BUGÜN 2 nci sahifemizde: Türk dili üzerinde tetkıkler Kemal Cenab Berksoy. Siyasî icmal. 5 inci sahifemizde: raklar. Tarihten yap 6 ncı sahifemizde: Duymadıklarımız ve bılmedıklerimız. J OflDİrİflCİ oavı • Jİ/HO İSTANBUL CAĞALOĞLU DgTartuci 91 EulM 1QQC Sfljfl ı 44üO Telgraf ve mektub adresi: Cumhuriyet, İstanbul Posta kutusu: İstanbul, No 246 ı fltaMBSI L\ LJİUI 1300 Telefon: Başmuharrir ve evi: 22366. Tahrir heyeti: 24298. İdare ve matbaa kısmı 24299 . 24290 umhuri KOCATCPT Madam, bu para kalp! Hani sen kördün ? Körüm amma enayi degilim ! t Başvekilin Londra seyahati HAMIDIYE YAVOZ Sporcularımızın Moskovada zaferleri Güreş, eskrim, bisiklette Sovyetleri mağlub ettik Melih Romanyalı boksorü mağlub etti. Atle* tizmde yeni bir Türkiye rökoru yapıldı Millî bir edebiyat Yaratabilir miyiz? izim ilk gendiğimizde ve kendi neslimiz arasında vatanî bir edebiyattan bahisler ve onun etrafında heyecanlar vardı. Buna daha ziyade vatansever bir edebiyat denilse daha doğru olmuş olacağını şimdi daha iyi takdir ediyoruz. Bu edebiyatın kaynağı da, gayesi de siyasî idi. Bu edebiyat, istibdad rejimile mücadelenin en iyi şekillerinde ifadesi düsturu ile hulâsa olunabilir. Bu şeklile bu hareket belki edebî bir nevi bile sayılamaz. Bu sadece o zaman ihtilâl ve inkılâb fikirlerile hareket eden bir gencliğin kendi heyecanlarr na taktığı bir addı. Hakikatte san'atı muhitin ifade şekillerindeki saiklerine göre tasnif etmekte ilmî bir isabet bulunamasa gerektir. Son yıllarda bir kısım gencliğimizin sabit fikir halile bir millî edebiyat yapılıp yapılamıyacağı düşünce ve duygusuna takılmış olduğunu görüyoruz. Kurtuluş ve istiklâl hareketi Türkiyede millî bir devlet yaratmağa müntehi olan kuvvetli cereyanlar içinde yüriidü. Millet bu yeni hareketinde henüz son noktaya varmış ta değildir. Her sahada millî benliği aratan ve millî benliğe götüren hamleler vardır. O halde bütün bu hamleleri kendisinde hulâsa ederek ifade edecek millî bir edebiyat olmak lâzım gelir gibi bir düşünce, sanınz ki, kendiliğinden fikirleri isgal ediyor. Gene bu tesir altında olacak, gündelik gazetelerimizden biri, bir millî edebiyat yapabilir miyiz; sualini bir anket mevzuu yapmiş bulunmaktadır. Bu şaşırtıcı sualin cevabmı bulmağa çalışırken esasen edebiyat tabirile kasdolunan manayı alabildiğine dağıtmamak lâzım geldiğini takdir ediyoruz. Millî edebiyattan bahsetmek için edebiyatm bir de millî olmıyanı, mevcud veya mefruz olacağını kabul etmek icab eder. Millî olmıyan edebiyat olur mu? Her milletin edebiyatı kendisinindir. Her hangi bir edebî eser hangi dilde yarablmışsa o dili konuşan millî varlığm malı olur, yani o eser, yaratıldığı dilin milletine nisbetle millî mahiyetini almış bulunur. Başka milletlerin edebiyatlarından tercümelerin bu millî ve gayrimillî edebiyat mevzuunda yerleri olmıyacağmı söylemeğe hacet bile görülmez. Başka milletlerin edebî eserlerinin tercümelerinde kıymet olarak, onların naklolunduklan yeni dile çevrilişlerindeki muvaffakiyet derecesi ehenrmiyeti haizdir, ve bütün beşeriyet âlemindeki fikir ve san'at hareketlerini öğrenmekten millî kültürler müstağni sayılmazlar. Esas olarak dfl hududunun çerçevelediği millî edebiyatlann mecmu heyeti bütün beşeriyete mal olabilecek san'at abidelerile temayüz eder. Bunun haricinde millî ve gayrimillî edebiyattan bahsetmeğe nasıl hnkân bulunabileceğini anlıyamadığımızi itiraf etmek mecburiyetindeyiz. Belki için için şikâyet ettiğimiz bazı noksanlanmız var. Meselâ Kurtuluş ve İstiklâl Cidalimizle onlan takib eden Biillî hamlelerimizin binbir safhası henüz san'atm ihtimamına kavuşan canlı ve derin surette aşklı ifadelere mazhar olamadı. Amma bu yolda hiç birşey yapmaÖık ta değil. Az da olsa bu mevzular üzerinde oynamış kalemlerimiz, fırçalarr mız ve çekiçlerimiz olmuştur. Ortada derleyip toplıyarak herkese gösterebileceğimiz üç beş eserimiz vardır. İş yapan, ayni zamanda dilsiz ve duygusuz olmıyan bir millet hiç yaptığı ve yapmak yolunda bulunduğu işleri muhtelif ifade şekillerile ortaya koymamış olur mu? Fakat bizce az ifade olunmuş olan bu mevzular dahi millî san'ata nisbetle teferruat kabilindendir. Sanki adamakıllı millî olmakta göze kuvvetle çarpan bu mevzuları hakkile ve binbir şekille ifade tbnemişiz de başka meseleleri, başka işleri, başka meyzulan çok mu ifade etmi Takviyesi mevzuu bahsolan filomuz toplu halde Vekillerle bir askerî heyetin de gideceği söyleniyor fngiliz Kralı Sekizinci Edvardm T ü r kiyeyi ziyaretinden sonra Başvekil îs met Inönünün riyasetinde bir heyetin Londraya gitmesinin tahakkuk etmesi, Italyan matbuatında büyük bir alâka u yandırmıştır. Italyan gazetelerinin yazdıklanna ba kılırsa bu ziyaretten maksad Türkiye ile îngfltere arasında bahrî ve askerî bir iş birliği muahedesi akdetmektir. Bu mii • nasebetle La Stampa gazetesi şu havadisi vermektedir: «Başvekil Ismet Inönü, Hariciye Ba kanı, Maliye Bakanı, Genel Kurmay Başkanı, Deniz ve Hava Müsteşarları ve Başvekılle beraber Londraya gideceği eksperlerden mürekkeb bir heyetle Lon soylenen Buyuk Erkânıharbiyei Umumiye draya gidecektir. Finans, siyasa, Bo Reisimiz Maretal fevzi Çakmak Italya matbuatının Roma matbuatma göre İngilterede Maliye, Boğazlarm tahkîmi ve donanmamızın takviyesi görüşülecekmiş M o s k o v a 20 (Hususî) Bu akşam yapılan güreş «* ve eskrim müsaba kalan da Türk ta kımlannm galebesile neticelenmiştir. Güreşte yapılan 7 müsabakanın 4 ünü kazandık, 3 ünü kaybettik. Saat 19 da başhyan eskrim müsabaka ları galibiyet ade di itibarile berabere bitti. Fakat sayı hesabile neticeyi biz Diinkii müsabakalardan 200 metro nihayetlenirken kazandık. şılaşma yapılmış, neticede Türk takımı birinciliği kazanmıştır. Eskrim takımı şefi Fuad Sovyet Müsabaka Moskovanın 21 kilometro hakemlerinin tarafgirlik yaptıklanm iddia ederek müsabakalarm başlangıcmda ötesinde Moskova Leningrad yolu üzeğazlann tahkimi ve Türk filosunun takrinde olmuştur. Mesafe 50 kilometro gitsahayı terketmiştir. viyesi meseleleri Londrada görüşülecekmek ve 50 kilometro da avdet olmak ü Bisiklet miisabakalart ö'r.» Moskova 20 (Hususî) Halkevi zere 100 kilometro olarak tesbit edil Diğer ttalyan gazetelerinin bisiklet takımile Sovyet bisiklet takımı •niştir. mütaleaları arasında bu sabah saat 1 1 de birinci k a r [Arkası Sa. 6 sütun I tfc] ttalyan gazetesi «Tribuna», mütenek kiren seyahat etmiş olmasına rağmen In giliz Kralımn üç memleket devlet reis lerile yaptığı konuşmalann üç Akdeniz devletinin lngiliz Akdeniz politikasına imale edilmesi neticesini verdiğini teba rüz ettiryor. Bu mülâkatlar ve îngiliz Krahnın «Nahlin» yatile gezmeleri ve bilhassa bu esnada refakatinde îngiliz Harbiye Nazın Duff Cooperin bulun ması bunu açıkça ispat etmektedir. ı alâkası Ispanyanm Majork adası Italyan hâkimiyetinde tihkâm haline kalbedilmektedir. Anarşistler Basbakan M. Kaballerova müracaat ederek hükumetın «âmme federasyonu komitesi» ne çevrilmesini istemişlerdir. Bu komitenin vazifesi bankalan sosyalize, hususî serveti ilga ve 17 den 45 yasına kadar bütün erkekleri seferber etmektir. Kristof Kolomb ailesinin son yaşıyanı 76 yasında Dük Verakuanun cuma sriinü kurşuna dızildiği bildirılıyor. lArkası Sa. 3 