"anroA)s! yasumnıpe — ötüsyeynı 1£vyop uep -üng öpuysomayyeru Hos19ç 'uns do4ıpe spgyey TUNfeDA oğıy — sipuepanunoy HoputisA ep OYUL * soprojı — mağop waTEDI OSiY Uap » armapyog TUTgGEASI ' EYeP SA ÇIP *01£96 t 1pusy vurs Nung — Tmp3os pazjuciay — | sanpyo4 na4Lu dlg İyg #pzıuny gereyyer « Kaye wızığ Ununanpnlu sijod Si | * eg P UmuoAYIĞ HSuDYEZ OKU » epye posyuteyy ziundapse y — 399 treAap SULL9YZOS Wt54 YoULLASİ vgopunayınıy u «ejung aounL03 NuNİNPJO deyyese) #psijueyy UnaLLSsYI 'NpsoLnuu 498 Li9juar93 ur51 NİNPANYO APp4SA aig yesre epurueA vidaye OÖYU “aprejtoKmyeg e) 9569203 d1g YNANGg eÂDUegek Di 1 409 Ziuje y "1ayyö9İzeA vepung sounıoğ —— çupyoLtuuua urpas ue yeye ı “TPrejinmmeyUzeY e3vLu «Tiye SuLOypıazn ULTEYUNG Suıguap * 219 doylasdas SULLAZN İSOOYLA| *j ürun4dey epedey eyuvyseSuy *ağepyezn geysop — öüöyüe"j TpayLos zos Di aıg #sÂöğu9yür sunszn unung *“aepsolıpa puruyı SzIğ “URA Ziunpyejpy — “aıpzaryoorığor *18 ep rrepoyfva 1913 unZıpıı3 akıı *e5r Yapsungas Ygnproz İrY aŞ — -4 EAŞ *Ng PPAAS TapLKat 199 "gAYOYJ — “ipgesiğ eşere) dig TULAŞmI * unzn SA ruLreynS3Anp uqııâıu “npsoKrpa gel YEELLTEYAN Erejung oAA9 U9pASĞ 199 yeyu g *npıoknet yyemL106 daygens YOİ Jig EKEYEULA toşuyız youzosyeg UepuATUN| 'uap * Wsıpusy uayodış tusysuyeag mpsokusı yenreyiiş ep *Ü dt zo$ SOJayııg uLpurz3 y — “npaodididie5 asunânp sozayulğ epulseyer UNUSAJa: 'APMNK MUZoOp eueyseSeY ef -K90 Jiğ ZisGeyLt TeLLUjiyeyue YU » eyezn TUHYİ DAL SA YESelİğeğ 9XIp vunSacojıgapa aropyoğa) azıs YHY “wppı99403 izis ToKeYIN “ÇASOYI “inyseSey Ep SKfEAĞ — söyduraas diğ YnANg pos uei *ipop o gzaunsnu dokiyityety TüyüozYERI daŞNTO HOYOJUOYY — :u'nıılıg vepemyey üepAoui vung yeye J tüpgesesiğed S4IP PEPİNEPİY — suspey Zy 'TYYCİ TULKEYĞEY saumuo3 ranğipjiye — NABOP ouneLp sGay ÜNMEPe YS Dit Ppadzuuyy “npjo göonun IŞiYzissos SA garkey Yepoy we dd “asıpey Na "npınp opunuş UŞPOLUUN sçereyiye eKeylo Oyt anss9a) İ UA * TUzıps Tovasacıynun “üeyseBury *npiokoyesig Zasum n vu * Höjzos Unmg UruDuP Yape YIY * a41jey sununpnur sıyod SA övreyı gürrejdepeyre TpUDY 1928699 U1ZJIS prepunreysyeğ — Yıysour PpuLoOr T ZUN ĞZAP iztunop5zoğon Un | - Snin$ Öçygelez DÇEPULMUMA I, TOVLVA HATIYASUAS B SERSERİLER YATAĞI Şövalye, yüreği çarpa çarpa a- raştırmalarına devam ediyordu. Meydanın'ortasında daha kala- balık bir küme gördü.. Orada ne içiliyor ve ne de şarkı söyleniyor - du. İki, üç yüz adamdan mürek - kep bu küme söz söyleyen bir a - damı dinliyor sanılırdı. Bunların hepsi — de tepeden tırnağa kadar silâhlı idiler. Büyük bir kısmı — zırhlı elbise giymişti., . Bunlar, Haşarat Yatağının ha- kiki ordusunu teşkil ediyorlardı. Ragastan bunların arasına 30 - kulup sık sıralardan geçerek öne | kadar geldi. Bukümenin ortasında bırakı - lan bir boşlukta bir fıçının üzerine çıkmış olan bir adam yüksek sesle | söz söylüyordu. Ragastan onu derhal tanıdı. Bu adam Triko idi Arkasına ayni yırtık - pırtık di - tenci elbisesi, fakat yüzünde eski zillet ve korkaklık yerine bir vah- şet ve kurnazlık ifadesi vardı. Taş bir heykel gibi, arasıra rüz- gâr çoğaltıp azalttığı alev!lerin ışığında daha çok — veya daha az görünerek, kısık bir sesle ve hiç kımıldamadan söz söylüyordu. Etrafında hüküm süren sessizlik içinde, Ragastan bu caninin ser - seriler üzerinde ne büyük bir nü - fuzu olduğunu anladı Triko evvelce başladığı nutku bitirerek dedi ki: — Sözlerime son veriyorum Bize hücum edilmiyecek, buna ce- saret edemiyecekler. Asırlardan - beri korunmuş bir imtiyazımız var, Pek ziyade kuvvetliyiz. Onun için korkacak bir şey yoktur. Polis mü« dürü Argo Krallığına hücum ede- rek kendini tehlikeye — koyacak kadar deli değildir. Fena telkinle « re kapılmayınız. Polis müdürü Monklara boş bir hakaret olan ba- rikadların derhal — yıkılmasını ve herkesin evine çekilerek - rahatça uyumasını istiyorum. İşte söyle - mek lâzım gelenleri söyledim. Serseriler arasında bir mırıitı ol. du. Neredeyse Trikonun bütün | sözlerini kabul edeceklerdi. Birdenbire genç ve gür bir ses bu | mırıltıyı susturdu. — Kardeşlerim, — muhterem | Triko aldanıyor. Biraz sonra bize hücum edeceklerine yemin ederim. Ben detamtersine barikadların kuvetlendirilmesini ileri sürüyo - rum.. Ragastanın vücudu şiddetle ür- perdi,. O bu sesi tanıyordu. Ayaklarınım — burunları üstüne kalkarak fıçının yanında kılıcına dayanıp lâkırdı söyleyen bir deli- kanlı gördü. Bu Manfreddi. Şövalyenin yüreği çarpmağa başladı. Hayır, mümkün değil, bu cesur, kahraman yüz, Trikonun polis mü- dürüne bir cani diye anlattığı ada- mın olamazdı. Serseriler Yatağı SSti l Serseriler Bu vak'aların geçtiği devir hak: kında hâdiseler ve şahıslar vasıtı- siyle okuyucularımıza bir fikir ver mek isterken şunu da söyleyelim ki o zamanlarda umumi şeyler şimdiki kadar karışık değildi . O devirlerde hürriyet, bugün bütün kalbimiz, bütün varlığımız - la bağlı olduğumuz insanlığın bu en tabii hakkı, zalimlerin kanlı e!- leriyle halk kütlesinden gaspolum- muştu. — Siyasi ve içtimal serbest- liğe gelince bunlar da devrimizin yüksek dâhilerinden — bir kaç asır evel yetişen bazı ateşli ve cevval dimağlarda doğan bir hayalden ibaretti. Buna karşılık o zamanlarda u - mumi şeyler daha büyük bir istik- lâl ve serbestlik içinde bulunuyor- du. Meselâ kendi emellerine baş ve fahişeler eğmeyenleri yakmak için odum yı - ğgınları yaptıran engizisyon mah - kemesi zalimleri çoğaldığı halde, canileri cezalandıracak memurlar bulunmıyordu. Halbuki cinayet — asrımızda en | büyük bir leke sayılır. - Yukarda umumi şeyler o kadar | karışık değildi demiştik . Zamanımızda polis bir işi, me- selâ bir yeri basmağı, vukua gel - diği ane kadar gizli tutar. Haşarat — Yatağı serserileri ise İgnas dö Loyolanın telkinleri ile Monklar tarafından kendi aleyh - lerine büyük bir baskın hazırlan - makta olduğunu biliyorlardı. Bilmedikleri bir şey varsa o da bu hücumun ne vakit yapılacağı idi.