pm Gece yarısı heye: canlı bir takip Bir şoförün polis hafiyeliği Bunlar, kayalıklar arasında saklı eroin fabrikalarına mı gidiyorlardı ? laşlar altında gömülü ulunan bavulun esrarı R (Baştarafı 1 ncide) k “cep, bunları gezmeye çıkan ki, €r zânnetmiş ise de Akaret- va, *apıp oradan dere içine doğru işin rengi değişmiştir. Otomobil dere içinde bin müy| le hayli ilerledikten sonra,| Sİ) emri verilmiş, dört kişi in- za Bunlardan biri: aça gaz ne kadar? diye so- hk, * €cep taksi saatine baka- İni kuruş tutmuş, cevabını! r ea üteri bu parayı ödedikten yg iğerlerinin yanına gitmiş. doğru de beraberce ilerlemişlerdir. & “Cep parasını almışsa da ge a dört kişinin böyle dere m me aramaya gittiklerini in, etmiş. Biraz düşününce bun kıy €roinci olabileceklerini ve lıklar arasındaki fabrika.arı- dü eler ihtimali olduğunu da getirince: ha anları takip edeyim. Fabri | mi meydana-ç'Karır, emniyet ap, eti imi olur, yoksa muhafa- Maş, andanlığına mı olur, baş ty,» ikramiye alırım. Onlara bir b e etmiş olurum, demiştir. Saba, ülüncenin sevkiyle Recep, Mi lâmbalarını söndüsmüş taz ni başına iyice geçirmiş, bi- eklinde indirdiği b, N peşini takihe başlamış- eriyiği dört kişiyi takip et| hş, baylı yardımı dokunmuş ay cep, bu suretle dört kişiyi tony, klar arasında kovaladıktan an, i seslerinin kayalıklara r aralık ayak €n kesildiğini farketmştir | ti, bu sırada şöyle düşünmüş- ki. Yanımda tabanca falan şok “ilyas ni yakalayım. Iyisi mi fab. Pide, inin yerlerini beller, sonra iy, Zâbıtaya haber veririm.,, de- Bu #üretle kayalıklar üzerinde Nm ve izlerini hı ört müşterisini arama" Ik Amıştır. Ko bir kaya- sinden etrafı araştırırken, Van bir ses yükselmiştir: Ba in sen? Ney yle beraber dört kişi he lay klar arasında siper al -| | a hitap, üzerine Recep de mev aş, oda br, ÖZ kimsiniz? diye bağırmış- İMağıttan buna; — © sr üyüz, yolumuza gidiyo- msin? cevabı verilmiş- — li gere cevaba gülmüş; biraz ydi oradan!... Siz, benim Tiaipğz. N getirdiğim müşterile * demiştir © Yapıyorsunuz orada? gitün üz; üçü “zerine, aşağıdakilerd. Mi yo ancalarını li Re mlarma Sağırmışlardır. kalkmış, bacakları titriye, titriye silâhlı adamların yanlarma gitmiş tir. Bunlar hemen Recebi kolla- rmdan tutmuşlar: — Çabuk öteki eşyaları bul, yoksa seni şu kayalardan aşağı a» tarız, demişlerdir. Recep, bu sözler üzerine büsbü- tün şaşırmış: — Aman yapmayın, etmeyin... Ben şoförüm, işte ehliyetnamem demiştir. Recebin ehliyetnamesi, kibrit yakılarak tetkik edilmiş, hüviyeti anlaşılınca serbest — bırakılmıştır Fakat yanlarından ayrılmamış, iç- lerinden birinin göstermesi üzeri- ne dağda, kayalıklar arasından, gömülü bir çuval eşya çıkarılmış tır. Şişli tramvay deposu arkasına yakın bir yere kadar giden şoför Recep, dört kişi ile birlikte gene otomobilinin başına dönmüş, hep birlikte Beşiktaşa gelmişlerdir. Hakikat burada anlaşılmıştır: Recebin eroinci diye takip et tiği dört kişiden üçü, ikinci şube sivil komiserlerinden Abdurrah man, üçüncü komiser İsmail ve Hikmettir. Dördüncü şahis da Celâl isminde bir hırsızdır. Nişan- taşmda oturan Amerikan konsole- sunun Pendikte Bağdat caddesin de bin şirket direktörünün Meşru- tiyet mahallesinde Salamonun ev- lerinden ve daha birçok evlerden eşya çalan Celâl, bunların bir kıs mını Gebzeye kaçırmış, bir kısmı- Dı da sonra kaçırmak üzere birkaç yere gömmüştür. Celâl Gebzede yakalanmış, evvelki gün İstanbula getirilmiş ve geceside eşyaları sakladığı yerleri göstermek üzere Beşiktaşa götürülmüştür. Şoför Recebin başından geçen hâdise dolayısiyle iki noktayı işa ret etmek isterim: Biri; zabıta me murlarının, herkesin derin bir uy- kuda bulundukları bir saatte vazi- fe aşkiyle çalışmaları, diğeri de; her hangi bir suretle şüphelendiğ” şahısları takip etmekte yurtsever bir adam sıfatiyle şoför Recebin büyük bi; alâka ve hassasiyet gös termesidir. Yekta Ragıp Sivas - Erzurum istikrazı tahvilleri Srvaş - Erzurum hattı için bü. kümetin yaptığı dahili istikrazın ikinci tertip tahvilleri de basılmış ve Ankaradan Merkez bankası Istanbul şubesine gönderilmiştir. Tahviller bu ayın on sekizinde sa) tışa çrkarılacaktır. İ Maksim açıldı Çok yeni değişikliklerle açılmış! ,.., olan “Maksim,, salonlarında dans lı çay matinelerine başlanmıştır. Dün akşam pek canlı bir caz * | Eski sosyete zamanında yapılamıyan bu iş nihayet olacak Eski telefon sosyetesi zama - nında bir takım hasis menfaatler uğruna telefon anlaşmasına ma- nasız bazı kısım maddeler konul» | muş bulunuyordu. Şehir harici yer| lere telefon konulması için ayrı bir tarife tatbik edileceği hakkı. daki maddeler de bu arada bulur | maktadır. Bu suretle sosyete hem şehir haricinde bulunan hudutsuz bir mıntakanın imtiyazını hiç zah metsiz üzerine almış oluyor, hem de bu gibi hallerde halktan aza - mi paranın koparılabilmesini im- kân dahiline koyuyordu. Bu vaziyet eski sosyete zama - nmda devam ettiği için sosyete HABER — Akşam postası gittikçe arice tuz satışlarımız artıyar Tuz fiyatlarının indirilmesi içerde de sarfiyatı çoğalttı. İnhisarlar idaresi tabiatin mem | leketimize bahşettiği bir servet o- lan tuzun yalnız memleket dahi - linde fazla sarfı için değil, dış ül- kelere de çok satılması için büyük! bir gayret göstermektedir. Hariç» | te yapılan kuvvetli propagandanm | tesirile bu yıl ilk defa olarak Ja - ponyaya dört ve Belçikaya iki bu: | çuk milyon kilo tuz satılmıştır. Memleket içindeki satışlar da tuz ucuzladıktan sonra çok art »| mıştır. Tuz fiyatlarınm bir kanun la indirilmesinden sonra ilk aylar olan haziran ve eylül aylarında 2,265,043 liralık 63,341 tor tuz satılmıştır. Halbuki 1934 yılnim ayni aylarında 3,155,254 liralık 49,648 ton tuz satılmıştı, Yani ge. çen yılmı bu iki ayma nazaran tuz satışı kıymet itibarile yüzde 28,4 azalmış, fakat miktar irtbarile yüz de 31 çoğalmıştır. Halkım tuz ihtiyacımı gözetmek için hükümetin gelirinden nasıl bir fedakârlık yaptığını bu rakam lar açıkça göstermektedir. kâr gördüğü şehir harici yerlere meselâ Mecidiye köyüne telefon hattı uzatmış fakat şehirle birleş» miş olan Ramiye telefon verme - miştir, Şimdi telefon ulusal bir idare- ye geçince Rami halkile beraber Anadolu yakasmın bir çok yerleri bu müracaatı yenilemişlerdir. Fa- kat yeni idarede şimdilik eski i - darenin anlaşmasile hareket et - mektedir. Bunun için yakımda Ka mutaya sevkedilecek olan yeni ka- nuna buna dair de bir madde ilâ- ve edilmiştir. e. Almanya, “bizden yağlı tohumlar almak istiyor Son zamanlarda Almanyadan Türkiye menşeli yağlı tohumlara karşı büyük bir talep vardır. Bü- yük bir yağ fabrikasını işleten bir Alman firması bütün ihtiyacını Türkiyeden temin edebileceğini bildirerek kâfi pamuk tohumu ve . rilirse makinelerini Türk pamuk tohumlarını işliyecek şekilde ta - dil edeceğini Turkofise bildirmiş. tir. —— Hayvan borsası me- | murlarının tekaüt sandığı Öğrendiğimize göre hayvan | borsası da, memurları arasında bir tekaüt sandığı yapmak için faali . | yete geçmiş ve buhususta Ekono- mi Bakanlığına müracaat etmiştir. Bakanlık, borsaya örnek olarak ti.! caret odası yardım sandığı proje-| | sini alabileceğini bildirmiştir. | Kuduran genç Annesi hâdiseyi nasıl anlatıyor ? Sarıyerde 22 yaşmda Besim Ça- kar isminde bir gencin kudurarak Çapadaki kuduz tedavihanesine kaldırıldığını ve orada öldüğünü yazmıştık. Bir arkadaşımız dün Sarıyere giderek bedbaht gencin annesi ba yan Hafize ile görüşmüştür. Sa - rıyerde Büyükdere caddesinde kü çük bir dükkânda aşçılık yapan zavallı kadın göz yaşları ve bay -| gınlıklar içinde başından geçen felâketi şöyle anlatmıştır: “— Üç ay evvel dükkânın ar: kasında ve deniz kenarındaki bah çeye bir köpek geldi. Bu köpeği herkes döğmüş, bitkin bir halde idi. Halk kuduz diyerek kovala - mıştı. Fakat kendisinde kuduz alâ. meti yoktu. Biraz sonra komiser geldi: — Bu köpek kuduz şuraya bağ lıyalım. Ahali çok döğmüş dedi. Çocuğum çok merhametlidir. Kö- peği boynundan bir iple ağacı bağladı. Yefhek verdi. Su içirdi.! Hiç bir şey yapmıyordu. Birkaç kere denize soktu, çıkarttı. Yine sakin, sakin duruyordu. Bir aralık | sevecek oldu. Elile başını okşar | ken köpek birden bire sağ elini! ısırmak istedi, Oğlum bunu zama nında farketti, Geçti, fakat köpe - ğin dişleri elinde pek hafif bir iz bıraktı. Gece polisler geldiler, köpeği öldürdüler, Yavrum köpek | ten şüphelendiği için hemen ertesi | günü kuduz tedavihanesine gitti. ! Kendisini tedaviye başladılar. | 21 gün mütemadiyen gitti, gel-| lar aldık, sürdük, oğduk.. Bor Nİ çok iyi idi. Fakat üç gün evvel “Anne kolum ağrıyor,, dedi. Ruh- lar aldık, sürdük, oğduk.. Bu ara. İsk ben, sıkılıyorsun, Uskumru kö yüne git eniştenin yanmda hava alırsın dedim. Şen, şakrak bir hal- de köye gitti. Hiç birşeyciği yok. tu giderken... Ertesi gün bir mek- tup aldım. Bazı eşyalarını istiyor. du vemektupta “anne dilim ağır « laşıyor,, diyordu. Ufak tefek eş - yalarını gönderdim. Aradan beş, altı saat geçme - den jandarma karakolundan be ti çağırdılar.. Otomobil tutacaksın gidip oğlunu al, hastalanmış de - diler. Köye gittim: — Anneciğim, ben tıkanıyo - rum diyordu. Sarıyere getirdik yolda mütemadiyen: — Arkadaşlarım haklarını he- lâl etsinler. Ben fenalaşıyorum di- yordu. Buraya getirdikten sonra ağzmdan köpükler gelmiye baş - lamıştı, Hemen hastahaneye götür dük. ,, Annesinden acıklı ölümünü bir kere daha dinlediğimiz gencin bir gazetenin yazdığma göre tedavi edildikten sonra kudurmasının se bebi kendisine gerek tedavi esna” sında ve gerek (tedaviden sonra kat'iyyen içki kullanmaması tem bih edildiği halde bu tembihe ku- lak asmıyarak içki kullanmakta devam etmesidir. Çocuklar HABER, sizin için ber cumar- tesi günü bir ilâye veriyor. Takip ediniz! ŞEHRİN DERDLERİ Hasan Hanife mahallesinin büyük dertleri kaldırımsızlık, çamar ve toz hastalığına müptelddir. O nun için bundan bahsetmiyerek yalnızca hususi dertle. band takımı ile, şehrimizin bir -|7İW söyliyeceğim. çok şahsiyetlerine hususi bir ma * “Bunların birincisi ve cn mühimmi başı boş köpeklerin Fatihte Hasan Hanife mahallesinde oturan, fakat İni yazmamızı istemiyen bir zat anlatıyor: — Semlimiz İstanbulun ekseri semtleri gibi evvelâ zelelerden son günlerde artmakla olduğunu gördüğüm kuduz vakaları bu semte de sirayet edecek olursa büyük bir facia olabilir. Belediye bu köpeklerin sokaklarda ba- şı boş gözmesine izin vermemeli, sokaklarda yakaladığı köpekleri öldürmelidir. “İkinci derdimiz de sarhoşlardan. Bilmem neden, ge ! ce göç vakit yokuşumuzu çıkem sarhoşlar tam yolun or- İ ğ ilmi z bolluğudur. Bu civarda birtakım evlerde ve bahçelerde || tine e e Dai 7 sayısız denilecek kadar çok köpek bulunmaktadır. Bil - İ sinden 20 ye kadar eğlenceli da-İnaxsa geceleri bunlar sürü helinde yezmekte, ufak ço - kikalar geçirilmiştir. cuklara saldırmaktadırlar, Allah göstermesin, fakat gas || tasına geldiler mi, nârayı basıyorlar. Hele cumartesi ve pazar günleri akşamları rahat uyumanın imkânı olmu- yor. İşte size iki mühim derdimiz... p Arı görünce, Recep'te ğı kesilmiştir. Son bir ne Recep Yattığı yerden fin yı e 3