21 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

marası gözüme ilişti: 877. Nermin, bana: : — Dostum, dedi, eğer vahşi bir neşe ile, azami dolgunlukla ve eğlenmesile birkaç ay mes'ut bir insan olarak yaşa- dimsa, itiraf edeyim — ki, saadeti y - ka medyunum, çünkü, aşkın olmadığı Yerde hakiki saadet yöktür. Sakin, ta- hat, hattâ konforlu da olsa hayat, üzeri- Ne aşk kanadlarını germemişse, hiç bir Mana ifade etmez. Adı Hayatidir. Bana her şeyi Öğreten € oldu. Bende, benim de farkında ol - Madığım bir kadın keşfetti, ve beni san- ki yoktan varetti. Kollarında yeniden hayata doğdum; rünyaya yeni hislerle taze ve değişmiş bir etle geldim. O za- Mandanberi, onun hatası yüzünden, be- Şeri ümitsizliği tamamile yaşadımsa da, ğunu ünütmüyorum, — unutmıyacağım a. Beni nasıl elde ettiğini anlatmıyaca- Bim. Zannediyorum — ki, gözlerimiz ilk karsılaştığı anda onun oldum. Kendimi müdafaa etmeğe —imkân bulamadan, beni kabul etti. Hattâ, zaferinden o da hayrete düşmüştü. Aşkımda ne çapkın- lığın, ne de iffetin yeri vardı, Hayati biraz acaip, bizraz bohem tabi - atli idi; çok neşeli idi, kadınların ho -| Şuna giden bir hali vardı. sabahı evime geldi, bana: — Haydi, giyin, dedi. Hem seyahat elbiseni.. İtaat ettim. Hazırlanınca, omuzlarım- dan yakaladı. Beni sürükliyerek: — Gell dedi. Aşağıda, kapımın önünde bizi küçük bir otomobil bekliyordu. Küçücük bir öotomobildi, ve hayatımda büu İsadar gü- zelini görmemiştim. Yepyeniydi, her ta- rafı pırıl piril parlıyordu. — Kimin bu? diye sordum, yoksa se- nin mi? Bir temmuz — Bizim| diye ceva —ewusrere messessaw C — 7 Takamı bana uğur getirir, — Bundan sonra da getirecek. Sonra aarbanın kapısını açtı: — Heydi, bin, dedi. — Beni nereye götüreceksin? — Bilmiyorum, aklımıza esen yere.|$ Âşk bize rehberlik eder, — Fakat, çamaşırım yok, — Aldırma! Allah kerimdir. Yolda konakladığımız yerlerden sıra ile çorap, pijama ve geri kalan eksikle- ri düzdük, Sayfiye hayatı yaşamak — istiyen iki €şık için mükemmel bir araba. Hayati, vitesi değiştirdiği zaman, — eli dizime sürtünüyordu; başınt çevirdiği zaman- da, saçlarımız biribirine temas ediyordu. Her kilometrede, hele yol düz olunca Mütemadiyen öpüşüyorduk. Bütün tabi &at, üstlerinde kuşların cıvıldaştıkları a- Baçları ve güneşli tarlalarile bize doğru geliyordu. Bize: “Mes'ut olun!,, diyor- du. Bu müsaadeyi, ifrata — vardırarak kullanıyorduk. Ah, o sene Herekede ge- çirdiğimiz temmuz ayıl Hava sıcaktı, bütün ovalar çiçekli idi, kendimizi ova- lerım, denizin, hattâ güneşin sahibi zan- .nediyorduk, Hayati beni seviyordu. Nazik, ince, dikaktli değildi. Fakat beni anlatan ha- reketler yapmağı samimt lâflar bulması nı biliyordu. Kendi kendime, bu hayatın bu böyle devam ettikçe, bir gün sona ereceğini düşünüyordum. Artık,şehire dönmek zamanı gelmiş - ti. İki ay sonra, gene İstanbulda — idik. Hayatımızı çerçeveliyen kuvvetli bir ne- Şenin insanları olmuştuk. Bilinmez ne - den, birden aramıza bir soğukluk girdi. Sebebini keşfettim. Hayatinin — bana karşı vaziyeti değişiyor0x 'Yanımda da- ima susuyor, sözlerimle eskisi kadar alâ kadar olmryordu; bazan, gözlerini ara- 4 mMağa mecbüur oluyordum. İlk zamanlar | bazı bahanelerle gelmemezlikler yap - — Mağa, sonra da iş yüzünden doğan can © fıkıntılarından bahsetmeğe başladı. Zira işleri iyi gitmiyordu. Zayıflıyor, Mağmum ve sinirli oluyordu. Bir gün, ©tomobili, © küçük ve güzel otomobili Satmak niyetinde olduğunu söyledi. Ma- trüeri, nus ni olmak istedim, Hattâ ağladım, bana: — Bunun senin hatan yüzünden ol - duğuünu görmüyor musun? dedi. Birçok aylar böyle kavgalar, darıl - malar, kavgalat ve tekrar barışmalarla geçti. Hayati bana geldiği zaman, kendi kendime: “Bu defa her şey bitetek ar- tık!,, diyordum. Aşk tipkı bir otomobil gibi; tamir edildikçe bozuklukları faz- lelaşryor, Karar verdiğim günü — hatırlıyorum. Bugünün arifesinde Hayati gelmemişti. Geceyi dışarıda geçirmişti, sabahleyin cebinde bir randevu — vaadi.. Bir kadın yazısı buldum. Suratlarımız asık, yanya na yürüyorduk. Birden durdum. Önüm- de, kaldırrm kenarmda, küçük ötomobi- | limiz, Hayatinin sattığı 877. numaralı otomobil durüyordu. Eski halinden eser kalmamıştı, nümarasından başka. Bir - den gözümde Herekeye yaptığımız müu- cizevi seyahat canlandı. O zamanki Ha- yatinin, şimdi bana arkastnı çeviren Ha yati olması mümkün müydü? Birden bana sordu: — Orada, neye bakıyorsun? Kelimeler boğazıma tıkıldı. — Ötomobil.. Küçük otomobilimiz. Otomobile soğuk bir nazarla — baktı, omuzlarını silkti. — Ah, evet! Peki, ne olacak? Haydi, haydi, yürü! Arkasından yürüdüm: Başımı önüme eğmiş, gözlerim yaşlı. Anladım, her şey bitmişti. 877. rakamile gözümün — önünde ilk defa aşkımızın hayali canlanıyordu. Nuh CEH İki başlı yılan a. af Bü resmi çekmiş olan adam, fotoğ- rafçılık — hilelerini — bilen kurnaz bir sanatkar değildir. Hattâ — kendisinin meslekle —alâkası — bile yoktut. Yaz tatilini geçirirken yanına bir de fotoğraf makinesi —almış bir Amerikalı talebe- dir. Amerikanım Tepas vilâyeti Dim- mit mıntakasında — dolaşırken buü iki başlı yılanı görmüş — hemen makine- sine davranarak Tresmini — çekivermiş- tir. Yılan Engerek cinsindendir. Ve her iki başında da birer çift göz, çatal- İt birer dil ve korkunç dişleri vardır. Be reket versin ki yılan henüz birkaç günlük — olduğu için fotoğrafçıya sal - dırmamış ve kaçmağı akıl etmemiştir , Talebe tabiatın bu nadiresi — karşısında merakını — yenememiş ve birtçok ara- yıp taradıktan sonra, yılanım yuvasını bulmuştur. Burada gördüğü diğer on alt ryavrüu — ile analarını da birçok uğ- raştıktan sonra bir torpaya — koyarak Texas tarihi tabit müzesine — hediye et- miştir. On altır yavru ile boyu 2 metre olan ana yılan hep tek başlıdırlar , Yalnız on yedinci yavru iki başlıdır, Hayvanat âlimleri bünun — milyonda bir tesadüf — edilecek nadir bir vaka ol- duğunu — söyliyerek Engereklerin Kro- tus Atrox ailesine mensup olduklarını| tesbit etmişlerdir. İki baş bir tanesinden iyidir der- ler ama böylesi değil! Ton ton amca vahşsiilerin adasına çıkıyor Blmei '6 e HABER AKSAM _POSTABI İIDARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf adresi : İstanbul HABER Yazı işleri telöfonu : 28872 ldare ve llân 124370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. 6 âylik 730,; , 1450 » 3 aylık 400 - a00 , * aylık 150 | 3200 » Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası | 5 b ”| | & | | | | *' | | Yazan : Niyazi Anmet B | B | — Oğlum, sağ kaldıkça Romaya karşı düşmanlığını unutma, Onlara elinden geldiği kadar zarar vermek. teu geri durma. Onlar bizim ezeli düş. manımızdır. Bu g&özler, İspanya fethine giden Kartaca kumatıdanı Hamilikar, doküz yaşındaki oğlü Anibal'a söylüyordu. Anibal, şöyle mukabele etti: — Peki baba, unutmiyacağım. Yemin ederim, ki sözüme sadık ola. cak ve intikam alacağım. Babası öldüğü vakit Anibal on sekiz yaşında idi. İspanya ordusuna gelli, Soğuk ile sıcağa, açılıkla susuz. luğa, meşguliyetle uykusuzluğa şaya. nı hayret bir derecede tahammül e. den kumandanın oğlu, kendisini az | zamanda sevdirdi. O, daima nefer elbisesiyle askerler arasında yatıp kalkar ve onların yediğini yer, onlar. dan hiç ayrılmazdı. Üç sene, daima de yaşadı. Yirmi yaşında kumandan intihap; edildi ve Kartaca Senatosu da bunu kabu! etti. İşte o gün, babasının nasihatleri. ni ve babasına verdiği sözü hatırladı: — Romayı ortadan kaldıracağım.. dedi. Mükemmel ordusu vardı. Aske. rin kendisine ve kendisinin askere em. niyeti sarsılmamıştı. Vakit geçirme. den Sağgoutr muhasara etti. Roömalı. ların, Anibal geri çekilmediği takdir. de İtaxp MAs adaaalilari hkoaRKTımaKT tehditleri bir fayda vermedi. Anibal | burayı fethetti. Fakat Romalılar gene harp et. mediler. Fabiüs'ü tarziye almak için Kartacaya gönderdiler. Kartacalılar tarziye veremiyorlar, Anibalin darıl. masından korkuyorlardı. Red cevabı verimek de işlerine gelmiyor, bu tak. | dirda Kattacanın mahvedileceğine i. hanıyorlardı. Roma sefirinin bir gün sabrı tü. keudi. Senatoya giderek giydiği fista. nra eteğini kaldırdı: — Harp ile sulh bunun içindedir. Onlardan birinin intihap zamanı gel. miştir.. dedi. Senato azası: — Siz istediğinizi intihap ediniz.. dediler. Fabiüs eteğin salıverd ve; z — ÜÖyleyse harp olsun.. dyip kes. Anibalin istediği olmuştu. « & & Anibal denizden İtalyaya bir şey yapamıyacağını biliyordu. Kimsenin hatruhayaline gelmiyecek bir plân kurdu, Yüz bin kişilik bir ordu ile Pi. rene dağlarını geçerek İtalyaya İndi. Fahat, ayak bastığı gün askeri yirmi 2774 sene evvel bugün | Anibal Kan'da Romalıları feci şekilde mağlüp etti 70 bin kişi öldü muharebe etmekte olan ordunun İçin. | | seksen bin piyade, altı bin süvari idi. — ancak bir fil kalmışti. Bununla bera. ber ilk karşılaştığı Scipio'yu mağlüp ettikten sonra imdada gelen Sempro. nius'un kırk bin kişilik kuvvetinden o. — tuz hinini harp meydanında bıraktı. — © Amıbal bu harple Galiye kıtasını ele — — geçirmişti. Roma, Flaminiüs kumandasında — — elli bin kişilik bir ordu hazırlıyarak — Kartaca kumandanı üzerine sevketti. — — Anibal bu kuvvetin de kümandan — ları da dahil olmak üzere on beş bini. — ni kiliçtan geçirdi. Bir okadarını da —— esir aldı. Kehdi telefatı yalnız bin — kişi kadardı. i | Bu mağlübiyetten sönra Roma —— münkün olduğu kadar fazla asker — — topluyarak Anibali mahvetmeğe az. — | metti Yeni ordu Fabiüs Maksimusun kuwandasındaydı. £ | Bu adam muharebeden mütema. — — diyen kaçıyor ve Anibali sağdan, sol. — — dau sıkıştırmağa bakıyordu. Bir gün — Kartaca askeri, kümandanlariyle bı.'.,ı. | raber içinden çıkılmaz bir boğaza sı. — .'1- | B İ ! y" kıştırıldı. Teslimden başka tek care * yoktu. Mukavemet etmek mahvolmak — | lemekti. Tek Kartacalıda ümit kal. — maumiıştı, , $i Anibal: e| — Hiç körkmayin, dedi, kürtula. | cağız. e | Kimse inanmıyordu. O, gayet cid. İ diyetle: 'ı".İ f — Hem de bu akşam.. diyordu. — — © “1 getirildi. Boynuzlarına zifte bu. âİ " lanmış çalı demetleri geçirildi. Hep. — sine birden ateş verilerek salrverildi. — — Gece yarısı bir dehşet halinde Roma — as«erleri üzerine yürüyen binlerce ö — küz, Anibali kurtardı. A n & & K | Anibalin en büyük muharehesi — Cenwnbt İtalyada Kan nehri civa. : rında oldu. Roma ordusu küumandan. — larından Varron, askerini geri dönüll — miyecek derecede Anibal ordusunı,_ yaklaştırmıştı. Romalıların küvveti — Anibalin kırk bin piyade ile on bin — süvyorisi vardı. Mi | Kartaca kumandanının harpte | en sevdiği manevra, düşmanmı siüva. — ri vasıtasiyle sarmak ve öyle hücun_ıgı'.ı | geçmekti. Bunu her harbinde yapmış — ve muvaffak olmuştu. Kan muhareh &.| sinde de bu yolu tuttu. Atlılar yıld , rım süratiyle Roma ordusunu sardı. lar, : İ Milâttan önce 838 yılı, 21 Eylü günü, bundan 2774 sene evvel vukü b ' | laa hu harpte Romalılar 70.000 nefer, bir konsolos, iki ordu defterdarı, sek. — set senato azası, yirmi bir fırka k ! matıdanı zayi etmişlerdi. Anibalin te. : altı bine İnmiş, birçok fillerden elinde lefati dört bini Galyalt olmak üzere 5:30 idi, v" İsviçre de silâhlanıyor Modaya uymak" içimn N motörsikletli cüzütamların İsviçre de öteki milletlere uydu ve İsviçre yavaş yavaş makineleşmek Tuna koyuldu. Son hafta yapılan ordu. manevrasında ikinci fırka tanklai çok müessir birer kıta olabileceklerini isbat etti. Bu geçit resmi Utzensdorf'da yapıldı. CÜ

Bu sayıdan diğer sayfalar: