10 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16

K — ü _ Miki Afrikada haydutlar peşınde BÜTUNHŞLERı .Bu 3_ SERSEME HAREKETİM- DEN DOLAYI BER- A, BADETT; ';'f:;_,“*;fîaîm o ONU BEN TAKİBEDİ- ? YORUM DıYE, SINI Boş BıRA (KALBA«S.. *“ARKA Kagjî Kİ ODA .0 ŞİMDI *PLANLARı RAHAYER İŞTE... SAYTABİLECEK... 5A BURA- & DÜRDANE FAHRİYE MELİKE C -ABRİYE NERİMAN Melike Cemal; sabriye Beyoğlunda L o N D R A Birahanesinde Keman: CEVDET, Kemençe: SOTİRIİ, Piyaro; FEYZİ, Ut: Mısırlı Aç karnma bir kahve kaşığı alındıkta Kabızlığı defeder Yemeklerden birer sâat sonra almırsa HAZIMSIZLIĞI, mide ekşilik ve yanma. larımt giderir. Ağızdaki tatsızlık ve ko. kuyu izala eder. HOROS markalı amba. lâjına dikkat. Deposu: Mazon ve Botton İBRAHİM, Kanun: AHMET, Okuyucular: YAŞAR, HAMİT, Fiyatlarda tenzilât yapılmıştır. Tel. 40227 eee lll N mnKıralik Apartıman m __ı istanbulun mutena yerlerinden Türbede Belediye civarında Dostluk yurdu sokak 8 numaralİr apartımanın 1 ve 2 inci daireleri kiralıktır. Apartımanın bavadâr ve güneşli bulunması itibarile çok tercih edilen bilcümle vasıflar- la her türlü Konforu haizdir. Görmek arzu edenler ayni apartımanın 4 cü dairesine müracaatlar: ' DA ICI KA b ecza deposu, Yenipostane arkası Aşir Ef, Soök. No. 47. Glndokratin Ademi iktidara, zafiyeti umumiye- ye ve asabi buhranlara karşı, hur Prof. Brown Seguard ve Şteina- hın keşfidir. Eczanelerde kutusu 200 kuruş. SH MAĞLÜP FAUSTA pasa bildirmek için yapıyordu. Ni- hayet: — Dostum! Dedi. Beni dinleyin: “Eğer, şimdi düello edeceğim, bana yardım ediniz!,, Deseydiniz, hiç dü- günmeden peki! Derdim ve gene on kralm birden hücumuna uğrasaydı- nız kendimi ortaya atar, hattâ içle- rinde Valva da bulunsa haklarından gelmeğe çalışırdım, -Halbuki siz, bam başka bir şey, öldürmek istedi- ğiniz adamın yahına elinizden tuta- rak götürmekliğimi — istiyorsunuz.. Böyle bir işte benden nasıl bir cevap bekliyebilirsiniz? Bu, düşüncelerime tamamen muhaliftir... — Demek kabul etmiyorsunuz? Paradayan, yumuşak bir sesle; — Adam öldürmeğe yardım husu- bunda, evet!.. . Dedi. Jamk Kleman Bu kati cevap üze- rine fevkalâde müteessir olarak elini rtenksiz alnında dolaştırdı. — Felâket! Paradayan, bu esnada Kriyonun gatonun merdiyenlerinden inerek ken dilerine doğru gelmekte olduğunu gördü, Yüzbaşı, şövalyenin yanımnma gele- rek: — Şu zati tanır mısınız? Diye sordu. Jak Kleman hayretle Paradayanın kolundan tuttu, titrek bir sesle: — İşitiyor musunuz? Dedi. Beni Allah göndermiş., Sonra, Kriyonu takibe başladı. Pardayan da olduğu yerde şaşır- mış: : — Kader ne ise o olur!. Diye düşünüyordu. " * D « . | * Jak Kleman, Kriyonu takip ede- rek şatoya girdi. Kraliçenin dairesi tenha idi. Sanki herkes - bu fuzüli hâkimin ortadan kalkacağına mem- nun görünüyordu. Kralm dairesinde büyük bir kalabalık ve gürültü vardı. Jak Kleman, kraliçenin odasına girerken Kriyona kralın nerede ol- duğunu sordu. Ambuazda olduğunu anlayınca fevkalâde müteessir oldu. Nihayet odada yalnız kalmıştı. Orta- lıkta insana korku verecek bir sessiz- lik hüküm sürüyordu. Jak Kleman, her türlü korkudan uzak, şöyle düşünüyordu: — Üçüncü Hanrinin annesi ölüyor. Alis dö Lüksün oğlu da bu ölümde hazır bulunuyor... Krajliçenin bir işareti üzerine Kle- man düşüncelerinden sıyrılarak, ihti- yar kadına yaklaştı. Kraliçe, son nefesinde bulunan Şövalye: kimgelerde olduğu gibi bir şeyler söy- — Tantrım!. Dedi, lemek için dudaklarını oynattı. İlk — Yetişir! suali: Kriyon bu sözden sonra Jak Kle- mana döndü: — Âziz peder, şatonun papası bir yere gitmiş. Halbuki hasta olan kralfce günah çıkartmak için bir pu; pas istedi. Rica ederim geliniz, Si- zi Allah gönderdi!., Demek oldu. — Hayır Madam! Papas burada değilmiş. Tesadüfen şatonun önün- den geçerken beni çağırdılar. -— Neiyi! : Kraliçe belki de sırlarını yabaner P _R_ımıjım PERT meş- a KİRALIK APARTIMAN DAİRELERİ | Mercanda bir tarafı Örücüler soka- gı bir tarafı Eminpaşa sokağı köşe- başında her tarafa yakm Mercan a-| partımanmda küçük ve büyi ler kiralıktır. Bütün konforü dır. Kapterya müracaat. — | MAĞLÜP FAUSTA İç 335 e bir papasa söylemeği daha muvafık bulduğu için, ne iyi diyordu. Jak Kleman da bu işten - seyinç duyduğu için, ne iyi! Diye tekrar e- diyordu. Kraliçe, birdenbire; — Oğlum nerede? Diye sordu. — Kral Ambuazdadır Madam! Kraliçe bir dakika kadar sustu.. Gözlerini kapamış, — kirpiklerinden yaşlar süzülüyordu.. — Onu görebilecek miyim?, Diye söylendi. Ölüyorum, hem de oğlum yanımda yokken. Bu, benim için pek müthiştir. Ah., Oğlum, seni Te kadar seviyordum.. Halbuki gözle- rimi ebediyen kapıyacağım bir sıra?a seni görememek, son hayalini meza- ra kadar götürememek, ne azap!/ Katerin dö Mediçi karma karışık bir şeyler söylüyor ve bu arada sık sık Dian dö Frans.. Montgomeri.. Bu doğru değildir... Kolinyi, siz. İstemiyorum, gibi lâfjar mırildanı yordu. Nihayet gözlerini açarak pa- pasa dikti ve bir müddet baktıktın sonra: — Eğer günahlarımı itiraf eder sem Allah affeder mi? Dedi. — Hepsini söylerseniz, evet... — O halde dinleyiniz!. Kraliçe, kocası ikinci Hanriyi â!- dürttüğünden başliyarak Navar kra- İmın annesi Jan Dolhreyi, Kolinyi- yi, oğlu dokuzuncu Şarlı nasıl ö!' dürttüğünü anlatarak sustu. Jak Kleman: — Hepsi bu kadar mı? — Yemin ederim ki bu kadar.. £ ğer günahlarım affedilmeden öle:ek olursam melun olacağım. Rica ee rim aziz peder.; Jak Kleman birdenbire köpürdü! — O halde melun olarak öl! Hem de benim önümde lânetle öli. Alla- hın en büyük gazabına uğrıyarak öl! Kraliçe ölüm halinde bulunanlır- da olduğu gibi kesik kesik: — Merhamet.. Diye inledi. TU papas ne söylüyor?, Melun! — Evet kıyamete kadar melunlu Çünkü işlediğin bütün günahlar için- de en iğrenci annem Ajis dö Lüksün kalbini parçalıyarak öldürmüş olmak* lığındır. Bunun icin onün namına ge- ni telin ediyorum, aynı zamanda s2v* gili oğlun üçüncü Hanrinin de ben:rü elimle öleceğini haber veriyorum. Jak Kleman bunları söyledikt N sonra başındaki kukuleteyi — çıkar dt İhtiyar kraliçe, son bir. gayretle va* tağında doğrularak yerinden fırlamı$ gözlerini papasa dikti.. Büyük Li? korku ile: Ü — Allahım, diye inledi. Büyük- | sün!. Adilsin!.. Bu cezayı hakkel' miştim, ııihayet “melun olarak olü- | rum !. '; Jak Kleman, ahlretten geliyor hise sini veren bir sesle: | — Melun!., p M Diye bağırdı. | Katerin dö Mediçi sırt üstü yatâ* * ğına düştü, hafif bir titremeden sol” ra kaskatı oldu... Ölmüştü,... " . . . « l | Ertesi gün kral Bluvaya geldi At nesinin öldüğünü duyunca ilk söyle” diği söz: — Gömülsün! Demek oldu. Tarihin yazdığına göre, kraliçey' hiç bir cenaze alâyı yapılmamış ** | nâaşi geceleyin gömülmüştü.