stitun 3 te] Madrid sokaklarında siperler kazılıyor, evler birer istihkâm haline getirildi 4 Loyd Corcun intıbama göre Almanya haricî bir teca vüze karşı hazırlamyor Almanlar, Sovyet Rusya ordusunun çok kuvvetli olduğunu da bilivorlarmış Leh ordusunun Almanyaya cevabı Polonya, gönüllü iş servisi ihdas etti Varşova 20 (A.A.) Polonyada gö nüllü iş servisinin ihdası doğnıdan doğruya Almanyada askerlık müddetinin uzatılmasına bir cevab teşkil eder. Çünkü Polonya askerlik müddetini iki veya üç sene olarak tesbit etmek istememektedir. Umumt Harbde İngilterenin dikta törü olan ve harbı Alman ajannmn tavzihi hem îngiliz İmpa Berlin 20 (A.A.) Dnb. Ajansı, Hitratorluğuna, hew [Arkası Sa. 7 sutun 1 de] de muttefiklerine kazandıran sabık Başvekil Loyd Corc harb bittıkten son ra Almanyaya re va görülen haksız muamelelere karşt şiddetle muhdlefet M. Loyd Corc ve M. Hitler " etmişti. Loyd Corc yapılan haksızliklann aksi bu fikirde nekadar isabet ettiğini gös Saint Moritz 20 tesir yaparak bir gün Almanyayı yeni termiştir. (A.A.) Dün öğden müthiş bir düsman haline getireceM. Loyd Corc, Almanyada olup biten ğinden korkmuştu. şeylerin hakikatini öğrenmek üzere ya leden sonra, M. Tituleskoya yapılan Hitlerin iş başma geçmesi kendisinin [Arkası Sa. 3sütun 4 te] kan nakli ameliyellllllllllllll IIIIIIIII1IIIIIIIIIII1IIIIIMIIIIIIIIIIMIIIII IIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIHHI imillllllllllllMIIIIMIIIIIIIIIIIIimilllllllllllllllllll lllllllltllllllll si değil, fıziyolojık §iz, ve böylelikle sanki tamamile millî Fakat cumhuriyet rejiminin feyzi sayesayılamıyacak bir vadiye mi sapmışız? sinde bugün o nankör vaziyetten kurtul serum şınngasıdır. Doktorlar, son Hayır, ortada böyle birşey yoktur. Doğ muşuzdur. San'atın icablannı hakkile yedakikada kan nakrusunu isterseniz bizi millî ve gür san'atm rine getirecek bir kalem bugün sahibini line lüzum olma hasret ve iştiyakı önünde bulunduran va başka yaşama çaresi aramağa gitmek dığma hükmetmişziyet, alelitlak san'atta henüz çok doğu mecburiyetinde bırakmıyacak veçhile ge ler, ancak gıdanın rucu olacak bir terakki menzilesine var çindirmek kabiliyet ve kudretini kazan kifayetsizliğini te M. Titulesko mamış olmaklığımızdan ileri geliyor. Ya mış bulunuyor. Diğer san'at eserleri için lâfi için serum şırıngası yapmak iste[Arkası Sa. 1 sutun 2 del rahna şartlannı haiz yurddaşlarımız ta henüz bu hükmü kat'iyetle veremesek birafından ortaya şimdikine nisbetle daha le edebiyat için bu müspet iddiayı teredçok miktarda ve daha muvaffak eserler düdsüz olarak ileri sürebiliriz. konulsa bu bediî heyecan tufanının dalO halde millî edebiyat için değil, galan arasında hepimiz ve her birimiz çünkü edebiyatın gayrimillisi mutasavkendimize göre vicdanlanmızı ve iz'an ver değildir, alelitlak edebiyat için inkilarımızı gıdalandıracak parlak san'at şaf meydanı açılmıştır. Şimdi kendi diliziyafetleri içinde yüzerdik. O halde orta mizde san'at eserlerinin mebzuliyetle yada olmıyan şey millî edebiyat değildir, ratılmasma sıra gelmiştir. bizım eksiğimiz kâfi san'at eserine malik Dil, san'atkârın fikirle tıraş ederek işolmayışımızdan ibarettir. liyeceği bir mücevherdir. Bu işde san'aKayseri (Hususî) Kayseri dokuBu niçin böyle oluyor? Yazanimız ve tın muvaffakiyeti duygulann mümkün o ma kombinasının, açılışınm birinci yıldöyapanımız mı yoktur, yoksa yazılan ve labildiği kadar derin ve geniş ilim ve irf an nümüne tesadüf eden 1 7 eylul fabrikada yapılanlar kâfi revac ve rağbet bulmu la mücehhez olmasına bağlıdır. Hududu mutantan bir surette kutlulanmıştır. Bir yprlar da onun için mi kısır ve kusurlu yok: Bütün muhite ve bütün kâinata yıl önce Celâl Bayann Sovyet ağır sanakalıyoruz? Bazılarımızı ikide bir millî şamil bir ilim ve irfandan bahsetmek is yi heyetile beraber küşad resmini yaptığı edebiyat hasretile coşturan eksikliği bu tiyoruz. İfade tarzı manasına lısan ehenv bu muazzam ve modern sanayi müesseseiki sualin ifade ettiği sahalarda hulâsa miyetlidir, fakat ifade mevzulannda ilim sinin büyük kantini bayraklarla ve gayet etmek kabil olacağına kaniiz. Bir zaman ve irfanm rolü ondan daha az ehemmi şık bir sahne yapılmak suretile süslenmiş lar hakikaten kalem, sahibini başka bir yetli değildir. îşte bizce bu bahiste mese ve bu merasime bütün vilâyet, teşekküller meşgaleye ihtiyac göstertmiyecek bir ve le bundan ibarettir. aüece davet edilmişti. rimle geçindirmeğe kifayet etmiyordu. YUNUS NADİ lArkast Sa. 5 sutun 4 te] Barselon 20 (A.A.) Solidaridad Obrera gazetesi Majurka adasına İtal yanların çıktığını ve îtalyanların ku mandasında bulunan adada şimdi iki renkli Ispanyol bayrağının yanında Italyan bayrağının dalgalandığmı temin etmektedir. Bu gazeteye göre, Italyan subayı Rossi, adanın hakikî diktatörüdür. Jon Marş tarafından satın alman bir çok îtalyan tayyaresi adaya gelmiştir. Marş ta bu tayyarelerden birile gelerek adayı sahsen ziyaret etmistir. General Molanın beyannamesi Valladolid 20 (A.A.) General Mola, Bılbao ve Santander üzerine tayParis 20 (A.A.) Buraya gelen yarelerle aşağıdaki beyannameyi at haberlere göre, Madrid sokaklarında si tırmıştır: perler kazılmasına başlanmıştır. Evler is[Arkası Sa. 7 sutun 1 de] Madridde siper kazılıyor IIMIIIHIIMMIIMHIllllHIIIIIIHrUIUIIMIinilHIIMIIHtMIMIItlMlltllllMIMIMIIIIIIIIMIIIIIIIMIIIMIIMMMIMnilMMMIIIIIMIfllinMlltlllllUIIIIMMMIIIMIIIIIHI Fransız muharriri, kendisinin Türk dostluğundan Eski Nazıra iiçüncü defa şüphe edilmesine müteessir bulunduğunu, Türkiolarak kan verildi yedeki inkılâbların takdirkârı olduğunu. söyledi Yugoslav bandıralı 18,000 tonluk Kraliçe Marya vapurunun evvelki gece şehrimize getirdiği 385 turist arasında meşhur Fransız muharriri Klod Farer de bulunmakta idi. Vapur limammızda bir gün kalmış, ve dün saat 1 7 de nhtımdan kalkarak Boğazda bir gezinti yaptıktan sonra Rodosa gitmek üzere İstanbuldan ayrılmıştır. Gece şehre çıkan Klod Farer ayağını yere basar basmaz türkçe olarak: Yaşasın Atatürk! Yaşasın Türkiye! Yaşasın Türkler! diye bağırmıştır. Bu sırada kendisini karşılıyan bir gazetecinin sorduğu bir suale de şu cevabı vermiştir: Evvelce yazmış olduğum ve etrafında dedikodular uyandıran «Ankarada dört kadın» admdaki eserim, Türkiyenin o eserin yazılısından sonra geçen kısa zaman içinde attığı genis ileri adımları daha isabetli olarak belirtmektedir. Bu eseri Piyer Lotinin benden evvel anlattığı Türkiye ile mukayese etmek lâzımdır. Bu mukayeseden çıkacak netice Türkiyenin yüzdeyüz lehinde olacaktır. Nitekim Türkiye hakkında yazacağım yeni eserle «Ankarada dört kadın» eseri arasındaki fark ta bu kadar büyük olacaktır. En tahammül edemiyeceğim his, Türklerin, kendilerine karşı besledigim yürekten bağlıhktan ve dostluktan şüphelenmeleridir. Ben Piyer Lotiye Titulesko ümidsiz bir vaziyete girdi Klod Farer Istanbulda İftihar edilecek bir netice Kayseri Kombinasının bir senelik faaliyeti M. Klod Farer Türkiyenin bugünkü halini, bugünkü kemalini göremeden öldüğü için acıyorum. Ayni vapurla "gelen turistler evvelki gün Mudanya ve Bursayı da ziyaret ederek gezmişlerdir. Vapur Rodostan başka Siragüze, Kotor, Dubrovnik, Splite uğrıyacak ve ayın 29 unda Triyestede bulunacaktır.