#unpeanp zeta opulazy dr; zyuğnpoğ 7 yarrofıryoğ yuk yeyey “uşğpuolğ) uopyso “ordayız vk 04 Japonya syuyğodamaa — Yuyyuzj opurzazn özsuap DEJ Çutofpod 9p vd li zy iv pu) "word or) WO NOK şotU (LI PUV ü i a “ Ğ ğ ş i m ei i vi i pi iel Mi | Bağ A ere e iŞ GESERE > digi ; ; Biizilrkii iri g$ Reddi, 9 5 gi ji kei; 3 di . İşini Ei,tldz di DğEseEe E z dail EE ız ae kir ğı Eğil : Eş yene bedeli Phpmiğ dinli e leş alınd ii do; Eğe ; Rışşiği X SiREUE “ Si isi İş 3 he 7 21 ği xi iğ Keler bri — di inledi tt ğ pim. 5 Roapağd 2ş dık ayki Şişe içip 18 PAN Ray a zi ül zi Öğ ei leibişdi 180 | li BEİ EL LR la serer ge pr GE iv ouhlaş li tepe Si Eçpi dez pr eği in kt RE Peel iç pi İpaip i ididi db ği kpek ili GALİRİap şaş b a z ; i ek Ep | ELELE EE EE İş j i ş z . âeâ u > iş? 3 De ğ5 1 3 Ee dâ ; Felek? İLERİ ke dilipi e Ap AİR akil eşiğ im oylar : * çe Bişd ale zap, giziz GİR öç ai 4:8 RBAŞM S84Ş” - i i e vi ebağ da vtez ri diş iyii; GÜCENİN “AŞKI 193 19b , COCENİN AŞKI Zİ amm imama den onlara peşinen mağlâp olmuş naza. yerini bulsun diye öne doğrü atılmışlar ve bittabi şeflerinin yanma devrilmiş lerdi. Bunun üzerine diğerleri de geriye çekildiler. Fakat tam bu anlla, arkalarından gö“ tip ve İnce bir nâra duyuldu ve garip bir şey, belki küçük bir (hayvan VE Karşılarindaki iblisin bir parçası olan küçük bir ibn ettemadiyen nce Üre” Jar ve çığlıklar atarak mundan girip çıkmağa ve bie tri yakt- lanamıyarak her yanaştığı, MlAber ya bacağına, karnına veya kalçasına kılır indirmeğe başladı ve isanma, hücumuna maruz kaldıklarına ğa başlıyarak, bağıra bağıra ve ye gilyavrusu gibi dağıldılar. Bütün NURİ eli ği e. İri Gi e — Bravo Şiko! ; © © a br a kd | amg Fakat aya sirmnde — Emirlerime böyle mi itaat ediyor- sun? dedi, çağırmadan gelmemeni sa. pa sıkı sıkı tenbih etm. ? Çücenin yüzündeki sevinç birdenbire gail oldu. Başın: önüne eğdi ve acıklı, bir tavırla, Pardayanm maksadını anla- uğ olduğunu ve bu gayri müsavi müca. dele karşısmda seyirci kalmaktansa öl- meği tercih etmiş olacağını söyledi. Pardayan hafifçe gülüimsiyerek: — Aptal!, dedi, vakia mücadele gay- rimüsaviydi fakat onlar aleyhine, bak. sana nasıl kaçtılar, ç — Hakkınız var âma.. — Bedbakt! Ya seni öldürselerdi?.. Serin çok İyi tanıdığın bir kızcağızın karşısına ne yüzle çıkardım? Ve Şikonun şaşkınlığını kısa kesmek için, bâygın yatan Tiraldanın o yarına yaklaşarak ellerini ve ayakların: bağlar yan ipleri kesmeğe buşladı. Tam bu an- da Şikonun boğuk sesini duydu: — Dikkat edin! Ayni zamanda, atkasında bir hareket duydu ve bir sıçrayışta ayağa kalleorak arkasına baktı ve vaziyeti gördü. gilmiş ve sırtını ona gevizmişti. Bu- nun üzerine, Kristobal, herhalde, haza- ıt dikkatini çelbet:neden onüm yanına yaklaşırsa, intikamın: alabileceğini dü. ii şünmüş ve bu düşüncesini mevkiifile koymuştu. ölüm darbesini indireceği » sırada Şike vaşiyeti görmüş ve Pardayanıa onu teh- dit eden kamanın arasına girmişti. Zavallı küçük adam darbeyi göğsüne ve Pardayanı ürperten boğuk m Kralın Sevilde bulunduğu bu sirada, can sıkıntısı son haddini bulmuştu. Çün kü kralın veya başengizitörün emri ol. madıkça hiç kimsenin şatoyu terketme- ğe hakkı: yoktu, Bu yasak, şüphesiz, bademelere de- Büyük yol şatonun bulunduğu tepe- nin aşağısma kadar uzuyordu. Bundan sonra, kralın arabasının — geçebileceği genişlikte bir patika (o başlıyordulü bu da asma köprüye kadar geliyordu. Bu al şatoya girilebilecek yegine yol lu, Şüphesiz, başka yeralır. geçitleri de vardı ama bunu belki, yalnız şatonun askeri kumandan: bilirdi. İşte, Şikonun Parrlayana verdiği iza- hat buydu. Tepeye gekliklari zamanı, ta- at onu biraz geçiyordu. Demek ki, Pardayan, Espinozanın i. şaret etmiş olduğu vakitten. bir saat evvel gelmişti. Fakat, odahe (o te'hirli bulunmak için erkenden gelip bazı tet- kiklerde bulunmağı münasip görmüştü. Müdekkik bir nazarla şatonun vezi- yetine baktı ve memnunizetiş gördü ki, şatodan çıkacak olan herkes, bilmecbu. riye onun önünden geçecekti, Binarma- Jeyh Jiraldanın gizlice kaçırılmasına 'm- kün yoktu, Don Sezarın nissn'ısı kralın bu ike, metgâhında bulundukça, Barba Roja- nm ona karşı hiçbir şey yapamıyacaği- nı biliyordu. Bu cihetten rahattı. şimdilik yapılacak bir iş yoktu ve eğer bir tesadüf eseri olarak, Barba Roja şa- todan çıkmazsa, Pardayan gidip köp- rüden onu çağırmayı ve gayet tabil ola. zak tuzağa düşürülmek üzere içeriye a i ye MEL linmca meseleyi orada © halletmeği dü- şündü. Fakat bunlara Türüm ku'mıyaca. ğını ve Barba Rojabın dışarıya çıkaca- Bu aralık, Şikoyu şatonun kapısından - ; bir hayli uzakta bulunan bir o kayanın ğil, fakat yalmız zabit ve askerlere ait. ( arkasına; ti. Bundan sonra 2sma köprünün yane na gelerek oradaki çalılıkların atkasına saklandı ve beklemeğe başladı, Yavaş yavaş, Barba Rojanın çıkmıya. cağı hakkında, endişe etmeğe başladığı bir sırada, zincirlerin gürültü ve gıcır- tasını duydu ve asma köprünün ağır a- dır indiğini gördü. Dudaklarında neşeli bir tebessüm be. lirdi ve ayağa kalkmatlar kılıcını çek- ti, Maamafih şunu da ilâve etmeli ki, hiç de sevinilecek bir şey yoktu. Hattâ Pardayandan başkası muhakkak ki en- dişeye düşer ve saklanmış olduğu yer. den kımıldamağa bile cesaret edemezdi, Filhakika, dışatıya çıkan Barba Roja idi ve kollarımda bayılmış olan veya ve yuyan Jiralda vardı. Fakat bu dev cüsseli adamın etrafın- da bir sürü adam vard: ve bunların yüz. lerindeki ifade en cesur sergüzeştçileri bile ürpetecek kadar (o korkunçtu. Ve on beş kişi kadar tahmin © edilebilecek bu mühafızların başında » Kristoballe Barrigon yürüyorlardı. mlisellâh bu kalabalığa 1â“ w