22 AĞUSTOS — 1986 Ademi iktidar VE | Bel gevşekliğine Karşı iHTiYARLIĞI YOK EDER silât: Galata posta kutusu 1255 Hormobin iksek Mühendis Mektebi arttırma Ve eksiltme komisyonundan: Miktarı Tahmin Tutarı Pey akçesi İhaleT. Günü saatı bedeli 2600 42 1092) ). 14430 25/8/936 Salı 14 832) ) ) İl Mayıs nihayetine kadar yukarda cins ve miktarları yazıl. * açık eksiltmeye konulmuştur. Eksiltmesi 25/8/936 salı gü M4 te mektep içindeki komisyonda yapılacaktır. Şartname istiyenler her gün eksiltmeye girmek için de belli gün ve komisyona müracaatları ilân olunur. (300) 1600 52 âyseri Tayyare fabrikası Di- .. .. vu. “örlüğünden : ,, Yseri Tayyare fabrikasına birinci smıf olmak üzere tesvi. lornacı, kaportacı, ustalar imtihanla alınacaktır. İmtihanlar, tâyyare fabrikasında yapılacaktır. Ve imtihanda muvaffak Weta işçilere (e derecelerine göre (3: 5) liraya kadar yevmiye , “tir. Müracaat ve imtihan ağustos nihayetine kadar (devam e, (191) HABER — Akşam Postağr ETT VEYA ll LR TUNEL EE Defterdarda bir Ne, lu dikim evinde mevcut ve köhneye ayrılan 54 kalem muhtelif malzeme ile otomobil malzemesi ve 75 çift fo- tin 26 ağustos 936 çarşamba günü sant 1430 da Tophanede satınal ma komisyonunda pazarlıkla satı lacaktır. Tahmin bedel: 134 lira dır. Teminatı 2İ liradır. İşbu eşya lar dikimevinde görülebilir. Pa-' zarlığı için isteklilerin belli saatte komisyona gelmeleri, (485) (91) Defterdarda 1 No, İu dikimevin de mevcut 46480 buçuk m. muh- telif şerit 18 kilo 450 gram merse rize ipliği 450 metr: kaytan, 120500 adet tahta düğrir, 250 kilo muhtelif ecnebi düğme 301793 adet kapsol 26 ağustos 936 çarşam ba günü saat 14 de Tophanede sa trnalma komisyonunda pazarlıkla satılacaktır. Hepsinin *ahmin be- deli 658 liradır. İlk teminatı 50 li radır. Işbu eşyaların nümunesi ko” misyonda ve Defterdarda dikime vinde görülebilir, İsteklilerin belli saatte komisyona gelmeleri. (92) (487) Tophane fırınının deposunun tamiri 26 ağustos 936 çarşamba günü saat 15 de Tophanede satın alma komisyonunda pazarlığı yapı lacaktır. Keşif bedeli 898 lira 38 kuruştur. İlk teminatı 67 buçuk li- radır. Keşif ve şartnamesi komis yonda görülebilir. İstekl:lerin belli saatte komisyona gelmeleri. “Bu ufak yanlış ... Sizi 10 yaş Daha fazla gösterebilir Şu renk pudra $izi gençleştirir ve cildinizi güzelleştirir, başka renk pudra da, aksine olarak $izi ihtiyarlamış gibi gösterir. Teniniz EE esmer ise, esmerlere omahsusbir EE pudra ve meselâ koyu Raşel rew ginde bir pudra kullanmanız ice bettiği gibi teniniz kumral ise, & çık Raşel renginde bir pudra kuk lanmanız lâzmgelir. Bir Opudra intihap etmek için oyüzünüzde al tr muhtelif rengini tecrübe etme li ve tesirini görmelidir, Burun ve çenenizi sık sık (O pudralamamak için cildde sabit duran bir pudra kullar” malısınız. Bir kutu pudra Oderununa bir kaşık miktarında krem köpüğü ilâ" ve eğerek pudranızı kuvvetli ve sabit bir şekle ifrağ edebilirsiniz. 'Tokalon pudrasında en iyi cins bavalandrır mış pudra İle beraber krem köpüğü matlüp miktarda ve fenni bir surette karıştırılmıştır. Bu pudra, cilt üzerinde oneleke br rakır ne de tabaka halinde görünür, Yalnız bir defa pudralanmakla sekiz saat sabit kalarak şayanı hayret ve sevimli bir ten yaratır. Renk; on za" manlarda icat edilen ve hiç bir vakit yanlışlık yapmaya imkân bırakmıyan bir makine ile kontrol edilmiştir. Her sabah 5000.000 kadm Tokalon pudra” sını kullanır. Nafia Vekâletinden: Afyon — Antalya hattının Burdur — Antalya arasında Barutlu. bel — Korucu — Bayatbademlesi — Burhanboğazı — Yenicekahve istikameti takip edilmek üzere takriben 32 kilometrelik Barutlubel — Yenicekahve arası etüdünün yapılması 24/8/936 pazartesi günü saat on beşte Nafia vekâleti demiryollar inşaat dairesindeki münakasa ko. misyonunda pazarlığa konulmuştur. 1 — Bu işin muhammen bedeli 10000 ve muvakkat teminat 750 liradır. 2 — Mukavele projesi, Etüt fenni şartnamesi, ve eksiltme şart. namesinden mürekkep bir takım pazarlık münakasa evrakı 50 kuruş mukabilinde demiryollar inşaat dairesinden verilmektedir. 3 — Pazarlığa 2490 No. İu kanun mucibince ibrazına mecbur oldukları evrak ve vesikalarla 775/936 tarih ve 3297 No. lu resmi ce- ride de ilân edilen talimatnameye göre (bilümum Nafia işlerini) ve ya (Demiryollar inşaat işlerini) veyahut bu gibi (Etüt ve harita işleri. ni) yapabileceklerine dair Nafia vekâletinden verilmiş müteahhitlik vesikasını ibraz edenler girebilecekler. 4 — Bu işe talip olanların 248/936 tarihinde saat on beşte Demiryollar inşaat dairesindeki münakasa komisyonunda hazır bu. ağ ük iğ (488) Tunmaları ilân olmur. (259) (1521 148 MAĞLÜP FAUSTA ; olduğunu söylediniz, şimdi benim de aklıma geliyor ki bir kızım var ve şüphesiz ki bir sevgili iken duy- madığım hayatın zevklerini bir anne iken duyacağım.. Fausta bu sözleri dinleyince se- vinçis bağırdı: — Ahlaklın başına geliyor. Şuur kafanda tekrar parlıyor! Be- mim İzim olduğumu mu soruyorsun, sadece merhametli bir kadm, bu kadarı kâfi değil mi? Bir tesadüf senin sıkıntı ve ıstırapla geçen ha- Yatım bana öğrüü? ve sana göste- Yeceğim kızınla sevgilini bana ta- matti, Zavallı kadın ellerini birleştire- rek inledi: — Kızım!.. — Dinleyiniz, siz kederden ak- zı kaybeltiğiniz zaman hapis- anede bulunuyordunuz.. Saizüma titredi: — Orasını hatırlıyorum. Orada Seçirmiş olduğum ıstraplı anları arlıyorum., — Bir takım merhametsiz adam. lar kızmızı elinizden a'dılar anlı- Yor musunuz., ' — Evet, evet.. Bana işkence © denler, beni hapseden'er aldılar.. izüma işittiği şeyleri takip ve tlryabilmek için çok büyük bir Sayrat serfediyordu. Austa devam etti: — Evet, kızmı senden aldılar, — Zavallı yavrum.. Kimbilir ne kadar acı çekmiştir — Hayır! Emin olunuz! Ömrü pek güzel geçti. Zengince, iyi kalp- li bir adam onu alarak bir evlât gi- bi büyüttü.. — Bu adam, madar! İsmi ne- dir? Yerini söyleyin de gidip ayak- larına kapanayım.. Fausta: — Öldü. dedi. Saizüma: — Öldü mü? Zaten böyle iyi a- damların talii ekseriya fena olur. dedikten sonra ilâve etti: — Acaba mesut ve rahat olarak mı vefat etti? — Hayır, sefalet içinde ve bir hapishane köşesinde öldü.. Saizüma bu söz üzerine ağlıya- rak: — İsmi nedir? dedi. mademki yüzünü görmek kabil olmadı, hiç olmazsa ismini öğreneyim! — İsmi Furko, kendisi müddei. umumi idi.. Bu ismi aklında tuta- bilecek misin? — Furko.. Bu ismi ebediyen w- nutrmiyacağım.. Fakat bu kadar iyi bir adam nasıl olur da böyle ha- pishane köşesinde ölür? Hapse girmek için acaba nasıl bir kaba- hat işledi?.. Buna kim s-bep oldu? — Kızımız! — İmkânı yok!.. Bu katiyyen olamaz!.. Bir kızım bulunduğunu öğrenirken aynı zamanda onun bir canavar olduğunu işitmek... Böy- MAĞLÜP FAUSTA 145 Kerviyye ismi kafasın: aydınlata- cak bir ışık oldu. Fausta merakla zavelir kadına bakıyordu. Onun henüz tereddüt içinde olarak ruhuna yeri bir man- zara göstermekle tamamiyle ken- dine çekmeği düşünerek: — Arkamdan gel! dedi, sana yemin ederim ki, bir gün sevdiğin adamı göreceksin! Saizüma üzerinde böyük bir te sir yapan bu kadını titriyerek taki- be başladı. Şimdiki ha'de Jan dö Kerviyye denilen adan»n kim ol- duğunu iyice bilemiyo:, fakat, bu ismin kendi üzerinde kederle ka- rışık bir sevinç yarattığını hissedi- yordu. Bu ismin sahibini niçin bu kadar görmek istiyordu? Fakat senelerdir kalbinde açıtmış olan korkunç boşluğun bu serin sahibi. ni görünce kapanacağın: sanıyor du. Mahut köşkün önüne gelmişler- di. Fausta içeri girdi. Saizüma tit- riyerek onu takip ederken: — Oh! piskoposu kurada gör- müştüm, diye söylendi. Fausta: — Evet, diye cevap verdi, pis koposu burada görmüştün. İşte bu- nun !çindir ki bu manaslırın civa- rmdan ayrılmıyorsun; demin seni Vulduğum zaman şu yıkık taşların üzerine oturmuş, buraya bakıyor ve kulbinin ümitle dolauğunu his sediyordun. Saizüma homurdandı: — Hayır, hayır! Eğer bana sa” hiden acıyorsanız, pitkoposu bir daha görmememi isteyiniz! — Ya Jan dö Kerviyyeyi?.. Zavallı kadının yüzü sevinçten parladı: — Onu görmek isterim.. Amma onu tanımıyorum.. Fakat her hal- de tanımalıyım.. Kendimi ona bü- tün güzeliklerimle göstermek iste- rim; cnun anlatılması güç olan tat- kı bakışlarını hissediyo- ve okşayt cı sesini işitiyor gibiyim. — Yemin ediyorum ki, onu bir daha göreceksin! — Ne zaman? Yakırda mı?.. — Evet.. Pek yakında.. Birkaç güne kadar.. Fakat burdan uzak laşmamak şartile. — Ne olurşa olsun uzaklaşmıya: cağım. — Güzel.. Şimdi dinle Leonor! Yalnız Jan dö Kerviyye'yi değil, kızını da göreceksin!.. Saizüma başını önüre eğdi. Dü- şünceli düşünceli söylendi: — Kızım mı? Fakat benim kı zım yok ki.. O iki asilzade deba- na bir kızım olduğunu söylemiş. lerdi.. Bu pek garip. Fausta hakiki bir sıkıntı ile sor« du: — İki asılzade mi? e — Evet, fakat ben unlara inan- madım, krzrm olmadığını biliyo- rum..