4 «—ğ Abdülhak Hâmidin cenaze merasimi Büyük ölü Hâmit dün öğleden sonra Zincirlikuyudaki ebedi medfe" nine tevdi edildi. Denilebilir ki şimdiye kadar İs- tanbulda bu kadar çok halkın iştirak ettiği cenaze merasimi görülmemiş- tir. Saat on ikiden itibaren Beyoğlu semtine giden tramvaylarda yer bul- mak imkânsızdı. Birçok kimseler de birleşerek otomobil tutuyor, Maç kaya bu şekilde gidiyorlardı. Maçka tramvayları saat on dörtten sonra Harbiyeden ileri geçemiyor, burada- ki kavisten geri dönüyordu. Tram vaylarda yer bulamıyanlar da kafile» ler halinde tâ Maçkaya kadar yürü” yorlardı. Maçkapalasm civarı mahşeri bir şekilde kalabalıktı. Birçok kimseler apartmana girip (Hâmidin tabutu karşısında bir dakika süküt ediyor, bir kısmı hüngür hüngür ağlıyordu. ” Tabuta sarılanlar da çoktu. Birara apartmana girip çıkma kabil olama” yınca zabıta işe müdahale etti, kapr İar kapandı. Saat onbeşe doğru tabut caddeye açılan pencerenin önüne getirildi ve dışarıda halkın da işitebileceği şekil- de dua edildi. Burada bilhassa tezki- ye merasimi çok hazin oldu. — Abdülhak Hâmidi nasıl bilir. siniz? sualine elli binden fazla insan cevap verdi: — İyi biliriz... Bundan sonra tabut eller üzerin. de apartmandan çıkarılarak Teşviki. ye camiine götürüldü. Lüsyen Hâmit de biraz sonra siyahlara bürünmüş bir halde, İm mmm aa amimi me Oggy gg ri arasındaki türkçe kelimeleri bu- Tup çıkarmaktır. Bugün, sofrada bir gazetecinin bulup çıkardığı bu keli- meleri “şappoy, sümbül, gül behçe. si, gül ve ilâh, sayıp dökerken öte, den bir gazeteci bağırdı: Yalı, Bırak artık! dedi; bu gi- dişle bizealI kalmıyacak! Ben de dedim ki: — Biraz daha gayret edelim de şu iki dilden bir dil yapıp rahat rahat konuşalım! Gülüştük. Onlar bu müşahededen memnundurlar. Geçmiş tarihin bu yadigârları, burada şimdi acı halı- ralarla değil, tatir duygularla hatir- Yanıyor. O kadar tatlı ki gezeleti. nin biri bugün, bunlardan bahseder. ken şöyle söyledi: — Osmanlı impatatorluğunun ye- pamadığı Balkan ittihadmı, Bal- kanlılarm milli devletleri pekâlâ ya- Tu çalışmamız lâzım! Balkanlılar, müttehit bir Balkanlar devleti vü. cuda getirerek Avrupa devletleri ittihadma misal vermelidirler. Bu fikir, bugün için ham bir fikir. dir. Fakat, zaman yürüyor ve hayat da istiyor. AKŞAM'da: Abdülhak Hâmit için Akşam bugün başsütunünde Hasan “Ahi YücePin Şeiriasam hakkında yaz- dığı bir küçük etüdü neşrediyor. İşte bundan güsel bir parça: Abdilihak Hâmid, bir fidan gibi yaprakları sararıp kürumadı. Bir çmar gibi fâniliğe göğüs gere gere hayattan uzaklaştı. O yalnız hayatı sevdi. Bana: — Ölümden korkmuyorum, fakat 7 öğreniyorum. - Dediği zaman bunun manasmı şim. diki kadar anlamamıştım. Abdülhak Hâmid, kâmil bir insan. dr. Onun sanatkâr olarık ne kadar büyük olduğunu kendisine söyledi. ğim zaman, hafifçe gülmüş ve ba- nz mu cevabı vermişti: İnsan büyük olur mu, o insan ki hiç okur. Ben hâlâ bu söze inanamıyorum. Bir insan ki arkasinda böyük bir erer ve o eserlerden ruh gıdası el- mış nesiller bırakır da nasti böyük olmaz? Fakat gene onun kalm ve titrek sesi kulaklarımda çmlamak- ta devam ediyor: İnsön büyük olur mu, 9 isan ki Kiç olur, Kara Davud ahbaplarından iki kadnm kolunda apartmandan çıktı, camie gitti. , Burada namaz kılındıktan sonra tabut gene eller “üzerinde camiin lan çıkarıldı, caddede bekli- yen top arabasına konuldu. Böylece süvari polislerin açtıkları yolda ce- naze alayı hareket etti. En önde tıb- biye talebelerinin taşıdıkları Atatür- kün çelengi götürülüyor, arkada Bü- yük Millet Meclisi, Başvekil İsmet İnönü, Dahile Vekili Şükrü Kaya, vilâyet ve belediye, üniversite, muh telif fakülteler, mektepler tarafın dan gönderilen çelenkler geliyordu. Önde giden süvari polislerden sonra alayın iki yanında biyade po” Hsler, izciler, migferli askerler, itfa- iye efradı yürüyordu. Bir askeri banda ile şehir bando- su da sira ile matem havası calıyor- du. Tabutun arkasında Reisicumhur nathına Ankaradan gelen yaver yüz başı Cevdet, ordu müfettişlerinden Korgeneral Fahrettin, harp akade” misi kumandanı Ali Fuat, General İzzettin; İstaribul kumandanı Gene“ ral Halis, vali, Hariciye vekâleti si- yasi müsteşarı Numan Rifat Mene: mencioğlu, mebuslar, askeri kurman danlar, resmi daireler erkânı yürü yordu. - Bunları da on binlerce balk takip ediyordu. Alay Maçkadan Nişantaşı yoluy- la Şişli tramvay caddesine çıktı. Har lâskârgazi caddesi yoluyla Şişliye oradan asfalt yol üzerinden Zincirli kuyuya gitti. ' Alaym geçtiği yollarda dükkân” ların kepenkleri kapanıyor, alay git- tikçe kalabalıklaşıyordu. Cenaze alayı Zincirli kuyuya iki buçuk. saatte vardı. Tabut bureda top arabasından indirilerek eller ü- zerinde mezarlğa götürüldü, Hâmi- din tabutu derin bir sessizlik için- de toprağa bırakıldı. Babröli kitapçıları dün toplu bir halde cenaze alayma iştirak etmiş ler, öğleden sonra dükkânlarını ka” pamışlardır. Bugünkü ihtifal Aziz ölü için bugün saat on ye- dide üniversite konferans salonunda büyük bir ihtifal yapılacaktır. Evvelâ İstiklâl marşı, sonra mâ- tem havası çalmacak, Fuat Köprülü ihtifali açacaktır. biyattan İbrahim, Mithat, Mehmet kaplan, hukuktan Edip, tıptan bir talebe Hâmidin şiirlerinden bâzı par çalar okuyacaklardır. Hâmidin ailesinin teşekkürü Ailemizin mübarek ve sevgili reisi, Abdülhak Hâmidin matem gü- olduğu yüksek ve asil alâka ile İs- tanbul vilâyet ve kumandanlığnn, Halk Partisi ile Evlerinin, üniversi” te gençliğinin, muhterem matbus- tm, mekteplerimizin, muhtelif o mü- esseselerle teşekküllerin, © tanıdığı. mız ve tanımadığımız birçok vatan- daşımızm lütfen ziyaretimize gel mek, telgraf ve mektup göndermek ve cenaze merasimine iştirak etmek suretiyle göstermiş oldukları büyük lütafkârlıklarden dolayı hepsine ay” rı ayrı arzı teşekküre derin kederle- rimiz mâni olduğundan kusurumu- zun büyük matemimize bağışlanma- smı dileriz. Lüsyen Abdülhak Hâmit Yugoslav üniversite» lerinde arbedeler Belgrad 14 .A.A.) — Üniversitelerde galeyan'devam etmektedir. Liubliana'da talebeler grev ilân et- mişlerdir. Zagrepte faşist aleyhtarı ve nasyoralist Hırvat talebeler arasında şiddetli bir çarpışma olmuştur. Ağır ve hafif olmak üzere © talebe yaraalnmış- tr. Bulunmuş köpek İngiliz Sater cinsinden bir av köpeği bulunmuştur. Sahibinin Devlet Basrm- evi Levazım memtrlağuna raürataatı, HABER — Alam posta! Taksilerin yeni şekli Bir haziranda Ecnebi ve azlık mek- talimalnamenin tatbiki başlıyor Belediyenin taksi otomobillerinin ye- ni şekli hakkında koyduğu Bükümler bir hazirandan İtibaren tatbik edilmeğe başlanacaktır. Bunun için birçok taksi. ler bu şekilde tadil edilmek üzere gataj lara çekilmiş, dolayısile piyasada taksi arabaları azalmıştır. © Yeni şekle göre taksirle çalışan oto. e obillerin hepsi yeknasak cam göbeği renginde ve orta kısımlar evvelki gibi sarı ve siyah kareli kuşaklı olacaktır. Bu cam göbeği renginin esasrengi bütün tamircilere Belediye tarafından Taksilerin ortasında şelörle müyter bir cam bölme bulunacaktır. Bu bölme icabında müşterinin şoföre bir şey söy. leyebilmesi için sürülüp açılabilecek iki kısımdan mürekkep olacaktır. Şoförler cemiyeti bu cam bölmenin bir kaza vu. kuunda tehlikeli olacağını Belediyeye bildirmiştir. Taksi saatleri istinâsız arabanın sol tarafında ve müşterinin görebileceği a mi Aki Nihat, l yükseklikte olacaktır. İsmail Habip, Mithat Cemal, Nusret | Safa coşkun söz söyliyecekler, ede- | Hususi otomobilleri soyan Hususi otomobillerden #aat, ayna, kriko ve buna benzer eşya çaain Hayik ve Vasil yakalanmış, adliyeye veril- mişti. Bunların çaldıkları eşyalardan bir kısmı sahiplerine iade edilmiş, bir kısmının da henüz sabipleri bulunama, muştur, Otomobil kazası Belediye Sular idaresine git 311 nu- maralı otomobil dün Cibalide Nadide isminde bir kıza çarparak başından ya. ralamıştır. Nadide hastahaneye kaldı. rılmıştar, Badem toplarken Şehremininde Deniz aptal mahalle. sinde oturan Naim isminde bir çocuk dün komşularından Sultanın bahçesine girmiş, badem toplamıştır. Bunu Sultan görmüş, çocuğu yakalayarak yüründen taşla yaralamıştır. Vayon arasında Haydarpaşada elektsik memuru Nafi dün harekette olan vagonlar arasından geçerken sıkışmış, hafif surette yara- İ danmıştır. Yeni bir tayyare rekoru Roma 15 (A.A.) — Tayyareci Ma- rio Steppani, 10 tonluk hamüle İle de. niz teyyarcleri irtifa rekorunu, 3 mo. törlü askeri bir tayyare ile 4,863 metre yükseimek suretile kırmıştır. Tayyerezi, aynı zamanda Mir deniz tıyyarçal. ile 2009 metreden fazla bir irtifaa en ağır bir yükle yükselmek re- korunu da kırtaıştır. YARIN AKŞAM Türk Napoliten serenatlarını, İtalyanca ve PAUL HORBIGER - KAROLA HOHN - FITA BENKHOFF, muhteşem sahneler, hissf ve canl: mevzu, şimdiye kadar görülen teganni filmlerinin en fevkalâdesi. Yerlerinizi şimdiden temin eğiniz. Telefon: 40690 | Emir dinlemi- | yen mektepler teplerine 48 saat mühlet verildi Maarif vekâleti ecnebi ve arlık mek. teplerine şiddetli biremir vererek sıkış- tırmak mecburiyetinde kalmıştır. Vekâlet, ecnebi ve azlik mekteplerine Maarif müdürlüğile dajma temasta bu- lunmak ve kültür derslerine 3it husu. satla meşgul olmak üzere Türkçe ders veren muallimlerden birinin mektep müdür muavinliğine seçilmesi İzumu. nu bildirmişti. Alikadar mektepler, Ve- kâletin bu emrini büznü niyetle karşi- Iamağıkları için Vekâlet fkinci bir emir. Ie bu mekteplere 48 saatlik bir mühlet vermiştir. Bu mühlet zarfında bezi mek #epler Türkçe emmallimlerinden > birini muavin seçerek Maarif idaresine bildir. ANEL B . göl ...... : yolu, “Paşa nasıl bir yoldur? (Boş tarafı 3 üncüde) yapılır. Meğer, geçen senenin seli Sonra, yol, artık, katiyen kam - yonla gidilemez bir hal aldı. Çünkü bahsettiğim sel, bütün menfezleri yıkmış, uçurumlar hasıl olmuş. Ar Ja yolumuza devam ederek, Çamaş denen mevkie geldik ve bu isimdeki meb'usumuzun oğlu Bay Atanın köy evine misafir konduk. k Orada elli kadar köy muhtarı ile randevü verilmişti. Kimi gelmiş : kimi de, önümüzdeki (Balaman suyunu geçmeğe (o uğraşıyor. Yarı bellerine kadar dalmışlar.. Birinin a tnt su götürdü. Bundan ibret ala köylüler, elele tutuştular. Zencir halinde yürüyerek dereyi geçiyorlar ki, biri sürüklenirse öteki kurtar- ... İşte biraz da memleket fethine benziyen bu maceralar, bizim ©z yurdumuzda oluyor: Garibi şu ki: altmış metreden yüksek bir sahaya da çıkmış değiliz: en kesif vilâyet lerin birinde pek münbit bir arazi ü- zerindeyiz. Buraların böyle metruk bırakıl li masma belki de, bir fikri takip ile işlerin yapılmaması sebebiyet ver miş: Bir vali - Bay Nazif - Beherine ellişer bin lira vererek EE tırmış. Ötekiler şoseye devam etme- mişler. Birçok köprüler muallakta kalmış, istifade edilemiyor. Vali Baran, köylerin mümessil lerine bu feci hali anlattı; biraz ev- vel Bolaman suyunu geçti! sıra" da maruz kaldıkları müşkülât da misal gösterdi. Önektada bir köprü il içim idarei- hrosasiyed para vadetti. Sonra, asıl mevzua geçildi: Köylüler, uzun müzakerelerden, kısa münakaslardan sonra, “yalnız şoselerin değil, köy yollarının da, el birliğiyle yapılması için, karar verdi- SUMER sineması Dün akşamdan beri (Mişel Strogof) dan daha Casus Peşinde Fransızca yg er er göster- Baş rollerde; JOHN BOLES . BARBA STANWİCK - WALLACE BERRY Bir zabitin kahramanlığı... Kübelr bir dilberin fedakârlığı... Aşk... İhtiras... Zafer... sinemasında büyük musiki gala temsili Zamanımızın ikinci Karuzo'su, ALESSANDRO AŞK ŞARKISI filminde, Verdi, Puccini, Giordano gibi bestekârların en güzel £ parçalarını Milâno operasının meşhur tenoru ZILIANI Almanca taganni edecektir. Bir hırsız kumpanyası yakalandı Şehremini civarı dertten kurtuldu Şehremini civarında bazı evleri 500 yan bit hırsız kumpanyası yakaalnmış* tir. Hasan Hilmi, Hayri ve Kâzim ismin. de üç bırsızdan mürekkep olan bu kum- panya Şehremininde mütekait binbaşt Mehmedin evinden 21 parça, Deni aptal mahallesinde Başvekil sokağında Yektanm evinden koca bir bakır kazan sofra tabakları ve kadın çamaşırları, Şehremininde biberağa sokağında 15 numaralı Zübeydenin evinden 32 parça Şehremininde Seray meydanında arap Şerifenin evinden 44 patça eşya çalmış» . a 7 PİE PM İİ Çaldıkları eşyaların bir kısmı meyâüfâ gıkarılmıştır. Kasımpaşada geçen pazar gündüz bir arpacı dükkânmın kepenk kilidini açar“ © ken yakalanan hırsız Nazminin arkadas ; şı da ele geçmiş, ikisi de adliyeye tes” lim edilmiştir. EL ERİŞ a yl Molörsüz vesıtalar ve şehirde seyrü sefer Şehirde merkeplerle nakliyatın meni igin yapılan tetkikat sırasında Bele"iye- ce şehrin birçok hareketli caddelerinde atların, atir arabaların ve bisikletlerin de motörlü vasıtaların seyriseferine bir engel teşkil ettiği ve bu yüzden tehli. keli vaziyetler olduğu görülmlştür. Bu arada nakliyatta kullamlan atlarım ve daki kemer yerinde yapılmış ve bura. dan arabaların, atların, bisikletlerin geğ” mesi menedilmiştir. Şimdi bunlar Yeni | camiin yanından dolaşarak İş bankası- na bakan meydandan caddeye çıkmak taderlar, Belediye diğer ana <iddecirde de tetkikat yapmaktadır. Oralarda da atla. ra ve arabalara motütlü vasıtlardan baş” ka geçit yolları bulunmasına çalışıla. caktır, isikletlere de seyrisefer memurlar tarafından hususi bir dikkat gösteril” cektir, köylüler, bu işe can ve gönülden sar ndyorlar... Gj » Emin oldum ki, pek yakında b tarif ettiğim “Paşa yolu,, “Halk yo” hu,, olacak ve köylünün çay başlari" mesi bertaraf edilecektir. Ordu vilâyetindeki gayret, baş” ka vilâyetlerimizde de olsa, bir iki sene zarfında yol davamız bütün memlekette hallolunur. i (Vâ-Nü) Bunun ilk tatbikatı Yeni cami altım ğ