S A TLEARI ” ÜotdoIj (ZTULSIOP SBA TESYE) SUE) ÖLN BÜLDE OPUTKMARI — BIpuoı Hero opunSapynAna Ür #rraA !.r.u;_u—p IĞ LKY TEÇBİJBA H#PANG USUNRLOĞ ÜBİYUZA | , izçar503 gop U9pLeSiRL, aPiT (e Urepsıod 1419705 (91970Ğ)) — iPlsd — TI VLDMAS yaj Y3 SDPLOĞUĞDA LOPUPfDA USUNADE WOZYÖZN 'YNİRA,, Cyyuay WabDunjüo)go van Sosjpu fi0 ip vOYDU ua7 fLASJAD davaNYız UyYIfİDA “aB0Lb ) -  .FUT OudAT TUYopı3 gıseu 24Ae10 yeye d ZArMIZ S9 ÇouuLa NN — ileğey — (TAÇ eyep “Tumjsura örrgomwoğo — esseyild 9A Mozuıy TUs4 9A pıso TAosını KnANa Teznd 408 izıBevedek su mnörg — eyseç Wepung x13909z293 9p TsSotizey SA Tülleres Tei MUSnuo ı ıurpo yıyoı 498 gg — “yesdek gürza3 aa Yezn e ureps)ad — — “ams9g10s yeyez YuMLoATuNIg 9p vag — 4 Zzrus1ap 9 * “SApoİNINI sü y ZDU Yoporyos (ApDof) da ADDAYDE ADILOİYOY UDUĞDA DUNG,,. *"yoyyunay Tadunytayay uonyaz U9 JP Yoyderi ua)yLIYOsSım y aleğ)yors uryıram 'ayorm) npıgenıye Aodlay epezese n 10 YuDAu AOĞ Lay NsDa UP DpPDzDİÖMU,, Cudgoy NS3 sayyo YOJUAD 3s) BADYUSAYA 3U7 ) TTagey NZ Söğre YIEJUN3 181 SNEYUSİYE M VUT *Tepüipreymmor SA YIZLU vurep Tefomes Udtuğeı tung (puswuoy nabobyua pun yıpa, aF 99 ) tanmsaffoyaaf pumn safhoylaj uağgfioja Waps)1oHr1) : "pusurnmu0yu230İy0a pun İrpanMsul 907 “-DÖDUL —a U b l « 308 Tıso GEgEY, TEA Aa98 Yod yad yadammıo3 Epeio “WBL9eTO DERSPTRESYE ğ%*ğğgğâğâî;ğ ğ BHT â-#ğîwğğğ qğ » & PFit 0sizi ; ğ câğg ğp Eğğ çi Söm &n %gwğ b ŞOH A vgâğğşğğ 'ğ—ğ z % ŞESİi”gillz. « nlBtP l ledeş : B SEFE ğğğq%' gn -a %nğ%.a Eğ g Ş şğâğ%ğğâ,%ğ £ EREBRFTESA S O ERERBEPERSE Ğ mâı—g.— î B İŞRSSERE Vef ğ%'î&îğğğğğ s% > ğ ğğîâ% z İs ç işldli EE Ş K gaa ? EE $ © ğsğğ% : Te y GÖM S D GAS Bi 5 0 geştl <5 .B “şğîğ yi B3 a $ f Ğ1Ş ğâ BĞ üke' SD T yağ ll " İ M f PARDAYANIN OĞLU — * n lüm olarak Brenöz sokağına doğru yol- landı. Daha dışarıya çıkar çıkmaz, — rahip Parfe Gülâra rastgeldi. Rahip, bir tek kelime söylemeden, hiçbir işaret yapma dan Akuavivanın yanından geçti, ve o zaman şu hâdise vukubukdu: ; Akuaviva, Kokeron sokağına geliyor du. Bu sırada, her taraftan, dev cüsseli kuvvetli rahipler cıkmağa başladı. Öyle ki, biraz sonra, Akuaviva bir düzüne ka dar rahibin sıkı muhafazası altında, hiç bunun farkında değ'lmiş gibi bir tavır takınarak kendi manastırına geldi. Depernona gelince, o, Janın kendile- rini"ihbar için Luvr sarayına gîttiğ'iı'ıiı zannetti. Bunun için Grönel sokağını . takiben ileriye doğru atıldı. Sentonore sokağının köşesine geldikleri zaman, bi- risi, aradıkları adamın Trauar istikame- tine doğru dört nala gitt'ğini söyledi, , Depernon — derhal - istikametini değiştirdi. Fakat iki dakika daha kay-. betmişti, Trauar sokağında jandarma kuman- danı Növiyle karşılaştılar. Növi — yirmi Süvarinin başında Luvrdan geliyordu. Bufada tekrar tevakkuf edildi, izahat Verildi. Jandarma kumandanı, müthiş haydut yiğit Janın ölmediğini haber a- lnca kudurmuşa döndü ve Depernona iltihak etmeğe karar verdi. Leonora Galigay doğru evine dön- Müştü. Konçiniyi orada buldu ve mese- leyi anlattı. Konçini deheştinden mos- Mor kesilmişti. Fakat sürati intikal sahi- Bi bir insan olduğu için Depernon gibi Vaktini boşu boşuna geçirmedi. Derhal €lde mevcut on adamınr topladı. : Bu adamlar, atları alelâcele eğerler- en, karı koca da görtüştüyorlardı. Le Onora şayanı hayret bir soğuk kanlılıkla İzahatta bulundu: , — Kral Luvrdan çıkmıştır. Binaena- leyh yiğit Jan 'da şimdi ona yetişmeğe çalışryor. İki mesele — vardır: Ya Jan vaktinde yetişerek ona ihbaratta bulu- aacak veyahud da geç kalacaktır. Eğer geç kalırsa, biz vaziyete hâkimiz.. Onu kralın katliyle itham ederiz. Yakalatı- rız ve idarma mahküm ettiririz. Büyük bir dikkatle dinliyen Konçini soluyarak sordu: — Evet ama! Ya vaktinde yetişirse? Leonora harikülâde bir enerjiyle ce- vap verdi: — O zaman daha büyük bir şiddetle itham ederiz, Depernona ayni — şeyleri söylemesini tenbih et, Janın, — ahıtlara |girdiğini teyit edecek şahitler buluruz. O, nasılsa mahvolacaktır. Konçini sevinç ve heyecanla bağırdı: — Hakkın var! Bu sayede biz kurtu- lur hem de bir taşla iki kuş vurmuş olu- ruz!,.. Cidden zekânın hayranıyım. — Katlin sebebine gelince: Kıskanç- lrik., Anlıyorsun ya Konçini?.. Zaten kıs kançlık yüzünden bir defa, daha kralın şahsına kasdetmek teşebbüsünde bulun- muştu: : Bu sözler zalim bir şiddetle söylen- mişti. Leonora onu aşk ve — heyecanla kucaklıyarak tatlı bir sesle ilâve etti: — Git Konçinocuğum! Tedbirli hare. ket et, hepimizi kurtaracaksın. Konçini kendinden emin bir tavırla: — Merak etme! Diye bağırdı ve sokağa - fırladıktan sonra atına atlayarak adamlarile birlik- te, dörtnala uzaklaştı. Evi, Trauar sokağının yanında bulun duğu için, Konçini bir iki dakika içinde oraya, geldi ve Janın takip ettiği istika- met hakkında izahat almak için durmuş olân Depernonla Növiyi orada buldu. “Tabii derhal onlara iltihak etti. PARDAYANIN OĞLU BW Şoi va ” . ©i 5 -daa : v | SAA ğ ike Ö4 5 ğ B & ve5 O ğRüE € e Bf 13.8 909 yögüd , B | â y — _â M _==--—,ğ.u ao 3 ğ -.. © SF îâggü ; ğo% moö 5 Eğo ;âcsg W & NB H « —ğ BZ -gun; ,ğğg, BC âğo K -âs Eâî :Eâ âğ ğ% a S,ğ ı—-.ğ f--,,;_uuı ğ ğ 3 Eâğ__ğ:” - < v gl VÜM $ AÇ Ha GdzçE Ze -N — Foi b D çL M Y F L ll : İri 35 ğğğî » adl gigei Oi » gah SA SüdanA Sa 5- Söşüm © - ğââ 19 yilibi öi * 'işi, © #ÖEİ #t aügl li sixg 3375 $ LA 5 bü " S ES GT E KU Z20RgORİRÖELEİ âğğg ğğgsğ ğ HEFUŞiRRİ BAA SAA wğğğâ Ö B E. R AGR . Si b Kee M ad £ $ 06 A Dt 3 g4 İ ŞU ? % aa A G YT AÇ &“ğ. # $U ) gişli » H İ ş.—â'—.& _aâ—%gg 'ğ: H 3 _S £ % oğ k> ğvggğâ KS ğ © 0 lâş N n ”ağ ğ. » sÖRGE çe a PE6 2 ğğ'%aa £ g 27874.Ş T 26 :l ".ğ& %âıg ğ %ğ ğâğğ aa.âqî'ğg: " PSi | G Yab biş #O HH KB : $ <:ıâ iR :*30 "ğ'ö'îğ -S Li 552,8 ğ S £ S 5SÜ : ğğğzâğîğîî İçiLEŞi ŞS SİNdE < 3* 14335119 58 4 ada H eEşıilcEda DUE4EEYİs Siltde HT brE ST EEİ İ TP İŞ » SEöğü”süâf SS S 5L 5Ş ; ââaâ%âââğğş%&sââğŞşğ;sğğğ;â y ee & £7 # SO a 305 Depernonun gözlerinde bir — sevinç kıvılcımı parladı. Kendisine kat'iyyen istemeğe cesaret edemiyeceği şeyler tek lif diliyordu. Maamafih bunu yüzünden hiç belli etmedi ve sadece şöyle