“ anldıp tipi o A gi s7) Suupıdoli vp3 yaf 410 pike Kamudan 10Ğ 41, 1 nf 06 :035 nok OŞ sp” Cassgy av pi» per pug “pusu ipa pp Sön uLaD; Ş 0 iyapm Şp a0 3601) *2OKTLLAYS OpULpUŞYEUE AŞDAŞI OP MAJAŞDANI Mi | *ya'ısuda ZOZITIDNİI z Üy sv OoOyiaş Bpu9 hany sep “ iğ Hi Hi HE Ee BE, İRİ biir sayet ge MARİE reaç Eğri iriak gi i SE B fişe Eşi kire İp -g eki eği; biR) İİEEER in Pi is Eştç boş EŞE 2 EE ; MİNİ pili | ÇE BİR He te ; ia 5 RR, : z i ia SİİR? sid S2 JAN : e iişi gp ip İl İİ Kk gıs öpee İİİE Ris EZER ipe tip geti iie rizede | ro Saşe E 285 KE ePe ENE : wo ğeğa 2 Bt, Spir Biş değ DARK Siip gi 2 ERE çö | asi eu? ii : çi? İikir mii ; : kı 2 Mek hi ; F 146 PARDAYANIN OĞLU den hiçbir şey saklamamağa karar ver. miştim- İster bizimle beraber çalışın is. ter çalışmayın, size kati bir itimat gös” termekte devam edeceğim. Çünkü,her şeye rağmen, benim bu manastırda hiç kimsenin şüphesini celbetmeden ikame. timi siz temin ettiniz. Şunu alın ve oku. yun oğlum, Tali ve kaderin bizimle be- raber olup olmadığını anlarsınız, Yük. sek sesle okuyun: , Peder Jozef evrakı aldı ve istenildiği veshile, yüksek sesle tercüme etti: “Sankto Martirio mil dairesi, Dam meydanının şarkında ve altında, “Paris ciketine isabet eden bahçe Hu. varının alte kazılacaktır. Orada, bir kub. benin aftında, otuz yedi basamaklı bir - merdiven vardır. Bu merdivenler bir liğe eyer yirmi senedenbeti, bodruma inmektedir ve bu bodrumda bir mihrap vardır. Mihrabın taşı üzerin. de on iki basamağı temsil eden on iki gizei vardır. Üzerinde haç bulunan bu Ton ikinci çizginin altı kazılacaktır. Or- taya büyükçe, demir bir düğme çıkacak. tır. Bu düğmeye kuvvetle vurulunca, bir çukur açılacaktır. Bu çukur, meydana büyük bir döşeme taşı çıkıncaya kadar | kazılacaktır. Döşeme taşının altında bir tabut bulunmaktadır. Define bu tabu. “tun içindedir... Peder Jozef, bu evrakı ağır ağır ve her kelime üzerinde, dinleyicilerin he- fızalarına yetleştirmek istiyormuş, gibi teker teker durarak okuduktan sonra, kâğıdı iade etti ve sakin bir tavırla şöy. le dedi: — Bu malümatın Faustanın deli- mesine git olup olmadığı belli değil, Akuaviva itinayla kâğıdı katladı ve) Parfe Gulâra hitap etti: — Bu kâğıdı nerede buldunuz? ? Yil, ie hiçbir netice elde etmeksizin aradığı mız malümat: İhtiva eden bu kâğıt, Ber. tiy dö Sojinin elinde bulunuyordu. — Onun ortadan kaldırılması husu. sunda ne için ısrar ettiğinizi şimdi am yorum Rahip tasdik makamında eğildi. Akuaviva fazla bir şev ilâve etmedi Bunun üzerine, Parfe Gulâr, Kollin Kolun günahlarını çıkardığı sırada, öğ. rendiği bütün şeyleri en ince teferruat. larına kadar anlattı. Hikiyesini bitirdiği zaman Akuavi- va tefekküre daldı ve sonra düşünce. rini şöyle hulâsa etti? — Bu yeni malümatınız lir değiştirmiştir. Madem ki defineyi nere, de bulacağımız: biliyoruz. Artık Sir dö Pardayanın, oğlunu tanımaması Jâzım- dır. Genç kız bu hikâyeyi en ince tefer, ruatıma kadar biliyor ve ayn: zamanda baba ve oğulla temastadır. Bu üç şahıs bir araya geldiler mi, Sacttanın ismi de zikredildi mi, giğit Janın doğuşundaki bütün esrar meydana çıkar. Bunun vu. ku bulmaması lâzımdır. Genç kızın oc tadam kaldırılması lâzımdır, Delikanlı. nın oştadar kaldırılması lâztmdr. Onun bir daha asla ramen lâzımdır. Din , Jeyin.. Ve Akuaviva m müddet konuşa rak, birçok emir ve talimat verdi. AYNI GÜNÜN AKŞAMI İki büyük pencere tarafından bol bol aydınlanan geniş bir mesai das... Her tarafta kıymetli mobilyalar, tablolar, halılar, sanata müteallik zarif ve süslü bir çok eşya. in EM iii) ger vi : ENR eğer kün ii GE LE el li zip sağım ze pi iş li $ ill ilerle İni ç 32 i sligi 0 Eriği gerı re ii | 4 ii ig il ii fin iii Sİ silim gi ğ killi Ri, İA Ra az kire Bibi pidi gali; feri da ki ir mi ei Gk ene ik N PARDAYANIN UGLU 1 ——— —— ——— << yazrhanesi midir?.. Fakat odanın mü- Hademelerden birisi bir şeyler söyle. him bir kısmını işgal eden dolap ve raf- | di. Rişelyönün gözünde bir kevlerm.. lar: tuklum teklim dolduran güzel kaplı parladı: ve derhal söndü ve gizlemeğe kitaplara ve masanın üzerine yığılan bir | lüzum görmediği bir sevinçle emir ver- gok kitap ve kâğıtlara bakılınca, burası" f di: nı, bir âlimin inziv addetmek ka- bildir. Evet ama, duvarlarda envai tür. tü süslü silâhlar, Toledo, ve Milânonun en meşbur silâhçıları tarafından imal edilmiş olan mükemmel kılıç kolleksi” yonları, kamalar, hançerler, tabancalar ve saire. Şu halde burası bir harp" adamının ikametgâhıdır. Dine müteallik bir tek eşya yok. Ne İsanım, ne de Mer. yemin en küçük tablosu dahi.. Fakat, bu ikametgâhm sahibi, ister sanatkâr, isterse âlim veya harp adamı olsun muhakkak ki büyük bir şahsi” yetti: ( İşte bu şahsiyet: Bu gayet genç bir erkektir. Nihayet yirmi yaşında, teni solgun, yukarıya doğru kıvrılmış küçük bir bıyık, ciddi, nüfuz eğici, sert ve âmirane bir bakış. Ellerini arkasına dayamış, geniş ve açık alnı dimdik, büyük adımlarla odada do- laşıyor. Yürüyüşünde kıvraklık, kafası. bı dik tutuşunda gurur yar: Bir tahak” kümün müthiş gururu, Elbiselerini giyi- şinde emsalsiz bir zerafet var. Son mo daya uygun bir şekilde, üst tarafları tersine çevrilmiş yumuşak çizme giy- miş ve bunların üzerine, döşemelere bastıkça çınlayan altın mahmüz geçir. miş. Belinde, kılıç asılı, süslü bir mera” sim kılıcı değil fakat sağlam bir döğüş kılıcı. Muhakkak ki yakışıklı bir delikanlı fakat yüzünde garip bir endişe ifadesi var ki, sempatiden korku telkin ediyor. İsmi Arman du Plesya dö Riçelvö. dur. Takriben on sekiz aydanberi Lüs. yon piskoposudur. Demek ki, yaşı yirmi . üçten biraz fazla, ik ük 4 — içeriye alın. Ve derhal vaziyet ve çehresine oidiyet ve sertlik verdi. le Kr am içeriye girerek, derin bir ürmetle piskoposun önünde eğildi ve — Monstnyör!., Bu rahip, bundan yirmi sene evvel Amyen muhasarası esnasında büyük kahramanlıklar göstererek bu kaleyi müdafaa etmiş olan eski asker Fransua “ Löklerk'd. Bu eski bir saray adamıydı ki, şöhreti gayet seri gelip geçmiş ve nihayet Orlean manastırma inzivaya çe. kilmişti, O zaman ona Baron d8 Mafliye der- lerdi. Şimdi bu zarif ve Kiler Baronun ismi peder” Jozeftir, * Peder Jozefi içeriye almış olan hade, me odada bulunduğu müddetçe, iki ada. mm tavırları katiyen değişmedi: geriç piskopos mağrur, âmirane bir vaziyette duruyordu, adaş ise et büklüm, ğe metkâr bir vazi; Hademe Kai LE da kapıyı kar patınca, tavırlar derhal değişti, Rişelyönün çehresi tatlı, sevinçli, sa. mimi bir ifade aldı. Rahip âtiz ve hürmetkâr tavrı derhal bıraktı. Yaşile mütenasip bir cid. diyet takındı ve kendi seviyesinde biri“ sinin karşısında bulunan bir insan gibi serbest hareket etmeğe başladı Fakat hareketlerinde konuşuşunda öyle bir hal vardı ki, sanki karşısındakinin hocasıy. mış gibi. i Filhakika Rişelyönün tavırlarma da #5. 3 — Gelecek yaz çiftliğe gidecek misiniz? Türkçeden ingilizceye çevrilecek olan cümlelerin ter. cümesi şudur: — Bu sizin için iyi (güzel) olur, — Gitmiyeceğim. 4 — Ben gitmek istiyorum. iv Ga