10 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

10 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Biliyor musunuz ? Cenubi Amerika Ama: zon ırmağının kaynadığı yer. lere yakım topraklarım şimdi- ye kadar hiç istikşafı yapıl- mamıştı. Son zamanlarda oraya gidebilen bir keşif he- yeti gövdeleri yaban eşekle. rinin sırtları gibi siyah ve be- yaz çizgili acaip bir takım insanlar görmüşlerdir. Bun- lar kendilerine timsah « in- sanlar adımnı vermektedir. Bu adamlarım gövdelerin Timsah - insanlar kabilesi insanlar Amazon ırmağında pek çok olan timsahlara ta- parlar her sene kabilenin en yaşlı kadınımı bu yırtıcı ca- ;uıvırhırı kurban olarak atar lar. Bunlara göre dünya ko- caman bir timsahın sırtında- dır. Bu timsah da büyük bir gölün üzerinde durmakta. dır. Timsahın kuyruğu ku- tuptur. Bunun çevresinde dünya dönmektedir. Diğer bütün timsahlar bu koca tim sahm yavrularıdır ve timsah deki siyah ve beyaz çizgiler — - insanlarr himaye ederler! gok usta dövmeciler tarafın- Negülünç inanış değil dan dövmelerdir. Timsah . — mi? 4 M x Güneşin işlettiği Insan vücudunun makine değeri Güneş şualarmın -verdiği Orta boylu orta yaşlı bir sıcaklıkla işliyen bir makine — adamm ticari kıymeti nedir? İcat edilmiştir. Bu düşünce Hiç de yeni olmamakla bera- ber, geçenlerde yeni icat e- dilmiş olan makine şimdiye kadar yapılanların en kuvvyet Tisidir. Işık içinde siyah bir su olan iki tüb içinde toplan- maktadır. Bu siyah su hara- reti gn yüksek derecede eme- rek çekmektedir. Güneş tarafından kayna- tılan siyah renkli su makine- nin kazanları etrafında alçak tazyikle dolaşmakta ve 1/2 beygir kuvvetinde bir kuv vet hasıl etmektedir. Buyeni makine galiba kömürle gazın pabuçlarını dama atacaktır. Para yerine sıçan! Hindistanın Bombay şeh- rinde bir mahalle vardır ki buranın sokakları bile sıçan- la doludur. Hükümet sıçan- Jarı yok etmek için her türlü vasıtaya başvurmakta ve a- halinin de sıçan mücadelesi- ne yardımını istemektedir. Halkı sıçanları öldürmeğe teşvik etmek için, vergide para yerine sıçan teslim olu- nabileceği ilân edilmiştir . Beher ön sıçanın değeri 9 Rupi (bizim paramızla - 45 kuruş) biçilmiştir. Bu mü- cadele üzerine kapan ticareti Byle artmıştır ki. Peki ama siz para yerine sıçan teslim alan zavallı ma- liye memurlarının acıklı ha lini, hele bir düşünün! Kalor!fer ! Dünya ekonomyasının so: yıllarda düzelmekte olduğu na artık güphe kalmamaktı dır. Izlandanın devlet met kezi olan Reykjavik şehri be İediyesi kış aylarında az bir masrafla bütün hastahan: ve mektepleri bir tek yerden sartmak için da okun- mast lâzım — gelen bir proje SĞ Amerikan - bilginleri bu suali kendi kendilerine sor- duktan sonra oturup uzun uzadıya araştırmalar yap- mışlardır. İşte vardıkları netice: Okuyacağınız rakamlar Yyüzde nisbetidir. Oksicen yüzde 65, kö- mür 18, Nitrocen 3, Hidro. cen 10, kireç 18, fosfor 15, potas 0,35, kükürt 0,25, so- da 0,50, klorin 0,15, magne- zi 0,05, demir 0,004, iyodin 0,00004. Vücudumuzda bunlar- dan başka gayet az miktar- larda Fluorin, silis, çinko, ba- kır, alüminyum ve arsenik vardır. Bütün buham maddele- rin değeri 50 kuruş bile et- miyor. Amada değersiz vü: cut taşıyormuşuz!... tasarlamıştır. Şehrin beş ki- lometre uzağmdaki yanar dağdan kaynak suları pom- palar vasıtasiyle şehre getir- mmek için borularım döşenme- sine başlanmıştır. Tabiatin kaynattığı suları şehre getir- mekle her sene belediye kö- müre vermekte olduğu bin- verce İirayı tasarruf edecek- tir. Hlkaxe 8 Pamuk kedi ile Karabaş köpek, yer yüzünün tanıdı.- ğren büyük düşmandırlar ve gün geçmez ki pençe pen- çeye gelmesinler.. Mahalle yaramazları zavallı pamu- ğun kuyruğuna eski bir te- neke bağladılar mr Karabaş keyfinden yerinde duramaz, kahkahayı andıran havlama- ları basar. Karabaşın - sahibi olan Reşat da, arasıra köpeği ni haşladı mı, bu sefer de pamuk sonsuz zevk - duyar, tatlr tatlr miyavlar... Geçen gün Pamukla Ka- rabaş sokağın yaya kaldı. rımı üstünde burun buruna geldiler. Pamuk sırtmı ka- barttı, Karabaş yaklaşırsa sivri tırnaklarını onun yumu şak yüzüne batırmak için ha. zırlandı. Kedinin Bu tehdit edici du rumu karşısmda afallıyan ve biraz da korkan köpek tm- mış içinde kalmak istemedi. Dünyayı tanıyalımı —O HARA Kedi ile köpe İşi pek ileriye vardırmadı. Fakat onuru da zedelenmiş- ti. Kendi kendine şöyle dü- şündü: *“Son gülen iyi güler, he- le onu bir gün habersizce bastırayım — da, yapacağımı ben bilirim...,, Mahallede büyük bir ko- nağın aşçısı olan Mengenli Bayram usta, kedilerin hır- sızlığından artık elâman de.- mişti. Mutfakta azıcık dalga geçti mi, bir kızartma parça- st hemen yok oluverir ve za. vallı adamcağızm bütün ka- nt başma fırlardı. © sabah Pamuk hernasıl. sa mutfak kaprsının önünde bulunuyordu. Bayram usta, vekilharem getirmiş olduğu * W AŞ ) A 4 öi a BEN A DÜŞ cereden dışarıya bakayım de. di. Gözünü kaldırmasiyle ye. rinden sıçraması bir oldu. Ne görmüştü biliyor musu- Yeni-Gine'nin sarı cüceleri Amerikanın orta Kongo- “sunda yaşıyan cücelerin şim- diye kadar dünyada eşleri olmadığı sanılıyordu. Halbuki bu düşünce büs- bütün yanlışmış! Almanla - rın eski sömürgesi olan Yeni * Gine'de birçok seneler ge- zip dolaştıktan sonra Lond- raya dönen bir istikşaf heye- » t Ramu irmağı vadisiyle Hagen dağı yamaçlarında cücelerin birçok kabileleriyle karşılaştıklarını bildirmişler . dir. Küklerden sonra bu cücelerle temas edebilmiş hatta fotoğ- raflarını çekmişlerdir. Boyları doksan santimet- re ile bir metre arasında olan Yeni . Gine cücelerinin de- rileri siyah değil sarıdır. Bunlar boylarının küçük olmasına rağmen çok yabani ve canavardırlar. Komşuları olan boylu poslu Papu kabile leriyle sık sık boğuşuyorlar ve onları korkudan - sindir- mişlerdir Avusturyanım bu cüceleri silâh olarak uçları sivritilmiş kemiklerle hayvan kabukla- rından başka bir şey kullan- mazlar, ancak bunları öldürü cü bir takım zehirlerle sıvar. İngiliz kâşifler birçok güç- : Cüceler yaptıkları muha- rebelerde esir almazlar. El. lerine düşen — düşmanların hemen kellesini keserek ku- ruturlar ve bunları hatıra o- larak kulübelerine taşırlar. Yeni . Gine'de cücelerin köyleri ormanların içinde ya. hut sarp kayaların arasmda gizlidir. Buralara yaklaşmak çok güçtür, çünkü köylerin çevreleri hep tuzak ve ka- panlarla kuşatılmıştır. Bu tuzakların içine düşenlerin ancak ölüsü çıkar. Yeni . Gine cüceleri tam manasiyle yamyamdırlar. İn. san