21 EYLOL — 1936 > 2 pr K 5 Ton ton amca | Uğurlu rakam! Nermin, bana: — Dostum, dedi, eğer vahşi bir nel İle, azam! dolgunlukla ve eğlenmesile birkaç ay mes'ut bir insan olarak yaşa- dımaa, itiraf edeyim © ki, saadeti aş - ka medyunum, çünkü, aşkın olmadığı Yerde hakiki saadet yoktur, Sakin, ra- hat, hattâ konforlu da olsa hayat, üzeri- me aşk kanadlarını germemişse, hiç bir Mana İfade etmez, Adı Hayatidir. Bana her şeyi öğreten! S oldu; Bende, benim de farkında ol - Madığım bir kadın keşfetti, ve beni san- ki yoktan varetti. Kollarında yeniden hayata doğdum; rünyaya yeni hislerle taze ve değişmiş bir etle geldim. O za- mandanberi, onun hatası yüzünden, be- Şeri ümitsizliği tamamile yaşadımsa da, bunu unutmuyorum, unutmuyacağım da. Beni nasil elde ettiğini anlatmıyaca- Bim. Zannediyorum — ki, gözlerimiz ilk karşılaştığı anda onun oldum. Kendimi müdafaa etmeğe Oİmkân bulamadan, beni kabul etti. Hattâ, zaferinden o'da hayrete düşmüştü. Aşkımda ne çapkın. lığın, ne de iffetin yeri vardı. Hayati biraz acaip, biraz bohem tabi - atli idi; çok neşeli idi, kadınların ho - Şuna giden bir hali vardı. Bir temmuz sabâhr evime geldi, bana; — Haydi, giyin, dedi. Heci seyahat elbiseni.. İtaat ettim. Hazırlanınca, omuzlarım. dan yakaladı. Beni sürükliyerek: — Gell dedi. Aşağıda, kapınm önünde bizi küçük bir otomobil bekliyordu. Küçücük bir ©tomebildi, ve hayatımda bu kadar çü- zelini görmemiştim. Yepyeniydi, ber ta- rafi pırıl parıl parlıyordu. — Kimin bu? diye sordum, yoksa se- nın mi? — Bizim!'diye ceva! marası gözüme ilişti: 877. . Birden; nu” — 7 rakamı bana uğur getirir. — Bundan sonra da getirecek. Sonra aarbanın kapısını açtı; — Haydi, bin, dedi. — Beni nereye götüreceksin? — Bilmiyorum, aklımıza esen yere. Aşk bize rehberlik eder, — Fakat, çamaşıtım yok. — Aldırma! Allah kerimdir. Yolda konakladığımız yerlerden srra İle çorap, pijama ve geri kalan eksikle. ri düzdük, Sayfiye hayatı yaşamak istiyen iki Aşık için mükemmel bir araba. Hayati, vitesi değiştirdiği zaman, © eli dizime sürtünüyordu; başını çevirdiği zaman- da, saçlarımız biribirine temas ediyordu. Her kilometrede, hele yol düz olunca mütemadiyen öpüşüyorduk. Bütün tabi 8t, üstlerinde kuşların cıvıldaştıkları 8- Zaçları ve güneşli tarlalarile bize doğru geliyordu. Bize: “Mes'ot olun!,, diyor- du. Bu müsaadeyi, ifrata © vardırarak kullanıyorduk. Ak, o sene Herekede ge- girdiğimiz temmuz ayı! Hava sıcaktı, bütün ovalar çiçekli idi, kendimizi ova- | Yerin, denizin, hattâ güneşin sahibi zan-| nediyorduk. Hayati beni seviyordu. Nazik, ince, dikaktli değildi, Fakat beni anlatan ha- reketler yapmağı samimi lâflar bulması ni biliyordu. Kendi kendime, bu hayatın bu böyle devam ettikçe, bir gün sona ereceğini düşünüyordum. Artık,şehire dönmek zaman: gelmiş - ti. İki ay sonra, gene İstanhulda | İdik. Hayatımızı çerçeveliyen kuvvetli bir ne- şenin insanları olmuştuk, Bilinmez ne - den, birden aramiza bir soğukluk girdi Sebebini keşfettim. Hayatinin bana karşı vaziyeti değişiyor o Yanımda da- ima susuyor, sözlerimle eskisi kadar alâ kadar olmıyordu; bazan, gözlerini ara- Wağa mecbur oluyordum. İlk zamanlar bazı bahanelerle gelmemezlikler yap - mağa, sonra da iş yüzlinden doğan can tıkımtılarından bahsetmeğe başladı. Zira işleri iyi gitmiyordu, Zayıflıyor. mMağınum ve sinirli okiyordu. Bir gür, “tomobili, 6 küçük ve güzel otomobili satmak niyetinde olduğunu söyledi. Ma- Sİ ni olmak istedim. Hattâ ağladım, bana: — Bunun senin batan yüzünden ol - duğunu görmüyor musun? dedi. Birçok aylar böyle kavgalar, darıl - malar, kavgalar ve tekrar barışmalarla geçti. Hayati bana geldiği zaman, kendi kendime; “Bu defa her şey bitecek ar- tık!,, diyordum. Aşk tıpkı bir otomobil gibi; tamir edildikçe bozuklukları faz- Wslaşıyor. Karar verdiğim günü © hatırlıyorum. Bugünün arifesinde Hayati gelmemişti. Geceyi dışarıda geçirmişti, sabahleyin cebinde bir randevu © vaadi.. Bir kadın yazısı buldum, Suratlarımız asık, yanya Ba yürüyorduk. Birden durdum. Önüm- de, ikaldırım kenarında, küçük otomeobi- limiz, Hayatinin sattığı 877. numaralı otomobil duruyordu. Eski halinden eser kalmamıştı, hümarasından başka. Bir - den gözümde Herekeye yaptığımız mu- cizevi seyahat canlandı. O zamanki Ha- yatinin, şimdi bana arkasını çeviren Ha yati olması mümkün müydü? Birden bana sordu? — Orada, neye bakıyorsun? Kelimeler boğazıma tıkıldı. — Otomobil. Küçük otomobilimiz. Otomobile soğuk bir nazarla (baktı, omuzlarını ilkti, — Ah, evet! Peki, ne olacak? Haydi, haydi, yürü! Arkasından yürüdüm: Başımı önüme! eğmiş, gözlerim yaşlı. Anladım, her sey) bitmişti. 877. rakamile gözümün önünde ilk defa aşkımızın hayali canlarıyordu. Nuh CEH | iki başlı yılan | Bu resmi çekimiş olan adam, fotoğ- rafçıkk (o hilelerini (o bilen kurnaz bir| sânatkar değildir. Hattâ (kendisinin meslekle (alâkası bile yoktuf. Yaz tatilini geçirirken yarına bir de fotoğraf! makinesi o almiş bir Amerikalı talebe- dir. Amerikanın Tepas vilâyeti Dim- mit mmtakasında (dolaşırken bu iki başlı yılanı görmüş © hemen makine. sine davranatak fösmini (o çekivermiş tir. Yılan Engerek cinsindendir. Ve her iki başında da birer çift göz, çatal- 1 birer dil ve korkunç dişleri vardır. Be! reket versin ki yılan henüz birkaç günlük (olduğu için fotoğrafçıya sal - dırmamış ve kaçmağı akıl etmemiştir . Talebe tabiatın bu nadiresi (karşısında merakın: o yenememiş ve bitçok ara. yıp taradıktan sonra, yılanm yuvasını bulmuştur. Burada gördüğü diğer en alt yavru «ile analarını da birçok uğ. raştıktan sonra bir torpaya (koyarak Texas tarihi tabii müzesine (hediye et- miştir. Ön altı yavru ile boyu 2 metre olan ana yılan O hep tek başlıdırlar.. Yalnız on yedinci yavru iki başlıdır. Hayvanat âlimleri bunun (milyonda bir tesadüf o edilecek nadir bir vaka ol. duğunu söyliyerek Engereklerin Kro- tus Atrox âilesine mensup olduklarını tesbit etmişlerdir. İki baş bir tanesinden iyidir der- ler ama böylesi değil! vahşillerin (4 (adasına çıkıyor AKSAM POSTASI IDARE EVI Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu; İstanbul 214 Telgraf adresi, istanbu! HABER Yazı işleri telofonu : SAR?! idare ve vân 24370 ABONE ŞARTLARI Mahiye 0100: Brüyen! ameli ES * aylık s0,» 309 . Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası > Y N g yünunelARİİ azan : iyazi Ahmet 2774 sene evvel bugün , Anibal Kan'da Romalıları feci şekilde mağlüp etti 70 bin kişi öldü — Oğlum, sağ kaldıkça Romaya karşı düşmanlığını unutma, Onlara elinden geldiği kadar zarar vermek. ten geri durma. Onlar bizim ezeli düş. manımızdır. Bu sözler, İspanya fethine giden Kartaca kumandanı Hamilikar, dokuz yaşındaki oğlu Anibal'a söylüyordu. Anibal, şöyle mükabele etti: — Peki baba, unutmiyacağım. Yemin ederim, ki sözüme sadik ola.| cak ve intikam alacağım. Babası öldüğü vakit Anibal on sekiz yaşında İdi. İspanya ordusuna geld! Soğuk ile sıcağa, açılıkla susuz. luğa, meşguliyetle uykusuzluğa şaya. nı hayret bir derecede tahammül e. den kumandanm oğlu, kendisini az zamanda sevdirdi, O, dalma wefer elbisesiyle askerler arasında yat'p kalkar ve onların yediğini yer, onlar. dan hiç ayrılmazdı. Üç sene, daima muharebe etmekte olgn ordunun İçin. de yaşadı. Yirmi yaşında kumandan intihap edildi ve Kartaca Senatosu da bunu kabu' etti. İşte o gün, babasının nasihatleri. ni ve babasına verdiği sözü hatırladı: — Romayı ortadan kaldıracağım. dedi Mükemmel ordusu vardı. Aske. rin Kendisine ve kendisinin askere em. niyeti sarsılmaniıştı. Vakit geçirme. den Sagoutı muhasara etti, Romah. ların, Anibal geri çekilmediği takdir. de Noap Am mdnanlleri BRTK tehditleri bir fayda vermedi. Anibal burayı fethetti. Fakat Romalılar gene harp et. mediler. Fabiüs'ü tarziye almak İçin Kartacaya gönderdiler. Kartacalılar tarziye veremiyorlar, Anibalin darı). masındâan korkuyorlardı. Red cevabı verinek de İşlerine gelmiyor, bu tak. dird3 Kartacanın mahvedileceğine 1. nanıyorlardı. Roma sefirinin bir gün sabrı tü, keudi. Senatoya giderek giydiği fista. hin eteğini kaldırdı: — Harp ile sulh bunun içindedir. Oalardan birinin intihap zamanı gel. miştir. dedi, Senato azası : — Siz istediğinizi intihap ediniz. dediler, Fabiüs eteğin salıverd ve: — Öyleyse harp olsun. dyip kes. Anibalin istediği olmuştu. »*.. Anibal denizden İtalyaya bir şey yapamıyacağını biliyordu. Kimsenin hutruhayaline gelmiyecek bir plân kurae. Yüz bin kişilik bir ordu ile Pi, reu» dağlarını geçerek İtalyaya indi. Fahat, ayak bastığı gün askeri yirmi altt Mine inmiş, birçok f#illerden elinde — mele Isviçre de Silâhlanıyor ancak bir fil kalmıştı, Bununla berâ. ber ilk karşılaştığı Scipio'yu mağlüp ettikten sonra imdada gelen Senpro. nlus'un kırk bin kişilik kuvvetinden 0. tuz binini harp meydanında bıraktı. Amıbal bu harple Galiye kıtasını ele geçirmişti, Roma, Flaminius kumandasında elli bin kişilik bir ordu hazırlıyarak Kartaca kumandanı üzerine sevketti, Anibal bu kuvvetin de kumandan ları da dahil olmak üzere on beş bini. ni kiliçtan geçirdi. Bir okadarmı da esir aldr. Kendi telefatı yalnız bin kişi kadardı. Bu mağlâbiyetten sonra Roma mümkün olduğu kadar fazla asker toplıyarak Anibali mahvetmeğe az. metii Yeni ordu Fabiüs Maksimusun kürandasındaydı. Bu adam muharebeden mütema, diyen kaçıyor ve Anibali sağdan, sol. dan sıkıştırmağa bakıyordu. Bir gün Kartaca askeri, kumandanlariyle be. raber içinden çıkılmaz bir boğaza sr. kıştırıldı. Teslimden başka tek care yoktu. Mukavemet etmek mahvolmak lemekti. Tek Kartacalıda ümit kal, mamıştı, Anibal: — Hiç korkmayın, dedi, kürtula. cağız. Kimse inanmıyordu, O, gayet cid. diyetle; — Hem de bu akşam. diyordu. n ara, 1 getirildi. Boynuzlarına zifte bu. laamış çalı demetleri geçirildi. Hep. sine birden ateş verilerek saltverildi, Gece yarısı bir dehşet halinde Roma askerleri üzerine yürüyen binlerce ö. küz, Anibali kurtardı. ». Anlbalin en büyük muharebesi Cennbi İtalyada Kan mehri civa. rmda oldu. Roma ordusu kumandan. larından Varron, askerini geri dönül miyecek derecede Anibal ordusuna yaklaştırmıştı. Romalıların kuvveti seksen bin piyade, altı bin süvari idi, Aribalin kırk bin piyade ile ow bin süvarisi vardı. Kartaca kumandanının barpte en sevdiği manevra, düşmünmı Sva, ri vasıtasiyle sarmak ve öyle hücuma geşmekti, Bunu her harbinde yapmış ve muvaffak olmuştu Kan muharebe, sinde de bü yolu tuttu. Atlılar yıldı. rım süratiyle Roma ordusunu sardı. lar, Milâttan önce 838 yılı, 21 Eylül günü, bundan 2774 sene evvel vuku bü. laa Nu harpte Romalılar 70.000 nefer, bir konsolos, iki ordu defterdarı, sek. sen senato azası, yirmi bir fırka ku, mandanı zayi etmişlerdi. Anibalin te. lefntı dört bini Galyalt olmak zere 3400 idi, Modaya uymak için & Ke İsviçre da öteki milletlere uydu ve İsviçre yavaş yavaş makineleşmek — yo- luna koyuldu, Son hafta yapılan ordu manevrasında ikinci fırka tanklarla motörsikletli cüzütamların çok müessir birer kıta olabileceklerini isbat etti, Bu geçit resmi Utzensdorf'da yapıldı.