6 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

6 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Yağyi '—ll[)_ ygneno3 * öygney * vağnen 29)| * “yaysonu 'FES — döYDEl ” “Yoeğj Sep -dOĞMLUTYLE * YELUTLUNYUS goymagadane “ sne ayo)rara - Tanrazğsne TPSE HOP TLINIZOİ UOYENTNEN PPEL) (pyorusb uaban 98045 Yapfata Yi ADU VP) *uouuroyağsnerany Puoru yör Urg Tonmne) g op sne MÖ ga Gkrte < ları a n 306 r. . ;:gg B DnE BEYEKERLERERBO m %îwc“ğğc ğ StEle ei GLclREÜİ © EEsdEye > B“'ğğggh=ârgşgğğ“ (D mîguğğî g | KeBEİERR, Ü G İ İs llf 5 gğğnğwğsğ"uîâgggî AT F EaLİY 2 GYEs8lldiş O, iSD0ER £ G h 2 G Ç Fiden , gerlab ir x o lke ÇD : ğâ 2t Rİİ ğ ğ._;ngâ — Ğğg ğ%ğ İ BB ğ F güp?'di B içe İre ? te l g B& Ö CÜEL gl S l Si 'ğ îâğ OD îşâ S'ğg .. : e) BEğ D ct y — GdE 466 VESRİY YEEETEDEREETEYERERZ BÜtS $ ?.âîğnngğâ=îg?ğîîâ; SİRE g 387 gö DE el İL İ z HL FN L Yi K ğ.î EErTİÇ p8 el BPyoB 3 BV R İ YN guğ% | ğu- 9 ş_ - Fi Eİ 58 ğ Eİ K ! Eğ' > Pa B Er o'ğ -”'ğ o ; e A KM Ş % *B ş ğğ ğğ usğgî n d âğ $ E » « Si u & ğ ü E zi $ îg ğ ğ E ğ Hi £ p ş PARDAYANIN OĞLU du. Esasen koşmuyordu. Mühim vazi- yetlerde yaptığı gibi, kendisine has u- zun ve çevik adımlarla yürüyordu. Süratle bahçeye girdi. Konçininin a- damlarını aklına getirmiyordu. — Ayni zamanda, Depernonun kendisini yakalat mak için belki şu anda emir verdiğini de düşünmüyardu. O ancak kralı.., Ber- tiyin babasını düşünüyordu. Kapıdan hirkaç adım, beride, Leano- ranın arabası yanında, Roktay, Lonval ve Eynos, şakalaşıyor, gülüşüyorlardı. Yiğit Jan kapıya doğru — yürürken, bu teferrüatı gözden hç!rmamt;. Ne yapacağını henüz kararlaştıramadağını söylemiştik. Atların başlarından tutan | Konçininin adamlarını görünçe, aklına bir fikir geldi: | — Mademki, Konçini kralı katletmek istiyor, hiç olmazsa atları kralı kurtar- sın! Ve böyle mırıldanarak iderhal iştika- metini değiştirdi ve hiç bir şeyden şüp- helenmeyen üç gence doğru — yürüdü. Ayni #amanda bir usta gözüyle — atları tetkik etti. Roktayın atı ona en iyisi gi- bi göründü. t Üç asilzade birdenbire Janır araların- da gördüler, hayret ve idehşetleri o kak dar büyüktü ki dilleri tutuldu. — Janın yüzünde körkunç bir ifade bulunduğu halde gülümsüyordu.: — Bu ata ihtiyacım var.. Önu alıyo- rüm! “Dedi ve ayni zamanda sert bir hare- ketle atın dizginlerini Roktayın — elin- den çekerek, ayni derecede sert bir itiş- le onu birkaç adım öteye yuvarladı. RNoktay ulumağa başladı: — Hey! Köpek! Serseri! YN T — Çehennem serserisi! Yaşıyor! Öl- memiş! Jan dizginleri taplarken, onların ha reketlerini de — gözden kaçırmıyordu. Kılıçlarını çekmelerine vakit bırakma- dı. Gür sesile bağırdı: — Lâyık olduğunuz şekilde terbiye- nizi vermeğe vaktim müsait değil. Şim:- dilik bununla iktifa ediniz. Ve geriye dönmeğe lüzum görmeden, ayağını bir yıldırım süratile öne doğru uzattı. Âyni zamanda boşta kalan yüm- ruğunu da savurdu. Bu iki hareket ay- ni zamanda, öyle büyük bir süratle ya- pılmıştı ki, iki asilzade — kımıldayacak vakit bulamadılar. Tekmeyi göğsünlin — ortasına yiyen Eynos biraz öteye yıkılarak kan tükür- meğe başladı. Lonval ise, çenesine yedi- ği müthiş bir yumrukla yere yuvarlan- dı ve kımıldamadı. Bu aralık, Roktay müthiş kin ve lâ- netler yağdırarak ayağa — kalkıyordu. Bütün bunlar şayanı hayret bir süratle vukubulmuştu. Jan eğerin üzerindeyidi. Uzaktan uluyarak yaklaşmağa cçesaret edemiyen Roktaya aldırmadan — kapıya yollanıyordu. 'Tam bu anda, Dük Depernon, Akua- viva, Leonora Galigay ve genç Kandaş binanın kapısında göründüler, Gözleri etrafta Velfecr — okuyan Jan bunları gördü yüzünde müstehzi ve — ayni za- manda korkunç bir tebessüm — belirdi. Dük gür sesile bağırdı: — Yakalayın!, Kapıyı kapayın!. Roktay da bir sevki tabiiyle ve dehşet içinde tekrarladı: , — Yakalayın!.. Kapıyı kapayın!.. Ve ne yaptığının pek de farkında ola madan sağa sola koşuyor, sıçrıyor, mü- temadiyen bağırıyordu: Bi Kaz * ğ | is:pi Ji 2 li LA Biri seğa E çi - Gdi « V aa 5a .â_';ğ-?: -ÜtEEE eei gd (3 a d AU O eGS A .s D ö : ğıs _ğ'ug-h ha â“ & : 8 gm. SöYdE 53435 © H Sdiğ' |i L H c çi gm: *:ğğ:: 0’3 ! İN ğğî” o âo=E£ Ak DOE RR e O git z a Z. S .. x._âğ O Bğv— : EĞina |i İs0. 5 yi © ddi ” uqğ ğ“ğgâ%j H ..C ?ğ'gâ _—' Z ToPijs' ğ-ğ:— _gî.“.:." Keğ— E;ğswğâş_az a Er T -d D3 *giLzirE O 1046 “ «i E gââğâ-ğâğâg O7544. Z )T Sdsk ide 214 Ü N | m -| 1i -| . - K ETİ © Bi ©o * 4J Bi g B 4 : $ £ S ö ö £ 3 ğ F Kiş K4 gı 5 & : ğ 5 âğ& Z - B _ tf amz Dapl 13 Göriç g0 O0 Hd ğâ Pt 9ü $e ğğ | NÜJGE A Ai <Ş ğî ğââ : şğ.%ğ z âaâğğ İA $Ö Sul. ER 70ti EEER C ğ B-g-ş F P FEAK İ ğ ğ'ğ 78 2 E %â ü gf Sti < YENEş. z âğğğğ ğ'ğfgğğğ?. .ğ ağ-ğ’ğgğ “ Bi B& .. Ez| : =c',ı-ı Si SAREL 3£ââ=âîâğ Z ğâââğğ ııgıaıgıığııâıı LKT g ri ,âwğ -ğm — gin B H © © g h B <A Ka z ; 'ğ < PARDAYANİIN OĞLU 307 — Yakalayın!.. Yakalaym, Jan ortalığı çınlatan bir kahkaha at- ti ve eliyle zarif bir selâm yaparak: — Geç kâldınız! Diye kükredi v& atının iki böğrüne İndirdiği müthiş bir mahmuz darbesile bir kasırga gibi kapıdan geçti. Binanın kapısı önünde, babasınım kor kunç bakışları karşısında Kandal saçı- nı başını yoluyor, tekrarlıyordu: : — Çok geç!.. Hiddetinden çılgın bir hale gelen De- pernon bağırdı: — Böyle serserileri hususi apartıma- nına getirmen senin ne abdal genç oldu ğunu pekâlâ gösteriyor. — Fakat babacığım siz bana söyledi- niz ki... Dük hiddetle sözünü kesti: — Sus!., Derhal odana dün ve benim müsaadem olmadan dışarıya çıkma! Kandal hiç ses çıkarma'dı. — Askerce selâmladı ve hiddetli adımlarla öradan uzaklaştı. Akuaviva bu şahneyi, hiç ses çıkar- madan, mutat süküneti ve yüzünde bü- yük bir istihfaf ifadesile seyretmişti. Leonora İgırayh ıfahibc ve düke, hüm- malr nazarlar atfediyordu. Yüzü biraz soluktu, Buna rağmen, sakin bir sesle şöyle dedi: ' - >- Geliniz, muhterem peder.. Böyle boş şaşkınlıkla kaybedecek — yaktimiz yok. | Akuaviva 'lwp ayni sakin haliyle eğil- di ve yavaş sesle: — Beni merak etmeyin kızım, dedi. " Hiç vakit kaybetmeden gidin. Leonora ısrar etmedi, Hafif bir baş #eğmesile, ayni zamanda rahihi ve dükü selâmladı, Sonra her zamanki emin ve vakur adımlarla arabasına İdoğru yürü- F G BÜU 4 dü ve Üç asilzadenin acınacak hallerile meşgul olmadan emir verdi; — Evel.. Dört nalat — (ç Bu müddet — zarfında Akuaviva da, etrafta şŞüphe uyandırmamak için, hüre metkâr bir tavırla ve yerlere kadar, dü- kün önünde eğildi ve mutat tatlİr sesile şöyle dedi: — Deli misiniz; dük?.. Soğuk kan- lılığın ve intikal süratinin — misallerini bir kadından alınız hiç olmazsa!.. der- hal ata binin ve her ne pahasına olursa olsun bu delikanlıyı — yakalayın. Aksi takdirde hepimiz mahvolacağız. Depernon kendi kafasına bir yumruk indirerek: : — Haktkınız var! 5 Diye — mırıldandı ve ileriye doğru atılarak bağırdı: — Atlarınıza binin baylar!.. Çabuk!, Buradan çıkan haydut yiğit — Jandır!.. Onu herne bahasına olursa öolsun, diri ve ya ölü olarak yakalamak lâzımdır! « Ve her taraftan, zabitler, — asker ve muhafızlar karmakarışık bir halde koşu- şarak tekrarlıyorlardı: ; — Yiğit Jan!.. Buradan çıkan yiğit Janmış!.. ! Fakat Depernon o zamana kadar beş dakika kaybetmişti. Olduğu yerde dü- ran ÂAkuaviva bu karmakarışık koşüş- maları, tatlı ve müdeddik — nazarlarile seyrediyordu. Biraz sonra, etraftan koşuşanlar niha yet toplandı ve Depernon, elli kadar zabit ve asilzadeyle dört nala dışarıya fırladı. _ | Fakat beş dakika daha kaybetmişti. | Dükün kafilesine mensup son süvari “kapıdan çıkınca, Akyaviva, mantosunun başlığını gözlerine kadar çekti, kolları yerlerini gösterebilirim. 4 — Mağazalarda kim malümat verir? Berlinde eskiden bildiğim iyi bir otele ineceğiz, Bu G — Daima nazik ve lütufkâr satıcılar verir, | nr göğsünde kavuşturdu, Ve iki bük' d Tiği

Bu sayıdan diğer sayfalar: