Tatlılıkla vahşi ha bile yola getirilir! Fakat kamçının da fazileti vardır! Vahşi hayvan terbiyecileri bu iki usulden birini tercih ederler Aslan insandan ne zaman korkar? Hamburgdaki Dressur - Sehule'de. yiz: Ahşaptan bir sundurma ki bütün enince uzanan bir kafesin parmaklıkları karşıma birkaç koltuk dizilmiş. Hay- van terbiyecisi de dahil olduğu halde hepimiz susuyoruz. ( Sessizlik o kadar erin ki insan kendini aslanlam terbi, ye olunduğu bir mektepte değil, bir mâ- | bette sanıyor. Burada herkes, kendini bir vahşi bayvan terbiyecisi hissetmekte ve bu duygusunu b hayvanlar tatbik arzusuna kapılmaktadır, Esasen hayvanlar buraya terbiye © dilmek için getirilmişlerdir. üzerinde Kamçı korkusu biyeciliğinde bir (Oo Alman Jü we bu usulü tatbik eden tanınmış ierbiyeciler vardır: Mathics; Peterson, Orth, Togare, Winter, Kaden gibi... İşte şimdi, bunlardan Kaden, karşı- mızda görünüşe göre sakin beş aslanın arasmda gidip geliyor. Vahşi hayvanlar arasında ne güzel bir adam! açık mavi gözleri tatir bir ışıkla parıldırıyor ve dudakları arasından kumanda verirken ! sesi yumuşayor: — Komm! Komm! Komm! O zaman, çölün beş kralı, a önlerine indirerek, itaatli talebeler gi- bi, hocalarının önüne doğru ilerliyor. | lar. — Hayvanlara kendinizi sevdirme | niz lâzım olduğu kadar kendinizden | korkutmanız da icap eder. İşte bu sw-| retledir ki her hayvan, — adi bir sokak | köpeği imiş gibi, buraya alıştırılmıştar. ! “Terbiyeci, bir değneğin ucuna « yem gi- bi « bir et parçası otakarak hayvanım | yapmasını istediği hareketleri bu yemin ; hareketlerine uydurarak anlatır. Şayet | başlarını Filler, vahşi hayvanlar arasında terbi muazzam gövdesiyle şişeler üzerin | şakl hayvan isyan ederse kamçı şarkıdıları aklını başma getirir. Hayvan, kendi. İ sinden beklenilen hareketi yapıncaya, zihnine yerleştirincey©e, yahud bu hare- ket onca mekanikleşinceye kadar kamçı amakta devam edecektir. Hegenbeck Zeolojiya bahçesi müdü- rü profesör Merthman, söze karıştı: —— Kadeni görüyorsunuz: Vahşi hay, arşı nasıl yumuşak o davranı- yor. Fakat, bu aslanla” numatâsını ha- zırlamak için altr aydanberi uğraşıyor. Numaraam tamam sayılması için üç ay daha çalışması lâzım. Ne sabır. Filvaki, Almanyanın en İyi kayvan terbiyecilerinden olan Kadcu, terbiye ettiği hayvanları hiç kamçılamıyor, on. lara bağırmıyor, sinirlilik göstermiyor- du, Aslanlardan her birini alçak sesle, nesaketle, emreden insana mahsus ta- vıtlara lüzum görmiyerek çağırıyordu. Denilebitisdi ki aslanlar ve O, heyecan. İi bir numara hazırlamak o makssdiyle, gizlice talimler'yapan bir dosilar grupu idi, vanlara ki Aslanlarla birlikte kafeste — İsterseniz kafese beraber *girelim. Korkulacak hiç bir şey yok. Negusü arabaya koşmama Yardım edersiniz. Kalese girince aslanlar yücüme bak- | tılar, şaşmış göründüler, fakıt — hiçbir asabilik alâmeti O göstermeliler. Biraz a, Negus'le Prince'in koşumlarını mekte. iki tekerlekli o araböya bu iki aslanı koşmakta Kadene (o yardım ediyor v€ duha sonra, arabaya atlıyarak karşımdaki diğer dört aslan sanki «e. yircilerimmi$ gibi, pistin ortasında de Jaşıyordum. li Kadene: “Bu sizin aslanlar birer ko yun, » dedim, “bir kere bile homurdan. madılar. Kader sonri geçir kahkaha ile gülmeğe başladı: kolay olanıdır. Bakın o canbazlıkla yürüyor. yesi en de nasıl “i i v Tekir kedilere “kaplan cinsi,, derler. Yavruleriyle oynryan bu ana kaplan kocaman bir tekir kediye — Pakat bu aslanlar da, diğer bütün aslanlar gibi, ne az ve me dc çok daha huysuz değillerdir. Arabaya ilk koştu- Zunuz aslan, şimdiye kadar, Üç terbi. yeciyi ciddi surette yaralamıştır. Şimdi kuzu gibi ise de bundan anlaşılmamak İ Sâzemdır ki artık kötülük edemez. hele Vahşi hayvanların en asil ve haşmet-! lisi olan Arslan, eskiden taarruza | uğramadıkça insanlara saldırmazdı. kendisine sert muamele ed kamçılanmak istenirse., olunuz ki vahşi hayvanlar istediğnizi yaparlar. | Bunlar birer makinedirler, hele | ©, fakat öyle makineler ki mini mini bir kum tanesi! yaralarından çıkartmağa kâfi gelir. Ancak, vahşi hayvan © terbiyeciliği tehlikesiz bir sanat değildir. Herkesin umduğunun tersine olarak şunu da bili. niz ki aslan ahmaktır., Kim inanırdı ki aslan ahmak bir hay- van olsun!, Öteki mektep Şimdi bir başka kadro içimde, bir baş ka mizaç karşısında, bir başka usulün dinleyicisi, bir başka mektepteyiz. Rouen sirkine kulis vazifesini gören, Üstü kapar bu büyük avlu, bir tarafın- da at ahırlariyle bir at ser yor. Fakat burada içleti as benzi, lantat, kap- lanlar, sırtlanlar, ayılarla dolu kalesle- rin işi ne? İleride birkaç kafes ovar ki ok gibi üzerinize fırlamak istiyen genç aslanları hapsediyor. — Bunlar henüz birer yaşında ya dan sonra terbiyelerine başlıya Bu sözleri söyliyen adama bıkıyo- rumi; uzun saçları, gözlükleri ve kulak- lafı hizasına kadar düşen far eski tertip genü bir şaire benz Bu zat, Fransız ( terbiyeciler meşhurlarından Alfred Cou r. Mar. oğlu ve eski silyalı zengin bir tacirin bisiklet koşucuları tanınmışlarından olan Court, günün birinde bir sirke me- iç Kb ta benzemiyor mu? mur olarak girmiş ve kardeşi * Jules ile birlikte hazırladığı Egelton ip canbazı grupu dolayısile bütün bir devi'de hay- retle kendinden bahsettirmiştir. Sirkin acaip kahvesinde Alferd Court la görüşüyoruz: — Harpten sonra, kardeşim, ve ben Zoo Circusu satın aldık, ve, ip canbâz- lığı, bisiklet numaraları yaparak geçi: nirken vahşi hayvanlarımız olmaması. nın sıkıntısını hissettik. Laurent canbazhanesi hayvanlarını satıyordu, Alıcı oldum, uyuştuk. Fakat o vakte kadar vahşi hayvan terbiyesi- nin ne olduğunu öğrenmemiş, hiç bir kafese girmemiştim. Bu işi kendim yap- | mağa katar verdim. Arkadaşlar bu fik. rimi;-beyık oaltından gülerek, karşıladı- lar. Ancak, bir kaç gün sonra, bir eli- me bir kamçı ve öteki elime bir demir çubuk alıp iskemle üzerine (o çıkarak: “Kpıları açınız!,, emrini verdiğim za. man içeri hücum eden bayvanlar şaş- kınlrklarımdan bir dahâ kurtulamadılar. Kamçı ile başladığım terbiye bir haf- ta içinde neticesini vermiş ve en hıtççm vahşi hayvanlar avucumun İçine gir. mişti, Üç ay sonra hepsini sattım Zira yeni hayvanlar, taralımdan terhiye e- dilmiş, kendi usulüme uymuş hayvanlar istiyordum. Ben, terbiye etmek üzere, genç hayvanlar alırım. En az bir ve en çok iki yaşında hayvanlar. Daha genç olurlarsa verilen terbiyeyi kolay unu- turlar, daha yaşlı olurlarsa kafaları ka. ln olur. Terbiye için en müsait yaş 18! aydır. Terbiyenin güçlükleri , | deima — Terbiyeye nasıl başlarsınız — Ilk günlerde, hayvanları çalıştır. girip â”eta vi maz, sadece kafeslerine kendimi onlara tanıtırım. Şayet karşı bir harekette"bulunmak hevesine kapılacak olurlarsa bunun imkârsızlr. lığı derhal ihsas ederim. İkinzi hafta, onları, ka*esin muayyen noktalarına oyerleştirm. çalışırım. Hallerine dikkat ederim. o Mizaçlarınr, istidatlarımı tetkik ederim. Bakarım ki biri mükemmel bir atlayıcı olacaktır: diğeri sadece yere yatmakta, üçüncüsü herin hücuma hazır o bulunmaktadır; dördüncü ise bir işe yaramıyacak, çalı. şamıyacak, bizden yatdımını cek, sirkte ancak kuru kala'alık vazi. fesi görecekdir. — Hayvan sizi tanır mı ? «irgeye- — Böyle bir zanda Vah bulunmayınız? hayvan, terbiyeci değil, onun sesini ve içinde çalışmakta olduğu kad. toyu tanır. Bir kostüm veya kafes de- Zişikliği yüzünden ne kazalar cimuş- tur: Vahşi ,hayvanların mizacı — Sizce, terbiye hususunda en tehli. keli hayvanlar hangileridir? Gi; — Bu, her hayvanın mizacına bağlı bir meseledir. Fakat bütün vahşi hay“ vanlar tehlikelidirler, hattâ ve hususiy le ayılar... Meselâ, pek güzel terbiye ©. dilmiş bir beyaz ayı Cosmi sirki sahi- binin oğlunu yemiş ve çocuğu kurtar- mak için kafese girip ayınm kulakların. dan çeken muavihe, daha sonra koşup gelen kimselere ehemmiyet bile vermis yerek işine devam etmiş, bitirmiştir. Belki kaplan diğer vahşi hayvanlar» dan daha ahlâksızdır. Cenubi Amerika kaplanı ile kara pars da (o bünlarmen tehlikelilerindendirler. — Terbiye ettiğiniz hiç yaraladılar mı? — Evet, fakat ciddi bir şekilde değil. — Bunların yaptıkları; herhangi bir ge”, hayvanlar sizi taciaam şahidi ajdunuz mu? AN # Filler, sirklerdeki hayvanlar ararında nakli en müşkül olanıdır. Burada bir Filin vinçle vapurdan çıkarılşını görüyorsunuz. ” S — Evet, hattâ, emrimdeki o bayvân terbiyecilerini hayvanlarıma yedirdiği. mi iddia ederek aleyhimde © bir takım dedikodular yapmak istiyenler de bu- lundu. Bu gibi münasebetsizlere cevap olarak, kaplanlarımın bulundukları ka. feslere girdim, değneksiz, kamçısız el- lerim bomboş olarak.. (Paris Soiz'dan) HABER AKSAM POSTASI IDARE EYi Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgrat adresi ; istanbul MABER Yazı işleri telofonu . 23X73 idare ve İlan 24330 ABONE ŞARTLARI Türkiye © Eemebi 1400 Kr. 2700 6. 1480 Senelik Sahibi ve Neşriyet Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası kimini dile cl enn öle