9 : i ; : T; TTTT w aa S eli d ae çaT T T »- : M lir M B .d W" ei . — W mn— 5 gğ Hİ M / veğ tü b DS “" B E :II &: 'D....=_ ığ e =âe G 5.E Pi ğ": e G Hal a (- ”i Di v b ğl çe (ozap godoumu o susı J uv “HOS DADI NP ŞUDA DI 3 WOĞSDYLĞDİ D AAA Dİ) 'Ye)jELP ajodouour un “aouri g 79 HU0S SEGE) NP SJUSA B 99 TOYLILİĞEZ B taTNIINa vT - | g. Ü'““"“h ki, adına Hatunlar kalesi denirdi g e Sdal F 0903 9p VANA <DEgE3 p NeSindg “aviva, uzun süren esrarengiz bit mülâ- / katırıma b'ndi ve en tenha yolları takip | unuyordu. Bü, üç katlri karanlık ve çok 'vc'hep tenha ve küçük sokakları taki- Rahibin tereddüdü zail oldu ve der— hal, arkasımnda bıraktığı katırdan daha büyük-bir hızla şehre doğru yollandı Aküuaviva Sentonore kapısından, Sen. tantuan kapısına kadar şehri boydan boya gecti. O zamana kadar yavaşça| yürüyordu. Sentantuana gelince katı- rını trisa kaldırdı Böylece, Sentantuan manastırmın dış duvarına kadar geldi. Orada birdenbire sağa döndü ve az bir zaman içinde Rüyi köyüne geldi. Burada; gayri muntezam bir şekilde yekdiğerlerinden aralık bir kaç ev vardı. Tenha bir çiftliğin önünde durdu. Burası Rüyinin eski kral köşküy. dü. Akuaviva binaya, kendi evine girer gibi girdi. — Bir çeyrek saat sonra, rahip Parfe Gulâr da kendisine iltihak etmişti. Aku- kattan sonra, ona göyle dedi. — G'din oğlum ve hiçbir şeyi unut. mayın. Bi'hassa ünutmayın ki, bu gen- cin mümkün olduğu kadar çabuk ölmesi Iazvmdrr.. Crmiyetımız.n atisi buna bağ- hdır. a Parfe Gulâr sakin bir dehşetle temin eti an Ölecektir! —| ' Ayrı gün, akşam Üzeri Akuvaviva ederek şehre yollandı ve kapının kapan. masından bir müddet evvel şehre girdi ben Homri sokağına vardı. Bu sokağın nihayetinde bir çıkmaz orada Monmartr baş rahıbesmın hqphhme:ı varidı. , Hapishane çıkmazm nihayetinde bu- ; x suy YeŞBİŞE EZSBeELEesAzE * Si ğ—*ğgş&â%ğîş %ğîağğğeâââa BÜ FK BELEİ BEFPEĞERTÖTEĞ F SA GLA O GA N F S G R Enğ 7 & ua Ş ei CĞ & ÖL MEr | Dot ğ Te zX 3S — *s%ğ“ğgnâgu' u SN Rub —& g“'ğ. K E—'Ş'—*-cg'ş”rla“g : SİR.i BE galb 9 gla e' p lie 2 5 & yön gğ: r—":._!_.qı_-_ıı â'g" lîg: DBİH: ü PSi AF uaâeag BW A PS ağ»n G T EB n ORERRA 2 e B Gd S 9 Bo gy İA d S ;;.â BAA . .. BiratEt Erei a EEE” p Ş3E 8 S Hz Ti -E Ç pi - y — B ge İ N ERŞ g BF a e B rö e Y PEe DŞ a BB © Asdçağ Söüğ —. gü pt kar Gi Hlas & 5 L B 5 BN TĞĞ a Guğ u 8 — S & < B el — & : a & 3 B g : , ©Ö e T Sbelı $ FER a. A BT ER vi SEk G bi a 2 6 el EESELEZ” %ğ*gî ERSOsEş E>şyEiRBEr RER T gi GA b OOĞERLERDDE Gğpüra z 0014 & & Z SÖPLE Ş '3,3& 5 © & n SKF © kzn ğ“ ŞFt ü v . & b 7ü N n ğşîğ ğğğ o-ağ*%î gğgnğğğ ğ İ —i Si e (* e K -. Ğ - - Bo ldE6 Fi # DYER şüseüle $ a'ş=€5 g%g y - ğgFg $ âş"" > N —-ğ S . BB z Fgğ © <$ ğâ ğ â“ğ B a: U z FŞ ğ S 2 pPLE t B* t e 5 =ğg_ 5 '”Wğa a n - < â . d3 D © vğğ n n y ğ SEĞE 5 < ı-—:.._..ğ' ğğ GESE Emî e_u'"_ğ V a R İŞ '?şn # 350 PARDAYANIN OĞLU e Ruyı eski bir iıinaydı ve içinde ©o zamanın hapishanelerinin icap ettirdiği her şey mevcuttu: Kapıcılar, muhafızlar, cellât. lar ve bunların bir sürü yardımcıları; diğer taraftan, muhtelif höcreler, kalın zincirler, işkence 'odaları vesaire.. Çıkmazın biraz ilerisinde, hapishane. nin bitişiğinde, iki katlı bir bina daha vardı. Daima kapalı pencereleri ve ka- pılarile, yanındaki hapishaneden daha korkunç bir hali vardı. Hiç olmazsa, ha. pishanenin kapı ve pencereleri ara sıra açılır, bir sürü rahip ve rahibe oraya gi- rip çıkarlardı. Halbuki bu küçük bina kapısının veya penceresinin — açıldığını henüz kimse görmemişti... Onun esrar- engiz ve korkunç bir hali vardı. Kime ait olduğu ve içinde kimin ikamet ettiği belli değildi. Hava tamamile karardığı sırada. Aku aviva işte bu binanın kapısına doğru ilerledi. Kapı, vurmasına ve seslenme. sine lüzum kalmadan, önünde sesizce açıldı. Ve bunu açan lda yine rahip Par- fe Gülârdı. Şefini evin en üst katına cr kardı ve oldukça iyi döşenmiş küçük bi odava aldı. Akuaviva etrafına lâkayıt bir nazar atfetti ve kısaca! — Gezelim, idedi, Parfe Gulâr küçük bir pencereyi açtı ve Akuayiva eğilirken o da izah etti: — Arka tarafta küçük bahçe. Ortada, ki. yüksek duvarın arkası Vyey Moniı sokağıdır. , Akuaviva yine kısaca: — Geçelim, dedi. Gulâr penctereyi kapadı ve kappryı açtı. Burası ufacık bir sokaktı. Bir ta- rafta gelmiş oldukları dar merdiven, karşısında da, kocaman kilitli bir kapı vardı. Parfe Gulâr bu kapıyı goıtererek şöyle ded" T , / 'i 40 ı - basamakları çıktıktan sonra bir avluyı . İi l . .wn'*f“—'—."*"'-'*?TF?'%—— d e ğ L ; ş î â : SA TARAR T9t 9 ÇY Ve y aîwğâ Bi -$e ieeç 70 İNÇisii 3öa G g tiz LAĞ 3 )SH3AZ © de & e # err ei B0 ' ı b NL YA e 5 a B gea dd A Gi ll ğ Bi E : 5 SERB SŞ Ç GU gti e » İ (3502' &5. Od İ s0$ — Şdi ni kla et #oE * 1 gll DA — & SOüş|i 5) li, Ss | 18i a ha | YDD gu VO <ai « .8 bi 82:“ 'R yi dı—ı— o âN;E_g #ai EöEŞ Eâ Ü AA SAA u__-: % GS S B g z 3..'::”;2 ken —a ; v âügw Ş:g%j Ün Ogâğ__ z e9MmifO"|(-433 5;0 z 2361 < © a a guü çe Kü $ İtr.: < ğ 2 h Z g d : > K O DĞEESİLE5Ee Ça 204716 em :)5 53055i 04 200l - A o M G KN k e S eı.H3 K ilC ou_ ZSd En S n e (D nda MA L " H | a. d a B © B * Bi e çi O * g 5a . 45 - * > Ğ ; ği z LA £ H4 YA gerlki 8 B ö V e 5ol Be dB BÜ güeü AT LO B ve Ü ';'â'u 2'% "’3 8' Z 3 5 ' g > Ha . ü 3 8 & 8 , ö di M >g g eee B 3 z 2 23 359 344i 8 â ğ » 5 © F'vâ “ ğ E Si O E F aa BN T K 8 Bi gel P 4E < ir öğğ Hezi Bl zi " & v 5 aç zi b o 3 &49 9 A <ü R8 b S * BC £. # RE a£a T K AA g t F < 9ç ç Pa 3 T g e SAĞ UĞ d S - l - © İ ı k Bi37 #Y SE SS EZ ==%â İ S üÜdA AZ Sâ 87 <6 ZG ZÖk k l L Hİ BÖYEY BÖNA Ha -E P İ © kz A ="ğ2_;__ eei r ee Ü HÜ S : Gi m,ğ K : PARDAYANIN'OĞLU T retesli — Tavan'arası, çıkacak yeri yok! Hiç) - ——îMnnıenyör. gizli ve — müteharrik kimse buraya girmiyor. odaları görmek ister mi? " Sonra kapının tam karşısıma, duvara Akuaviva lâkayt bir tavırla — cevap —doğru yürüdü Elindeki lâmbayı kaldır.| verdi: ; ç dı ve küçük bir düğmeyi gösterdi.. Par-| — — Lüzumu ırokl dömhm- mağını üzerine bastı. Küçük bir kapı açıldı, Girdiler, Bu, terkettikleri odadan daha küçük bir odaydı. Gayet sade bir şekilde döşenmişti. Parfe Gulâr — izah etti: , — Burada Monmartr rahibelerinin evindeyiz. Bu taraftan da gizli kapiyı işleten| |mekanizmayı gösterdi, * İ Akuaviva buna — Geçelim, dedive- t Kyret a | Küçük sofaya döndüler Ve bodrüm lara indiler, _Burâda da ğizli*irapı vardı ve, Parfe Gülâr, bunun da nasıl açilıp kapandığını gösterdi. Dar bir geçitten| yürümeğe başladılar. Burası dar oldu- ğu kadar da alçaktı. Bunun için Akua. viva başını eğmek mecburiyetinde kal. dı. Böylece bir merdivene ge'diler ve çıktılar, | ; Parfe Guülâr tekrar ızah etti: — Burada, Vyey « Mone sokağının öbür tarafındayız. Burası sokağın - kö- şesidir. Ve pencerenizden burasını sey- redebilirsiniz. Burada daima bir adam bulunacak ve siz icap ettiği takdirde o- na işaretlerle emir verebileceksiniz. Akuaviva memnun bir tavırla: — Mükemmel ! , Dedi ve derhal ilâve etti: ' — Dönelim! İki dakika sonra, esrarengiz İkamet- gâha dönmüşlerdi, Agıgı kıtta Parfe dikkatle / baktıktan| - Gulâı' sordu : Küçük odaya döndüler. - Akuaviva, odadaki yegâne koltuğa mdu ve Par- fe Gülâra da bir: undalye gösterdikten sonra sordu? — Söyleyin bakayım, oğlum, şu Rn* _g j Pardayanın —. vayakdan ne haber' var?.. oğlu yüzünden, işte şimdi ona her za- mandan dşl'ıa: fazla muhtacız. — | Akuaviva, bu sözleri/ hiç kızmadan müteessir olmadan her zamanki Şayanı hayret derecede uıtiı bir tavırla ıoyhi- yordu, İlâve etti: ; — Memleketine , dönmesi i;in onü güçlükle :knı:ttîkten sonra, şimdi de, — 4 çonu buradş ılıkoymık için yeniden mü- cadele ve kumzhk etı;ıek mecburiye- tinde - kıhypnunuz .Muv;fiılı ıolıbıle' ceğ'nizi ümit ediyor musunuz? q — Meselenin erk güç tarafı, şüphe- sini uyandırmadan onu Butaya kadar —— getirmektir. Maamafih bundan muvaf- fak olacağımı zannediyorum. — Hele bu eve girsin dc. üst tarafı kolay. S;ıe ç&v* termek istediğim gizli ve mütehartik o- »dalarda, bu hususta herşey hazırlanıyor. Ve emin olabhilirsiniz 'ona hazırladı- — ğrm temaşa, onu. derhıl ıdan vaz- geçirecektir, #Y A — Ya yiğit Jan? ; $ Parfe Gülâr korkunç bir ubeuüml. Cevap verdi:” — -. ÇŞ —- Adamlarımız onu bit gölge glhlı adım adım takip ediyorlar, Ve bu vazi- yet, onu ortadan lm!ldmdxğm'uı güne L Muınkıiıı ol&gâ&hdıc;ibık oğ- — ki tezgâhlara ayrılır. — *“Caporal” tütünü, ğ , -