Rutubetli günlerde: Kendinizi Emniyet Altında Bulundurunuz! Pektorin Öksürüğe; Nezleye, Bronşite karşı en müessir bir silâh yerine geçer. MU 8 KURUŞ EŞİ KEMALAMAAMAT CEVAT ECZANESİ, SMRECİ Devlet Demiryollarından : 12. —11 — 935 tarihinden itibaren, Ankara — Çankırı tenzil yolcu tarifesi, Çankırı — Filyos kısmında kâtedilecek mesafelere ücretler umumi tarife üzerinden yüzde 50 tenzilâtla hesap edilmek sı retiyle, Ankara — Filyos kısmındaki bütün mesafelere teşmi! edilmi tir. Fazla tafsilât almak için istasyonlara müracaat edilebilir. (326 (6984) İrmak Filyos hattınm Çerkeşten sonra Kurtçimeni, Ortaköy, İs- | Paşa duraklarını havi son kısmı 12 — 11 — 935 gününden itiba | her türlü eşya ve yolcu nakliyatma açılacaktır. m Halen Çankırı — Çerkeş ve Filyos — Eskipazar arasında çalı. muhtelit katarların 12 — 11 — 935 gününden itibaren işlemeye- | ekleri ve bunların yerine yine 12 — ll — 935 gününden itibaren | klaadan — Filyosa pazar, salı, perşembe ve Filyostan Ankaraya elvan salı, perşembe günleri birer muhtelif katar hareket ettiri- ilân olunur. (3292) (7000) hag kişehir deposuna bir sene zarfmda vurut edecek 20200 ton tü kömürünün tahmil ve tahliye işi 25 — 1l — 35 pazartesi gü mg, ağ darpaşada gar binası dahilinde 1 inci işletme komisyonu ta- yn açık eksiltme ile ihalesi yapılacaktır. Beher ton kömürün hal si için 3 kuruş ve tahmili için 5 kuruş muhammen bedel ko Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. Yeni tertip plânını görünüz 7.ci keşide 77 2. cı Teşrin 935 dedir. Büyük Ikramiye : 25.000 Liradır Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiye- lerle (20.000 lira ) lık bir mükâfat vardır.. Plânları' okuyunuz. Ve :bu zengin Piyangonuün talilileri arasına giriniz. Geceleri sık sık abdeste kalkanlar rahat etmek için Katran Hakkı kullanmalıdırlar. Zira Katran id . rar yollarının nezle ve iltihaplarmı iyileştirir. Ademi iktidar v Bel geveiiiğiğe Hormobin Tafsilât: Galata posta kutusu 1255 ir. iy İsteklilerin 121 lira 20 kuruş muvakkat teminat ile kanunun ta' Bay, ği vesikaları ve konunun 4 üncü maddesi mucibince işe gir- © mânii kanuni bulunmadığına dair beyanname ile ya bizzat ve hut eksiltme günü saatinden evvel tahriren komisyon reisliğine İ yatak etmeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler Eskişebir istas- dg müdürlüğü ile Haydarpaşada 1 inci işletme komisyonu tarafın- ğa Parasız olarak verilmektedir. (6954) Orta okuma ğ nci, 2 nci, 3 üncü sınıf ilk fasikülleri çıktı Söitma yeri -VAKIT yurdu. İstanbul Ankara caddesi: Tel. 2437 li SAN ni 416 PARDAYANLAR Şi yapılmıştı... Ne ise, bereket versin ki Ben orada bulundum: — Fakat hücum eden kimdi? Mak- sadı bana mı yoksa arabaya mı sal - dıracaktı. — Zannedersem her ikisi de.. — Hücum eden veya edenleri ya * kalryabildiniz mi? — Monsenyür, rahat rahat uyadu- Zunuz anlaşılıyor. Baksanıza, keyfi - riz yerinde, Fakat ben bütün gece do Taşirm. Anlıyor müsunüz? Meseleyi kisnen anlatayım: Konaktan iki yüz avım kadar ayrıldıktan sonra taban - ca patladı. Araba dört nala gitmeğe ve den de koşmağa başladım. Ayni 22. manda sizi yakalamak için var kuvve tile koşan çapkını da ördüm. Ona ye- tiserek araba ile arasına girdim. Herif; — Yaklaşma!.. diye bağırdı, ben de: — Pekâlâ, işiniz o kadar acele ise Me “niz ben yerimden O kımıldamam! dedğiza, Bunun üzerine hiç bir şey söyle - MeVen üzerime hücüm etti. Çapkının güçlü kuvvetli olduğunu görünce ben de ustaca birkaç darbe indirmek iste dim. Fakat isabet ettiremedim. Bir - denbire herif sağ tarafa doğru sıçra - dı ve kaçtı, Korkmıyordu. Maksadı a Tabaya tekrar yetişmekti. Marşal merak içinde: — E, yetişebildi mi? diye nâğırdı. — Sabırlı olunuz dinleyiniz Mon - Senyör, Tekrar koşmağa başladı. Ben de arkasmda koştum. Ama ne koşuş! caklarımın kuvveti meğer hâlâ ye. Finde imiş. Çünkü hemen & kendisine a de aramızdaki mesafe * ve heri : : fi gözden kaçır — Elinizden kurtuldu mu? Ağ — Biraz sabredin!.. Herif Sen neh, rini geçti, Marşa), derin bir nefes aldı. Parda yan da kendi kendisine: — Pekâlâ! demek ki araba köprü - lerden geçmemiş! Anlamak istediğim şey de budur. diye düşünpü (yüksek sesle: — O vakit, ta şafak vaktine kadar süren bir kovalama haşladı. Üniversi. te binasmı birkaç kere (dolaştıktan sonra artık bu işe bir son vermek için adamı Parde kapısı civarında skışlır dım. Kaçamıyacağını anlayınca kilter- nı çekerek karşıma geçti. Bunun üze. rine kendime mahsus darbelerden bi- risini kullanarak herifin işini bitir - dim. Fakat pek yazık oldu. Çünkü bu herif hakiki bir babayiğitti. sözlerini söyledi. - — Herif öldü mü? —Evet, öldü. Hattâ kim olduğunu ve nasıl kötü bir fikirle sizin yolunu - zu kesmeğe kalkıştığını söylemeden. Sorgularıma cevap olarak ağzından bir soluk çıkarak ruhunu teslim etti. — Bu adam nasıldı? Genç mi, ihti- yar mı? —iyahelbiseli, kara sakallı, kırk - lık birisiydi. © — Pardayan, bana pek büyük bir hizmette bulundunuz. Bu hizmetin ev velce kararlaştırdığımız işle bir ilişi. gi olmadığı için şimdi vekilharca size para vermesini emredeceğim. Oğlunun hikâyesini hatırlıyan ih tiyar asker gülerek: — Usta Jile mi? dedi. — Evet, onun ismini nereden öğren diniz? — Kendisinden. Bundan maada ko » nağrmızda herkes onun ismile yemin PARDAYANLAR 313 ————————— elden gelmeyişe de sebep gene aşktı. Alis başımı sallıyarak tasdik et - ti. Konuşma bu suretle hiç akla gel- miyen bir yola dökülmüştü. Hakikati aramağa ve söylemeğe ka rar veren bu İki mahlük, sakin sakin, konuşuyorlar ve biribirlerine müthiş şeylerden bahsediyorlardı. Papaz söze başladı: — Alis, size şunu da söyliyeyim. Bir insanın aşkını unutmak için ne Yapması lâzımsa ben de bunları yap tım. Sizi unutmağa muvaffak olama - dığım için aşkımın son derece büyük olduğunu aniryordum, Gerçi size kin ve düşmanlık besledim. Hattâ bu kin ve düşmanlığın derecesi düşünceni - zin çok üstündedir. Fakat bu duygu - ların, yaz günlerinde semayı karar * tan ve bunun arkasında da yakıcı gü. nün bulunduğu belli olan siyah bu - Jutlara benzer, Bu bulutlar bazan bir fırtına doğurur, bazan da kendilikle - rinden dağılırlar. Her iki halde de gü meş daha şiddetli olarak meydana çı. kar. Zaten yalnız bulutların arkasın - da gizlenmiş değil mi idi? İşte bu su retle Alis kimin aşkımı gizliyordu . Fakat o güneş, daha parlak, daha ya kıcı olarak meydana (çıktıkça kendi kendimi tahkir ediyordum. Bu tahkir de sizin de hisseniz vardır. Çünkü size düşmanlık beslemek elimde değilse de tahkirimin elinden kurtulamazdıniz. Bu tahkir duygusunu hattâ siz bile kalbimden çıkaramazsınız? Alis yeniden tasdik yollu salldı, Bu sözler onu müteessir etmiyordu, Hattâ bunlar ona rahat bir nefes al dırmıştı. Çünkü bu sözlerden anla - başını mıştı ki papaz kendisini kinle, düş manlıkla değil akşla tehdit ediyordu. Pani Garola bir adım daha atarak: — Alis, hakaretten daha şiddetli olan bu aşkla uzun zaman mücadele ettim. Mağlüp oldum, Ve işte şimdi karşınızda bir mağlüp olarak bulunu- yorum, deği, Alis eski âşığınm bütün düşünce, lerini ortaya koyacağı zamanm gel diğini anladı. Papaz söze başladı: — Demin odaya girdiğim zaman sizin ne kadar bedbaht ve zavallı bir halde bulunduğunuzu gördüm, Va - ziyet bütün deheştiyle meydanda, Acı bir surette ıstırap çeken üç kişi var: Ben, sen ve çocuk! Bu son söz üzerine Alis titredi, Papaz sözüne devam etti: — Ben sizsiz yaşıyamıyacağımı an ladım, Çocuk ise anne şefkatinden w- zak olduğu için sararıp soluyor. Siz ise kendi söylediğinize göre felâket uçurumuna yuvarlanmaktasımız. O, nun için size şunu söylemeğe geldim. Düştüğünüz felâket uçurumundan çık mak ister misiniz? Çocuğun yaşama « sını arzu eder misiniz? Nihayet... be nim, bu zavalİr âşığın, bu yalnız sev diği ve bütün ruhiyle sevdiği Isin hedbaht olan i ulmasma müsaade eder mi Bunları istiyor musunuz? Alis kekeliyerek; — Nasıl? diyebildi. — Çocuğumuzu alarak o hernberce buradan gidelim. Ben zenginim. İtal yada sözli en çok göçen bir adamım. Orada üçümüz birlikte o kadar mes. Forma: 40