21 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — 'Aksam postası ——— ——— -— gea ———T——————— ——— -— Japonyada yeni ve eskı mücadelesi USULÜU KIZLAR “TAKSİ,, Eski Japonları fena halde kızdırıyor Eski Çin kızı Ogyşa Feraceli eski kadınlar gibi ge- Yinen uzun entarili, beli kuşaklı Ve saçları top top taranmış, Japon |-i kızı artık Japonyada tarihe karışı- — Yor. Bu kızlara “Geyşa,, denirdi. Onun yerine “Ginza,, kızı çıkı - Yyor. Bu yeni tip Japon kızına İn- gilizce “Modern Girl,, terkibinin Phılı hecelerinden mürekkep bir 'tim verilmektedir: “Moga!,, ; “Girl,, kelimesi galat olarak mes İ kaktaa, ç“ “defa “Gal,, diye telâffuz edil” a Tüpon şeiki Tokyoda, bir otobüste yal . | 'İlııdon bu kızlara — “Mo - ga, denmiştir. siyesi — vardı. Bu yeni Japon kızı saçını kısa : l"Bıtirrııiştir. En yeni Avrupa veya |Ü da bir Ame- Âmerika modası üzere geyinmiş - tir. Parmakları manikürlüdür... — frekalı kadındı!| - Bugünkü Japonyanın yorgun Ş adamı, eski Japon usulü üzere Yaşayan nesli, onun eski şarkıla- Fını, asırlarca eskimiz danslarını iraz #nuk buluyor... Akidelerde değişŞiklik Eski Japon akidesi yavaş ya- Vaş yerini yeniye bırakıyor. Eski- den Japon kadınları başları önle- — Maymun aktörler Daima korkulu filmlerde rol al- ( Makta elan Boris Karlof'un bu de- fa Landrada çevirdiği bir filmde Oynamak üzere Holivuda iki may- Mun aktör gelmiştir. Bunlardan rine eğik olduğu halde sokakta kocalarının ardından yürür, onun yükünü taşır, tiyatroda kadınlara Nakel a ait yerde oturur, ve lokantalarda kendisine sonra dan servis yapı lırdı. Fakat şimdiki Japon kızlarının düşüncesi bambaşka.... Şarkın es- ki ananelerinden kurtuluyorlar. Avrupa ve Amerika filmleri görü- yorlar, meslek edinmiş kızlara dair okuyor ve — kendisini de niçin onlar gibi yaşayıp, düşünüp, sevip giyinmediğini kendine soruyor. Ve dilediği gibi hareket ediyor. Mançuri hâdisesi esnasında Japon kızlarının bu modern gidişi, bir engele uğramıştı. O zamanlar, her yabancıya karşı — hbir infial uyanmış, ümumi bir taassup baş göstermişti. Japon olmayan her hangi şeyin milli ihtişamla kabili te'lif olmadığı ileri sürülüyordu. Fakat bugün bu taassup , yeri- ni mutedil bir düşünüşe bırakmak- tadır. Japonlar, “Apartos,, adı verilen apartrmanlarda oturmağı tercih ediyor... Yeni cereyanlar yüzün - den “departös,;-denen ve içerisin- de Amerikan usulü her çeşit eşya satılan büyük mağazalar vücude gelmiştir. Modern Japon kızları yahut onların tabirile modern Ja- pon “Moga,, lar modern elbisele-' rini bu “departos,, lardan alıyor - lar, AÖ ŞAi Amerihalılaştığını görere eskiler büu tarzı tenkit ediyorlar Eski ve yeni mücadelesi Eski moda Japon kızları yeni hemşirelerini sokakta, tünelde ne- rede görse garip garip bakıyor- lar. Sırtında Japon maşlahı bulu- nan orta yaşlı bir Japon, Japonya- nn “Moga,, larından — modern kızlarından — pek memnun de- ğgildir. Mütaassıp kimseler, gizli cemi- yetlerin müfrit hislerle dolu men- supları bu yeni gidişi hiç beğen- memektedir. ; Hattâ haber verildiğne göre, “İbazan — coşarak duygularını açı - ğa dahi vurmak - * || talarmış.. Mese - « lâ bir. Amerikâan ) gazetesine Tok - yodan yazıldığı- —| na göre, bu mu - İtaassıplardan mü rekkep bir kafi - lebir defa - bir dansige baltalar- la girerek bütün eşyayi altüst et- mişler ve danse- den — Japonlara böyle, Amerikan usulü üzere vakit geçirmekten vaz geçmelerini ba- ğıra çağıra söylemişlerdir. Sinema mücadelesi Eskilerin Amerikan sineması- na karşı mücadelesi yamandir. Meselâ ecnebi filmleri — ki çoğu Amerikan filmidir — gösteren Tokyo sinemalarmnın bir de Japon filmi göstermesi mecburi tutulmuş tur. ; Yeni Çin kızı Ginga Görünüşte bunu, Japon sinema sanayiini himaye için yapmakta- dırlar. Fakat Amerikalılar bu ted- birde başka bir mana buluyorlar: Japonyanın bilhassa Japon kızla« rının Âmerikalılaşmasının önüne geçmek gayreti! Dünya tersine döndü Lâkin iş almış yürümüştür: Bir yağmurlu günde Tokyoda birçok Japon kollej kızları bir otaobhüse dolmuşlar... Aralarında da bir tek Amerikalı kadım varmış. Japon re. simlerinde daima rasladığımız o balmumlu kâğıttan yapılmış Japon şemsiyesi kimin elinde görülüyor- —muş, biliyor musunuz? Amerikalr kadının elinde... Asil Japon kızlnarı bu kadar an'anevi bir âlet yerine, ellerinde |siyaâah'pamuk hezmdon, Amerikan 'şemsiyeleri taşıryorlarmış... İş ter-” sine dönmüş... Tokyoda İngiliz ismiyle birçok dükkânlara raslandığı gibi, Ame- rikan usulü bir satış şekli olan me- selâ (5 ve 10) kuruşluk mal satan dükkânlar da görülüyor. Taksi kızları Gelelim “Taksi kızları,, denen dansözlere.. Kapıda alınan bileti kendisine vermek suretiyle dansedilen “Tak si dansöz,, leri var ki bu da tam manasiyle alâmerikendir. Fakat Japon dansinglerinde bu kızlar sıkı bir polis nezaretine ta- bidir. Dansedip bilet ücretinin yüzde kırk kadarmı kendileri aldıktan sonra kızlar uslu uslu ve yalnız olarak evlerine dörmek mechburi- yetindedirler. Hayatı sıkıdan kurtarırken, ahlâkın da kaçmamasına pek ıtı- na ediyorlar. Yeryüzü cenmeti 1200 Türk lirası mukabilinde “yer yüzü cenneti,, nde ailenizle beraber yerleşebilirsiniz ! Cenup denizlerinden gelen bi haber bunu bildiriyor. Moris Al - lar isminde bir Fransız tüccarı Tahiti civarında küçücük Vana Vana adasını satın almış, ve yu karıdaki şartlarla yüz aileyi bu a daya toplamıştır. Adava girebil - mek için yalnız 1200 lira vermek değil, ayrıca doktor raporu getir- mek ve evli olmak şarttır. Bekâr- larım adaya girmesi şiddetle ya - saktır. Adanın iklimi gayet güzeldir yiyecek içeceği de parasiz temm etmek mümkündür. Çalınan keman Bütün Nevyork zabıtası kaybo- lan bir kemanı bulmak üzere fa - aliyete girişmiştir. Kaybolan ke - man meşhur Viyolonist Bronislav Huberman'a aittir ve “Stradiva - ius,, markalıdır. Değeri 600 bm Türk Hrasıdır. Hırsızlık, viyolonist bir kon - ser verdiği sırada olmuştur. Hı- berman bu kemanla bir kaç par - ça çalmış, sonra başka bir keman- la konsere devam etmiştir. Kema- nın işte bu sırada çalındığı anla - şılmaktadır. Bununla beraber hüızm bu kemanı satabilmesine imkân ıö - rülmemektedir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: