10 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

10 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kendisin'den genç bir erkekle evlenen kadın diyor ki: Vaş farkının ilk zaman- arda farkına Varlımlyor girdiler.Satrcı birçok şapkaları önle- Fakat yaş ell zam Bir kadının kendinden genç bir er- ikle evlenmesi ne demektir? Bu hal, htlaka bir felâket, manevi bir yıkını İğildir. Fakat — hayatında böyle ha - ket eden ve şimdi orta yaşlı olmağa İklaşan bir İngiliz kadınının gazeteler in birine gönderdiği şu yazı derin bir klil mahiyetini haiz bulunmaktadır ; EBen yirmi altı yaşımda iken evlen- . Kocam yirmi yaşındaydi. — Pek Pışinim. - Onun için yaşımı göstermi * ve oldlulğumdan daha genç görünü - * Kacam, uzun boylu, kuvyetli er bir delikanlı idi., Ve benden bir yaş yaşlı hissini veriyordu. ramızdaki yaş farkı, ehemmiyet ve iyecek kadar az gibiydi. Fakat bu iklerim, on beş sene evveline aid ardır. Şimdi kırk bir yaşında bir idırim. Kocam sadece otuz altı ya- Hakikatte, aramızda ayni yaş farkı üyor. Fakat tabiat son on sene i- aradaki fasılayı kendi usulünce ha 'genişletiyor. Benim gibi sarı saç- — soluk tenli mavi gözlü kadınlar , sürmeden çökerler.Ben de çöktüm, narı kotamın yüzüne bakıyor ve “ne dar çocuk gibi kalryor.,, diyordüm. Ve al beni üzüyordu. o Tabiat, kadına karşı zalim davran. ktadır. — Bizim hayatrmızın güzellik Cazibe devresi çok kısadır. Ekse - l en güzel tipler en önce solar. Bazı derde de bu böyledir. Siner adamlar ise çok yavaş yaşla- â Benim kocam bu neviden otuz Yaşmda bile göstermiyor. Ekger. sekiz yaşında sanıyorlar. SAÇ Yyıl sonra artık orta yaşlı bir flup Benç bir adamla evlenmiş bu- Cuğumu inkâr edemiyecek bir hale gim. pocam Büyet yakışıklıdır. ve benim yermışe kızlar onunla dolaşmak Çöünu gösteriyorlar, Kendimi şik- p Ve zamane âdetlerine vererek koca- elde etrneğe baş vurabilirim. Fakat gn , © kızların arkadaşlığını be. ine tercih ettiğini görüyorum. elerce evvel kocamın bana karşı 1 takdir hiselrini gözlerinden okur . (- Simdi ufak tefek tenkit cümlele. Muhatap oluyorum. Tabif bu Söz- T _!_ıer biri dikenli oklar gibidir. Me y 0 çeşid şapka sana oör SAÇ işidir.,, nevinden bir söz söylü » F Üstelik gözlerimin — yaşarmasına Tet ediyor. —olay_ca tenkid ettiği şeyin' saatlerce bir düşüncenin mahsulü olduğu hasıl anlatayım? Ona nasıl anla ki, ben bu seçtiğim şapkanım al. © yardımiyle kaybettiğim eski bir €ti ktsmen olsun telâfiye çalışryo - r, bilhassa genç erkekle evlen. kadımın, ihtiyarlığa kavuştuğu za- Yüreğinden gizli hüsranlar bulun | Çok az anlarlar. Şimdi kendi. Horuyorum: Kocam daha bugünden İ maceralar aramıya kalkarsa — on & sonra ne olur? | bekçi istemiye mecbur olduk. ee - VE HABER — Akşam postasr Şapkacıda Bayan şapka alacaktı, bir mağazaya rine sürdü. Lâkin kadın müteredditti, - AA d bir türlü seçemiyordu, Kocası bir şap- ' b"'l bUIdugu ka göstererek: — Bunu alsan, dedi, fena değil. an ... Kadın itiraz etti: — Katiyen! Hiç kimsenin giymediği O zaman ben elli bir yaşında olaca- biçimsiz bir model! ğım. Bir yaş ki, büyük — annelerimiz| — p v LA L işaret etti o yaşlarda başına' kokular, içirir, sır | —— b tına şal ve ayaklarına battaniye örter.| —— , bi L C da bundan Ben bu yaşa geldiğim zaman kocam sa-| . ( pp A e Öğeni ben nasıil gi- dece kırk altr yaşında olacaktır. yerimi! Elli bir yaşında bir kadınla kırk altı yaşında bir erkeğin arasında çok büyük bir fark vardır. Bir erkek kırk altı yaşında olgun bir devresine gelmiş sayılır. İş sahasında bu yaş yükseliş devresidir. Bazı mes- leklerde meselâ doktorlukta bu yaşta bir adam hattâ gençtir bile.. Fakat bir kadın! elli bir yaşında bir kadın ne kendini , ne de arkadaşlarını| aldatabilir. Hakikat meydandadır. Onun . kemal devresi gelmeden ben yıkılmağa yol almış olacağım. Ve seneler geçtikç-| | aramızdaki müsavatsızlık daha çok | ı dini gösterecktir. | Kızım aşk çağına geldiği zamarı on-ı* : kendisinden on yaş büyük adamla evlen- mesini tavsiye edeceğim. Belki bu yaş ona fazla gelecek. Fakat yalnız o günkü düşüncesine göre. Aradan on, ön beş. yirmi sene geçtikten sonra değil.. Fakat sevdiği adam kendisinden daha Poölis — Haydi babalık, kalk ba- | nuzdur? gençse, bugün beni yakan felâketten| falım. — Hayır! Daha kovmadım. Bir de onu kurtarabileceğime pek ümidim yok,, Sarhoş — Neye kalkayım, gene dü-| kürke ihtiyacım var! Bu acıklı yürek yanmasını neşreden| şecek olduktan sonra.. — Gürültü yapma. Baban orkes- tra konseri için çalışıyor. ÂAr yılı değil ! İki kadın konuşuyorlardı: — Başıma gelenleri sorma? Dün akşam eve geldiğim zamat — kocamı hizmetçi ile.. — Rezalet! — Ya! Bereket işi ilerletmemişler- di. Kocama söylemediğimi bırakma- drm, O da bana bir manto almağn mecbur oldu. — Tabil hizmetçi kızı da kovmuşsu- Ç vi Il'lziliz gazetesi karilerinden sorüyor. &T Ingiliz karikatürü — » gll D Bu kadınım derdi ne yolda halledi- İma i, n ErA O SÖĞ lebilir? bir fikir verebilir misiniz? Yeni tahsildarımı, borcunu ödeme- ğ / İ N ee ; mekte ısrar eden birisine göndermiş- Bizce, kocasından yaşlı olan bu kadın| ti. Dönüşünde sordu: cesaretini kırmadan izdivac hayatına| — — Ne oldu? Parayı aldın mı? devam etmelidir. Genç adam, sadık| — Hayır! 5 ç kanuni mesuliyetlerle bağlı — Vermiyeceğini mi snyleğı? ' kalmak mecburiyetinde iken, günün bi- — Hayır böyle bir-şey - söylemedi rinde nihayet kendi'on seiiğlik —: | ama ima etti, Me Ş GAĞ ae dedi.? nin de, ebedi hayatın sırrı olmadığını n . 4 > f 4 i c den beni tekme to- — Vay canına!, Bunun neresine anlıyarak haktki muhabbete dönebilir. | | © ı:;î îf;rîe::â,e oturulacak acaba? Ve işte o zaman müşterek hayatın kök- Temizlik leri daha derinlere ssalar. Duydukları | koltuğunda bir paketle gören Moiz sordu: — Nedir o, ne aldın? — Yatak çarşafı, — Bakayım. — Paketi açıp baktıktan sonra du- dak büktü: saadet, yaşadıkları muhite an'anevi su- B rette miras kalabilecek kadar kuvvetle- nir, dirilik peyda eder. Aşk büyüsü yapmak için Mezarlıklardan — Tapon! Bir kere yıkandı mr eski- : Çiçekleri di gitti. çalıyorlarmış Moiz itiraz etti: Sevgililerine büyü yapmak için bir S” DAŞÜR YANEŞACAK. YERÜN takım kadınların — mezarlıklardan mum, çiçek ve diğer eşyayı çalmaları, Belgrat mezarlıklar müdüriyetini po- listen hususi nöbetçi istemeğe mecbur etmiştir. Mezarlıklar müdürü gazete- cilere verdiği beyanatta diyor ki: — İstedikleri erkek aşkını kazan- mak için, tahsil görmüş ve yüksek ai- lelere mensup kadımların bile baş vur | | ; aa #ra | dukları manasızlıkları söylesem inan — BSaçları uzatan ilâomızdan bir şi- I ğ . mazsınız. Hem böyle kadınlar o kadar şe istiyorum. |E, ı çoktur ki saymakla tükenmez. — Büyük şişe mi küçük mu? | Kadınlarımızın bu batıl itikatların- — Küçük. Saçlarımın çok uzama- dan birini anlatayım da sizde şaşın.| Sttt istemiyorum. Evlenmeden evvel ölmüş nişanlı bir kız yahut erkeğin mezarından bir çi- çek alıp sevilen adamın yakasına ta- krlacak olursa, adam öerhal aşık olur ve kadınla evlenir, üstelik ölünceye kadar karısma sadık da kalırmış.. İşte bu gibi gülünç düşünceler neti- cesinde mezarlıklarımızda — yapılan hırsızlıklarla artık başa cıkamaz bir hale geldik ve polis müdüriyetinden — Haydi! Agsağı inip ayaklarınızı silin! Dalrel faside Sokakta hüngür hüngür ağlayan ço- cuğu görüp haline acıyan kadıncağız sordu: — Niye ağlıyorsun yavrum, ne ol- du? — Bir lira buldum da.. Kadın şaşırdı: — Bunda ağlayacak ne var? Bilâkis sevinmelisin. ' — Öyle ama ben şimdi eve döne- mem, n | — Neden yavrum? — Çabuk bu zarfı postaya verin.| — — Neden olacak, lirayı hobsmn ver- Yediküule Rum hastanesi Doğum ve nisaiye şefi Dr. V. LEONTiADiS İmam sokak istiklâl caddesi köşesin deki 2 numaralı bay Nuri apartıma- nma nakletmiştir. Hergün hastaları nr öğleden sonra orada kabul eder, Her salr öğleden evvel — yedikule * TT Felâkete bakl Plâjda, pek kederli görünen arka daşına sordu: — Hayırola yahu? . Öteki cevap verdi: ; — Sorma birader, ilk karımın a1 nesi burada boğulmuştu. D K — Ölüm Allahin emri! Şimdi de ı lisin kaynanan da var. K, — ÜÖyle ama şimdiki kaynanam ; nize girmek istemiyor ki. . s -| | - YA el _ı L ı N b  YW Tet &. Bu mevsim şapkaların yüksek ola- cağı söyleniyor. Şu halde otomobiller — de ona göre yenilik yapmak lâmmgo- | lecek! 4 Tren İstasyona giden yolda koşuyordu, Rastladığı bir adama sordu; eli — 19,445 trenine yetişebilir miyim acaba? : Adam saate baktı, sortra: — Koşudaki süratinize bağlı, dedi, — tren kalkalı on dakika oluyor. Yolcu — Bir çaresini bulamaz mt-. yız? İşim pek aceleydi! ; lddla etmemişki Coğrafya dersinde muallim talebe- den birini kaldırdı: N . — Dünyanın yuvarlak olduğunu is- — bat et bakayını. | Çocuk şaşırdı: — İyi ama, dedi, ben böyle bir şı iddia etmedim ki!,, 4 Televizyon stüdyosunda şarkı söye liyen şişman kadınları zayıf göstere — mek için bulunan bir usul! 18 Yalancı — Ne yalancı adam, İ — Ne oldu? Ne dedi? K — Ömründe hiç borç almadığını Rum hastanesinde meccanen. AYA İ | Sigortanın ücreli yetişmezse hapı | sem annemden, anneme versem ba- yuttum. bamdan dayak yerim! ğ e y vi LA rğ, söyliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: