- udbo Bu sayfanın Berlindeki muha- biri arkadaşımız Hayali Krtırrbom, şayanı hayret bir gazetecilik ma hareti göstererek diğer bütün dün- ya gazetelerini atlatmış ve önü- müzdeki ağustosta Berlinde yapı- lacak dünya oliripiyatlarında ta- kımımızın kazanacağı müuvaffaki- yetleri şimdiden öğrenmiştir. Ar- kadaşımızın mektubunu aynen ko- yuyoruz: Berlin, 12 Ağustös 1936 Spor kafilemiz olimpiyatlarda- ki daha ilk temaslarında yüzümüzü kızartactak fevkalâde muüvaffaki- yetler elde etmiştir. Eğer Berlinde Hayat pahalıilığı fazla olmasa ve bilhassa bârlâarda irisandan anâsi- nın nikâhını istemeselerdi, hele al- dığımiız tahsisat altmış bin Hira gi- bi ehemmiyetsiz bir para olmayıp da kâfi derecede bulünsaydı, mu- vaffakiyetlerimizin çok daha par- lak olacağı muhakkaktı. Gerçi i- çimizde spor sahalarından ayrıl- mamak gafletini gösteren arkadaş- lar da bulündü amma, — bunların yaptıklarma pişman oldukları ve gelecek olimpiyatlarda böyle yap- mıyacakları umulüyor. Gelelim teknik tafsilâta: Füutbolda efsanevi talisizliğimz burada da yakamızı kur'ada karşımıza dünyamın en kuvvetli takımlarımndan biri olan Patagonya çıktı. Halbuki şandsı- mız yardım edip de meselâ ilk kar gılasacağımız takım İngiltere, U- ruguvay veya İtalya olsaydı dömifi nale kalmamız pek muhtemeldi. Üstelik hakem pek tarafgirlik yap tıi, bütün favullerimizi, ofsayd vaziyetlerimizin hepsini gördü. a- leyhimize ceza verdi. Bizini takım, dokuz gol yemesi- Müstakbel Muvaifakıyetlerini yazıyoruz! brrakmadı, | mle rağrmen üstün ve hâkim bir ö- yun oı'rnaclı. Muhacimlerimiz ha- Yikulâde idiler. Fakat ah talisiz- Hik! Mustbet top bir türlü onların ayaklarma gelmiyor, rakip o - yuncuların ayak!larından ayrılmı - yordu. Haflarımız da çok iyi oynadı- lar, hele hiç gol atamıyan muha- cimlerimize veremedikleri paslar pek üstâdane idi. Bu hatta bizim “Kaplan,, enfes oyunlarından bi- tini oynadı; karşısmdaki öyürcü pek iri yarı olmayıp da “yenecek,, gibi olsaydı daha iyi oymiyacağı mühakkaktı, ne çare ki rakip o - yuncu “yenir yutulur,, soydan de - ğgildi. Müdafilerimiz çok çalıştılar, topu saha dışma vuruşları pek ma- hiraneydi. Kalecilerimize gelince; bu ço- cük pek güzel oynamasına rağmen eti talisiz maçlarından birini yap- tı. Düşünün bir kere, rakip taraf göl yapacağını evvelden hiç haber vermiyor, şütleri hep umulmadık zamanlarda çekiyorlardı. Şüt çe- keceklerini belli ettikleri zaman- larda ise topu kalenin sol köşesine atacakmış gibi göründükleri halde sağ köşesine şüt çekip gol yapryor- söz dinletemedik. Sözün kısası: Dokuz gol yedik, lâkin gene bu fena bir netice sayı- lamaz. Çünkü beterin beteri var- dır; ya yirmi gol yeseydik Talisizliğimizi de unutmamıalı- yız. Bir tek misal bu şanssızlığı- mız hâkkında bir fikir vermeğe kâ fidir: Onların bizim kaleye çektikleri şütleri tallimiz yardmı edip de bi- zim oyuüncular önların kalesine çek selerdi bizim için galibiyet mühak- kaktı! . Asma köprü k — Kel Başa şimşir tarak! İstan- h bBulün asmaâ köprü nesine? | — Nesine ölur mu birader? E- ğer Kataköy köprüsü asma ölsay- dı, geçen günkü kaza çıkmaz, İs- tanbul ikiye bölünmezdi! KİŞ OLİMPİYADLARINDA — Yahu, bu #porctu ne biçim atlı yör? — Eskiden yüzme — şampiyoriü idi, ski ile atladığını unutmuş olatak? BUHRAN DEVAM EDERSE... Mağaza sahibi (müşteri kadiına) — Kazazede kadıti — Demiek bu ada haritada yok. Şimdi biz keşfetmiş oldu- ğümüza göre ada hangi hükümetin ara" zisinderi sayılaâcak? . Kazâzede erkek — Hiç bir milletin “devletin değil, biz ikimiz bir millet kü- lardı. İtiraz ettik amma, kimseyel | râlım ! adam., Size hangi satış memurumuzun hizmet etmesini istersiniz eferidim? kıtmızıydı! BÜYÜK TERZİHANEDE AMERİKAN MAHKEMESİNDE Hâkim (suçlunun kucağında oturan davacı kıza) — Peki, sonra ne yaptı? KU ŞU z A / A Niz V' - Erkek — Sizi dünyanın öbür ucuna kadâr takip edebilirim! Kadın — Zalhmet etmeyin, evim şu- racıkta ! Kederin sebebi Canbazhanenin hizmetçisi fev- kalâde kederliydi, tesadüf ettiği bir arkadaşı bu kederin sebebini sordu: — Hâyir ola? — Sorma birader! Canbazhane- | nin fillerinden biri öldü. Arkadaşı şaşti: — Peki amma, sen sahibi değil- din ya, ne diye bu kâdar üzülüyor- sun? — Filin öldüğüne üzülmüyorum yahu, gömüldüğü çukuru benim kazmam icap ediyor da öna üzülü- yorum ! V a %//?///z | deandi. Kibar bir kadınla akşam yemeğine gitmişti. Kadın ondan evvel yemeğini bitirdi; cıgara yak. tı. Yeni zengin hâlâ yemekle meş guldü, lâf diye sordu: — Benim yemek yemem sizir cıgara içmenize man: olmüyor ya? Kadın pek sinirli görünüyordu, maamafih sükünetle cevap verdi: — Zarar yok! Yalnız müziği dinliyebilmeme müsaade ederse- niz! Erkek, iğnenin farkına varmadı Ve şapırtısına devam etti. Kanaatkâr Karısına sordu: — Evlendiğimiz günün yıldönü- mü münasebetiyle sana bir hediye almak istiyorum. Ne almarnı ister- sin; bir kolye mi, yoksa küpe mi? Kadın cevap verdi: — Aman dikkat et kocacığım; alacağın kolye ile küpe birbirine uygun olsun! iKÖör kadı! Kör kadıya, körlüğünü söyle- mekten çekinmiyecek soydan açık sözlüdür- Geçen gün bir yere da- vetliydi. Ev sahibi bayan piyano çalmağa başladı. Birkaç parçadan sonra sordu: — Musiki sever misiniz? Cevap verdi: — Pek severim.. Buna raâğmen ' piyanoya devam edebilirsiniz ! Kurtuluş yok! Seyyah var kuvvetile kaçmağa çalışırken bir yandan da peşinden koşan yamyama yalvarıryordu: — Merhamet! Merhamet! Ben çoluk çocuk sahibiyim! Yamıyam cevap verdi: — İyi amma benim de çocukla- rtım var. Akşama seni eve götür- mezsem ne yiyecekler? — Demek köcaniz öldü ha? Ne fe lâket! — Yal! şimdi geceleri sinemaya ya Payalnız nasıl gideceğim? Gondoldaki erkek(Eskimolara) — Şu göndoleuya söyleyin ar — Kocamrı gördünüz mü? Şişman, gözlük 'ü,solgun yüzlü bir | k dursun, Venedikte “bizi biraz gezdir,,demiştik, lisan bilmedi ği için “artık yetişir,, diyemiyoruz | Şişman,gözlüklü birini gördüm ama yüzü solgun değil, kıp- Sonradan görme yeni unıiıı_la-! Kadın — Şimdi büyük ağız modası| Erkek — Zayıflamak — için boyunâ perhiz yaptığınıza göre büyük ağıza N€ ihtiyacınız var ki? ÂAnne tavuk — Söyle hınzır kız, bi bası kim? İŞ BULMA İDAREHANEŞMPE# Müracaatçı — Bulaşık, çamaşır Y? kamasını, yemek pişirmesini bilirim. — Yanlış gelmiş olacaksınız, bürf sı evlendirme idarehanesi değil! — Şapkamı vestiyerde hangi ser$” mirt değiştirdiğini bir öğrensem yapâcî ğimı bilirim ! — Yahu bahçedeki çocukları gö yor musun? Ne yaramaz şeyler, tarh rın üstünde koşuyorlar! ; çlef Berber — Kendisi böyle istedi :,,ı dim. Trâş ölütken erisesine sat | pek sinirlenirmiş def