ko K, Tn Üzerine & ti g G !m". SA "ıe'ı 9 Ka u""'ku"!nmııu.u.u.ı Kalkuyacak Ti SA yeniden telye, b bağrında 1500.2000 ama (V bilmez * GeEmeki îıı._ğ_" Birine M“hın g V tyl e p %ım:""“ 17 SÖTMENERNESNN aa n eee reb ee ne eee berencADAN Seyahat Mektupları erke aa rerre b nnn Sivasta kredi peratifleri lâzım.. ahve ve kıraethanelerde haddi istiabi, den fazla Müşteri almak yasağı vererer eee verereerneN Yazan : Hüseyin Rifat Bir halde hazap edildik. Yüpdnış ve buna Türkü aldırtan © günün kötü ve kör “Cer,, atelyesi tL0, biter Olacak. K dağlar hi ; a ep çıplak; dulik fkec hain balta le N her tarufındaki r —İk sane. VETM G — iş bir ıunıl Köride kalanları ko, Yetişmesine may. l LOrmanlardaki BUL ; ler — düdükleri | Medreseleri Darülfü. rekor yepabill. arak ış,._:*% KI bütün vilâ. Şüğında yavrula. ? Vereitiyor. Biri mı. *#tinde kullanılan, Üçün. SAYÜDU * 'emin eden Üç bol su. » m.;ı’ #pkı tatamı ADer bu bollukta şehir Tet yanbuldyiba —. Bir toz derdi. Bit .%'W - Y Tetie Bti Güküğe, Yükarıda dediğim gi '“î:”' GS Clfte münaze 1f Şıtal. ı.l'ı'_"'—ın %'—':'W Üç parirmdan ltereiş Öntüne tasadlif eden Meydana çıkarıl. ——:.:l'nhdllnunmhu. Bürktan ziyade kah. Hatmış, Pek halk bunlara hü. ZEki olan belediye re. h—hmvnıı vapurların Kahve ve gasino için Ve Sıvasta Selçukilerden kalma Gök . meodrese - kapıst bir “haddi istiabi,, kabul etmiş. Şimdi ber gezino ve kahve bülesinin üzerine — asıları rakamdan ziyade sandalye bulunduramıryor. Ne güzel bir buluş değil mi? Doğrusu her yer için tatbik edilmesi çok arzu cüllecek hir zekâ eseri; ne olurdu şu gürültülü patır dili tavlayı da menelaeydi. Ban — oyunların goğunu en ince hilesile, hurdâsile — bildiğim halde oynayamam; nedir 6 oynanırken gös. tarilaen kiddetler, pulları çarpışlar, aksi ge. Mnco zarı ve alitan alta kargısındakine kti. für savurmalar' Domizo bele dama, şatranç Kibi oyunlarda zihn! bir #egzersis, var; tav. lada ne var ki? Ankarada bulunduğum sırada — "Kızılır. mak,, kıraathaneslsin sahibi — söylüyordu: Gürültülü otmasın diye bir ara — tavlaların içine çola kaplatmış; meraklılar hemen o. yun oynamaktar vazgeçmemişler mi? Yap. Tığı mausrafın Üzerine bir maaraf daha yapa. rak çohaları kaldırtmış! Güya vakit geçirmek için oynanan oyun. lar çok defa insanı işinden alıkayar. Buna bir de oyunların kuyruklarına gizlice bağ. Janan kumarı ilâvye ederşeniz zarar iki kat. İt olur; etrafimda oynanan oyunlara dikkat ederim; bemen hepe'nin altında en Az bir aigarı paketi alış verişi saklıdır. Ben, bu gibi müz'iç oyunlarm her taraf. Tan Kaldırılması için umuml bir emro büe tarattarım; vansın birçok belediyelerin tav. (Devamı 11 incide) Hüseyün RIFAT 553 sene evvel bugün | Türk ve Bizans | şehzadeleri Babalarına isyan ettiler Bizans imparatoru, ağlunun gözlerine kızgm sirke dökerek kör etti. 1384 yılı 17 tammuz günü 808 gene evvel bugün iki hükümdar oğlu, Sultan Muradın oğlu Savcı ile Bizans impanetoru Yani Pa. Teolağ'un Oğlu Andranikos babalarına