a8 (OpUyguyu: İNOK SA OövN U n yus) * ) pokip. SUP HUYAĞNON K *0 19)) OĞLAf 2136 #NOA H3b :şaşn 3 veptmeynş *02903 “udpo vuKdLLO — Wi XerezyOyE YsyETI guu D Yerezgeyanu $i LOÇİNYLA) DA İGE) TzUg YaDdİz zÜüNgyesero ıkı * İgeşo Oy3rAaI gur :6NnD & d0 YPUĞL,, l BoT saecI " OILOYKO NO OUL opuploza w1)89 )) #SvEn 1 nod eywemoo eympord sor Tamacıd o6 ynöd v0 NDD Hey EKSA WöPEyePp wet PORN DÂDA YPÇDD DALMUYTNAL YAK VY YOYUI YULDDIŞ DYPUSA HPAPOPYMU UDEUN,, ““OPLAPUVTIZ ÇHDULOf 94 UPP) “SAPMULTUY 4P SatuLadmoo 19 s9ayord — 96 Wd0ğtEş fDONE AM BöRUNEY YRPOAA OT BARKYOAĞ. ge VA WO) 3 ğ $ Snruyo 14t H6 tumlsuma VOZİSNVUĞ *(720919 808 ÇABPA) YyUNUO) 1SJDYOA,, Bi)SEİ SeLregima - grijs00 zonbpnse 3 < DUDGUD :STLTUGUMT 12329803 nuN3npıe nf NP, YdOPLy U0309 — (n/) saçradk YARSİ NNS “WEYO Preut *unaas n0ne —— pfozpı Torrdoyp Ka 9 YOSUYg) YUŞSDÖ DUDGUD "iyasyeyel 9DK DUTARUZA VORLERYUM "TUUT ça özey v4 mrvresu)) Up hsed ( « *PARDAYARNIN OĞLU — ratle kocakarıya yaklaşarak tehditkâr bir vaziyet takındı. Kadın muhakkak ki bu vaziyeti görmemişti. Sırıtarak söylendi: — Evet çocuğum. Benim. Karşındaki Tomas Lagoreldir. Beni hiç beklemi. Yyordun değil mi? Bir türlü gözlerine inanamıyan genç kız, ayni korkaklıkla tekrarladı: — Lagorel ha!.. Kızcağız, isgminin Tomas Lagorel ol- duğunu söyliyen kocakarınım karşısın. da bir yırtıcı kuşun hücumuna uğra. miş serçe gibi titriyordu. İhtiyar, iğ. renç tebessümü ile devam etti: — Tabil benim. Seni büyüten, hasta olduğun zaman bakan, besliyen ben de | ğil miyim? Ekmeğini kazanacak çağa gelince beni bırakıverdin. Sende min. nettarlık denen histen hiçbir eser yok mu? Tam on dört sene sana hakiki bir anne gibi bakmadım mı? Kocakarı, bu sahte tavırla kimbilir daha nekadar — söylenecekli. Fakat genç kız kendini hemen toplamıştı. Kendisini bu kadar seven halktan bir kimse yardıma gelmiyecek miydi? Bu sokakta ona kim taarruz edebilirdi. Haklı olan kendisiydi. Lagorele dik dik bakarak bağırdı: — Benden ne istiyorsunuz? Kulibo- nize dönmemi mi? Gücümden fazla ça- lıştırmak, sabah akşam dayak atmak, sefalet içinde öldürmeyi değil mi? Al. laha çok şükür ki pençenizden kurtu. labildim. Siz benim hiçbir şeyim değil. #iniz ve benim üzerimde hiçbir hakka Bahip değilsiniz. Haydi gidin, beni br. rakın! Artık korkmuyordu. Kendisini elin- den geldiği kadar şiddetle müdafaa et. ; meye karar verdiği belliydi. Lagorelin gözleri hayretle parladı. Tahtırevan. daki kadının tavsiyesini unutmuştu. Fakat bağırarak göylenen bu sözler üzerine etrafları birer ikişer kalaba. lıklaşmıya başladı. Ön sırada bulunan üşık genç, kocakarıya ateşli gözlerini dikmiş, yeni çıkan bıyıklarını asabi asabi buruyordu. Eğer tecavüz eden bir erkek olsaydı gimdiye kadar çok. tan müdahale ederdi. Lagorel toplanan kalabalığı endişe ile gözden geçirdi. Oldukça akıllıydı. Eğer şiddet gösterirse halk tarafın. dan tecavüze uğrıyacağını anladığın - dan hemen meçhul kadının sözlerini hatırladı. Tatlı bir şekil vermeye ça- lıştığı iğrenç tebessümü ile: — Hiç değişmemişsin, dedi. Hâlâ ex. kisi gibi çabuk kızıyorsun. Seni gö, türmek istemediğimden emin ol. An . nen değilim ve Üstünde hiçbir hakkım olmadığını da biliyorum. Niçin kor. kuyorsun? *“İnci çiçeği” ihtiyatla cevab verdi: — Öyleyse bırakın da geçeyim. İşi- mi bitireceğim. Lagorel sakacı bir tavırla: — Hâlâ ateşlisin, bu ne hiddet? Ba. nimle bir dakika konuşmaz mism?... Sonra, ağlar gibi bir sesle ilâve et. ti: — Bütün azizler bana imdad etsin. Vakıâ senin annen değilim, fakat se. ni ben büyütmedim mi? Bunu hiç dü. günmüyorsun. Emin ol ki senj hakikt kızım gibi severdim. — Pekli, no isti — Hiçbir gey g böyle güzel bir kıyafetle para toplar. ken görünce pek memnün oldum da.. Nekadar çok para kazanıyorsun. Bu hakkındır. Senin gibi meharetli çiçek- çi az bulunur. Sana bir gey soracak- FRANSIZCA DERSİ kip edil tal lersin DERSLERİ ceğiz. Geçen (Her hakkı Haber gazetesine altür) FRANSIZCA Kendi kendine 1000 kelime ile “Doktor ve eczacı,, mevzuu üzerindi bu derste de devam ed. e türkçeden fransızcaya çevrilmek üzere bahis Üzerinde çalıştıktan sonra, est-ce gu'on peut se pro. »3 sortes et des produlta DERBLERİ pirine, cotons hydrophiles, teinture Türkçeye çevi YRANSIZCA — Çudis sont cesş produits courants? 1 — Dangs les pharmacles, (vuasi vo gourants. ri şunlar. e fransızcaları şuna zalarla ne (hazı ek olan türkçe cümlelerin Geçen dersteki vazifeler Yardır: Çevrilecek olan fransızca cümlelerin tü 1 — Doktor ? fakat hiç (Zannediyorum ki has diyorum. atsızlığım yok, Fransızcaya çeviriniz z bu kadar paslı? ecin m'a dit yuo oul, — Non, c'est pour 'usage externe, * — Est-e gue vous avez un embarras gastrigue? — Midenizden rahatsızlığınız var mr — Hastayım zanne — L4 midi — FEst-ce gue la teinture d'iode est pour Tusage 3 — Sahah kahvaltısında ne yiyoraunuz? 2 PARDAYANIN OĞLU e tım. Sence pek ehem li değildir ama kçe ihtiyatı arttıran genç kız elini gayrihtiyari para çantasına ât. tı. Birkaç para mukabilinde kocakarı. dan kurtulacağına seviniyordu. Lagorelin gözleri hırsla parladı. E. Hini hemen uzatacaktı. Fakat meçhul kadını hatırlıyarak büyük bir gayret. le kendisini topladı: — Hayır, hayır dedi. Paranı sakla. Kimbilir kazanıncaya kadar ne zah - metler çekiyorsun. Şimdi param var, küçük bir mirasa kondum, Şöyle böyle geçiniyorum. Bu sözleri istemiye istemiye söy! mişti, Parayı reddetmek için sarfetti. ği kuvvet o kadar büyüktü ki, alnında iri iri ter daneleri belirmişti. Ümid etmediği bu hareket karşısın. da genç kız kekeledi: — Öyleyse ne istiyorsunuz? k bir malümat kızım. Münakaşanın başında toplanmış o - lan halk bir şey olmadığını görünce teker teker dağıldı. Hattâ genç âşık bile bir kenara çekildi. Fakat onları gözden kaçırmıyordu. İki kadım yalnız başlarına kalmış. lardı. Sokağın tam orta yerinde duru. yorlardı. Öyle ki, yandaki har iki so. kaktan görülebiliyorlardı. İnci Çiçeği. nin arkasmda hemen birkaç adım gö- ride bir işkence vardı. Bu sırada kalabalık bir kütle bu tarafa doğru yaklaşıyordu. Biraz sonra yanlarında duracak olan bu kalabalığı iki kadın da göremiyordu. Ayni anda Sentoloze kapısımndan gel. dikleri tahmin edilebilecek iki asilza- de genç kıza doğru yaklaşıyorlardı. Bu iki kişinin hallerinde bir a. salet görülüyordu. Buna rağmen '?î: de çok sade giyinmişlerdi. Birisi? clbisesi bir parça esklceydi de. AlH yaşlarında tahmin edilebilecek - ©” bu asilzade bir kaya kadar sağlaf * bir çınar kadar mağrur görünüy ll"' Başı dik ve gözleri ateş saçıyordu. nazarda elbisesinin eskiliğine raBf” emir vermeyo alışkın bir adam okî'v'e belliydi. Manzarası insanda hülT” hissi uyandırıyordu. Yanımdaki 80 çi sa ancak 25 yaşında gagwi,m';cıı â ihtiyarım gençleşmiş bir M 1 En basit bir adam bile bünlâ( babayla oğul olduklarını anlıyabili” di. İki asilzade “İnci Çiçeği” n tıkları halde, genç kız onları yordu. Fakat biraz geride saklar bAr lan genç âşık bi çe w rı farketti. F* gibi kızardi mü mantosu ile örterek mirfl m Jan âö Pardayanlı y aksi şeytan. Ş İki Pardayan kendisini görM ç gibi yaparak yanından tiler kaç adım g#onra Jan yavaşça YST kulağına iğilerek mırildan' | » — Amcazadem Öde dö Valvar Şi gilisini uzaktan ; Çiçeğini. Pardayan senelerin t mamış olan nafiz bir na: dü. Sonra memnun bir tavırla ” rını silkti: — Mademki o kadar evlenmiyor? Jan gülerek cevab verdi: — Ne söylüyorsunuz?... nilz aşkını ilân bile edememistir: , içi geviyof: niç alli HÜ elan, (B — aa warn AM da vekMar't — Hon, N eat alik fakre 1 — Kah-ts Yut de dvetenr eet dana son Gekinet? yazacağım, Bu ilüç müdenlek İüzlte- — Tereyağlı ekmek ve çay. A e ülza Hir Ha