9490 suy XiDarğep TONA “TOEZ “SON - #fefptp eapuSpp YULA AYY Şİ yOpA) “yaş > j0D/ mop Key işa “tprupiy ob - şip 4946 5 :peop Ye e “amal öpmöy ok wnynag vmi0fi me "403 “2s MİN yapyıığap penb 4g yoo unpungomu o,, Cu w of ra wa P pi ei & 5 ir BYE la Ml Ea » eyi dei, ği ŞİŞİ Eğsipes A EE FR eg Ep o 3 : # : rel Li A pi gk Bo ieöşi edil: ele laa salaş vi e iz eeliriir işi, bi : del 5 oz: EMG EEE nisi bp e) reji ro eiyaş lida ilam e DE ğa» “og tedip i | daş Braz pögö e Ai ri E K âşsiii Ayeyija A ESASİ 281 ii ap! til 5 i : ; i o hi Ki lir gifi İN ti şir iişke şal, çal diki, il bie yiz ii kp ŞE li > işi yıl RAE Eşi Pe İriş gili pi Pedi Alli iel 3 E gi Ee İIE 4 e 5 sdü zi; 33 : İŞE BELİ 5 ; i a. Mil i İ a : işi iii Ni Diş Li Mİ Pi HİJi vi Di ni eli en Ne ip 3 2 ge” > Bi: Eğ ş : : ? ? i: : 5 ç ? Sİ Un siğ niğİ 148 PARDAYANIN OĞLU « PARDAYANIN OĞLU 145 bakınca bu kanaat büsbütün kuvvet kes, Peder Jozef, gerç piskoposun ekndi elile ona doğru sürüklediği koltuğa oturduktan sonra; — Ümit Idereim Ki, dedi bizi kimse duymuyor, değil mi? Rişelyö: “— Dur bakayım! Dedi, odanın kapısını açtı ve dış ta. raftaki küçük odanın sürmesini kapadık tan sonfa geriye dönerek oturdu ve: — Şimdi artık kimse bu odaya yak” laşamaz, dedi, ağ Peder Jozef yavaşça başmı salladı ve gözlerini, karşısında gülümseyen çeh” reye dikerek sordu: zail oldu ve ciddi bir tavırla cevap ver- di: : — Evet, böyle bir şayia Malaşıyor. VE kral buna mani olmak için hiçbir $€Y yapmıyor. Galiba son günlerinin yak” Jaştığını, 6 herkesten daha İyi hi yor. o her şeye rağmen yine dinç ve kuvvetli görünüyor. Bunun İçin anlamıyorüm ki. Rahip keskin bir sesle sözünü kesti ve: , — O mahküm edilmiştir. Dünyada hiçbir kuvvet onu kurtaramaz ! o © Rişelyö ürperdi. Rahip bu ürpermeyi gördü ve yüzünde gizli bir istihkar te. bessümü belirdi ve çok sakin bir sesle: —işte böylece, dedi, pek yakmda, Bihayet birkaç ay içinde Mari dö Me- diç krallığının nalbi olacaktır. Onun et. rafında bulunanlar ve yahut da kral öl. meden evvel onun hizmetine girecekler eğer zeki ve liyakatli ve Bakak ki, o zaman, mübizi birer mevki Ğ Br ei vee ğü LE ik zl İndiber nd elde edebileceklerdir. Meselâ, Konçini adındaki İtalyan entrikacısın: bekliyen ması icap ediyordu. Bunun içinde,o- nün, vaadettiği veçhile, kendisini gör- parlak istikbali hiç düşündünüz mü? meğc gelmesi lâzımdı. Dikkat ettiniz mi ki, şimdilen onun et. Bu düşünceler üzerine Kolin Kol, rafında birçok kimseler dolaşıyor ve ona duvarda asılı duran Meryem O ananm dalkavukluk ediyorlar? resmi önünde diz çökerek (delikanlıyı Rişelyö kaçamak bir hareket yaptı ve rahibin söz söylemesini bekledi. Peder Jozef ağır ağır devam etti: — Bilmem ki, Rişelyö, nasil oluyor kendisine göndermesi için yalvarmağa ve dua etmeğe başladı. XX1r ' da, siz de valde kraliçeye yanaşmıyor. sunuz? © Parfe Gulâr, Kollin Kolün evinden Genç piskopos bir defa daha Brperdi, uzaklaşınca, ilk işi kâğıdı okumak oldu. Rahip, sarki ktal ölmüş gibi, valde kra- Bu kâğıt iâtince yarılmıştı. - Fakat Hiçe diyordu. Maamafih kendisini derhal © Sahaletle şöhret bulmuş olan rahip, bir topladı ve adeta müteessir bir sesle: Gok lisanları ve bir çek geyleri herkes- — Hep bunu düşlünüyorüm, dedi. Fa, ten daha iyi bildiği gibi, lâtinceyi de mü kat ben henüz, kraliçeye yanaşamaya. kemmel biliyordu. cak kadar küçük bir 1. Hem Kiğrtta yari olin agar imge de çok gencim!.. Düşünün bir kere, he- yetinden şüphe etmemek nüz yirmi beş yaşım yakl. zundı, çünkü rahibin gözleri neşe için Delikanlı kendisine fazla yaş verilir. de parlıyordu. mök istiyordu. Bunun üzerine rahip gü. “ Kâğıdı okuduktan sonra, seri adımlar > iye kle e ila Gil Meyer pepee görü hi omuzlarını silkti ve nün ni £ g la yi müş olduğu odaya girdi- — Sanki büyük ihtiraslar beslemek, Kiod Akuaviva hâlâ orada, pedet Jo. büyük şeyler düşünmek için ihtiyar ol- zefle başbaşa konuşuyordu. Peder Jo. mak lâzım mış gibifr zef casus rahibin içeriye girdiğini gö” , Birdenbire sakin bir bal ajd: ve cesa. rünce, odada kalıp kalamayacağını 80. retsiz bir tayırla sözünü şöyle bitirdi: rar gibi ihtiyar rahibin yüzüne baktı o — Konçini?2,. Onun vasıtasile krali. geye kadar sokulabilirim- Fakat bunun için, ona iyi bir yardımda bulunmam lâzım. Halbuki şimdiye kadar, elime böyle bir fırsat geçmedi. — Söyleyin bakayım, şimdilik krali çenin yanında nasıl bir mevki elde et, mek İstersiniz. Rişelyönün gözlerinde kıvılcım par, Yadı ve ateşin bir sesle: — Ah! dedi, kraliçenin maiyet tehir Ni da, kalmasını başile işaret etti, sonra Parfe Gulüra dönerek, tatlı bir tavırla sordu: <2 üiy tevdi etmiş oldu. ğum vazifeyi başarabildiniz mi oğlum? — Evet monsenyör, hem de getirir ğim havadisler, son derece mühimdir. Zaten böyle olmasaydı, aynı günde iki defa manastıra gelerek etraftakilerin şüphesini uyandırmaği cesaret edemez. / dim © —Bu çat alımda ikamet e A ga Akuaviva tasdik makamında salladı ve sadece; Ka — Söyleyin oğlum, dedi, Parfe Gulür, hiçbir teferruat ihmal etmeden, Bertiy dö Soji hakkında öğ- rendiklerinin hepsini anlattı. ö Rahip, sözünü bitirdikten sonra, Aku- sonra mırıldandı: J ç —Demek ki bu çocük krslm kızı!.. Bir müddet tereddüt eder gibi dur. du, Fakat ani bir kararla: — Her ne olursa olsun, dedi, İşimize kaldırılma, , mani olüyor, derhal ortadan sı lâzım. — Evet. Hem de onu nerede bulabi- leceğimizi de biliyoruz. Eminim ki, yi. ğit Janm Dük dA'ndiyinin evine götür. düğü genç kız budur. Ve şunu da ilâve edeyim ki, monsenyör, size vereceğim raporu bitirdikten sonra, bu'genç kızın hiç olmazsa bir müddet için - ortadan kaldırılması lüzumunu daha büyük bir şiddetle hissedeceksiniz. Akuaviva büyük bir memnuniyet ifa, de ceed bir tebessümle: — Ya??. dedi.. Zaten bana getirdiği- niz haberlerin bundan ibaret olmadığını hissediyordum. — Filkekika, öyle monseayör, bu ha. berden maada size bir de şunu getiri, Ve Parfe Gulâr bunları söyliyerek, Kollin Kolden büyük bir ustalıkla ko- pardığı kâğıdı uzattı. : Akvaviva kâğıdı alarak büyük bir dikkatle okudu. Heyecanını gösteren yegâne $€y, gözlerinden yıldırım süra, tile gelip geçen bir kıvılesm oldu. fi Sonra derhal sakin halini aldı ve kâ. Bıdı, bu sahneyi sessizce dinliyen, peder Jozefe uzatarak şöyle dedi: İ k e sizl Yumurtalar pazara götürülüyor, ir ll) 0 inll gn enne — “ — Well, thero is & great deal to be done: (usl, der iz ö gröl dil tu bi dan.)