kargı isyan etmeğe sözleşarek harekete geçtiler. Andronikos babasma veltahlliği küçük kar daşina beraktığı için dargındı. Murat Azya. da bir isyanı bastırmakla meşgülken oedi. yu oğlu Savcıya barakmıştı. İşte bu fırsal. tan istifade eden savcı orduyu emrine aldı. Andronikos da topladığı malyet! e berabe. rine gelmişti. Murst bu isyan haberini alır almaz son derece hiddetlendi ve derhal Bizana impara. toruna yanına gelmesini büçirdi. Yani Pate. oloğ Muradm gazahına uğramamak için der. hal yanma geldi ve göyle dedi: — Ast evlâtlerim Gezasını vermek, gözle. Finl çıkarmak Yazım.. Bunu vakit geçirime. den yapmıalıyız. Ast prensler, Bizans yakmmda bir nebir kenarında ordu kurmuşlardı. Murat, ordusu Na bir gece nekre yanaştı ve at ile kargı yakayn geçti. Murat, harbe yol açmak istemiyordu. Çünkü — ardusuna nüfuz etmişti. Yaklaşır yaklaşmaz yüksek sezle bütün asileri vazifelerine davet etti: — Ordunuza iltihak ediniz, Sizi affediyo. rum. dedi.. Ka büyük ve kanlı harplerde dalma duy- dukları bu ses bütün aakerteri sanki büyüle. mişti Karşı durmak göyle durmun hiçbiri el. lerini kımıldatmadan Muradın — askerlerine ntihak ettiler, Bavcı, tezlim olmann ne demek 'olduğunu biliyordu. Babaşı kat'iyyen merhamet etme. dan Öldürecekti. Onun için yanında — kalan 'Türk ve Rumlarla doğru Dimetokaya kaçtı. #Fakat Murat, oğlunun İzini takip ederok DL metokayı da muhasara ederek tezlime mec. bür ettl Asl prensleri burada kızkıyrak ya- kaladı. Rum asllzadelerinin gözlerini — babalarına oydurtuyor, bir kramını Üçer üçer bağlata. rTak Merioca attırıyor, kendisi — karargâühtan bunu seyrediyordu. Kendi oğlu Savemın ceza sını verdikten sonra Bizans — imparatoruna — Haydi, bakalım, dedi. Oğlunun cazası. nt kendi elinle ver da göreyim. Yani Paleoloğ verdiği sözü tutmak macbu riyetinde S6L Oğlunu karşısına aldı. Bir tas döktürüü. Rum pronsi, Bü güretin cetastür bulmuştu. Cezalar bu suretle verildikten — senrm Bi. Bsans imparatoru Muradın vesayeti altındu imparatorluğunu yapmağa — başindı. Oğlu Manoel de bülfili hüküm sürmeğe başladı. Manosl, kardeşinin Daşmma gelenler ve ba. banım Maruz bulunduğu Müşkül geralti dü. şünmeden Selâniğe yakın bir yerde bulunan Serezi fethetmek sevadasına düştü. Murat, bu hiyaneti haber alır almaz vezi. ri Hayreddin paşayı Rum pronsini ya zağ veya Ölü getirmeğe memür ctti. Vezir büyük bir orduyla derhal Rum prensinin — üzerine yürüdü. Manoci, gelen kuvvetla kendi kuv. vetlerinin Üç mlsli okduğunu görünce derhal KaÇMa yollarını aramağa — başladı. Deniz yoluyla Bizansa, babazma iltica etti. Fakat imparalor Muraddan korkuyordu. Oğlunu hi maye ettiğini duyar duymaz Murat — kendi üzerine gelecekti. Onun için oğlunu kabul etmedi. Manoel Ceneviz valis! yanımda giz. Haebileceğini düşünerek MİdİN adasıma yol aldı. Fakat Muradm dehşeti her tarafı kor. kutmüş olduğundan Mİdilli valisi de Wanoel le Kendisini kabul edemiyeceğini! bildirdi. Artık yapılacak iş kalmıyorda. — Kaçacak yer de yoktu. Murada teslim olmaktan başka gare yoktu. Öyle yaptı. Doğrü Muradın hu. zürünâ çıktı. Murat, süreti kat'iyede cezası. nr vermeğe karar verdiği premsin doğrudan doğru kondisine geldiğini görünce omu yolda karşıladı. Büyük bir hürmet gösterdi. Bitün batalarını affettikten başka — babasına da| mektup yazarak oğlunu Bizansa kabul etme, sİni emretti. Bu hâdize Murdın ze defcos bir değşet zal, dığını göstermekle beraber, merhametinden ve dürüstlüğünden istifade etmek İatiyenle. Te kargi da ne derece mert harekat etiğini göstermektedir. Niyazi AHMET Tonton amca- nın kitapları Neclâ eve dönünce hizmetçi kız ha « | ber verdi: — Misafir var bayancığım, bay Nec. det.. Bu haber, Neclânın pek te — hoşuna gitmedi. Çünkü akşamlarını kocasiyle başbaşâ geçirmekten büyük bir zevk duyuyordu. TERLİ eli Henüz altı aylık evliydiler.. Salonun kapısını açımak Üzere elini uzattığı esnada, kocasının sözleri onu okluğu yere mıhladı.. — Evlenmek esasen budalalıktır! An lamryorum ki, senin gibi makul bir in- san böyle bir haltı nasıl işler?, Ses kocasının sesiydi. Şüpheye ma . hal yoktu.. Genç kadın hayretler içinde kalarak dinledi. Misafir cevap verdi: — Fakat azizim, budalalık dediğin Ş$eyi sen de yaptın ve baha öyle geliyor ki Neclâ ile evlendiğine hiç te pişman değilsin... — Ben mi?. Ah Necdet, evlenmenin ne feci bir çey olduğunu bilemezsin, Zaten insan, evlenme denilen turzağa düşmedikçe, bunun ne olduğunu anla . yamaz.. Aşk adı verilen sarhoşluktan uyanmam için, altı ây bol bol kâfi gel. di. Neclâ sendeledi ve düşmemek için kapıya tutundu. Ne iki yüzlü adammış! Daha dün akşam kendisine dünyanın en mesut erkeği olduğunu söylüyordu. 'Tekrar ,kocasınım, heyecanı. gitgide artan, sesli uydu: — Sana şunu da söyliyeyim ki, in . sanım en fazla sinirine dokunan da bu sadık ve dürüst denilen kadınmlardır. Her şeyi münakaşasız kabul ederler, Kendilerine mahsus bir düşünce ve fi - kirleri yoktur, yumuşak tabiatli olduk. ları âçin müvazenelerini hiç bir zaman kaybetmezler; ayni zamanda biz erkek. lerin de müvazenemizden ayrılmamıza imkân ve fırşat vermezler.. Açık konuşalım. Biz erkekler, müte - madiyen gülümsiyen, veya mütemadi . yen ilânı aşk eden, içini çeken kadın . lardan hiç hoşlanmayız. Bize, sürpriz - ler Yâzımdır. Kadın bizi mütemadiyen kararsızlık ve şüphe içinde bırakmalı. Hattâ ara sıra, evin içinde skandal bile ziyan vermez, diyebilirim! Biz kadın . da ,esrar, entrika ararız. Hayır, azizim, evlenmeyi aklmıma bile Evlenmek budalalıktır! getirmemelisin. Bunu sana, tecrübeme istinaden söyküiyorum. Neclâ fazla tahammül edemedi. Hid. detinden yaşaran gözlerle kapıdan süratle ayrıldı ve kendisine hayretle bakan hizmetçi kıza ! — Eve geldiğimi kocama söyleme!.. Diye tenbih ettikten sonta sokağa çıktı.. Neclâ eve döndüğü zaman ,kocasını heyecan ve endişe içinde odada dolaşır- ken buldu. — Neredeydin? Az daha polise haber verecektim.. Neclâ cevap vermedi. Ağır ağır el £ divenleri çıkardı. Ve masanın jizerine fırlattıktan sönra, odasına geçti.. Ferit onu takip etmek istedi; fakat katısı, ka. pıya bütün şiddetiyle onun yürzüne ka. padı. Ferid endişeli bir tavırla bağırdı: — Canım, ne oldu, anlatsan a!.. Neclâ içeriden yumuşak bir sesle sordu: — Ne var, şekerim? Bekle şimdi pi. Jamamı giyip geleceğim!... Kapı açıldı ve Neclâ, son derece şık bir pijama ile göründü.. Ferid merakla sordut — Yeni mi?. — Evet, bugün aldım. Yirmi yedi li- rayat!. — Yirmi yedi Tiza mı?. Aklını mı oy. nattın !, — Ne diye aklımı oynatayım? Hoşu . man gitti, yarım dürüne pijama aldım. Ferid anlaşılmıyan bir kaç kelime mı- rıldandı. Ve sonra, İlk defa cigara içen karısma hayretle bakarak bağırdı — Ne rzamandanberi cigara içiyor. sun? Ve evvelâ çok rica ederim bu saa te kadar nerede kaldığını $öyle.. —Geç kaldığın akşamlar ben sana bir gey sörüyor muyum?. — O başkal.. Ben klübe gidebilirim. — Şüphesiz!.. Fakat ben klübe gitme dim *Kit — Nereye gittin?. Neclâ, ayni tatlı tavırla: — Teceaslis çok fena bir şeydir!.. Ve ilâve etti: — Terzideydim, berberdeydim; belki de arkadaşımdaydım.. Şimdilik Allah rahatlık versin!.. Genç kadın, gülümsedi ve yatak oda. sına girerek kapıyı kilitledi. ee U Ertesi sabah, Ferit, yemek odasına girdiği zaman Neclâyı yalnız . başına kahvaltı ediyor buldu. Uykusuz geçen bu uzun gece esnasında, bu garip ta - havvülü hakkında karısından biç bir şey sormamağa karar vermişti.. Büyük bir nezaketle biribirlerini selâmladılar ve Ferld, onun karşısına oturdu. Neclâ, her zaman olduğu gibi, koca. sının fİncanına çay koydu, ekmeğine re- gel ve yağ würerek ona uzattı. Sanki a . ralarında hiç bir şey geçmemişti. Bu sırada Hhizmetçi kız bir mektup getirdi. Bu, mavi, güzel bir zarftı.. Noc« lâ derhal elini uzattı: — Mektubu Bana ver, dedi, zaten bekliyordum. Ferid, hafifçe sarardı; fakat bir şey söylemedi. Biraz sonra da, ayağa kal « karak! — Yazıhâneye gitmeliyim, dedi, işim VAr ci N . .. Bunu takip eden günler esnasında, Ferid bir bayli üzüldü. Neclâ mütema « diyen geziyordu. Hizmetçi kerz, ona, ba. yanın terziye, sinemaya, tiyatro veya pokere gittiğini haber veriyordu. Neclâ evde bulunduğu zamanlar da da, öyle garip haller takmıyordu ki, zavallı Pe- rid ne yapacağını bilmiyordu. Bir gün, Ferid büyük bir hiddet için. de odaya girdi ve elinde bir sürü kâğıt vardı: — Bu da ne demek, Neclâ ,diye sor » du. Şimdi senin namımma sekiz yüz Hra. lik bir hesap aldım. Neclâ sakin bir tavırla cevap verdi: y — Bu demektir ki, sekiz yüz liralik öteberi aldım. — Şu halde, ben de bunları ödemiye- ceğim. Anlıyor musun? Ve Ferid bunlarr #öyledikten — gonra hiddetle kapıyı iterek dışarıya çıktı. ! O zamana kadar, gayet sakin görü . nen Necliâ, bu defa ârtık tahammlil ede- medi ve hıçkırıklar içinde, kendisini koltuğa attı. l Bir müddet sonra, hirmetçi, içeriye diği zaman, onu o vaziyette koltuğun . da buldu. - Genç kadım, çabucak gözlerini sidi, Kh Ü DÇ c Kas aati aei Si BAA » eee İLCER ( Sdp .LM A d Lle a