RE Mi” 5 slk çi £ e 0) . ve i Ayemakrıyey dereye — öpeyeng pe :zaşmosnog os e e . sre Ele ve 2 5 Ne lm ur YUÇUA zpyva <5 Uugyşpofiysd syusuranbıporişd guna :(3) 9k p1o* :(5) apps Gıyas Siyez IÇIYIŞZU) Tedi Şuak “Ayak — ojoanu :(3) şınvdancu AEULŞLD *YoULA)99İ Şüşpuo İyouşa Mpa) puypuay — aşma 98 :d0şudeşad es Pie — ig solguyaya YOCOSURMİ Simiş :azLMOS YETEÇUN TY "YOUOY — 289p 1126590 Te “eko (opuşsyeg 'sA alızaynı) — pyyan zar Yine — Mofiömamo *(3) Uoşsuauş 440 eyday W9j498 supa? *(izupızta) rupizug > M0jdS8 isUpEY iz — wofişysodsyo :(3) uorysodxa Hondyei Uye) — 40j089 (4) ösnaşayz “öğ sm <yuDuf 47 < önuppo Şöuöy amp O şe “eyog “og nd, “pls v9 Pu Orlayuap Op uodno> arad un aayg-ynod. çuzpunıd op — “dama yayızuaj “2p F4700) “uop Döl Yuğpey 440 eyog Mafnovp wd, “A #0sude (99 4gsunev “woliyzonuj 0) “gi auosuzosü 'ouş18101) NE “Gö soul ZI gübreni 389 şab “zoua) "on “uriğeyeye onay) özel aya Uyesi AAYLZUA “PALET (Cos we popeop Çp mode şapd Wp 440194 odpunud 90) YATIŞ OyE yagsuese di “Eer WU m “uuyo iye (ulus) çö NUBAŞ LE Opujazn Wes (10420470) MDA 20604) afad 9 pl “duy “5 yiyo) : i , i , i i ' — kralın arkasında kalmış oldular, #ki dük de baştaki üç süvariye tehditkâr nazar- lar atfediyorlardı. Çünkü, süvariler farkedilecek kadar yaklaşmışlardı ve iki dükün de Konçini- min düşmanları oldukları o malâmdur. Akim kalan sulkasdin mürettiplerinden birisinin de belki Konçini olduğunu dü- şünüyorlardı. Malüm olduğu veçhile ya- nılmıyorlardı. Bundan başka, bu sufkast esnasında krala refakat ( etmelerine de belki onun sebebiyet verdiğini düşünü- Yor ve hirldetleri büsbütün artıyordu, Belki bunda da yanılmıyorlardı . Pardayan bu muvakkat yalnızlıktan İstifade etti. En vazih sözlere nasıl ce- VAP verebiliyorsa, oğlunun — gözlerile söylediği sözlere cevap olarak, gayet Yavaş sesle ve kralın sözlerini (U tekrar — Sadakatleri her zaman (kendisini Jan, izah etmeğe lüzum eden nd dak a kadar yi anlayana olda. ğunu görmekle hayret etmedi. Parda- Yünın hiçbir şeyi onu artık hayrete dü- im ordu, Gözlerile bütün kafileyi ederek ayni tavırla cevap verdi: olayı iler vardır deyin; daha doğru Elie hareket ederek evitsine da ye Ve manastırda kalm olanlar Pardayan, bu sözlerden, oğlunun he: Veyden kendini kadar hatâ © belki de — Kendisinden fazla haberdar na em O, z Nasıl?. Jandarma kumandanı da bun “ubyeg SUsoajep 1961 Mop daUÇ 324 PARDAYANIN OĞLU ini“ BU EZE £ ŞER İdi B çün 7 dallı: 18 171 di ğ 6 İyi iğsi iz Epi ğ:i İspi' iii gi İk: © , - ol ri EFE Beeleeleğiği iie in İpi ME dail Hip eçEeri İİ eğ ğ merhamet dolu bir nazar atfederek mu- nldandı; —Zavalk ihtiyar! Üç süvari kralın yanına yaklaşınca atlarından indiler ve bir kaç adım iler- lediler, Növi başta bulunuyordu. Kon giniyle Depernon maalmemnuniye arka. da kalmışlardı. Böyle hareket etmele- rinde sebeb vardı. Filhakka, yolda vakitlerini boş ge girremişler ve Jandarma kumandanın; büyük bir kurnazlık ve ustalıkla iknaa, çalışmışlardı. Zaten bunda güçlük çek- mediler. Növ! tabii, yiğit Jana karşı ikaz edilmişti Arbr - Sek sokağındaki dö- ğüşü, birçok adamlarınm yaralandığını, vw: kendisinin de tehdit edildiğini unut» mamıştı. Tlnutmamıştı ve affetmemişti. Yiğit anın bütün cürümlere kadir oldu. ğuna samimiyetle inanıyordu. Tabii yol #rkadaşlarınm mübalâğalı ve uydurma malümatlarından da istifade etmiş ve bunlara da inanmıştı. Mademki, şimdi artık harekete geç- mik zamanı gelmişti, Konçiniyle Deper. non kaydi ;htiyatla hareket o ediyor ve Şandarma kumatıdanını istediği gibi ba- rekst ederek hasıl olacak bütün mesuli- yetin onun üzerine yükletilmesin! isti- worlardı. Kendilerine gelince, o vaziyet ve Icabata göre, ya onu tasdik ve teyit edecekler veyahud da işin içinden gizli- ce ıyrlacaklardı. Hülâsa herne suretle olursa olsun, kendileri zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkacaklardı. Bu işte yalnız Növi hüsnü niyetle ha- teket ediyor ve onların menfaatine ça- lıştığından zerre kadar şüphelenmiyor- du, 031 PRANSIZCA DERSLERİ DERSLERİ FRANSIZCA rabais: rabe — tenzilât şan) — ve biribirlerini itip kakan — kadın müşterilerin EE — v eya pa oi Ğİ £ 2 ie de N İs, ği 3 gi diz i— pi E ge EM EPELEEEİE G1 şilikeşliie E 8 MEzRSEş ol caiitisiği Ya dider ikipi el dirliği Gİ ifleeikile MERASİMİ relim: , | dg İ ; Bilir Si güşiei Ni saksi) benin diği ili gi İnelideii Tüze a PARDAYANIN OĞLU 321 m liçi Ki il iie iilğdi iri hali delirir daki ii ii Kl ji iü hi i ş EE işli i ei lala çi sl çed se İie $i. Bunun için, kendisine has bir muha. kemeyle, bütün bunları Janın sayesin de öğremdiğine tamamile kaniydi v€ onun hakkını teslim etmek istiyordu, Malâm olduğu veçhile, dördüncü Hanrinin, Pardayana sarsılmaz ve mut. Jak bir itimadı vardı, Sözlerinden şüphe edemezdi. Elini, heyecan terile ıslan. muş olan alnma götürdü ve içini çeke- rek! — Demek ki, delikanlı, benim ölümü. mü istiyen sefillerin kim oldukların: bi, Miyorsunuz, Ve demek beni bir defa daha kurtardınız? Pardayan oğluna meydan bırakmadan onun yerine cevap verdi? — uz, Sir, Bu genç, şim. diye kadar sizi iki defa daha kurtarmış. tı.. Henüz birkaç gün evvel, onun bir tek kelimesi bir adamın elinden kamayı düşürmüştü, bu adam sizi. Jan sözünü keserek : — Mösyö dö Pardayan, dedi, çok rica ederim, krala bundan bahsetmeyiniz! , Hanri heyecanla bağırdı: — Bilâkis söyleyin!, Kendisine bu ka da: cesaretle ve hiç bir menfaat bekle- meden sağdık olan kahramanlar: kral ta- nrmalıdır. Pardayan, dudaklarında belirmek ü- gere olan tebessümü durdurarak de vam etti: — Pilhakika, Jan birçok şeyler bili yor. Ve belki de bunun için, onu, ma- jJestenin gözünden düşürmek istiyorlar, Muhakkak olan bir şey varsa, o da, Kra- hı kurtarmak fırsatını bulacağını söyler- ken mübaliğa etmemiş olmasıdır. Bs- Ja, kendisine bitmez tükenmez bir na gelince, ben, kral onu uzaklaştırmak | böylelikle kendisini öldürmek istiyen- leri serbest bırakmış olacaktır, Bu sözleri çok müessir ve emin bir tavırla söyledikten sonra, kendi kentline ilâve etti; — Şimdi gel de işin içinden çıkl.. Hanriye gelince, o, hem dehşet için- de kalmış, hem de son dereçe hiddet» enmişti. Şöyle düşündü: — Bir ayda, üç süiküst!.. Ve hiç kim- se bundan şüphelenmedi! Ve bu iki kah raman olmasaydı, öbür dünyayı çoktan boylamıştım! Alçaklar beni öldürecek- Vert Fekat mademki ertık ikaz edildim, kendimi nasıl müdafaa edeceğimi bill. yörüm!., 4 Ve gayri ihtiyari, yüksek sesle: — İşte, şimdi iş tamamile (değişti, dedi. Pardayanla oğlu, yekdiğerine seri bir nazar atfettiler. Korku, kralın üzerinde tesirini icra ediyordu. Bu korkunun te- siri altında tavırları birdenbire değişti, © Biraz evvel Jana çok soğuk bir muame- le yaparken bu defa samimi o ve hattâ mutadı veçhile lâubsli muamele yapma» ğa başladı. — Demek ki delikanlı, dedi, şehrimiz- de, sırf bizi müdafaa etmek için kalmak istiyorsunuz, öyle mi? Jan şayanı hayret mertlik ve sami miyetle cevap verdi: — Sırf bunun için demek mübalâğa- k olur. Fakat şüphesiz kalmak istemem de bunun da bir hayli tesiri vardır. Bu cevabı tahassüsle duymuş oOolan Burada “sortir” iilinin, yerine göre, bazan “çikmak”, “o çıkarıyor bir elbise, Bir elbise çıkarıyor bazan “çikarmak” manasına geldiğini görüyoruz, Dikkat TI se trouve â İ'annexe, (ü8ö iruv a Zâneks), “o kendini buluyor (bulunuyor) de- liâve.,, Şemsiye dalresi nerededir? ev