:Z1ULU) is “Seiğrex OyKauglnumyo OğUAMA KTEEK epiğese sa zunAnyu Na *uapuvysaRynu dun Supos can goÇ Uya oNSK 'PUNALI A UNK — z « ler TDUULO AŞ0 FPUl6 APAL DŞ >eYOU DA HIMUÇE I HOGUY NAJ ŞEĞMD DUUY JEYADAĞ KOT “Tanııdor AzLa Yüz AyUÇ BaşsıyoRu dena der Arzt hat cs ihm ef vavuğA aşs YuagEY NZ JEĞUY SUYON PEYINEIĞ .verpınt.—:ıuyıılmpk.kıçm mak . kaçırıyordu , kaçırılmış a HUYO YADARLANİ ı.!ım;ııuw Suyaray uLapmmano 9Ö damuy ©e uuop UMUUMA — £ #4 yenö zimyek yav) N geğar (OUĞLA) ZeIpA EYO HEX — $ AAypaöç TodaL deyzeaay BU — £ aö UrUOE UaPIPURAĞN LEEYENUNNO “(asyon) şsgoyu “(19bun) 13880y yugususa VONVYATY snunyo » en -« fırsat, vesile, anlaşıldı apuo #mu ayur Bapof np 18990 — G "uay3 spoyno sauremı Şo TUNZ SYYOM YAT — F —« yorucu der Landarbeiter, - — köylü, . ler ALMANCA DERSLERİ Ezberlenecek kelimeler die Arbeit, . en »« jiğ, vazife artık, zannımca, pekâlâ mhh;eu.bfıdıhm-nıgcbndl::nçimık.;e. aypanman çiriyordu - gecirilmiş sanpmama öpyerö 4 üspuv3sodzne OAY TP Te UUEM ÇITY — L saşpun5ı m1a800328 apra Y YIA SURUA SYA — 9 — wohl anpacken - pdekle an . angepnekt «« yakılamak - ya. kalıyordu . yakalanmış elnverstanden eğarr YAT “EEAAT YoT SURWON HST OE YUP UUDA “YO — OT oöyares pun Tezdiy ÖYNS ayaa Hapzam YOP UNUNY — Ğ "mSopaaaı YO AYLA HOŞ YAYA SEP TÖGE LA YOT — 8 nâchts »« gelecek, önümüzdeki, yanındaki Yeni kelimeler üzerinde Evvelâ bu derste gördüğümüz yeni filleri veya evvel. ce öğrendiğimiz fiillerin yeni şekillerini görelim. Bu fiil. —— muktodir olmak Er kann nicht kommen, weil er krank ist. (O muktedirdir değil gelmek, çünkü o hasta dır.) Hasta olduğu için gelemez. * dic Angst, . Ângste «« korku, Ürkek, . ler die Gelegenheit, verpassen - verpasato tot «« ölü, ölmüş dürfen — mezun olmak Er darf nicht ausgehen; Können —— Jerden birçoğu kaideye uyar fiiller olduğu icin fazla iza. hata lüzum yok: ezop Söma Hopoyuno HLA YAF pussoo Yozut3 op Ur dem SIONUO SAT PHONZAPINA VKT soyHnp u9ğısa Haa vouros pun dayyeMLA A taap YAY UUAM *0 TEM OpPNaLI “aapaoma3 Signursan STaLi Supoy 'goLİ YaBLOK gap EMJO TEM IND IB göne Yözapep - Ppüje Tanıpo TANSN gönejsri we pun İzHRSÖYÇEKL PAAZ YAT APlAZA P 19 YEY YOYOSLAZUY “UAÇ 'apegeM JP YSUK “SUpPLASURD PUN yçoyorL SYK SÇP UEJOA GNt Yoçal TP YARIVLLASURA) AÇ UoJYANA pım Zupu 218 gop apruyos üwEp 'SyU NZ gılIYURI purn GECİÇ dNZ GENPAYOŞ DIP UAĞU grÜLEISOT “aMtpS VT “zeHOPMH TOJUYU VAPUL3S TTNAFETISIANNIN YPUE gizgolümery OzaşımtA “ymaZaYZ pun gözeyos IyYPTAĞAĞAN UN göytsmna tepoyppadİmo — yoynyaznau “HSYOLİ UŞ UDALA "HSSYİEMAY ÇIUDADOGPAR PENL İNT SEM NOJYOTIBUDLAVE) aİve| mmmnmmm Tayasr vame — ayer any ayer YaymoRAğ PUPNENFUADDA #soyyez “uSpruuRE Gumz ezlemosany OJONESATUK püun YaydoyE YANZ geldtane JA 'eazldUEI SİYZES 'oelazdy Sdonma pun ayıs zeyma Uç OAK U 3890 Haf SUNLAPYO SKT r1uglsuza VONVYATIY ALMANCA DERSLERİ Türkçeye çeviriniz Als Gymnasinst brachte ich moine Herbstferien fast İedes Jahr bel meinem Onkel auf dem Lande zu, Der war ruayre3 S90 Sayoy y ua İey göyeyn ) TP JH “sen lâzım oluyorsun hiç korku malik olmaya, bi sen seni ölü çalışıyorsun.., Oh, wenn das so ist, komme ich matürlich mit eveh, (oh, ven das 20 ist, komma ih nattirlih mit oyh.) «“oh, şayet bu böyle dir, geliyorum ben elbette ile siz.,, Öyle ise, elbette sizinle gelirim, Nüöchates Jahr gehen wir beide zusammen aufs Land, 'memımwwııhn. Fıknxır'ıdııırıdımdıyucım etmelisin. (nehsles yâr göen vir bayda tsuzamen avfs Land.) “gölecek sene gidiyoruz biz her iki beraber KöyE.n Gelecek seno her ikimiz beraber köye gideveğiz, ey pun 99mar SUPTA eSaopç auyo gyagıa YND UMZ Puda.,, Aber anpaoken muBt Du doch hin und wiedar. (aber anpaken must du doh hin und vider.) Na, dann also einverstanden. (na, dan alzo aynferştanden.) “na, o zaman öyle ise anlaşıldı.) Peki, şu halde anlaştık. Hazçd çoneg tsuşos u erellep OPUU 29 : JUNEMOA Çok çalışacağım diye hiç korkma! pat eumapf SUmdoğ gığOYLDUYNH L VAPOTI gHSaynH pün yedHNRE TYOpmenloA p TeM Jry dale BİNUDD gıPLUPUYIULL OFP OSTAĞO SAYK AÇT TogMUAP TOPUU) UONEM grlasutoy VAdZLIZUNU EYE UOP YELU UY susuudUyAT, pan *goğ VAZşro Ypuz YOYMIŞ YNU pun aŞ 224 PARDAYANIN OGLU PARDAYANIN OGLU 221 zaten işin içinden çıkmak için — başka gçare göremiyorum, Fakat — projelerimi birkaç ay, tehir ettirmek için paraya ih- tiyaç vardır. Bu paravı bulabilecek mi- siniz. ! Sülli temin ettir — , — Lâizım olduğu kadar, hattâ lüzu- mundan fazla para bulacağım- Majeste- leri bu kâğıda bir nazar atfederler mi? Söllü bu sözleri söyliyerek Saettanım kendisine verdiği kâğıdı krala — uzattı. Dördüncü Hanri çok iyi tahsit görmüş tü. Mükemmelen italyanca ve ispanyol ca biliyordu. Binaenaleyh, tercilmana ibtiyact yoktu. Ve kâğrdr kendisi oku- yup anladı. — Bu define de ne?,. Bu bizi ne tü- retle alâkadar edebilir? —— Bu on milyonluk bir servettir, sir. — Çok mühim bir meblâğ doğrusu! Sülli, Faustanın definesi — hakkında bildiklerini kısaca anlattı ve — sörünü göyle bitirdi: — Bu milyonlar askert hazırlıklarımı zı ikmal için, çok işimize yarayacaktır. — Fakat bu milyonlar bize ait değil kb — Yanilıyorsunuz sir. Bu idefine yir- mi senedenberi topraklarınızda saklıdır we sahibi çıkmamıştır. Ne siz, ne de 8€- defleriniz bu hususta bir taahhüt altına girmemişlerdir. Kralın — topraklarında bulunan herşey krala aittir. Bunu isbat edecek hukukçularımız vardır. Hanri de SUNN kadar bu işle oldu. Bu on milyon cidden çok — büyük bir meblâğdı ve bu parayla devletin bir gok işleri görülebilirdi. Bunun için faz- Ja ısrar etmedi. Böylelikle, Sülli, yiğit Janın milyon- indirmek' — için, ği zaman, doğru hedefe ,wıı sevdi ği için, takdis merasimi işini derbal hal letmeği düşündü. Ve kraliçeyi nezddine C Kraliçe oldukça endişeli bir vaziyette koltuğuna geçince, dördüncü Hanri: — Madam, dedi. Benimle görüşmek arzuslnu izhar ettiniz.. — Zannedersem gene takdis merasiminizden bahsetmek istiyorsunuz, hakkında görüşmek istiyordu. Bu defa kinatı üzerine Marj dö Mediçi, Merasim hakkında görüşmek jstiyordu. Bu Hefe, Süllinin de huzurunda kralın kendisini kabul ettiğini görünce, tekrar reddede- ceğini zannetti. Ve ciddi bir tavır takı- narakt — Filhakika sir, dedi. Bu hususta görüşmek istiyordum. Fakat görüyo- tum ki, bu defa da her zamanki gibi 0- Jacaktır: Kraliçe kraldan hiçbir şey “İde edemiyor. Kral yalnız kendi. Hanri kraliçenin metreslerini kasdet- mek istediğini ve gürültü yapacağını an ladı ve tam zamanmıda #özünü keserek: — Yanılıyorsunuz madam, dedi. Bu zamana kadar reddettiğim şeyi bugün kabul etmeğe karar verdim. Marzi dö Mediçi hayret içinde kekele. di; — Natyl kabul ediyor musunuz? — Sülliyle beraber çok mühim karar- lat verdik. Önümüzdeki #lkbaharda se- fere çıkmam . — Tyi dikkat edin, muhakkak değil — mühtemeldir. Kralın gaybubeti canasında siz kral na- ibi olacakamız madam. Bunun için dü- şündüm ki, sizin otoritenizi temin et. mem lâzımdır. Birçok masraflar doğura cağına rağmen, merasimin — yapılması Pardayan gür bir kahkaha attı. —Size yanlış haber vermişler, dük, dedi. Yiğit Janın, krala karşı gelmediği- ni herkesten daha iyi biliyorum- Zaten bu zavallr çocuğun başında bir — hayli dert vardır, Beni son derece alikadar e- den ve muhabbet beslediğim bir kızr seviyor. Hem öyle bir aşkla ki, neredey se aklını oynatacak! Halbuki bu genç kız, E ortadan — kaybolmuştur. Ve zavallı genç de, onu aramakla meşgul olduğu için, başka işlerle — kaybedecek vakti yoktur. Birdenbire gözlerini nazırın — gözleri içine dikerek ilâve ettit — Bir serseti olduğu hakkındaki id- diaya gelince.. Sülli sözünü keserek: . — Eğer bir serseri olsaydı, sizin dos- tunuz olmasına imkân yoktu. Ben de ayni fikirdeyim... Fakat belki de ortada İki Yiğit Jan vardır!.. Bu imkânsız bir şey değil kil... Sizin yiğit Jan nerede İkamet ediyor? Pardayan gözücuyla ona bakarak ce- Vap verdi: — Arbr - Sek sokağında; Kurbaton Çıkmazı karşısında, n Sülli hayretle: — Ta kendisi. Diye bağırdı ve şayırmış hir vaziyet- —- Ben yiğit Janın, krala karşı gel- mediğinden tamamile eminim, dedi. Bu nu iddia ediyorum ve — bu böyledir ve benim samimiyetimden şüphe edemezsi niz. 2 ilâve ettiz ” — Ve Süllinin başile tasdik, ettiğini gö | — Pekâlâ! Fakat siz, size ihabrda bu lunanlardan emin misiniz? — Hayır! İtiraf edeyim ki, ihbarda bulunan adamı tanımıyorum Pardayan manalı bir bakışla ona bak ti ve başını sallayarak: — Buna rağmen tevkif — edilmesini emrettiniz, öyle mi? biliyor musunuz ki bu şekilde yapılan tevkif emirleri, na- müslu insanları bir hayli rahatsız eder? Sölli ciddi bir tavırla: — Arileyorum, dedi. Fakat — mevzuu hahs olan iş, emsalsiz bir — tehlikeydi. Muksat onu tevkif etmek değildi. Yiğit Janı bizzat kendim istievap edecek ve bundan alacağım netice Üzerine kararı. mr verecektim. — Çok güzel, fakat size şunu söyli- yeyim ki ihbarda bulunan adam, bence, intikam almak istiyen bir — alçaktır ve siz, az kalsın onun suç ortağı olacaktı- Niz. — Hakkınız var. Bu çocuğa dokunmı Sülli ciddi ve biraz da soğuk bir ses- le: — Monmartr manastırı civarında do- Jaşmasın. Bir müddet sonra, oraları be- nim tanımadığım insanlar için çok tehli keli bir yer olacaktır. Yiğit Jana — tara- fundan bunu söyleyin. Pardayan alaycı bir tavırla eğildi ve Sülliden dostça bir şekilde müsaade al- dıktan sonta doğruca otele döndü. Onun içeriye girdiğini gören Nikol hatun, coşkun sevinç tezahüratırida bu- lunmadı. Yalnız yüzünde beliren sami mi bir tebesslim ve süratle masayı ha- zırlaması, onun nekadar — sevindiğini pekâlâ gösteriyordu. » ——— Pardayan yumuşak ve samimi bir tas