmeliyiz. Am. cak, gerl döndükleri zafman —. ıııırulhn; n çıkarmak Üzere — Muayeme Heretlerine .. zammetmemek şartile, — *H E — aa Semtimizde birçok boş arsalar bulun. gu hakde su tesisatı olmaması yl.şıunden inşaat yapılarak imar da edümı.ly_ul , Hava itibarile İstanbulun en iyi yerk dir diye iki sene evvel burada bir ev yap tım, her ne kadar yollarımız da pek ber. bat hatta hiç yok denebilirse de havası. ni beğerkliğimizden bunlara aldırmıyo- rTuzZ. Arsayı aldığım sıralarda Akom_ıulır pek yakında su verileceğini söylemişler. di de inanmıştım, heybat.. Senenin üçüncüsü geçti hâlâ gelecek. Doğru.su suşuzluk hiçbir şeyin yokluğuna benze- miyor vehamet ve fecaatini ancak mâ- ruüz kalmış olanlar takdir edebilirler. Müuhterem - gazetenizden — semtimize bu meyanda bize de temiz bir suyun se. rlan temin edilmesi için nazarı dikkati celbetmenizi bilhassa rica eder derin saygılarımı sunarım. Çapa Küşgirli - Mahmud sokak 7? numarada Sirri Ongüner AĞA