dedi: — Evet bu teklifler bana makul Bgö- | rünüyor!.. Majeste benden ne hizmet- ler bekliyor? — Evvelâ, meclisten, kral tarafından gösterilen şartlardan hiçbirisine tabi ol- madan, valde kraliçeye niyabet vermesi ni istemek, Akuaviva soğuk bir tavırla: — Bu iş ancak zorla halledilebilir, iş- te bu kadar. Depernon sinsi bir tebessümle elini kılicının kapzasına vurdu: — Çok güzel, dedi. Hassa alayından iki tabur ve yüz kadar kendi muhafı- zımla, bu baylardan istenilen şeyi elde edeceğime emin olabilirsiniz. Onlarla nasıl konuşu'ması lâzım geldiğini bili- yorum. Vakit geldiği zaman kraliçenin emri icra edilecektir. Kısa bir süküt devresi geçti. Leono- ra yavaşça gülümsiyerek Akuavivaya baktı. Rahip de korkunç bir soğuk kan- lıdıkla: — Vakit gelmiştir, mösyö, dedi. Depernon bembeyaz kesilerek bir- “denbire yerinden sıçradı ve kekeledi: — Kral?, — Fakat bu, ancak meclisin elindedir Akuaviva ayni korkunç — sükünetile cevap verdi: — Kral da tebealarının en ehemmi- yetsizi gibi fânidir mösyö. Bir müddet durdu ve devan etti: — Bu anda, kral, arabasında ve mu- hafızsız olarak Luvrdan — çıkmaktadır. Kral Sen Jermene gitmektedir. Atlarına su verilmemiştir.. Belki de kuvvetli iç- kiler verilmştir.. İyice bilmiyorum. Ü Nazarile Galigayı isticvap etti: O da hafif bir tebessümle: — Zannediyorum ki fazla içmişler. — Öyle mi madam?.. Ha öyle ya, bu hâdiseyi zaten — takdir ettiğim büyük bir liyakat ve cesaretle — siz hazırladı- nız. Binaenaleyh neler vuku bulacağını düke anlatınız. ş Leonora, rahibinkinden farksız bir so ğuk kanlılıkla: — Gayet basit dedi. Atlar bir müd- det hali tabiide yürüyeceklerdir. Fakat bundan sonra içtikleri kuvvetli likörler tesirini gösterecektir. Arabacı atlarını zaptedemiyecektir. Atlar da, — arabayı ilk maniada parçalayacaklardır.. Belki de, yan tarafta, oldukça derin olan ça- yın içine yuvarlayacaklar. Yiğit Jan bütün dehşet ve hiddetile doğrularak içinden kükredi: —AÂh! Alçak katiller!.. lüzumundan dih), Abteilung: (abtaylunk). “Daima tekrar arayıp getiriyorlar onlar yeni mallar Bu okunuşları öğrendikten Sonra şu cümleleri birer defa okuyunuz ve aşağıda yazılı türkçe okunuşlariyle kar« şılaştırınız; raflardan ve yayıyorlar onları tezgühta.,, Bir saniye, içeriye B;iı'ip dükle rahibi u katletmeyi düşündü. vına sebeb olur fakat kralı kurtaramaz- dr.Ve bu anda yegâne düşüncesi suikas- din önünü almaktı. Bereket derhal so- kük kanlılığını topladı ve şöyle idüşün- dü: — Kral Luvrdan kı;:kıyur.. Atlar bir müddet rahat yürüyeceklerdir. Bu al- çakça suikasde mani olmak için belki de vaktinde yetişebilirim!.. Gidelim l.. Ve artık fazla düşünmeden, — derhal dışarıya fırlryarak bir kesırga gibi mer« divenleri inmeğe başladı. Hafızası iyiy« di ve takip edeceği yolu biliyordu Esa« sen hafızası kuvvetli olmasaydı, bu kar makarışık koridorlardan çıkmak - hayli güç meseleydi. Ne yapacağını henüz bilmiyordu. Gi- şekil kendi mah delim! diye karar veridi ve işte gidiyor- Raflardan bovuna yeni mallar çıkarıp, tezgâha yayı- . yorlar,