eti yiyerek beslenirler. Bunun içindir ki komşuları olan Papu kabilelerinin genç ve semiz çocuklarını avlar- lar. . XUİK SH nuz? Orada kapının önünde hiç bir şeyden habersiz duran Pamuğu!... — Seni koca yezit senil Hele bir elime geçireyim de bakalım bizim mutfakta bir daha hırsızlık olur mu?... Diye söylenerek, parmak. larmın ucuna basa basa rafa gitti. Kocaman bir et biçağı aldı. Pamuk o gün yağlıca bir serçe kuşunu gözetliyor, ağ- zmın suları şapır şupur akı- yordu. Kuşun üstüne çul- lanmak için en münasip fır- satı kulluyordu. Akli fikri ve bütün dikkati kuşta olan Pa- muk, kendisine hazırlanan a. er akıbeti his bile edemedi. Bayram usta hep parmak larmın ucuna basa basa yü- rüyerek kediye yaklaştı. Onu kuyruğundan yakaladığı gibi kıldkxıîl Pamuk acı acr mi- yavladı ama, iş işten geçmiş- ti. Aşçıbaşı kocaman et bi. çağımı şöyle bir salladı. Nere. deyse zavallı kediyi kesecek- * $ Fakat Karabaş Lucüu bu olup biteni görmüştü. Kedi- ye karşı yüreğinde duyduğu kin ve nefreti bastırarak im« dada koştu. Bir taraftan da kendi kendine şöyle düşünü: ; U yordu : — Hayır, Pamuğu sev- miyorum; fakat göz göre gö. re de onu böyle bağazlata- mam yal!... j Karabaş dişlerini biledi; bir tek sıçrayışla aşçınm kal- çasımna yapıştı ve galiba da koca bir külbastılık parça ko. pardı. Cant yanan aşçı elini geçşetti. Serbest kalan Pa- muk tabanları kaldırarak kaç tı. Aşçı ise Karabaşa şöyle korkunç bir tekme — savura- yım derken bütün müvaze- nesini kaybetti ve sırt üstü yere yuvarlandı. İlk korku heyecanları ge- çen Pamuk, düşmanının ken disine karşı yapmış - olduğu iyiliği düşünmeğe vakit bul. du. Eğer o olmasaydı - çok- tan hapr yutmuş bulunacak. tı. Küçücük kedi yüreğinde minnet telleri en derin titre- vişlerle sarsıldı. İşte Karabaş de geçiyordu. Pamuk ona dostça sırıttı. Fakat Karabaş hiç oralı olmryarak, yürüyüp geçti. Demek ki bu iki hay- van dünya kurulalıberi — ol. duğu gibi gene düşman kala. Fakat daha o gece, mahal caklardı ha!... lede herkesin derin V ra dalmış bulunduğu, V€ rabaşın bahçede kulül zincirle bağlanmış olduğ! sırada, bir gölge bah$f duvarlarma tırmandı. ki bu adam evi so: | yen bir hırsızdı. K.ımbisfı(' bir bekçi olduğu için $' görür görmez hnvlnml?, ladı; gecenin s#essizliğit' üst etti. Hırsız duvarın tünden durakladı, kendi dine: 4 — Vay canına, şu plî pek bütün işimi bozacak' velâ onu susturmanım nu bulalım... Diye mırıldandı.. . — Hemen oracıkta elinif tında bir demir çubuk Hırsız bunu yakaladı. baş hâlâ keskin keskin yıp duruyordu. Haydu? da, Pamuk kendini koyvererek hırsızın tep düştü ve i herifin y Böyle birdenbire düşen belâ karşısında kendini tutamıyarak lığı bastı; bunun üzerin* çıvanla birlikte evde uyandı. Hırsızı oracıkta yıp polise — teslim etmek de güç olmadı. O günde? ri ise Pamukla Karabaf larında barış yaparak hif rılmaz birer arkadaş 0! ynkkur. manlıktan çok daha ve iyi olduğunu ikisi de den iyiye anlamış bul: Aşağıdaki araziyi şekil veayni mesal temsil edilmiş olan bir ©* lunacak ve şakuli m ile temsil edilmiş olan çeşmesi bulunacaktır. Doğru — halleden!” birinciye altın uçlu bir ©yj kalem, ikinciye bir muhtelif hediyeler cektir. Çocuk bilmecemizin

Bu sayıdan diğer sayfalar: