li Nİ n “sıhh Ni ii i i Çocuk işçiler Fabrika ve iş sahiplerinin çocuk işçi çalıştırmalarının i, ahlâki ve içtimai Mahzurları olduğunu gözden kaçırmamak lâzımdır İşçi anketimizin bugünkü mev- zuu, çocuk işçilerdir. İş kanunu. nun henüz çıkmamasından istifa- de eden fabrika ve imalâthane sahipleri sırf daha ucuza çalıştık. larından dolayı çocuk işçiler sa-| İiştırmaktadırlar. Küçük çocukların çalıştırılma- smda biri sıhhi, biri ahlâki ve bi. ri de içtimat olmak üzere üç mah. zur vardır. 1 — Sıhhi mahzur: Henüz adaleleri ve kemikleri inkişaf etmemiş, gelişmemiş, ufak! çocuklar, ağır şerait altında ça:! lıştıkları takdirde gayri tabiileşir- ler. Göğüsleri içeriye doğru ba: i Kızın, ustabaşının ve mahalli; cinayelin cereyan ettiği Madamın ismini yazmıyorum. Mektubu ay- men İstanbul müddeiumumiliğine göndereceğim. Bu işin mabadi ile orasının alâkadar olacağı mubak- kaktır. 3 — İçiimal mahzur: Tahsil yaşındaki çocukların o- kuyacakları, inkişaf edecekleri yerde çalıştırılmalarınm cemiyet hesabma da ne kadar zararlı ol- | tar, kamburları çıkar. Vücut gay- £ ri tabii şekilde inkişaf eder. Ufak çocuklarm çalıştırılma- e smdaki sıhbt mahzurları ilk önce! gören ve tesbit eden Bismarktır. | Bismark Prüsyanın bir İsime! gelmiş. Ve kasaba erkeklerini Ge kere yazılmak için davet etmiş. | Fakat birdenbire balımış ki, gelen kimseler zayif, çürük, çarık, öksürsen yere düşecek gibi adam- lar. Bütün kasaba erkeklerinin böy- le olması nazarı dikkatini celbet- miş. Tahkikat yapmış, bir de öğ-| rerimiş ki, bu erkekler küçük yaş- tan itibaren civar fabrikalarda çalışıyorlarmış. Bundan başka İngiltere maden ocaklarında geceleyin de çalıştırı- Tamçocuklarm büyük bir ekseriye- tinin 25 yaşmdan fâzla yaşama- dıkları statistiklerle tesbit edil miştir, Biz, nüfusu az bir milletiz. Nü. fusumuzun o süratle (artması — fakat sağlam fertlerle — isti- yoruz, Bunu temin etmek için de yapılacak ilk işlerden biri küçük çocuklarımızın hrfzrssıhhasmı te - min etmekdir. Nerede gördüğümü hatırlamıyorum. Fakat bir yerde okuduğumu iyice biliyorum. Dün- yada çocuk vefiyatı en fazla bi zim memlekette oluyormuş. Şüphe yok ki, bunda çocuğa bakmasını bilmemek gibi sıhhi ve terbiyevt bilgisizlik büyük rol oy. mar. Fakat acaba bunda küçük ço- cuklarm çalıştırılması, zayif bün- yeli ana babanm rolleri yok mu? 2 — Ahlâk! mahzur; Pu bahiste tuzun şeyler yaza- cak değilim. Sadece aldığım, ben- de saklı bir işçi mektubumdan ba- zı satırlar neşredeceğim. “Tahminen bundan bir buçuk ay mukaddem Ortaköyde ... Tü- tün deposunda işçi kızlardan 14 yaşında .. . adında bir kıza gene oranm ustabaşılarndan ... is minde bir adam, Madam...nm evinda kızın zina taarruz etmiş” ti. Bu mesele o zamandanberi ka- pak altı oldu, unutuldu. Biz Türkler ki, milliyetimizi, şerefimizi, haysiyetimizi koruyan bir milletiz. Bir ermeninin bir Türk kızmı iğfal edip ismetine ta- arruz ettikten sonra işin örtbas e- dilmesine ve ayni adamm hâlâ e Vini kolunu sallaya sallaya aramız- da gezmesine nasıl tahammül e- debiliriz. Rica ederim bu işle alâ. kadar makamlarm nazarı dikka- HABER — Akşam postası Venizelos Cenazesi ölen başve- killere yapılan me- rasimle kaldırılacak Ismet inönü Demir- cise Türk hüküme- tinin taziyetini bildirdi Atina, 20 — Türkiye Başbakanı İs met İnönü Demircise bir telgraf çekerek Venizelosun ölümü dolayısile Türk hür kümetinin taziyetini bildirmiştir. Yapılan cenaze programına (göre ceset perşembe sabahı iki (torpido ile Pireye getirilecek ve doğruca Atina Metropolithanesi kilisesine (o nakledile cektir. Burada cumartesi gününe kadar teşhir edildikten sonra cenazesi, Başve- killere yapılan merasimle kaldırılacak” tır. Venizelos partisi azaları Okırk gün matem tutmağa, siyah (boyunbağı ve siyah kordon takmağa karar vermişler dir. Rivayete nazaran anti Venizelistler, hükümetin eski başvekilinin ölümü etra" fında gösterdiği fanliyetten dolayı hü kümete ademi itimat reyi vereceklerdir. Işkence Japon Mançu otoritesine 10 Mart 1936 tarihli Jurnal dö Mosku gazetesinde okunmuştur: Çita'dan bildirildiğine göre bu- rada Japon — Mançu otoritesi- ne mensup memurlar hapsettikle- | ri Sovyet vatandaşlarına hapisha- duğu meydandadır. Fırsat bulur. sanız birkaç fabrika gezin. Bura- da tesadüf edeceğiniz yüzü çok sarı, vücudü çok zayif, ve gözleri çok çukura batmış işçilere sorun! Göreceksiniz ki, bunlarm hepsi on, on iki yaşından itibaren, yani daha çocukken çalışmağa başla- dıklarını söyliyeceklerdir. Küçük yaştan itibaren çalış- mağa başlıyan kadın işçilere ge- lince, bu zavallılar büsbütün bit- kin bir hale gelmektedirler, Küçük yaştan itibaren çalışan kızlar tam inkişaf yaşma geldik- leri zaman vücutları şaşılacak ka- dar bozulmakta ve çirkinleşmek- tedir, Kadın işçiler dağılırken bu ha- kikati siz de kolaylıkla ve açıkça görebilirsiniz. On yedi, on sekiz yaşlarmdaki kızlar arkadan ba. kıldıkları zaman otuz yaşında sa- nılırlar. Bacakları ve belleri ga- yet kalın, omuzları gayet dardır. Üstelik çocukların çalıştırılma. ları büyüklerin de işlerini kısmen almakta, bu suretle işsizliği ve iş fiatini düşürmektedir. Bir de son olarak şu nokta var: Bir tanıdığım anlattı. Edirne. kapı civarında ismini buraya yaz- madığım hasis ve fena yürekli bir imalâthane sahibi on kuruş yev. miye ile on yaşlarında çocukları çalıştırmakta imiş. Bu çocukları sabahleyin önlerine büyük bir yı. ğm iş koyarak bir odaya kilitli- | yormuş. Öğle vakti birer dilim ek mekle birer avuç zeytin yemeleri. ne müsaade ettikten sonra kapıyı gene kilitliyor ve akşam geç va- kitlere kadar katiyyen açmıyor- muş. Tabiatiyle ufak çocuklar bu iş- kenceden farksız hayata zorla ta- hammül ediyorlarmış. İş kanunu şüphe yok ki, çocuk işçi işini de kökünden ve en doğru bir şekilde halledecektir. nede işkence yapmaktadırlar. Bunlardan Harbin hapishane- | sinden nihayet tahliye edilen Pi- rogof Yoldaş da böyle işkencelere uğramıştır. Kendisine Harbin'deki Sovyet general konsolosunun casusluk yaptığını itiraf ettirmek için bur” nuna su ve petrol doldürulmüş,! ayakları kızğın demirlerle dağ- lanmış, gene burnunun deliklerine kalemler sokulmuştur. Pirogof tahliye edilir edilmez derhal Sovyet hududunu geçmiş ve başımdan geçenleri alâkadar memurlara anlatmıştır. Camide ölen adam Yatsı namazından sonra Tarab- ya camiini süpüren adam yaşlı bi- risinin halılar üzerinde boylu bo- yunca yattığını görmüş, ve uyudu- ğunu zannetmiştir. Yüzüne bakın- ca öldüğünü anlamış, Tarabya po- lis karakoluna giderek haber ver- miştir. Zabıta memurları gelip bakın- ca yaşlı adamı tanımışlardır.Tarab yada belediye caddesinde 86 nu- marada oturan Süleyman ismin - deki bu adamın cesedi belediye doktoruna muayene © ettirilmiş, kalbten öldüğü tespit edilmiştir. Doktorun raporu üzerine cesedin gömülmesine izin verilmiğir, Portakalcı Cemalin oğlu aranıyor Aksarayda Pazarda portakal satan Cemal zabıtaya başvurmuş, altı ay evvel ansızın kaybolan on yaşındaki oğlu Kurtişin hâlâ bulu- namadığını söylemiştir. Zabıta, çocuğu kaybolduğu gündenberi aramaktadır. Bu sa - bah yeniden bir müvezzi çocuğun ifadesi alınmıştır. Kurtiş, altı ay evvel gazete sat- mıya başlamış, üç gün sattıktan sonra vazgeçerek seyyar satıcı İs- mail isminde bir adamla tanışmış- tır. Bu adam çocuğa kalem, def- ter satlırmıştır. Kurtiş, son defa olarak bir pa- zar günü öğleye doğru Eminönün- de İsmaille birlikte görülmüş ge- ce evine dönmeyince babası zabı- 21 MARE — 1936 Edirneye su baskını Tehlike geçmiş değildir; birçok köy halkına kayıklarla yardım edilmektedir Edirne, 20 — Yükselen sular) 4,39 metreye çıktıktan sonra dur- muştu, Fakat bugün gene yüksel- di. Yeni ve orta İmaret, Tabak- hane, Darülhadis, Süleymaniye! Küçükpazar, Uzunkaldırım, Ka- sımpaşa, Kirişhane mabhallelerin- deki evler boşaltılmıştır. Kazanova, Kırıkkavak, Kiriş- hane, Karaağaç, Demirtaş ova ve bahçeleriyle Tunca boyundaki Ha tip, Değirmen, Yeniköy ovaları, Karacaköy nümune çiftliği su al- tımdadır, Su altında kalan köyler halkı- na kayıklarla ekmek dağıtılmış- tır. Tehlike geçmiş değildir. 300 bin kişi yurtsuz kaldı Su basması yüzün- den şimdiye kadar 133 kişinin öldüğü anlaşılıyor Nevyork, 20 (A.A.) — Dün ak- şama kadar feyezan neticesinde Pensilvanyada 56 kişinin öldüğü tespit edilmiştir. 300 kilometre boyunca Ohio nehri civarında o- turanlar, korkudan yakındaki dağ lık araziye sığınmışlardır. Pitzburgda 150 milyon dolar- lık zarar vardır. Elektrikleri de işlemiyen bu şehirde şimdiye ka” dar 6 ceset bulunmuştur. Civarlar- da da ayrıca 13 kişi ölmüştür. Ölenler 133 U buldu Nevyork, 20 (A.A.) — 11 Şark hükümetinde feyezan neticesinde | bu sabaha kadar 133 kişinin öldü- ğü tespit olunmuştur. Bunlardan 90 Pensilvanyada, 21 i de Garbi Virjinyadadır. Yurtsuz kalanla- rın miktarı 300 binden fazla tah- min edilmektedir. Ohio şehrinin suları hâlâ kabarmaktadır. Su bar san şehirlerin bir çoğu elektriksiz ve gazsız kalmışlardır. İçilecek su da yoktur. Sari hastalıklardan korkulmaktadır. Vaşington, 20 (A.A.) — Sene to komisyonu, feyezanlara karşf tahaffuzi tedbirler alınması hakkın da bir kanun lâyihası hazırlamış” tır. Bulâyiha, 200 milyon dolar” lk bir masrafı icap ettirmekte * dir. Bir Istanbullu senede 151 kilo ekmek yiyormuş! stanbulun en çok ekmek yiyen semti Eminönü ve Sarıyerdir Buğday ucuzladı, ekmek de ucuzluyor Ekmek fiyatları, buğday ucuz- ladığı için narhtan aşağı satılmı- ya başlanmıştır. Şehrin bazı semt- lerinde birinci nevi ekmek on ku- ruşa kadar inmiştir. Pazartesi gü- nü narh komisyonu gene toplana- cak, son on beş günlük (buğday fiyatlarına göre ekmek narhını tespit edecektir, Belediye tarafından âyda bir defa olmak üzere neşredilen eko- nomik statistikler bülteninde İstan bulda ne kadar ekmek yendiğini gösteren bir statistik vardır. İstan- bulda 188 fırın vardır. İstanbul belediye sınırı içinde bir günde 306.519 kile, hir senede 111.879.435 ekmek istihlâk olun- maktadır. İstanbul nüfusuna göre, İstan- bulda bir kişi vasati olarak gün- de 413 gram, senede 151 kilo ek- mek yemektedir. Adalarda oturanlar senede 97 kilo, Bakırköylüler 340; Beşiktaş- lar 445, Beykozlular 448, Eminö- nünde oturanlar 500, Fatihliler 436, Kadıköylüler 397, Sarryerli- ler 659, Üsküdarlılar 427. Beyoğ- lunda oturanlar 344 kilo ekmek ye- mektedirler. Bu rakamlardan anlaşılıyor ki, taya başvurmuştur. Kurtiş o zamandan beri kayıp- tır. Seyyar satıcı İsmail de ortada yoktur. Zabıta yeni bulduğu bir iz üzerinde araştırmasına devam etmektedir. Beşiktaşta oturan ve bir aydan beri ortada bulunmıyan Reşit ile iki ay evvel evinden ayrılan Ge- dikpaşalı Koço da aranmaktadır. İstanbulda en çok ekmek yiye9 yerler Eminönü ve Sarıyer mınt#” kalarıdır. En az ekmek istihlâk € dilen mıntaka da Adalar, Bakır köy, Beyoğlu belediye şubeleri mımtakalarıdır. Maamafih bu r#” kamlar tespit edilirken, belediy* şubelerinin kendi sınırları içinde çalışan fırınların çıkardıkları ek” mek miktarı göz önünde bulund&” rulmuş, her belediye şubesi mif takasına diğer belediye şubeleri mıntakalarındaki fırınlardan gö derilen ekmek miktarı hesaba k#” tılmamıştır. Maliye şube me- murları arasında değişiklik Bir sabah refikimizin yazdığ” na göre Mercan maliye “ bir vaka olmuş ve iddia edildiği” göre, müfettişlerden Nihat bu # | bedeki memurlardan Cemal ismif” de bir memurla kavga ederek dö vüşmüşler ve bu arada Nihat (8 laca hırpalanmıştır. Hâdiseye ayni şube memurl# * rından birisinin daha söylenmektedir. Mesele mürakibliğe bildiril ve Cemal vekâlet emrine alınmi'f ter. Bundan başka diğer £ mali şubelerinde de bazı değişikdiki yapılmış ve Mercan maliye mem larından Sabri Hocapaşa yabeti ne, Hocapaşadaki Zeki Kumksf ya, Kumkapı şubesindeki Mefa” Aksaraya ve Aksaraydaki lardan Zeki da Hocapaşa salli şubelerine getirilmiştir. j