7 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

7 Kasım 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 İkineiteşrin — 1996 Telefon defter! Birdenbire tuhaf bir şey dikkatimi “lbetti: Eskiden gazetelerin temeit tilâvı gibi kaldırıp kaldırıp ortaya koydukları mevzulardan biri, telefon #rketinden gikâyetti. Bugünkü günde Sasıl tramvay şirketine parmağımızı a amış bulunuyorsak, beş altı sene el de telefondaki münasebetsizlik- rig Öylece uğraşır dururduk.. Acaba şimdi idareyi hükümet aldı e hatır için mi susuyoruz? Hayır! “Ser bunun bir sebebi otomatik ma- kinelerse, diğer sebebi de, Türklerin #akikaten, umumi hizmet işlerini ec pi şirketlerden daha iyi başardıkla tire, , İste birçok merkezlerde de h eat ik yoktur ama, intizam “eydi o eski vaziyet ?... ». 4 * Kina rağmen, şirket zamanından devver minasebetsizliklerin hopsi ilen ş değildir. Meselâ, zille teldio- ayni yere konulması mecburi- » Olur a: Telefon yatağmızın ba-| . tende dursun, fakat, zil koridorda| un Ve çalındığı evin ber yanmdan Sitilsin diye arzu ediyorsunuz. İmkânı Yok! Bu takdirde, ayrı bir zil için Hc- b Yereceksiniz!?... Bu, eski şirketin "diyesi kazıklamalardır. “ . * ider bir uygunsuzluk da, defterde tasnif, Eğer aradığınız bir maka- - bulmak istiyorsanız, (mutlaka, ülkiye müfettişleri derecesinde ida- taksimatı bilmeniz icap eder. ni olur a, bu teşkilâttan habe- vin yok da, sadece tiyatroya gitmek Yorsunuz. “Şehir Tiyatrosu,, diye > bakarsmız. Bulamazsınız. Acaba i İsmiyle mi? “Darülbedayi,, de de > Düşün taşın nerede olacak di- » Belediyedel... ! Keşfettiniz... Beled İ daireler kısmını açıyorsunuz. Mr o, bar sırasıyle değil de bir n vie bulunuyor... Dokuzuncu gin başmdan başlıyarak, on ikin ia nn sonlarına doğru bütün taf- ya, Kuman lâzım... Ancak ondan sn Tiyatrosunun Bumarası- İiket bu sefer de,su elhazımızda bomukluk var. “Su” kelimesinde iy orum... Sular idaresi yok. İstan- ia İmesinde de arıyorsunuz... — derhal ak) mıza geliyor ki, bu mü- belediyeye merbuttur, derhal, m olduğu gibi, res “mlarda 9 uncu sayfadan 12 inci an kadar gözden geçiriyorsunuz. | Na şey. Demek ki atladmız..| Tat, aha bakıyorsimuz... İnce İnce 2- yorsunuz... lâzımgeliyor. a a Yorlar ki "Belediye İstanbul daresi,, dir. Numarası da filin- Yleyse siz neye bulamadınız7. $ohra anlıyorsunuz ki, bu un- Madam daireler tarafına yazılma- Bahıs isimleri arasma gesiril- Sie 8u idaresiyle işi olan bir esini ususi kısımda (belediye keli- iy DİL da bulacak... Vay e-| milk yi Yılı defterini makul bir im etmelidir. Bana kalır. hiç ihtiyaç yok. Onv arafa mezcetmeli... Şirketlerden müdevver ne ik varsa hepsini Vâ-N0) Tevkozln Ibrahimi döğenler Keş İbgap 29? klübü umum! Sn pa imi Kanite isminde “ül, Ve desise ind, kaptanı bir ka- ile götürerek işkence €n doğan davanın duruşma» © devam edilmiş ve şahitler- Yi dinlenmistir. Diğer şahitle- in dürüşma başka bir güne ——— Moka gazetesi| Sahi ibi öldü E in ka en ca Belmiş ve nakle Yıldırım mahkemelerde Bir ceket davası Çocuk ceketini kendisi için aldığını söyleyen adam suçlu Koridorun kapısmdan evvelâ — Satın aldım (yahu! diye bir ses geldi. Arkasından da elleri (kelepçeli bir adam girdi. Üstündeki iş elbisesinin ne renk olduğu kestirilemezdi. Yüzü de kıyafetile mütenasip bir tablo teşkil c- diyordu. nazarları evvelâ istikfafla süzdü, sonra utanmış gibi başını önüne eğerek (koltuğunun sltında bulunan Jâcivert bir (o ceketle kelepçeli ellerini örtmeğe çalıştı. Traş uzamıştı. Yüzü pek defena Obir mana ifade etmiyordu. Beraberindeki polis, kelepçesini çözünce bileklerini oğuştu- rarak bir köşeye çömeldi. (o Etrafında hemen (o toplanıveren halka kendisini temize çıkarmak endişesile ve yalvarır| gibi bir sesle koltuğundaki ceketi çal- madığını ve tanımadığı bir adamdan 2,5 Kendisine dikilen liraya satın aldığını ve saklamak için değil, sadece kirlenmesi diye gömleği- nin altına giydiğini anlatıyordu. Dinleyiciler vakanın âdi bir ( sirkat olduğunu anlayınca, kendisine gösteri- len alâka derhal dağılıverdi.Halbuki va ziyetinden “hırsız, (o olmadığını isbat etmeğe o kadar ihtiyacı olduğu belli ki! Hâkimin karşısına (o çıkınca o kadar şaşrıdı ki ne söylediğini bilmiyor. Ge- milerde ateşçilik yaptığını, isminin E- min oğlu Rüştü, yaşının 28 olduğunu ve şimdiki halde bulunduğunu güçlükle söyliyebildi. Çaldığı iddia olu- nan ceket Kanarya vapurunda çalışan on dört yaşında bir çocuğa ait. işsiz Hâkim soruyor: — Bu ceketi nereden aldın? — Sokakta bir adamdan, 2,5 Jiraya — Giy bakalım şünu, Giysenel, Giyiyor, daha doğrusu giymeğe uğ- raşıyor, Ceket o kadı belâ kollarını sokabi — Bu ceketi kendine mi aldın? — Hayır! şey... evet. — Alirken giymedin mi? — Hayır, giydim... Giymedim de, son radan baktım küçük. — Peki, senin gemide işin neydi? — Arkadaşımı görmeğe gittimdi. — Arkadaşının ismi ne? küçük ki güç Evvelâ, anlaşılmaz bir şeyler munl- dandıktan sonra davacı yerinde duran. ceketin sahibi olan çocuğa dönüyor: — Neydi o, hani sizin gemide çalışan! ateşçinin ismi? Hâkim: — Bana söyle! Bana! dedikten veri ra ilâve ediyor: — Sen ceketi vapurun kamarasından çalmışsın. Buna bizim mahkeme baka- maz! Seni büyük asliye mahkemesine gönderiyorum. Belli ki bu sözlerden bir şey anlamı- yor, yalnız dışarı çıkması İâzemgeldi-! ğini hissediyor ve küçük ceket koltu- ğunda koridoru geçerken kendisine ba- kan manalı gözlerin sahiplerine dönüp dönüp: — Satın aldım yahu! diye söyleniyor, “. © - . Ya seviniz, ya vaz geçiniz a i başlayan tanışı! kb ğın Zel zdaki erkek- te nihayet br Bütün vazdıklarınızdan arka li bir genç clduğu, sizi çok ve için Eğer sir. imzanız gibi muhatabınız hoşunuza gidiyorsn. onu etr 3 tupl Fakat sonunda muhatabını: 8izi sevmekten başka bi ze genci daha fazla ümide kaptırmamak ve mayan bu ti iz imzasile aldığımız bir mektuba cevabımız: hakikaten kolpsiz değilseniz ve xy Gküği gençler | yarın toplanıyor Türkiye içki aleyhtarı gençler ku. rumu yıllık kongresi yarın caktır. yapıla. Yarınki kongre mahiyet yıllık tonlantı olmakla beraber daha bile ve fen İnanı ile yürüyen gençliği bir arada toplıyarak (o akisler bırakacak ziyade içki düşmanlığı yolunda itibariyle bir tezahüre sebep olması için tertibat alınmıştır, Toplantı yarın saat dokuzda Emin-| ü Halkevinde yapılacaktır. Kong. rede içki ile mücadelenin artlırılması için birçok dilekler ortaya atılacak tır, Toplantının sonunda cemiyetin ye ni idare heyeti seçilecektir. Mülkiyeliler Ankarada Merasimle karşılan- dılar, heyecanlı nutuklar söylendi Mülkiye mektebi talebeleri dün sa. at 19,15 te hususi trenle Ankaraya va. sıl olmuşlardır. İstasyonda, Ankaradaki mülkiyeli- ler tarafından büyük merasimle karşı. lanmışlardır. Başta Meclis Reisi Ah. dülhalik Renda olmak üzere (Adliye Vekili Saraçoğlu, saylavlardan birço- Zu, mülkiyeli yüksek devlet memurla, rı karşılama merasiminde bulunmuş. lardır. Gençler şehre Sirel kamutaş önünde durarak istiklâl marşını söyle- miş ve sonra Ulus meydanına giderek abideye çelenk koymuşlardır. Burada mülkiyenin en eski mezun larından Ahmet İhsan Toksöz Anka, ralılar namına hoş geldiniz demiş, ve bir söylev vermiştir. Buna mülkiye (omektebi namını mülkiye profesörlerinden Etem Men:. menli cevap vererek (o mülkiyelileria kanının sonuna kadar Atatürkün yar» ratlkr Türk inkılâkızın disiplinli iş.) çileri kalacağımı ifade emiştir, Talebe namına son sınıftan Tur. gut da bir nutuk söyledikten sonra mülk slere binerek Cebe- cidek e sitmisirdir. iler oto Lâğımda çocuk cesedi bulundu Dün Kumkapıda bir evde lâğım ka- zan Nubar isimli biri bu kazma esna- sında bir çocuk cesedi bulmuştur. Ces set etrafında tahkikat yapılmaktadır. İKİNCİTEŞRİN — 1936 Hicri: 1565 . Sedan; 22 o İğ (ee G.aa 11,58 144 1050 1834 asp ga? 1900 3“ LAS Yi diği anlaşılıyor. | hiç olmazsa mek uğrataca- <eğinize emin çbir kabahati ol aşkıma mukabele | | l Eski takvimlere göre üzmemek için her şeyi kendisine açıkça yazıp rabıtanızı tamâmen kesiniz, Size yapacağımız tavsiye bundan ibarettir. Mesul oluruz AÇIK MUHABERE: i Üsküdarda Doğancılar Gelinlâle sokak 76 numarada mütekait kaymakam Bay A. Özen'e: Mektubunuzda bahsettiği na eminiz. Fakat bünü isbat kabil olmadığından mektubu:| nuzu nöşretmekle hem siz hem de biz matbuat kanunu mu cibince mes'ul oluruz. Şirketi Hayriyenin Haliçte yapılan vapuru Haziranda denize indirilecek Şirketi Hayriyenin yeni yapmakta ol- duğu iki vapurdan 75 numarak vapu| rün ingaatı bir hayli ilerlemiştir. 75 nu maralı vâpur şimdi kızaktadır. Makine ve kazan bölmelerile omurgalatı, baş ve kıç bodoslamaları bitirilmiş yerlerine konulmuştur. Bunlardan maada makine dairesinde ana. maiknenin hazırlanmıştır. Şirketihayriye fabrikasının şimdi bü- tün işçileri baş ve kıç bölmelerle meşgul bulunmaktadırlar, 75 numaranın iki makinesile, Valilar, süzgeçler, tulumba ile Valf sandıkları, elektrik ana makinesi, dümen makinesi vesaire de hazırlanmıştır. Yeni vapur martta denize indirilecek, bu münase- betle merasim yapılacaktır. Haziranda 75 numaranın her şeyi hazır olâcak ve vapur sefere başlayacaktır. Şirketihayriye, Cumhuriyet devrinde ilk vapurun nasıl inşa edildiğini ve Türk temelleri çalıştıklarını görmek istiyen vatandaş- ları fabrikaya kadar kendi vasıtalarile götürmeği ve fabrikayı gezdirmeği ka- rarlaştırmıştır Kış yarın başlıyor Bugün “Ruzu Hızır,ın son günüdür. Bütün mevsim taksimlerine rağmen, yazın en tabii hududu addedilen “Ru- zu Hızır, mayısın altıncı çatşamba gü nü güzel bir bahar havasile 186 günlük bir devreden sonra gene gü zel bir hava ile ;çıkmaktadır. e Yarın kasımın biridir. Bundan sonra kış der- resi başlamaktadır. Eskiler kasımın girişindeki hava vazi yetinden büyük manalar çıkarırlar, & ğer hava kasımm birinci Ogünü iyi © İursa o sene kışın iyi hava ile geçeceği ne derhal hükmederlerdi. Eğer böyle olmaz-da hava fena ise, derhal endişe» | ler belirir, Kış hazırlıkları da ona göre! olurdu. Şimdi bunlara pek aldıran yok. Fakat bakalım yarın sabah hava nasıl| girmişti. iz hâdisenin doğru olduğu- i sm; fabrikamız Peyami Safa umhuriyet” te kâ- ğu fabrikamız hakkında şöyle yaz yor; “Dün, İzmitte, kâğıt fabrikamızm açılış töreninde bulundum. İster kasa. bın pirzolasını, bakkalın kaşarımnı sar- ister sıladaki yârimden, gurbet- teki eşimden selâm taşısın, ister gazs- te biçiminde haber, kitab biçiminde fikir versin; üstünde yazı ve resim İs- ter olsun, ister olmasın; kaba kâğıd, saman kâğıdı, kese kâğıdı, mektup ve | ya gazete kâğıdı, kâğıd, sadece kâğıd, her cins ve her nev'ile kâğid | benim için azizdir. Kâğıtsız dünyanın sefaleti, insanm dana derisi Üstüne, papirüs üstüne, | taş hurması veya bambu yaprağı Üs- | tüne bile düşüncelerini yazmaktan â- ciz, bir gıdımlık hafızası kaya üstünde üç, beş kazıntıdan ibaret en geri tarih | devirlerine kadar gider. Kâğıd olma- saydı tarih bile kendini unutacaktı. Türkiyede eski rejim kâğıdı paçay- Taya çevirmek için elinden geleni yap- İı; yeni rejim paçavrayı kâğıt haline getirmek için sefere çıkmıştır. Tarihini kendi kâğıdına yazmak is- tiyen inkılâbın Kâğıthanesi artık İz- j mittir, Oradan içki ve eğlenti edebi. | yatı değil, modem sanayiin en mükem- mel mahsul halinde kâğıd, her cins | ve nev'ile kâğıd doğuyor ve bu Kâ- ğıthane, inkılâbin Saadâbeadmı, dün- den itibaren Haliöden İzmite naklet- miştir. Orada sefih ve ayyaş bir ve » zirle şairi değil, bütün bir milletin bayram yapmıya hakkı vardır., Madrit Orhan Selim bugünkü “Akşam” da Madridin vaziyetinden bahsederek şöy- le yazıyor: Öyle şehirler vardır ki, hayatları mamen, boydan boya başka bir mahi- yet alarak yeniden girerler. Meselâ 1789 ve 18Ti den sonra Paris, 1917 den sonra Moskova, antiemperyalist milli kurtuluş mücadelesinden sonra Ankara... İşte bugtn Madrid de böyle şehirler- den biri oldu. Madrid içini dışmı bir hamleyle | değiştirdi, yarı can sıkıcı, ağır kanl | bir feodal - kapitalist şehri olmaktan çıktı, yeniden doğarak, hürriyet ve kurtuluş için dövüşen, çocuklarından ihtiyar kadınlarma varıncaya kadar karanlık irtisam karşısma tek bir yum ruk gibi dikilen bir şehir olarak girdi. Madrid artık Jâyemuttur. “Herkes silâh başına! Ye yeneceğiz, ya ölece- Ziz!,, diye haykıran Madridin kald. rımlarında, asi general Frankonun li mahmuzları belki şıkırdıyacaktır. Fakat bu şakırtılar o kaldırımlardan yükselmiş olan “ya hürriyet ya & lüm!,, türküsünün akislerini hiçbir 22 man boğamıyacaktır. Çocuklar için oyun yeri azlığı “Eurun” ilâvesinde Hikmet Münir çocuklarımız için oynyacak yerlerin az olduğundan ve açıkta oynamanın tehlikelerinden bühscderken bir fikir ileri sürerek diyor ki: Bunun için, açık ve kapalı çocuk bahçelerini ve salonlarını kurup ço | ğaltmağı ileri sürerken bazı sokaklar» dan nakil vasıtalarının da geçmesini menetmeyi tavsiye edeceğim. Çocuklar, kapılarınm önlerinde ol- sun oynıyabilmek için, hiç olmazsa GÜNÜN MUAYYEN SAATLERİNDE MUAYYEN SOKAKLAR EMNİYET ALTINA ALINMALIDIR... Bazı memleketlerde çocuklar mek- tepten çıkacağı zaman, geçmek meç buriyetinde oldukları LERDEN BİLE, SEYRÜSEFERİ BİR AN İÇİN DURDURURLAr, soka ğın başma bir polis dikilir ve toplin olarak yavrularm geçmesini bekler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: